ÇEVRE - 01 Kasım 2017 Çarşamba 11:54

Takoran Vadisi turizmcileri ve doğa tutkunlarını bekliyor

A
A
A
Takoran Vadisi turizmcileri ve doğa tutkunlarını bekliyor

Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde Fırat Nehri'ne dik uzanan kayalıklarla süslü, 'Takoran Vadisi', turizmcileri ve doğa tutkunlarını bekliyor.

Takoran Vadisi, 1992 yılında Atatürk Barajı'nın yapılmasıyla birlikte sular altında kalan bir çok tarihi yapıyı barındırıyor. Derinliğin bazı yerlerde 100 metreyi bulduğu vadi, Meryem Ana heykeli, kilise ve tarihi bir yerleşim yerine de ev sahipliği yapıyor. Yarım adaya benzeyen eski ismi 'Takoran' (Baki) olarak bilinen köyden alan bakir vadiyi ilk defa görenler, küçük onlarca koy ve 20 kilometre uzunluğundaki doğal mağaralarına hayran kalıyor. Fırat Nehri'nin zamanla oluşturduğu Takoran Vadisi, Mezra Mahallesinden başlayan kıyısıyla Adıyaman'ın Gerger ilçesine kadar uzanıyor. Zengin bitki örtüsüne sahip 'saklı cennet' 'Takoran Vadisi', kaya mezarları, tarihi yapıları ve eşsiz görüntüsüyle fotoğraf sanatçıları ve belgesel yapımcılarının da dikkatini çekmeye başladı. Bölgeye ulaşımın kolaylaştırılması için yollar beton yapılırken, gelen ziyaretçiler için tur düzenlenmesi amacıyla bir de tekne satın alındı. Çekimleri devam eden 'Unutulan sesler' adlı belgeselin yönetmeni Erdoğan Kar, vadinin görülmeye değer olduğunu dile getirerek, "Hemen arkamızda Fırat kanyonu var, gerçekten çok derinliği olan, görülmeye değer. Burada her türlü sporun yapılabileceği imkanların olduğu bir yer. Kısacası Takoran görülmeye değer önemli bir yer. Umarım bu önem zamanla anlaşılır ve insanlarımız buraları görmeye gelir" dedi.

Doğal kaya mezarlarıyla dolu 

Vadinin egzotik bir havaya sahip olduğunu belirten Kar, "Bunu anlatmak gerekiyor, bu da iyi bir tanıtımdan geçiyor. Eğer iyi bir tanıtım yapılabilirse ki profesyonel bir tanıtımda fayda var. Burada da iş belediyelerimize düşüyor" ifadelerini kullandı. Takoran Vadisi'nin keşfedilmeyi beklediğine dikkat çeken Baki Mahalle Muhtarı Sıtkı Köprüdüz, sular altında kalan şehirler olduğunu söyleyerek, "Fırat yatağında kaya mezarları var, Meryem Ana heykeli daha doğrusu silueti var, daha ileri de kanyonları var. Buraya daha önce gelmeyenlere çağrımdır, mutlaka gelip görsünler, burası saklı cennet vadisidir. Burası muhteşem güzelliklerle kaplı, doğal kaya mezarlarıyla dolu. Gelmeyenler kesinlikle gelip görsün" diye konuştu.

Vadide de sular altında üç yerleşim alanının olduğunu vurgulayan Muhtar Köprüdüz, "Eskiden kalma kiliseler, iki tarihi köprü ve daha nice güzellikler var. Doğa sporcuları için çok uygun gelip keşfetmeliler. Yetkililerden buraya bir el atmalarını istiyoruz, gelip görsünler, turizme kazandırsınlar. Kültür ve Turizm Bakanlığı, valilik, kaymakamlık ve belediyelerimizden destek bekliyoruz" şeklinde konuştu.

"Kanyonlarıyla ve koylarıyla bakir bir bölge"

Takoran Vadisi'nin bakir bir bölge olduğunu söyleyen Siverek Belediye Başkanı Avukat Resul Yılmaz, "Vadi bizim bir değerimiz, hiç şüphesiz kanyonlarıyla ve koylarıyla bakir bir bölge. Keşfedilmeyi bekleyen bir yer, bizlerde göreve geldiğimiz günden bu yana Takoran Vadisi'yle ilgili bir takım toplantılar yaptık. Vadiyi tanıtmaya yönelik ne tür adımlar atabiliriz, arkadaşlarımızla birlikte çalışmalarımızı nihayete erdirdik ki bunun ilk adımını attık. Nissibi Köprüsü'nün hemen yanı başında 50 bin metrekarelik içerisinde mesire alanının olduğu, sosyal tesisler ve yüzme havuzlarının bulunduğu bir kompleks olarak adlandığımız bir tesis yapıyoruz. Allah nasip ederse Ağustos ayında halkımızın hizmetine sunuyoruz" dedi.

Vadinin tanıtımı açısından tesisin önemli olduğuna değinen Başkan Yılmaz, "Zira Takoran Vadisi'nin hemen yanı başında olan bir tesis. Bir yandan Türkiye'nin en büyük köprüleri arasında yer alan Nissibi Köprüsü var. Öte taraftan doğal güzellikleriyle Türkiye'nin cennet köşelerinden biri olan Takoran Vadisi'ni de içine alabilecek tanıtımına dönük güzel bir tesis olacak. İstiyoruz ki gerek ilçemizde gerek ilimizde gerekse ülkemizde yada dünya insanları gelsin, oraları dolaşsın, gezsin. Dolayısıyla ilk adım olarak tesisi yapmaya karar verdik" ifadelerini kullandı.

"Bölgenin tanıtımı için festival düzenleyeceğiz"

Kültür ve Turizm Bakanlığı nezdinde girişimlerinin olduğunu da dile getiren Yılmaz, "Belediyeler olarak alt yapı hizmetlerini götürmeye yönelik çalışmalarımız sürüyor. Biz 2018 yılını Takoran Vadisi'ni tanıtmaya dönük bir yıl olacak. Siverek Belediyesi olarak 2018 yılını Takoran Vadisi yılı olarak ilan ettik. İnsanlarımız gelsin piknik yapıp hoşça vakit geçirsin, yüzsün istiyoruz. Orayı tanıtmaya dönük başta festivaller olmak üzere çeşitli etkinliklerimiz olacak. Örneğin Mayıs ayı içerisinde başta basın mensuplarımız olmak üzere, STK temsilcilerimizi, dağcılarımızı, dalgıçlarımızı davet edeceğiz. Tam bir şölen havasında hem festivalimizi düzenleyeceğiz, hem de Takoran Vadimizi bütün dünyaya, ülkemize ve şehrimize tanımış olacağız" diye konuştu.

Şanlıurfalılar, Takoran Vadisi'nin turizme kazandırılması halinde bölgenin kalkınmasına katkı sağlayacağını düşünüyor. 

Cuma Sarı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.