EKONOMİ - 16 Mart 2022 Çarşamba 10:40

Tansu Çiller: 'Telekom'dan kazanacağımızla ekonomiyi kurtarabilirdik, izin vermediler'

A
A
A
Tansu Çiller: 'Telekom'dan kazanacağımızla ekonomiyi kurtarabilirdik, izin vermediler'

Koalisyon hükümetinin Türkiye'yi nasıl etkileyeceğini yorumlayan eski başbakanlardan Tansu Çiller, “Koalisyonlar, darbelerden beterdir, boşu boşuna siyasi manşet olsun diye bunu söylemem” dedi.

 Türkiye’de 1993-1996 yılları arasında koalisyon hükümetinin başbakanı olarak görev yapan Tansu Çiller, o dönemde ayrık görüşler nedeniyle yaşananların ekonomiyi ne denli etkilediğini anlattı. A Para'nın düzenlediği Güçlü Türkiye'nin Güçlü Kadınları Zirvesi'nde Siyasette Kadın oturumuna konuk olan Çiller, 6 muhalefet partisinin güçlendirilmiş parlamenter sistem deklarasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, koalisyon ihtimallerini de değerlendirdi.

“Koalisyon hükümetleri darbelerden beterdir” diyen Çiller, ekonominin, çok partili koalisyonlar döneminde, darbelerin verdiği zarardan daha fazla etkilendiğini örnekleriyle ortaya koydu. Çiller, “Türkiye'nin darbeler döneminde büyümesi yüzde 3.1'dir. Tek parti iktidarları döneminde ise yüzde 6'nın üzerinde. Koalisyonlara geldiğimizde ise sadece 2 koalisyon döneminde biri merhum Süleyman Demirel'in diğeri ise benim ve merhum Necmettin Erbakan'ın başbakanlığındaki koalisyonlar başarılı olmuşuz. Biz yüzde 7.8'i yakalamışız. Bütün bunların ortalaması da yüzde 3.4 oluyor. Darbeler döneminde 3.1, koalisyonlar en başarılarıyla birlikte 3.4. Başarılı koalisyonları da çıkardığımız zaman ortalama yüzde 2.6'dır. Koalisyonlar darbelerden beterdir” şeklinde konuştu.

“40 milyar dolarlık proje engellendi”

Çiller, “Bir koalisyonun başbakanı olmuştum. Bozulan Türkiye'nin ekonomisini düzeltecek kafamda çok özel bir proje vardı. 40 milyar dolar kazandıracak bir projeydi. Türkiye'nin borcu 20 milyar dolar civarındaydı. Büyük bir kriz geliyordu. O zamanlar telefonlar yeni çıkmıştı. Ben 'telefonun bir kısmını satalım' dedim. Daha sonra zaten herkes PTT'yi satmaya başladı. 40 milyar dolar gibi büyük bir para geldi önümüze, derdim krizi önlemekti. Bu projeyi masanın üzerine koydum, koalisyon hükümeti olarak bunu yapalım diyorum. Bunu koalisyondan bir bakan muhalefetle birlikte o zaman Anayasa Mahkemesi'ne götürdü ve bunu reddettiler. Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü'ydü. Ona rağmen kendi partisinden dışişleri bakanı bunu engelledi. Bunu çıkarabilmek için Meclis'te kaç gece sabahladım ama iptal ettiler. Gerekçe ise 'Türkiye'nin bağımsızlığını tehdit altına almak” dedi.

“PTT'nin T'si 5 milyara satıldı”

Koalisyonlar bittikten sonra PTT'nin T'si 5 milyara yok pahasına satıldığını ve bu paranın Türkiye’ye yetmediğini belirten Çiller, “Biz onu o sırada yapsaydık, sadece terör mücadelesinde başarılı olmayacaktım. Türkiye'nin o krizden 5 Nisan kararlarını yaşamadan çıkarabilecek, ekonomide sıkıntı duymayacaktık” diye konuştu.

“Dönemin dışişleri bakanı ‘Bu karar sağa yarardı’ dedi”

Çiller, koalisyondan sonra bahsettiği dönemin dışişleri bakanıyla arasında gerçekleşen bir diyaloğu anlattı: “Bir gün 'Neden muhalefetle birlik olup bunu engellediniz' diye sordum. 'Benim size karşı bir husumetim olmaz. Ben sol bir partinin mensubuyum ama bu karar bize yaramazdı. Bu karar sağa yarardı.”

AYM süreci

Elde edilen bilgilere göre 1993 yılı Ağustos ayında Ankara Milletvekili Mümtaz Soysal ve 92 vekil Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) yaptıkları başvuruda 'Yürütmenin durdurulması'nı istemişlerdi. Dönemin Tansu Çiller - Murat Karayalçın hükümeti, haberleşme hizmetlerinin bir bölümünün veya tamamının yerli veya yabancı özel ya da tüzel kişilerce üstlenilmesine olanak veren Kanun Hükmü`nde Kararneme (KHK) çıkardı. KHK`nin Anayasa`ya aykırı olduğu gerekçesiyle yürütmesini durduran Anayasa Mahkemesi, 6 Kasım 1993`te de düzenlemenin iptalini kararlaştırdı. Anayasa Mahkemesi verdiği kararda, Türk Telekom`un yüzde 49`dan fazlasının blok halinde satışının kamu yararıyla bağdaşmadığını belirtti. O dönem PTT özelleştirmesi koalisyona takılmasaydı Türkiye ekonomisinin 20 milyar dolarlık iç borcu kapatılmış olacaktı. Çiller’in ifade ettiği gibi Anayasa Mahkemesi’nin ret kararıyla özelleştirilemeyen PTT’nin, T’si (Telekom), 2005 yılında yüzde 55 hissesi ile Ojer Telekomünikasyon A.Ş.'ye devredildi. Devir 6 milyar 550 milyon dolara gerçekleşti.

“Türk Telekom 2006-2021 tarihleri arasında devlete toplam 15,6 milyar dolar gelir sağladı”

Köşe yazarı Ali Saydam dün kaleme aldığı yazısında Türk Telekom’un özelleştirilme bedelinin, halka arzı ve temettü gelirleri de hesaba katıldığında 2006-2021 tarihleri arasında devlete toplam 15,6 milyar dolar gelir sağladığını belirtti.

Bu 15,6 milyar doların açılımını da değinen Saydam, “Türk Telekom’un yüzde 55 hissesi, yüzde 20’si peşin ve kalanı 5 yıl vade (yıllık LIBOR + 2,5 faiz) olmak üzere 6,55 milyar dolar bedel karşılığı özelleştirilmiş. Ojer Telekomünikasyon A.Ş.’nin hisse satışına ait bakiyeyi erken ödeyerek borcunun tamamını kapatmasıyla 2005-2007 döneminde devletin kasasına 7,06 milyar dolar girmiş.

Özelleştirmeden sonra, 2008 yılında, devletin Türk Telekom’da kalan yüzde 45 hissesinden yüzde 15’lik kısmı halka arz etmesiyle Hazine’ye bu kez de 1,7 milyar dolar nakit girişi olmuş. Türk Telekom’un temettü gelirleri diğer ortaklar gibi hissesi oranında Hazine’ye ödenmiş.

Hazine, Türk Telekom’dan 2006-2021 tarihleri arasında toplam 6,9 milyar dolar almış. Bundan sonrası için de TVF’nin, demode bir kamu kuruluşu gibi, Türk Telekom hisselerinin tamamını ebediyen elinde tutmayacağını anlıyoruz Nereden mi? TVF’nin ‘varlık sebebi’nden Bilindiği gibi TVF’nin amacı, bünyesindeki varlıkların değerini en üst seviyeye çıkarmak, yurt içindeki stratejik yatırımlara sermaye sağlamak, Türkiye’deki şirketlerden bölgesel ve küresel liderler çıkmasına destek olmak, finansal piyasaların iyileşmesine katkıda bulunmak şeklinde tanımlanmaktadır.

Türk Telekom, özelleştirme sonrası önemli bir yapısal dönüşümden geçmiş ve gelir çeşitlendirmesini tamamlamıştır. Zaten özelleştirmede hedeflenen en önemli amaçlardan biri de bu yapısal dönüşümün tamamlanmasıydı. 2005 yılında gelirlerinin yüzde 83’ünü Sabit Ses kolundan üreten Türk Telekom’un 2021 sonu itibarıyla satış gelirleri ağırlıklı olarak Mobil (yüzde 34), Sabit Genişbant (yüzde 31), Sabit Ses (yüzde 8) ve Kurumsal Veri (yüzde 7) segmentlerinden oluşmuş. Yani, telekom sektörü oyuncuları arasında gelir ve abone dağılımı bakımından sağlıklı ve güçlü bir pozisyonundaki yüksek teknoloji şirketine dönüşmüş.”

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Yeşil enerji ile daha güçlü Samsun: GES ile 296 milyonluk tasarruf Kamu eli ile orta gerilim seviyesinde sisteme bağlanmış Türkiye’nin en büyük güneş enerji santrali(GES) projelerinden biri olan Samsun GES, hizmete girdiği Mart 2024’ten bu yana 124 milyon 213 bin 277 kilovatsaat(kWh) elektrik üretti, 296 milyon 951 bin lira tasarruf sağladı. Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, "GES projesi hem ekonomik hem de çevresel açıdan önemli bir kazanım. Yeşil enerji de daha güçlü bir Samsun diyerek çalışmaya devam ediyoruz" dedi. Yenilenebilir enerji yatırımlarını stratejik bir öncelik haline getiren Samsun Büyükşehir Belediyesi, güneş enerji santrali projeleriyle dikkat çekiyor. Büyükşehir Belediyesi’nin yenilenebilir enerji yatırımlarındaki en güçlü projelerinden biri olan Samsun Güneş Enerji Santrali, hizmete girdiği Mart 2024’ten bu yana 124 milyon 213 bin 277 kWh elektrik üretti, 296 milyon 951 bin lira tasarruf sağladı. Büyükşehir Belediyesi’nin çevreci vizyonuyla hayata geçirilen Güneş Enerji Santrali (Samsun GES), performansıyla Türkiye’de örnek yenilenebilir enerji yatırımları arasında yerini aldı. Büyükşehir Belediyesi’nin kullandığı elektriğin yüzde 90’ı, Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) Genel Müdürlüğü’nün ise kullandığı elektriğin yüzde 40’ı Samsun GES ile karşılanıyor. Büyükşehir Belediyesi, GES ile hem enerji maliyetlerini düşürürken hem de gelecek nesillere daha yaşanabilir bir şehir bırakma hedefine katkıda bulundu. Samsun GES, hizmete girdiği 19 ayda 77 bin ton karbon salınımını azalttı, 146 bini aşkın ağacın kesilmesini önledi. "GES hem ekonomik hem de çevresel açıdan önemli bir kazanım" GES projesinin hem ekonomik hem de çevresel açıdan önemli bir kazanım olduğuna dikkat çeken Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, "Samsun Güneş Enerji Santrali, hizmete girdiği Mart 2024’ten bu yana 124 milyon 213 bin 277 kWh elektrik üretti, 296 milyon 951 bin lira tasarruf sağladı. Bu rakamlar gösteriyor ki Samsun, güneş enerjisini doğru ve verimli kullanma noktasında Türkiye’nin örnek şehirlerinden biri. Biz Büyükşehir Belediyesi olarak çevreye duyarlı bir kalkınma modeli, sürdürülebilir bir şehir vizyonu ve enerjide bağımsız bir Samsun hedefi ile çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. İklim değişikliği ile mücadele kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarının öneminin farkında olan bir anlayışla enerjide dışa bağımlılığı azaltan, belediye bütçesini güçlendiren ve çevreye nefes aldıran her projeye büyük önem veriyoruz. GES projesi de hem ekonomik hem de çevresel açıdan önemli bir kazanım. Yeşil enerji de daha güçlü bir Samsun diyerek çalışmaya devam ediyoruz" diye konuştu.
Isparta Eğirdir’de bağımlılıkla mücadele ve intiharı önlemede kurumlar güç birliği yaptı Eğirdir’de 2025 Yılı Bağımlılıkla Mücadele ve İntiharı Önleme İlçe Koordinasyon Kurulu toplantılarında, kurumlar arası iş birliğinin güçlendirilmesine yönelik çalışmalar ele alındı. 2025 Yılı Bağımlılıkla Mücadele İlçe Koordinasyon Kurulu 4. Toplantısı ile 2025 Yılı İntiharı Önleme İlçe Koordinasyon Kurulu Toplantısı, Eğirdir Devlet Hastanesi toplantı salonunda gerçekleştirildi. Toplantılar, Eğirdir Kaymakamı Ömer Çimşit başkanlığında yapıldı. Toplantılarda, ilçede bağımlılıkla mücadele kapsamında yürütülen mevcut çalışmalar değerlendirilirken, kurumlar arası iş birliğinin artırılmasına yönelik görüş alışverişinde bulunuldu. Madde, tütün, alkol ve teknoloji bağımlılığıyla mücadelede yürütülen faaliyetler gözden geçirilerek, önleyici ve koruyucu çalışmaların etkinliğinin artırılması için yapılabilecekler ele alındı. Ayrıca gençlerin ruh sağlığının korunması, psikolojik dayanıklılıklarının güçlendirilmesi ve intihar riskinin azaltılmasına yönelik yürütülen çalışmalar da gündeme geldi. Bu kapsamda, ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen farkındalık, eğitim ve önleme faaliyetleri değerlendirilerek yeni dönem planlamaları üzerinde duruldu. Toplantıya katılan kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, sahada karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri hakkında bilgi paylaşımında bulunurken, daha etkili ve sürdürülebilir sonuçlar elde edebilmek adına ortak hareket etmenin önemine vurgu yaptı. Toplantılar, kurumlar arası koordinasyonun güçlendirilmesine yönelik alınan kararlarla sona erdi.