GÜNDEM - 28 Kasım 2016 Pazartesi 11:06

'Tayyip dede, ben babamı istiyorum'

A
A
A
'Tayyip dede, ben babamı istiyorum'

Edirne’nin Keşan ilçesinde, küçük yaşta evlilik mağduru aileler bir araya gelerek, 'cinsel istismar yasası'nın çıkartılması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binalı Yıldırım’dan destek istedi. Açıklama sırasında en dikkat çeken ise, 5 yaşındaki Hasan Güzel’in “Tayyip dede, ben babamı istiyorum” sözü oldu.

Ülke gündeminde uzun süre tartışılan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı üzerine Başbakan Binali Yıldırım tarafından komisyonda görüşülmek üzere geri çekilen “Cinsel istismar yasası”nın çıkartılması için Edirne’nin Keşan ilçesinde yaşayan mağdur vatandaşlar toplanıp, açıklama yaptı.

Keşan’da 104 aile mağdur
Keşan’a bağlı çoğunlukla Roman vatandaşların yaşadığı Yenimescit Mahallesi’nde toplanan mağdur vatandaşlar, burada basın açıklaması yaparak, mağduriyetlerinin giderilmesini, çocuklarının ve eşlerinin bir an önce cezaevinden çıkmasını istedi. Keşan’da 104 ailenin erken yaşta evlilik mağduru olduğu ve birçoğunun cezaevinde ceza yattığı öğrenildi.

"Özcan Purcu bu yasa tasarısıyla ilgili soru önergesi vermedi mi?"
Konuyla ilgili konuşan AK Parti 26. Dönem Milletvekili Adayı ve Trakya Roman Dernekleri Federasyonu Başkanı Fahrettin Savcı, Türkiye gündeminde son süreçte, 'cinsel istismar yasası' adı altında tartışılan tasarının mecliste geri çekildiğini hatırlatarak, "Bu cinsel istismar kanunu değil; erken evlilikten ötürü cezaevine düşen babayla, dışarıda kalan anne ve çocuğun kavuşması projesidir. Ben buradan CHP’den seçilen Roman milletvekilimiz Özcan Purçu’ya sesleniyorum. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a yasa çıkmasıyla ilgili yazı verdiniz mi, vermediniz mi? Bugün burada yağmur altında toplanan insanlar, çocuklarının ve kocalarının cezaevinden çıkmalarını istiyorlar. Bu kanun çıkmamasıyla aslında burada aileler paramparça ediliyor. Bu insanlar adam öldürmediler, vatana karşı gelmediler. Bu insanlar bir mecburiyetten dolayı evlendiler. İşte aile cüzdanları elimizde. Biz burada kimi cezalandırıyoruz. O zaman bu belgeyi neden verdiler? Eğer niyet cinsel istismar, tecavüz olsaydı, şu cüzdanı şu aile almazdı. Buradaki çocuklarımızın günahı ne? Bu yasa bir an önce çıkmalıdır. Çıkacağından da eminiz" diye konuştu.

"Cumhurbaşkanımız bize yardım etsin"
Erken yaşta evlilik yaptığı için oğlu cezavinde olan Nursel Güzel adlı vatandaş ise, “Benim oğlum erken yaşta bir evlilik yaparak, hata etti. Ancak, yaptığı evliliğin suç olduğu belirtilerek, cezaevine konuldu. Oğlum cezaevinde olmasından ötürü eşi ve çocuğuna ben bakmak zorundayım. Benim de eşim hayatta değil ve ben de geçimimi apartmanlara merdiven silmeye giderek sağlıyorum. Başka bir gelirim yok. Gençler birbirini sevdi ve evlendi. Benim oğlumun da, gelinimin de suçu yok. Burada tecavüz söz konusu değildir. Bizler de kadına yönelik şiddete ve tecavüze karşıyız ancak, burada böyle bir suç yoktur. Yasa tasarısına karşı çıkanlar da bizim durumumuzu görsünler ve ona göre karar versinler. Yetkililerin sorunumuza çözüm üretmesini istiyoruz. Cumhurbaşkanımızda bize yardım etsin” ifadelerini kullandı.

"Çocuğum evlendi diye ben ve dünürüm 2 yıl cezaevinde yattık"
Salih Özdemir adlı vatandaş da, erken yaşta çocuğunu evlendirmesinden ötürü 2,5 yıl cezaevinde yatmak zorunda kaldığını belirterek, “Sadece ben değil, kızımızın babası da, benim gibi aynı cezayı aldı. Biz, cezaevinden çıktık ancak oğlum halen cezaevinde. Gelinime ve torunlarıma ben bakıyorum. Ama benden önce de 2,5 yıl ailem perişan durumda kaldı. Yokluk ve sıkıntı içerisinde yaşadılar. Oğlum, 12 yıl ceza alınca, eşi onu ve çocuklarını bıraktı. Nikahlı oldukları halde ceza verildi. Yaşanan mağduriyetin giderilmesini Cumhurbaşkanımızdan istiyoruz” dedi.

"Çocuğumu cezaevi köşelerinde büyütmek istemiyorum"
Eşi 2 yıldır cezaevinde yatan Kıymet Güzel ise, "Buradan Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum. Lütfen bizim sesimizi duysunlar. Çocuklarımız ve biz mağduruz. Bizim eşlerimize tecavüzcü diyorlar ancak, tecavüz söz konusu olmuş olsaydı, resmi nikah yapar mıydık? Elbette ki, hayır. Ben, eşime tecavüzcü denilmesini kaldıramıyorum ve kabul etmiyorum. Ben çocuğumla birlikte, 2 yıldır cezaevlerine gidip geliyorum. Artık, çocuklarımızın psikolojisi bozuldu" şeklinde konuştu.

"Şu anda bebek bekliyorum, ama eşimin cezaevine girmesinden korkuyorum”
Genç yaşta evlenen ve şu anda hamile olan Leylanur Larka ise, tedirgin olduğunu belirterek, “Ben şu anda bir bebek bekliyorum. Kocamın bu durumda olmasından gayet şikayetçiyim. Kocam beni severek aldı, isteyerek aldı. Düğünümüzü, nişanımızı yaptık. Ama ben şu an gayet tedirginim ve şikayetçiyim” diye açıklamada bulundu.

Ayşenur Güzel ise eşinin cezaevinde yattığını ifade ederek, “Benim eşim cezaevinde. Ben de çocuğumla birlikte cezaevine gidip geliyorum. Benim çocuğumun psikolojisinin hesabını bana kim verecek? Biz gerçekten severek evlendik. Ben 6 yıllık evliyim. Evlilik cüzdanım, her şeyim var. Biz tecavüzcülerin dışarıdan toplanmasını istiyoruz. Kocalarımızın toplanmasını istemiyoruz. Bizim kocalarımız tecavüzcü değil, sadece bizim eşlerimiz, çocuklarımızın da babasıdır” diye konuştu.

Keşan’daki mağdur aileler, bir an önce yasanın tekrar meclise getirilmesi ve eşlerinin bir an önce cezaevlerinden çıkarak ailelerinin yanlarına gelmesini istiyor. 

Açıklama sırasında en dikkat çeken ise, 5 yaşındaki Hasan Güzel’in “Tayyip dede, ben babamı istiyorum” sözü oldu. 

Turgay Balcı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.