POLİTİKA - 10 Temmuz 2020 Cuma 19:00

TBMM Başkanı Şentop: 'Ayasofya'nın ibadete açılması bir tarihi olay'

A
A
A
TBMM Başkanı Şentop: 'Ayasofya'nın ibadete açılması bir tarihi olay'

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, Ayasofya'nın ibadete açılmasının tarihi bir olay olduğunu belirterek, "Milletimizin gönlünde Ayasofya'nın cami olarak kullanılması kararı vardı. Mahkemelerimiz Türk milleti adına karar veriyor. Bu kararla uzun zamandır milletimizin içinde ve gönlündeki hasret sona ermiştir" dedi.

TBMM Başkanı Şentop, TBMM'de açıklama yaptı. Ayasofya'nın ibadete açılmasının tarihi bir gün olduğunu belirterek, "Bugün bu kararla beraber tarihi bir gün. Danıştay 10. Dairesi Ayasofya'nın camiden müzeye çevrilmesi ile ilgili Bakanlar Kurulu kararını iptal etti. Bu iptal üzerine eski, hale dönmüş oldu. Camiyi müzeye çeviren karar iptal edildiği için cami müzeye çevrilmemiş hale geldi. Karar ile Ayasofya cami olarak ibadete açılmış oldu.

Cumhurbaşkanımızın yayınlamış olduğu kararname ile bu kararın uygulanma şekline dair bir uygulanma şeklini, uygulamaya dair işlem. Bununla da bütün camilerin de olduğu gibi Ayasofya'nın cami olarak yönetimine dair Diyanet İşleri Başkanlığına verilmiş oluyor. Ayasofya'nın ibadete açılması bir tarihi olay. Ayasofya bizim kuşağımızın, bir çok kuşağın ideallerinde cami olarak açılması gereken bir yapı olarak her zaman yer almıştı, hedef, rüya, hayal olarak yer almıştı. 'Zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın' sloganı gençliğimizin, önceki gençliğin en önemli sloganlarından birisiydi. Bu hususta o dönemin gençlik liderlerinden Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuda o yıllarda büyük gayret gösteren kişiydi. Onun Cumhurbaşkanlığı döneminde gerçekleşmiş olması, Ayasofya'nın camiye çevrilmiş olması ayrıca anlamlı. Danıştay kararı uluslararası hukuk bakımından değerlendirmeler içeriyor.

İç hukuk bakımından çok zor değil. Ayasofya Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulan vakfın cami olarak , Vakfiye'de yer alıyor. Vakfiye'de Ayasofya'nın cami olarak kullanılmasına dair hüküm var. Diğer camiler Sultan Ahmet, Süleymaniye gibi kendilerine has vakfiyeleri var.ç kullanım amacı da Vakfiye'de belirtilmiş. vakfiye'de belirtilen bu amacın değiştirilmesi doğru değil. bu konu sadece Türkiye'nin iç hukukunda değil, başka ülkelerin de Kıbrıs'ta İngiliz yönetimindeyken vakıf eserlerinin tahsis edilen amaçları doğrultusunda kullanılmalarına yönünde iç hukuk düzenlemeleri yapılmış.

Bu bakımdan vakıfta belirlenen esasların devlet hukukları tarafından benimsenmesi dünyada kabul edilen yaklaşım. Burada iç hukuk çerçevesinde vakfiyedeki kullanım amacına uygun olarak kullanılması, buna aykırı olan Bakanlar Kurulu karının iptali yönünde karar. Uluslararası hukuk bakımından Dünya Kültür mirasına dahil olan bir yapı olması itibariyla değerlendirmeler var. Dünya Kültür mirasına dahil olan Ayasofya değil, Sultan Ahmet, Süleymaniye de var.

Bir yapının Dünya Kültür mirasına dahil olması içim müze olması gerekmiyor, bu mirasa dahil camiler de var. Burada kastedilen şey, bütün insanlık için değerli, kıymetli olmasıdır. Bu eserin korunması konusunda bir yaklaşım, deklerasyon olması. Kullanım amacının uluslararası kurum, kuruluş, sözleşmelere göre belirleneceği anlamına gelmiyor. Bu sözleşmelere egemenlik haklarına saygı gösterileceği, iç hukuk düzenlemelerine göre bu işlerin yürütüleceğine dair hükümler var. Uluslararası sözleşmelere göre Türkiye'nin burayı nasıl kullanacağına dair karar yetkisi var, bu teslim ediliyor" ifadelerini kullandı.

Şentop, şöyle konuştu:

"Milletimizin gönlünde Ayasofya'nın cami olarak kullanılması kararı vardı. Mahkemelerimiz Türk milleti adına karar veriyor. Bu kararla uzun zamandır milletimizin içinde gönlündeki hasret sona ermiştir. Hayırlı olsun."

Şentop, "Ayasofya'da ne zaman namaz kılacaksınız" sorusuna önümüzdeki hafta içerisinde olabileceğini ifade etti.

Baro Başkanlarına ilişkin değerlendirme yapan Şentop, “Bugün gelmeleri yönünde tekrar bu çağrılar kendilerine de yapılıyor, söyleniyor, eğer hiç duymayan varsa çok megafonla anons yapıyorlar, kendileri ben de çekimler var, videolar var. Ben de kendilerine buradan seslenelim, Baro başkanlarımız Meclise herkesin girdiği gibi gelebilirler, yani kimliklerini bırakarak, giriş kartı alarak Meclise girebilirler. Genel Kuruldaki görüşmeleri izleyebilirler.

Bunun için milletvekili arkadaşımızın arabasının içerisinde illegal tırnak içerisinde illegal bir yoldan içeriye girmelerine gerek yok. Yani kimlik vermeden kayıt yaptırmadan giriş kartı almadan girmelerine gerek yok, hepimiz hukukçuyuz, onların da hukuk kurallarına Meclisin içtüzük dahil yönetmelikleri ve kurallarına uyması lazım. Ben buraya istediğim gibi istediğim şekilde girerim diyen varsa o zaman hukuk kuralları buradaki kurallar devreye girer.

Buna gerek yok arabanın arkasında, ister yere yatarak falan saklanarak girmelerine gerek yok, kimliklerini bırakıp Baro Başkanları girebilir. Ama biz Baro Başkanları olarak sade girmek istemiyoruz işte biz 1000 tane daha avukat arkadaşımız var, hep beraber gireceğiz. 1000 avukatla beraber buraya girmek burada Meclis çalışmalarını o zaman etkilemeye yönelik engellemeye yönelik bir faaliyet gerçekleştirmek anlamına gelecektir, niyet bu şekilde yorumlanabilir buna gerek yok." dedi.

Konulmuş kurallar olduğunu hatırlatan Şentop, "Meclisimizin görüşlerini herkese açıklayabilir, kulislerde milletvekillerimiz de görüşebilir, buna bir mani bir durum yok. Komisyonda ilgili aşamada giriş yasağı vardı, meclisimizde halen vardır, giriş yasama Komisyon’daki şartları hepiniz gördünüz. Mecliste görev yapan arkadaşlarsınız. Orada en büyük komisyon salonumuz olduğunda ona rağmen milletvekillerinin yoğun katılımıyla gerçekleştiği için bu salgın şartlarında yapılan her işte milletvekillerimiz dahil herkes şikayetçi oldu.

Bir de oraya ilaveten 80 Baro Başkanımız ve yeni katılırsam Barolar Birliği Yönetim Kurulu üyeleri vesaire oradaki bu çalışmaların sağlıklı bir şekilde yürütme imkanı yoktur. Bir de komisyon çalışmalarına katılabilmek için iç tüzüğe göre komisyon tarafından bir şahsın davet edilmesi gerekir 30. maddesine göre ise bazı arkadaşlarımızın tuhaf tuhaf cahil cahil açıklamaları var. Daha önce falan kişi falan komisyona gelmiştir. Bırakın Adalet Komisyonunda bu kanun görüşülürken gelen Barolar Birliği temsilcileri var ,nasıl geldiler. İç tüzük 30. maddeye göre komisyon istediği kişileri o görüşülen mevzuatla ilgili olarak davet ederek onlarla onların görüşlerini alabilir." diye konuştu.

Şentop, açıklamasına şöyle devam etti:

"İç tüzük 30’a göre davet edilen kişi olsa onları buraya girişle ilgili olan o yasaklı onlar açısından da bir istisna teşkil ediyor ve girebiliyorlar. Dolayısıyla Baro Başkanlarıyla ilgili böyle bir talep eğer olmuş olsaydı komisyonun onların da o dönemde girme imkanı olabilirdi. Bu bir istisnası olurdu, uygulamamızı anlatabiliyor muyum? İç tüzüğe göre daha önce komisyonlara gelip bilgi verenler olmuştur, Adalet Komisyonunda Barolar Birliği temsilcileri bir girmiştir ama bunlar Komisyon’un daveti ile olmuştur. Komisyon davet ettikten sonra 80 Baro Başkanı olsa onlar da girebilirlerdi, ama böyle bir davet yok. Birkaç kişi için davet yapıldı, gelmediler.
Ama Genel Kurul bu anlamda müsait, Genel Kurul arka tarafındaki izleyici locası dediğimiz kısım geniş bir kısım orta mesafe kurallarına uygun olarak oturmak takip edebilmek mümkün. Onun için burada bu sınırlamayı arkadaşlarımızla talebi üzerine biraz gevşetmiş olduk bunu da burada ifade etmek isterim“

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.