EKONOMİ - 26 Ocak 2023 Perşembe 13:43

TCMB Başkanı Kavcıoğlu: 'Bu yılın ilk çeyreğinde dijital paramızın pilot uygulamasına başlayacağız'

A
A
A
TCMB Başkanı Kavcıoğlu: 'Bu yılın ilk çeyreğinde dijital paramızın pilot uygulamasına başlayacağız'

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, “Dijital para ile ilgili önemli bir çalışma süreci yürütüyoruz. Daha da önce de açıkladığımız gibi diğer paydaşlarımızla birlikte teknoloji alanında yaptığımız iş birliği ile bu çalışmalarımızı kendi kapalı devre içinde ilk kullanımını yaptık. Esas ilk pilot uygulamasını da inşallah yılın ilk çeyreği sonu gibi denemeyi düşünüyoruz'' dedi.

TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, "Enflasyon Raporu 2023-I" bilgilendirme toplantısında geçtiğimiz üç ay içinde açıklanan veriler ışığında küresel ve yurt içi makroekonomik gelişmelere dair analizleri ve para politikası uygulamalarının yanı sıra orta vadeli enflasyon tahminlerimizi açıklayarak, önümüzdeki döneme ilişkin genel bir değerlendirmede bulunarak yaptığı sunumunun ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı.

“Bu yılın ilk çeyreğinde dijital paramızın pilot uygulamasına başlayacağız”

Kavcıoğlu, yaptığı konuşmada dijital paraya ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Dijital para ile ilgili önemli bir çalışma süreci yürütüyoruz. Daha da önce de açıkladığımız gibi diğer paydaşlarımızla birlikte teknoloji alanında yaptığımız iş birliği ile bu çalışmalarımızı kendi kapalı devre içinde ilk kullanımını yaptık. Tabii sadece deneme aşaması. Esas ilk pilot uygulamasını da inşallah yılın ilk çeyreği sonu gibi denemeyi düşünüyoruz. Ondan sonraki test aşamasının ne kadar süreceği, test aşamasının başarısına göre kanuni değişiklikler ve ne zaman kullanılacağı belirlenecek. Bu çok zor bir süreç. Dünyada henüz uygulaması yok. Pilot uygulamasına geçmiş bir-iki ülke var. Onlarda da çok uzun süredir bu pilot aşaması devam ediyor. Biz bu süreci en hızlı ve en başarılı şekilde yürüten merkez bankalarının başında geliyoruz. Dolayısıyla umarım pilot aşamasını da en hızlı ve en doğru şekilde yönetir, ilk dijital parayı kullanan ülkelerin başında oluruz diye temenni ediyorum.”

“2022 yılında ithal ettiğimiz tüm enerjinin parasını ödedik, borcumuz yok”

Enerji fiyatlarının düştüğünü hatırlatan Kavcıoğlu, “Bizim Ruble ile falan enerji ödememiz yok henüz. Konuşuluyor. Yine herhangi bir indirim ya da öteleme söz konusu değil. Görüşülüyor. Biz tüm 2022 yılında ithal ettiğimiz enerjinin parasını ödedik. Ülke olacak herhangi bir borcumuz yok. Dolayısıyla ödemeler dengesinde Türkiye, 2022 yılında sadece enerjide 50 milyar dolar civarında para ödedi. Dolayısıyla şu an için bir sıkıntı yok” dedi.

“Türkiye, bugüne kadar çok seçim geçirdi, bir tane daha geçirir”

Seçim döneminde fiyatlandırmaları seçerek yaptıkları bilgisini veren Kavcıoğlu, “Dolayısıyla seçim sürecinin içinde çok bir şey görmüyoruz. O da bizim fiyatlarımız, beklentilerimiz için. Çok olumsuz, fiyatlara farklı yanşayacak bir durum yok. Bizim beklentilerimiz arasında yoktur. Türkiye, bugüne kadar çok seçim geçirdi, bir tane daha geçirir. Çok önemli bir durum olacağını zannetmiyorum. Fiyatlara çok yükseklik anlamında bir sorun ekleyecek bir gelişme olacağını tahmin etmiyorum” dedi.

“Seçim süreci (enflasyonu) tabii ki etkiliyor”

Seçim ekonomisinin enflasyona etkisi ile ilgili yöneltilen soruya ilişkin Kavcıoğlu, “Seçim süreci tabii ki etkiliyor. Ben, ‘çok etkiliyor mu’ diye sorulduğunda öyle dedim. Etkilemiyor anlamında söylemedim. Bizim normalde enflasyon tahminlerimiz içinde ocak ayı tarihsel olarak da yüksek olarak gelen bir aydır diğer aylara göre. Bizim de bu tahmin patikamız içinde ocak ayını aynı şekilde değerlendirdik. Bunun içinde genellikle asgari ücret zamları, memur zamları gibi her sene bizim beklentimiz oranında ya da beklentimizin üzerinde zamları öngörerek daha yüksek bazda tahmin yaparız. Dolayısıyla ocak ayı zaten beklentilerimizi de diğer aylara göre enflasyonun daha yüksek gelebileceği bir ay olarak değerlendirmelerimizde tutarız. Seçim sürecinde oluşabilecek parasal genişleme, o anlamda seçim döneminde harcamalar vakadır. Bizim yılın ilk yarısında hepsini fiyatlayarak tahmin aralığımızda bir değişiklik yok. Seçimin yılın ilk yarısında olacağı geçen sene de belliydi bu sene de belliydi. Bu öngörülerimizi belirlerken bunların hepsini fiyatladık. Biraz yanılırız, biraz yakalarız konu o değil. Bunların hepsi fiyatlamanın içinde var. Onun dışındaki parasal genişleme, kredi paketleri, bizim alanımıza girdiği şekliyle yönetmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla parasal genişleme anlamında diğer aylarla diğer dönemlerle kıyasladığınız bir fark olacaktır” ifadelerine yer verdi.

“Mücadelemiz, hayat pahalılığını en kısa sürede gidermektir”

“Bir yerde enflasyonda varsa orada hayata pahalıdır” diyen Kavcıoğlu, “Enflasyon, çok parası olanın da gelir durumu düşük olanın da işine yaramaz. Bizim bu mücadelemiz de hükumetimizin mücadelesi de enflasyonu en hızlı şekilde düşürmek ve bu mağduriyetleri, bu anlamdaki hayat pahalılığını en kısa sürede gidermektir. Bunu telafi etmek için de hükumetimiz asgari ücreti zamları, memur zamları ile bunu dengelemeye çalışıyor. Bu anlamda hükumetimizin tarafından yapılan çalışmalar bu hayat pahalılığını dengede tutacak, minimize edecek çalışmalar ve katkılar yapılmaya devam ediyor. Biz TCMB olarak kalıcı fiyat istikrarını sağladığımızda bunu her iki tarafa da katkı yapmış olacağız. Bizim bütün dış etkenlerden ari olarak TCMB olarak fiyat istikrarını kalıcı şekilde sağlayacak politikalarımızı hiçbir şekilde taviz vermeden uygulamaya devam etmektir. Bu konuda çalışmalarımız sıkı şekilde devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Mustafa Cenik

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Mıhlama için izdiham: Süleymanpaşa’da 1 tonluk lezzet seli Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde düzenlenen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali’nin ilk gününde yaklaşık 1 ton mıhlama kısa sürede tükenirken, etkinlik alanında zaman zaman izdiham yaşandı. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde Karadenizliler Derneği tarafından organize edilen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali, ilk gününden yoğun ilgi gördü. Festival kapsamında vatandaşlara yaklaşık 1 ton mıhlama ikram edilirken, lezzetten tatmak isteyenler erken saatlerden itibaren etkinlik alanına akın etti. Kazanlarda hazırlanan mıhlama karıştırılırken ortaya çıkan görüntüler adeta görsel şölene dönüştü. Mıhlama dağıtımı öncesinde oluşan uzun kuyruklar dikkat çekerken, dağıtımın başlamasıyla birlikte kalabalık zaman zaman kontrolden çıktı, yoğunluk üst seviyeye ulaştı. Oluşan kalabalık nedeniyle festival yetkilileri, hazırlanan mıhlamanın yetip yetmeyeceği konusunda endişe yaşadı. İzdiham havadan görüntülendi Mıhlama için oluşan metrelerce kuyruk ve kalabalık, dron ile görüntülendi. Havadan çekilen görüntülerde, etkinlik alanındaki yoğunluk net şekilde gözler önüne serildi. Festivalin ilk günü, yoğun katılım ve renkli görüntülerle hafızalara kazındı. "6 bin kişiye mıhlama dağıtacağız" Tekirdağ Karadeniz İlleri Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Muharrem Akyüz, "Hamsi ve Mıhlama festivalimizin bugün ikinci günündeyiz. Arkamda görüyorsunuz izdiham oluştu. Bu daha ikinci gün mıhlama dağıtımı. Sağ olsun Süleymanpaşalılar bizlere tevazu gösteriyorlar. Bizi çok memnun ettiler ve çok kalabalık oldu. Mıhlama yetecek mi yetmeyecek mi bunun endişesi içerisindeyiz. Katılan herkese çok teşekkür ediyorum. 6 bin kişilik mıhlama hazırladık, 6 bin kişiye ücretsiz mıhlama dağıtacağız. Yarın da 10 bin kişiye ücretsiz hamsi dağıtacağız" dedi.
Ankara Yoğurt, ayran, turşu gibi ürünler 2026’da gıda trendleri arasında Türk mutfak kültüründe önemli bir yere sahip olan yoğurt, ayran ve turşu gibi ürünlerin tüketim trendinin arttığını belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Sena Nur Doğan, "İnsanlar bu gıdaları artık yalnızca sindirim için değil, bağışıklık, ruh hali ve enerji üzerindeki etkileri nedeniyle tercih ediyor; böylece kültürel tarifler modern dokunuşlarla yeniden popülerleşiyor" dedi. Bireylerin artık yalnızca beslenmeye değil sağlıklarını korumaya, yaşam kalitesini artırmaya, zihinsel ve bedensel dengeyi sağlamaya ve çevre bilinciyle hareket etmeye odaklandığını vurgulayan Medicana International Ankara Hastanesi Feel Well Beslenme ve Yaşam Tasarımı bölümü Diyetisyen Sena Nur Doğan, 2026 yılına nostaljik tatlar ve geleneksel pişirme tekniklerinin damga vuracağını söyledi. Proteinin beslenmenin merkezindeki yerini daha da sağlamlaştıracağına belirten Diyetisyen Sena Nur Doğan şu bilgileri paylaştı: "Bu yılın en güçlü sağlık temalarından biri bağırsak sağlığı. Mikrobiyom dostu ürünler, prebiyotik lifler, fermente gıdalar ve doğal probiyotik içeren seçenekler giderek daha fazla tercih ediliyor. Yoğurt, ayran, turşu gibi kültürümüzde var olan gıdalar modern beslenme trendlerinin yıldızı haline geliyor. 2026’da sağlıklı beslenme ‘yasaklar’ üzerinden ilerleyen katı bir sistem olmaktan çıkıyor. Yerini; tat duyusunu tatmin eden, dokularla oynayan, nostaljik lezzetleri modern yorumlarla yeniden sunan bir beslenme kültürü alıyor. Fermente gıdalar, bakliyatlar, ev yapımı soslar, eski pişirme teknikleri ve yerel malzemelerle hazırlanan yemekler güçlü bir geri dönüş yapıyor." Sığır yağı talebi artıyor Sığır yağının raflarda daha sık görüleceğini aktaran Diyetisyen Sena Nur Doğan, "Bir zamanlar geleneksel yemek pişirmenin temel unsurlarından biri olarak yüksek dumanlanma noktası ve zengin aromasıyla değer verilen sığır yağı, alternatif yağ arayışındaki tüketiciler tarafından yeniden keşfediliyor. Ancak sığır yağı doymuş bir yağdır. Yüksek doymuş yağ alımı, kalp ve damar hastalıkları riskiyle ilişkilidir; bu nedenle az miktarda tüketilmesi en sağlıklısıdır" ifadelerini kullandı. Proteinli içecekler daha da popülerleşiyor İçeceklerin artık yalnızca bir tamamlayıcı değil, başlı başına fonksiyonel bir ürün haline geldiğini ifade eden Diyetisyen Sena Nur Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Elektrolit destekli sular, proteinli içecekler, prebiyotik içeren soğuk çaylar, mantar özleri ve zihinsel dengeyi hedefleyen bitkisel karışımlar her zamankinden daha popüler. Tüketici, içtiği her ürünün kendisine ne sağladığını bilmek istiyor. Bu durum, üreticileri daha sade içeriklere, daha net amaçlara ve daha şeffaf etiketlere yönlendiriyor. Günümüz gıda trendleri, sağlıklı beslenmenin yalnızca makro ve mikro besin dengesiyle sınırlı olmadığını; keyif, sürdürülebilirlik, duygusal iyilik hali, kültürel bağlar ve pratik yaşamla uyumlu bir bütünlük sunması gerektiğini gösteriyor. 2026; bedeni besleyen, zihni destekleyen ve gezegene saygı duyan daha bütüncül bir beslenme yılı olacak."