EKONOMİ - 28 Ekim 2021 Perşembe 13:22

TCMB Başkanı Kavcıoğlu: 'Ters dolarizasyon gerçekleşiyor, şu ana kadar 40 milyar dolara yakın çözülme var'

A
A
A
TCMB Başkanı Kavcıoğlu: 'Ters dolarizasyon gerçekleşiyor, şu ana kadar 40 milyar dolara yakın çözülme var'

TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, “Ters dolarizasyon gerçekleşiyor. Şu ana kadar 40 milyar dolara yakın bir döviz tevdiat hesaplarından çözülme var” dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, "Enflasyon Raporu 2021 - IV" bilgilendirme toplantısında yaptığı sunumun ardından soru-cevap bölümünde basın mensupları tarafından yöneltilen soruları yanıtladı. Erken Uyarı Sistemi’ni bitirdiklerini söyleyen Kavcıoğlu, “Bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığı ve diğer ilgili kuruluşlar olan Rekabet Kurumu, Hazine ve Maliye Bakanlığı bilgi verdik. Burası bir gıda ortak platformu gibi bundan sonraki fiyat gelişmelerinde, ürün rekoltelerinde diğer paydaşların da katılımıyla bu yöndeki çalışmalarımız daha sağlıklı bir şekilde fiyatlar noktasında önemli katkı yapacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’ye çok büyük bir yatırım iştahı var, Türkiye’nin bu fırsatı kaçırmaması gerekiyor”

TCMB Başkanı Kavcıoğlu, bir yıldır sıkı para politikası uyguladıklarını dile getirerek, “Pandemi sonrası şartları değerlendirmemiz lazım. Bunun yanı sıra biz sıkı para politikası uygulayarak bu noktaya geldik. Enflasyondaki artışı bir az önce de ifade ettiğim gibi Türkiye’de yaklaşık 10 puan civarında gıda ve enerjiye dayalı bir artış söz konusu. Dolayısıyla biz buradaki talep ve arz şoklarını analiz ederek, ayrıştırarak bu noktada faiz indirimine gittik. Tabii pandemi sonrası uyguladığımız sıkı para politikası ile ticari krizlerde ve yatırım iştahının Türkiye’de çok fazla artmasına rağmen bir daralma olduğunu gözlemliyoruz. Türkiye’nin bugün bulunduğu konuma baktığımız zaman pandemi sonrası aşılma ile birlikte çok büyük bir ivme yakaladı. Özellikle ihracatta üretim üssü haline geldi. Çok büyük talep var, özellikle Avrupa’dan. Tedarik zincirlerinde yaşanan uluslararası sıkıntılarda Türkiye çok önemli bir şekilde ayrışıyor ve öne çıkıyor. Bizim sahada risk grubumuz var. Arkadaşlar firmalarla yaptığı çalışmalarda görüyoruz ki çok büyük iştahı var. Bu yatırım iştahını yerine getirmede de en önemli finansmana erişim. Türkiye’nin bu fırsatı kaçırmaması gerekiyor” diye konuştu.

“Türkiye’nin en önemli sorunu cari açıktır, bunu da kur artışını sağlayacak yapmayacağız”

Diğer ülkelerde hala kapanmaların yaşanmasına rağmen Türkiye’nin pandemiyi aşılama sürecinin de etkisiyle başarılı bir şekilde ilettiklerini dile getiren Kavcıoğlu, “Dolayısıyla bizim en önemli problemimizden bir tanesi cari açık. Cari açığın kapanması noktasında önemli fırsat Türkiye’nin önüne gelmiştir. Bu anlamda da cari açığın kapanmasını kur artışını sağlayarak yapmayacağız. Böyle bir hedefimiz yok. Cari açık Türkiye’de uzun yıllardır yüzde 5 cari açık hedeflenerek büyüme ve büyümenin finansmanı sağlanmaya çalışılmıştır. Bu da büyümenin sürdürülebilir finansman için yurtdışı kaynak ihtiyacı sorun olmuştur. Bu da Türkiye’de finansal istikrarla çelişkili bir durum olmuştur. Yani biz cari açığın kapanmasını üretimden geçtiğini düşünüyoruz. Üretim artarsa, Türkiye’nin bulduğu önemli fırsatı değerlendirebilmesi için üretmini artırıp, bu fırsatı kaçırmaması lazım. Biz de Merkez Bankası olarak burada kurla değil, reeskont kredilerindeki faiz oranlarını düşürerek, imkanlarını vadelerini uzatarak ihracatın gelişmesi, üretiminin artmasını noktasında destek vermeye çalışıyoruz. Çünkü şuna inanıyoruz. Cari fazla verdiğimizde finansal ve fiyat istikrarını sağlamış olacağız” dedi.

“Bir kur hedefi ya da bir kura müdahale şeklinde bir düşüncemiz yok, serbest piyasa koşulları içerisinde kur kendi dengesini bulacaktır”

Sadece faiz indirimleri ile kur artışının gerçekleşmediğini ifade eden Kavcıoğlu, “Gelişmekte olan ülkeler dolar karşısında zaman zaman doların güçlenmesiyle, FED’in alacağı kararla bir değer kaybı yaşıyor. Bizim de faiz indirimi dönemimize denk gelen özellikle eylül başından itibaren dolar endeksi 92’lerden 94.30’lara kadar yükseldi. Orada gelişmekte olan ülkeler önemli değer kaybetti. Biz de gelişmekte olan ülkelerle beraber faiz indirimimizi ayırdığınız zaman belki diğerlerine göre faiz indirdikleri halde daha az etkilenen ülkelerden olduk. Ama daha sonra kendi içimizde veya başka nedenler kurdaki değer kaybı biraz daha diğerlerine göre fazla oldu. Tabii biz bir kur hedefi ya da kura göre bir şey belirlemiyoruz. Cari denge sağlandığında kur üzerinde de denge sağlanacaktır. Bir kur hedefi ya da bir kura müdahale şeklinde bir düşüncemiz yok. Serbest piyasa koşulları içerisinde kur kendi dengesini bulacaktır. Türkiye’nin temel sorunu cari açıktır. Cari dengeyi sağladığımızda kur üzerindeki baskı da azalacaktır ve dengeye gelecektir. Biz bütün politikalarımızı bu çerçevede oluşturmaya çalışıyoruz. Bu politikayla da kur inşallah dengeye gelecektir” diye konuştu.

“Şu ana kadar 40 milyar dolara yakın bir döviz tevdiat hesaplarından çözülme var”

Ters dolarizasyonun gerçekleştiğini dile getiren TCMB Başkanı Kavcıoğlu, şunları söyledi:

“Şu ana kadar 40 milyar dolara yakın bir döviz tevdiat hesaplarından çözülme var. Bunu nereden görüyoruz? TL mevduata baktığımızda 300 milyar liranın üzerinde bir TL mevduatında artış var. Dolayısıyla bu süreç zor bir süreç. Ama biz bu ters dolarizasyonun devamıyla kurlar üzerindeki baskının da hafifleyeceğini düşünüyoruz. İki şey önemli. Birincisi cari işlemler dengesinin sağlanması, ikincisi ise ters dolarizasyonun başarıyla sağlanması. Bunlar, kurlar üzerindeki baskıyı önemli ölçüyü alacaktır. Dolayısıyla o noktada şu ana kadar iyi gidiyoruz. Dolarizasyonda döviz tevdiat hesaplarında miktar olarak baktığınızda bir miktar çözülme var. Hem ihracatın artması hem yurtdışında çalışan Türk işçilerimizin yazın çok yoğun bir şekilde gelmesinin çözülmeyi artırdığını düşünüyoruz. Ama önemli bir miktara da döviz tevdiat hesaplarından TL’ye dönüşüm olduğunu görüyoruz.”

Mustafa Cenik - Oğuzhan Halil Özbek

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır DTSO Başkanı Kaya: "2026’da en büyük beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması" Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılının hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istedikleri düzeyde geçmediğini ifade ederek, 2026’ya yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu belirtti. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılını değerlendirdi. Kaya, "Doğrusu 2025 yılı, hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istediğimiz düzeyde geçti diyemeyiz. Bu süreci olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri, banka faiz oranlarının oldukça yüksek olmasıdır. Yüksek faiz oranları, işletmelerin büyümesini neredeyse imkansız hale getirmiştir. Burada iki durumu birlikte değerlendirmek gerekir. Birincisi, kredi kullanmış olan işletmeler, faiz oranlarının yüksekliği nedeniyle büyüme hedeflerinden vazgeçerek kredilerini kapatma yoluna gitmişlerdir. Bu durum, işletmelerin öz kaynaklarını nakde çevirmelerine ve dolayısıyla faaliyetlerini yavaşlatmalarına, hatta durma noktasına getirmelerine neden olmuştur. İkinci olarak ise büyümeyi hedefleyen işletmelerin, yalnızca öz kaynaklarıyla büyümelerinin mümkün olmaması ve krediye erişimde yaşanan zorluklar öne çıkmaktadır. Krediye ulaşabilen işletmeler ise yüksek faiz oranları ve düşük karlılık nedeniyle bu yoldan vazgeçmiş, bu da büyümeyi engellemiştir. Bu sürecin sonucu olarak özellikle istihdam kaybı yaşanmıştır. Diyarbakır için istihdam açısından büyük önem taşıyan, yoğun bir sektör olan hazır giyim ve tekstil sektöründe yaklaşık yüzde 30’a varan istihdam kaybı meydana gelmiştir. Bununla birlikte yalnızca istihdam değil, işletmelerin yaklaşık yüzde 30’unun faaliyetlerini durdurması gibi ciddi sonuçlar da ortaya çıkmıştır" dedi. 2026’da beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye kolay erişim 2026 yılına yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu ifade eden Kaya, şu ifadeleri kullandı: "Kredi oranlarının düşmesi, bölgede sektörlerin hızlı bir şekilde gelişmesini sağlayacaktır. İlimizin sanayi altyapısı bu açıdan güçlüdür. Her türlü sanayi ürününü üretebilecek kapasitemiz, alanlarımız, altyapımız, beşeri sermayemiz ve genç nüfusumuz bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerin en önemli özelliklerinden biri, komşularıyla yaptıkları ticaretin yüksekliğidir. Barış süreci de tam olarak bunu etkileyecek bir unsurdur. Türkiye’nin güney komşularıyla yakalayacağı bir barış ortamı, en fazla sınır ve komşu illerin ticaretini ve ekonomisini olumlu yönde etkileyecektir. İhracat rakamlarına baktığımızda Irak’ın bu anlamda önemli bir örnek olduğunu görüyoruz. Irak, en çok ticaret yaptığımız ülkeler arasında hızla üst sıralara çıkmıştır. Aynı süreci Suriye için de yakalayabiliriz. Suriye’nin yeniden imarı ve kalkınmasında itici güç Türkiye, özellikle de bölge illeri olacaktır. Bu nedenle barış sürecinin en olumlu etkileyeceği alan ekonomidir. Bu süreç, hem Türkiye hem de güney komşularımız için önemli bir kalkınma modeli oluşturacaktır." 2026 yılı özellikle tüccarların, sanayicilerin ve imalatçıların arzu ettiği performansın yakalandığı bir yıl olmasını dileyen Kaya, "Barış sürecinin gelişmesi ve güney komşularımızla ilişkilerin güçlenmesi, hem ekonomimizin gelişmesine hem de yaşam kalitemizin artmasına katkı sağlayacaktır. Bu vesileyle hem üyelerimizin hem de halkımızın yeni yıla barış, huzur ve mutluluk içinde girmesini temenni ediyorum" diye konuştu.
Gaziantep Baba-oğul kalaycılık mesleğini yaşatmaya çalışıyor Gaziantep’te kalaycılık mesleğinin son temsilcilerinden Ömer Çetinkaya, oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte mesleğini yaşatmaya çalışıyor. Kentte yaşayan 59 yaşındaki Ömer Çetinkaya, son yıllarda az sayıda ustanın ayakta tutmaya çalıştığı kalaycılık mesleğini 23 yaşındaki oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte sürdürüyor. Çelik mutfak eşyalarının kullanımının yaygınlaşması ve teknolojik yenilikler karşısında çok az kişinin yaptığı meslekler arasında yer alan kalaycılığa çocuk yaşında 45 yıl önce Şahinbey ilçesindeki tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda çırak olarak adım atan Ömer Çetinkaya, kalfalık ve ustalık sürecinin ardından kendi iş yerini açtı. Mesleğini oğlu Halil İbrahim Çetinkaya’ya öğreten Ömer Çetinkaya, oğlu ile birlikte kale altındaki iş yerinde mesleğini yaşatmaya çalışıyor. İlkokul öğrencisi olduğu dönemden bu yana babasına destek olan ve okuldan arta kalan zamanlarda da iş yerinde çıraklık yapan Halil İbrahim Çetinkaya, babasından mesleğin tüm inceliklerini öğrendi. Oğluna mesleği yaşatmaları için nasihatler veren ve aynı zamanda da mesleği her yönüyle uygulamalı olarak öğreten Çetinkaya, oğlu ile birlikte müşterilerden gelen bakır eşyaları kalaylıyor. Unutulmaya yüz tutmuş mesleklerini yaşatmaya çalışan baba-oğul, birlikte hem ekmek paralarını kazanıyor hem de mesleklerini ayakta tutup gelecek nesillere aktarmanın mücadelesini veriyor. Yıllardır aynı çatı altında omuz omuza ocak başında bakır eşyaları kalaylayan baba-oğul, mesleklerini geleceğe taşımak için adeta bir köprü görevi görüyor. 45 yıldır mesleğini severek yapan Çetinkaya, çocuğuna adeta miras olarak bıraktığı mesleğini 15 yıldır oğluyla beraber devam ettiriyor. Mesleğinde çırak bulamazken oğluyla aynı işi yapıyor olmanın mutluluğunu yaşadığını belirten Ömer Çetinkaya, başkalarının çocuklarına miras olarak para bıraktığı bir devirde kendisinin oğluna meslek bıraktığını söyledi. 45 yıl önce kendi iş yerini açtığı mesleğe aralıksız devam ettiğini belirten Ömer Çetinkaya, "1980’de bu mesleğe başladım. Bu meslekte çok değerli bir ustam vardı, mesleğimi ustamdan öğrendim. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, nur içinde yatsın. Ustamın benim üzerimde büyük emeği var. Mesleğimiz kalaycılık ve bakır eşyaları kalaylıyoruz. Meslekte 40-45 yıl geride kaldı. İlkokulu bitirdim, 1980 yılında başladığım mesleğimi yıllardır severek yapıyorum. 1980 yılından beri Allah’a çok şükür başka bir meslek yapmadım. Bu meslekte bir çırağın yetişmesi için 15-20 yıl geçmesi lazım. Eleman sıkıntısı olduğundan dolayı ben de oğlumu getiriyordum. Yıllardan beri oğlumla beri beraber çalışıp mesleğimize devam ediyoruz" dedi. Babasının yetiştirdiği Halil İbrahim Çetinkaya da ilkokul öğrencisi olduğu dönemden beri babasının yanında çalıştığını belirterek, "Ben 8-9 yaşından beri bu meslekteyim. Okuldan sonra gelir babamın yanında çalışırdım. Tatillerde babamın yanında çalışırdım. Mesleği babamdan öğrendim. Babamın bana öğrettiği mesleği devam ettiriyorum. Eleman yoktu. Bende babamı yalnız bırakmak istemedim. Liseye kadar okudum. Lisedeyken okulu bıraktım. Babamla birlikte mesleğimize devam ediyoruz. Çok şükür bir ekmeğimizi yiyoruz. Kalay yapıyoruz. Çaydanlık, sürahi ve eski bakırları kalaylıyoruz. Baba mesleğini yapmak güzel. Babama yardımcı olduğum için çok mutluyum. Babamla birlikte güzel bir şekilde çalışıyoruz. Mesleğimiz çok güzel" diye konuştu.
Eskişehir Huzurevinde kalan yaşlılar için etkinlik Eskişehir’deki Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi’nde kalan yaşlı bireylerin keyifli vakit geçirebilmeleri adına bir etkinlik düzenlendi. Odunpazarı ilçesi Orhangazi Mahallesi’nde bulunan Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi’nde kalan yaşlı bireyler için etkinlik düzenlendi, Huzurevi sakinlerinin keyifli vakit geçirebilmesi adına düzenlenen program kapsamında sanatçı Yaşar Aydın huzurevinde sahne aldı. Söylenen şarkılar esliğinde dans edip vakit geçiren yaşlı bireyler bir yandan sosyalleşirken bir yandan ise stres attı. Ayrıca etkinliğe Orhangazi Mahalle Muhtarı Hüseyin Erdemir ve mahalle sakinleri de katılım gösterdi. "İnşallah bunun devamı gelir" Orhangazi Mahalle Muhtarı Hüseyin Erdemir etkinlikle ilgili şunları söyledi: "Yaşlı Çınarlarımız da burada sevinçlidir. Hepsi güzel, vakti güzel seviniyorlar. İnşallah bunun devamı gelir." "Her ay bir mahallemizi buraya getireceğiz" Sanatçı Yaşar Aydın, "İlk programımızda demiştik ki Orhan Gazi mahallemizin sakinleri, muhtarımız bugün Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi bütün Huzurevleri bir yerde toplandı efendim. Çok da güzel bir bina oldu. Her şeyiyle mükemmel. Her ay bir mahallemizi buraya getireceğiz. Derneklerimiz, sivil toplum kuruluşları, organizedeki büyük fabrika sahiplerimiz ve çalışanları, ilçelerimiz, büyük köylerimiz örnek veriyorum; Ayvalı, Bardakçı, Cevizi gibi köylerimiz de buraya otobüslerle getirip bu güzel insanlarla buluşturacağız" dedi.
Erzurum ER-VAK Başkanı Güzel; "Sarıkamış Harekâtı yüce Türk milletinin hafızasında hüzünlü bir sayfadır" Erzurum Kalkınma Vakfı (Er-Vak) Başkanı Erdal Güzel, Sarıkamış Harekatı’nın 111. yıl dönümü münasebetiyle yaptığı açıklamada Türk tarihinin en trajik sahnelerinin yaşandığı bu savaş sırasında, beyaz karları kefenleri yapan Allahuekber şehitlerini unutmadıklarını ve unutturmayacaklarını ifade etti. Güzel, çok uzun yıllar ülke gündeminden uzak tutulan ve karlar altında saklı kalan Allahuekber Şehitlerini 2003 yılında yaptıkları "Allahuekber şehitleri torunlarıyla buluşuyor" etkinliği ile gündeme taşıdıklarını ve uzun yıllar konunun takipçileri olduklarını belirterek ER-VAK’ın bu konuda büyük bir tarihi sorumluluğu yerine getirmenin haklı gururunu yaşadığını ifade etti. Sarıkamış Harekatı anma proğramlarıyla ilgili açıklamalarda da bulununan Güzel, tarihin seyri ve gerçekliği içerisinde bu proğramların yapılması gerektiğine dikkat çekerek Sarıkamış’ın o tarihlerde düşman işgalinde olduğınu, harekatın Erzurum’da planlandığını ve başlatıldığını, 3.Ordu Komutanı Hafız Hakkı Paşa’nın mezarının Erzurum’da bulunduğunu hatırlatarak anma merasimlernin Kars Kapı Şehitliğin’den başlatılmasını arzu ettiklerini söyledi. Güzel onbinlerce Mehmetçiğin, toprağı vatan yapmak uğruna soğuğa, tifüse ve Ruslara karşı vermiş olduğu ve sonu hüzünle biten şanlı mücadelenin yıl dönümünde Allahuekber ve Soğanlı dağlarında bir hilal uğruna canlarını veren şühedayı saygı, rahmet ve minnetle andıklarını ifade etti.