SAĞLIK - 01 Aralık 2017 Cuma 10:54

Tedavi edilemez denildi, Türk cerrah tedavi etti

A
A
A
Tedavi edilemez denildi, Türk cerrah tedavi etti

Yurtdışında birçok hekimin tedavi edilemez dediği 2 yaşındaki Diba'yı, Türk cerrah ameliyatla tedavi etti. Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal, kalp damarları ters çıkan, kalp karıncıkları arasında 5 delik bulunan, akciğer damarında darlık olan ve koroner damarı anormal olan Diba'nın kalbindeki bütün bozuklukları düzelten bir ameliyat gerçekleştirdi.

Medicana International İstanbul Hastanesi'nde Kalp Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal ve ekibi, yaptıkları ameliyat ile İranlı 2 yaşındaki Diba'nın ters çıkan damarlarının ve aort kökünün yerini değiştirerek darlıkları giderdi, delikleri kapattı, akciğer damarı ile sağ karıncık arasına sığır damarı yerleştirdi ve anormal koroner damarına da göğüs atardamarıyla bypass yaptı. Aile, daha önce dünyanın farklı ülkelerinde pek çok hekime başvurmuş ancak hekimler ameliyatı yapmak istememişlerdi. Hastanede 9 saat süren başarılı operasyon sonrası 2 yaşındaki Diba, sağlığına kavuştu. Prof. Dr. Bilal, müdahalenin nasıl yapılabileceği konusunda tıpta uygulanmış herhangi bir örnek vaka olmadığını ve bu şekli ile tıp literatüründe ilk olduğunu söyledi.

''Hasta için uygulanabilecek standart bir cerrahi tedavi yöntemi söz konusu değildi''

Ameliyat öncesini anlatan Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal, ''Diba, kalbinde önemli bozukluklarla bize geldi. Normalde bu rahatsızlık için uygulanan bazı standart hale gelmiş ameliyatlar var. Bu ameliyatların başarıyla uygulanabilmesi için ise bazı koşullar gerekli. Standart ameliyatın yapılabilmesi için kalpteki deliklerin, kalp içinde tünel yapmaya elverişli olması lazım. Diba’da çok sayıda delik olmasına rağmen hiçbiri tünel yapmaya uygun değildi. Bu ameliyat yapılamadığı zaman çözüm olacak bir diğer ameliyat yönteminde ise Diba da bulunan koroner probleminin olmaması şartı var. Bu ameliyat da yapılamadığı zaman yine uygulanabilecek bir başka ameliyatta ise akciğer damarındaki basıncın uygun olması koşulu var. Ameliyat için hastamız bu koşulları yerine getirmiyordu. Yani hasta için uygulanabilecek standart bir cerrahi tedavi yöntemi söz konusu değildi. Bu nedenle daha önce Almanya'da yatmış olduğu bir merkezde 1 ay kadar izlenip sonrada ameliyat edilemeden gönderilmişti'' dedi.

''Müdahalenin nasıl yapılabileceği konusunda tıpta uygulanmış herhangi bir örnek vaka yoktu''

Ona kısman yarar sağlayacak yardımcı bir ameliyatın daha önce başka bir ülkede gerçekleştirildiği bilgisini veren Prof. Dr. Bilal, ''Bu sayede önceleri kanındaki oksijen miktarı nispeten yeterli iken, çocuğun büyümesiyle birlikte yetersiz hale geldi. Mutlaka müdahalede bulunmak gerekiyordu. Bu müdahalenin nasıl yapılabileceği konusunda tıpta uygulanmış herhangi bir örnek vaka yoktu. Bu hastada esas problemi oluşturan kalpte çok sayıda deliğin olması dışında kalbi besleyen koroner damarların çıkışında ve seyrinde görülen anomalilerdi. Sağ koroner, sol koronerden çıkıp aort damarın önünden geçerek ilerliyordu.Yani böyle hastalar için en son çare olan 'Nikadoh' ameliyatını da bu koroner anormalliği yüzünden gerçekleştirmek mümkün değildi. Biz, sol göğüs atardamarıyla sağ koroner artere bypass yaparak 'Nikaidoh Ameliyatı'nı gerçekleştirdik. Bu şekli ile tıp literatüründe ilk olduğunu söyleyebilirim'' diye konuştu.

''Ameliyat 9 saat süre aldı''

Ameliyatın 9 saat sürdüğünü dile getiren Prof. Dr. Bilal, ''Ameliyatında özel bir güçlükle karşılaşmadık. Planladığımız şekilde ameliyatını gerçekleştirdik. Ameliyat sonrasındaki bulguları gayet iyiydi ve kalbi destekleyecek herhangi bir ilaca dahi ihtiyaç duymuyordu. Ameliyat sonrası dönemde sorunsuz seyretti. Şuanda taburcu olacak hale gelmiş durumda''şeklinde konuştu.

''Bu ameliyatı dünyada kimse yapamaz dediler''

Diba'nın babası Rıza Nesiri yaşadıkları süreci şöyle anlattı: ''Ameliyat başarılı geçtiği için çok mutluyuz. Buraya İran'dan geldik. Diba'nın doğuştan kalp hastalığı vardı ve damarları tersti. Bu nedenden dolayı kalbinde problem vardı. O yüzden yaklaşık 2,5 senedir rahat değildik. 2 defa İran'da ameliyat yapıldı. Bu ameliyatlar yeterli olmadı. Daha sonra Almanya'ya gittik. Bizi, orada 3 ay beklettiler. Bugün-yarın ameliyat yapılacak diye söylediler ama ameliyat yapılmadı. Sonra bize bu ameliyatın çok zor olduğunu söylediler. Yapamayacaklarını söylediler ve dünyada da kimse yapamaz dediler. Tabii bizi çok mutsuz ettiler. İran'a döndük.

Amerika'da bir hastane vardı onlara tahlilleri gönderdim, onlarda ameliyatın zor olduğunu söylediler. Ameliyat şansı yüzde 50 olur ama görmemiz lazım dediler. Nasıl olacak diye kafamız karıştı. İstanbul'da bir arkadaşım vardı, onlarla konuştum. İstanbul'da bir hastanenin olduğunu söylediler. Onlarda tahlillere bakıp yapamayacaklarını söylediler. Ama Türkiye'nin bu konuda önemli bir doktoru var o yapabilir dediler. O yüzden bizde Dr. Mehmet Salih Bilal'ı görmeye geldik. Onlar, bize bu ameliyatın yapılacağını söylediler. Bu ameliyat yapılacak diye çok ümitli olduk. Ameliyat için 15 gün sonraya karar verdiler. Ameliyat yapıldı. Çok şükür herşey iyi. Çocuğumun sağlığı yerinde''.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.