AHMET UMUR ÖZTÜRK/ANKARA
Tek Gıda-İş Sendikası Başkanı Mustafa Türkel, TEKEL işçilerinin eylemi sürdürdükleri çadırları kaldıracaklarını bildirerek, ''Bu mücadele burada bitmedi. Saat 13.00 itibariyle çadırları kaldıracağız. Saat 15.00'da da başından beri kendilerine destek olan civardaki esnafı ziyaret edeceğiz. Eyleme, 15-20 gün mola vereceğiz. Bu mola süresince, yerel mücadeleleri gözden geçirerek 1 Nisan'da bin işçinin Ankara'ya gelip bir gece kalacağız. Ertesi gün düzenleyecekleri basın toplantısıyla belirledikleri eylem takvimini kamuoyuyla paylaşacağız" dedi.
Türkel, 78 gün boyunca Tek Gıda-İş önderliğinde yapılan bu eylemde kendilerine destek verenlere teşekkür ederek başladığı konuşmasında, özelleştirmelerin yalan olduğunu, insanları yoksullaştırmanın bir başka boyutu olduğunu öne sürdü. Türkel, "Başladığı günden beri özelleştirmeye karşı mücadele eden Tek Gıda-İş Sendikası, özelleştirmeye karşı yaklaşık 20 yıldır mücadele etmektedir. Başbakan'ın bir kez geldiği bu çatı altında konuşmamızda, 'Tedbirleri alırsak, özelleştirmelere karşı çıkar mısınız' sorusuna, 'Siz tedbirleri alın, daha sonra bu soruyu sorun' demiştik. Tokat sigara fabrikası şu anda çalışmıyor, Adana yok, Malatya yok, İstanbul yok. Tekel'e ait onlarca işletme yok. Alkollü içki fabrikaları da yok. Sayın Başbakan'dan, '4-C hukuksuzdur, köleliktir' dediğimizde, çok büyük tepkiler aldık. Bizim söylediklerimiz hem İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne, hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne, hem Anayasamızın 90.maddesi çerçevesinde artık bizim iç hukukumuzun üstüne çıkmış uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu söyleye geldik. Biz olabildiğince terbiyeli şekilde eylemimizi sürdürmeye çalıştık" diye konuştu.
Türkel, Tekel işçisi mücadelesi için yola çıktığını, geri dönüş bileti almadıklarını belirterek, "Kararlılığımız, bu sorun çözülmeden dönmeyeceğiz, biz bu kadar net duruşla geldik buraya. AK Parti bizi kabul etmemiş, fakat bizim içimizden bir grubu kabul edip, dinleyebilirdi, tekrar memleketimize gönderebilirdi. Ancak, olağanüstü tedbirler alarak, bizi olağanüstü iklim koşullarında sabahlamak zorunda bıraktılar. Arkadaşlarımızla, bir müzakere heyeti oluşturduk, Bakanlarla görüşmeler yaptılar.
Türkiye'nin unutmayacağı görüntüler yaşandı. Biz burada emeğimizin, demokratik hakkımızın savunmak için buraya geldik. Konfederasyonun karşısına çıktık. Türk-İş kimsenin değildir, Türkiye'deki işçilerin evidir, çatısıdır, tapulu malıdır. Hiçbir yöneticinin değildir. Burası Türkiye'de Türk-İş'e bağlı örgütlü veya örgütsüz herkesin evidir, dergahıdır. Tekel işçisi de buraya geldi. Bazı sendika yöneticileri, 'Tekel işçisi niye buraya geldi' dediler. 6-7 Ocak'ta referandum yaptığımızda, eylem planını açıklarken yanımızdaydınız. Dedik ki, 'Biz eylemlerimize Gandi modeli diyeceğiz, kırmayacağız, dökmeyeceğiz. Bir çiçeğin sapının koparmayacağız. Nasıl bir şiddetle gelirse gelsin, karşı koymayacağız, kırıp dökmeyeceğiz, hatta canımıza kasteder şekilde onurumuzla direneceğiz' dedik. Türkiye bizim eylemimizden bir hafta önce bölünmeleri tartışıyordu. Alevisi, Çerkezi, Sunisi, Lazı, Kürdü kardeşçe, birbirini incitmeden nasıl yaşayabileceğini gördü. Türkiye'de hiçbir şey veremediysek, biz bunu paylaşacağız. Bunu Türk halkına, Türkün kardeşliği olarak hediye ediyoruz" ifadelerini kullandı.
31 Ocak'ta iş akitlerine son verilerek işçileri aciz duruma düşürüldüğünü söyleyen Türkel, "Açlık grevleriyle süreci birlikte yaşadık. Eylemimizi insana zarar vermeden sürdürmeye çalıştık. İnsan bizim için kutsaldı ve her arkadaşımızın memleketine, çocuklarına dönme hakkı vardı. Ancak bir kardeşimiz trafik kazası sonucu aramızdan ayrıldı. Acısını içimizde yaşıyoruz, yaşatacağız. Sendika olarak elimizden geleni yapacağımızı sizin aracılığınızla bildiriyorum" dedi.
Tek Gıda-İş Başkanı Mustafa Türkel, 6 konfederasyonla başladıkları eylemin kararları paylaştıkları, bu kararların kendilerine umut verdiğini, genel grevin, dayanışma grevinin konuşulmasının suç olmadığını belirterek, sendikacılara rahatça konuşmaları konusunda çağrıda bulundu. Türkel, 4 Şubat'ın bir dayanışma ve emekçi eylemi olması bakımından önemli olduğunu belirterek, "Birkaç sendikanın sahip çıkmadığı eylemin başarılı olduğunu söyleyebilirim. Birkaç sendika yöneticileri dışında sendika yöneticileri sınıfta kalmıştır. Buradan 80 gün boyunca hiç geçmeyen yöneticiler var. Bu mücadeleyi sadece Tekel işçisinin mücadelesi olarak gören, başarısızlığa uğraması için çalışan sendikacıların olduğunu biliyoruz" şeklinde konuştu.
Türkel, TEKEL işçilerinin eylemi sürdürdükleri çadırları kaldıracaklarını bildirerek, ''Bu mücadele burada bitmedi. Saat 13.00 itibariyle çadırları kaldıracağız. Saat 15.00'te de başından beri kendilerine destek olan civardaki esnafı ziyaret edeceğiz. Eyleme, 15-20 gün mola vereceğiz. Bu mola süresince, yerel mücadeleleri gözden geçirerek 1 Nisan'da bin işçinin Ankara'ya gelip bir gece kalacağız. Ertesi gün düzenleyecekleri basın toplantısıyla belirledikleri eylem takvimini kamuoyuyla paylaşacağız" dedi.
Türkel, hükümete seslenerek bu süre zarfında bu konuyu çözmek için çalışmalarını ve bu konuyu çözmek istediklerini bildirerek, "Türkiye'yi hukuksuzluktan kurtarın" diye konuştu.
Basın mensubunun, 4-C'yi kabul eden işçiler için Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararı ne ifade ediyor sorusuna karşılık olarak Türkel, "Hukuki prosedürü bilemem, ama işe başlamamış olan arkadaşlarımız dilekçelerini safı nazar etme hakkı bulunuyor. Sayın Başbakan'ın ifade ettiği rakam 3 bin 100 civarındadır. Bu sayının büyük çoğunluğu dilekçelerini geri çekebilir. Düzeltmek istiyorum. Biz sadece 3 bin 100 kişiyi konuşmuyoruz. Toplam 11 bin kişiyi konuşuyoruz" şeklinde cevap verdi.
Türkel, işçilere Türk-İş Genel Merkezi kapısı önünde hitap ederken, çadırların kaldırılacağı yönündeki sözlerine bir grup işçi protestoyla 'Çadırlar kalacak, direniş sürecek', 'Kavga bitmedi, yeni başlıyor' sözleriyle karşılık verdi.








