GÜNDEM - 01 Ekim 2016 Cumartesi 12:20

Teknoloji evrildi, posta güvercinleri unutuldu

A
A
A
Teknoloji evrildi, posta güvercinleri unutuldu

Milattan önce 1200’lü yıllardan 1900’lü yıllara kadar iletişim aracı olarak kullanılan posta güvercinleri, teknolojinin yeni bir boyut kazanmasıyla unutulmaya yüz tutu. Binlerce kilometre öteden bırakılmalarına rağmen adreslerini saatler süren uçuşların ardından bulabilen posta güvercinleri, son dönemlerde yarışmalarda boy gösteriyor.

Evcilleştirilmesi bin yıllar öncesine dayanan posta güvercinleri, tarihin hemen her döneminde uygarlık ve imparatorlukların en önemli iletişim aracı olmayı başardı. Bulundukları yere çabuk adapte olmaları, kapalı bir mekanda çok uzun zaman kalmalarına rağmen adreslerini asla şaşırmamaları nedeni ile en güvenilir iletişim aracı olan posta güvercinleri, son dönemlerde evrilen teknoloji sayesinde unutulmaya yüz tuttu. Telefonun icadı, internet ve haberleşmenin saniyelere inmesi ile kaderine terk edilmeyi bekleyen posta güvercinleri, son günlerde yarışmalarda boy göstermeye başladı.

Binlerce kilometreyi saatler süren yolculukla noktalıyorlar
Ayaklarına bağlanan aletle, binlerce kilometre öteye götürülen posta güvercinleri, saatler süren uçuşun ardından evlerini çok kolay bir şekilde ulaşabiliyor. Günümüzde ulaşılan teknolojide bile yön duygularının nasıl bu kadar güçlü olduğu tam anlamıyla gün yüzüne çıkarılmayan posta güvercinleri, hem yarışmalardaki başarılarıyla hem de ulaştıkları değerlerle sahiplerini mutlu ediyor. Yarışmalarda gösterdikleri başarılara göre fiyatları on binleri bulabilen posta güvercinleri için dünyanın hemen her ülkesinden meraklılar yarışmalara katılarak posta güvercinlerinin tarihe karışmasının önüne geçiyor.

Teknoloji evrildi, posta güvercinleri unutuldu

“Diyarbakır sadece terörle anılmasın”
Konu ile ilgili İHA muhabirine konuşan Diyarbakır Posta Güvercinleri Derneği Başkanı Mustafa Yaşar, 15 yıldır posta güvercinlerine merak saldığını söyledi. 40 yıldır güvercin beslediğini belirten Yaşar, posta güvercinlerinin tarihte çok önemli yeri olduğunu ifade etti. Teknolojinin gelişmesi ile neredeyse unutulan posta güvercinlerini besleyip yarışmalara katıldıklarını aktaran Yaşar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şimdiye kadar amatör olarak posta güvercinleri yarışmasına katılıyorduk, son 4-5 yıldır profesyonel olarak yarışıyoruz. Posta güvercinleri Osmanlılar’ın son dönemlerine kadar da haberleşme amacıyla kullanılıyordu. Teknoloji geliştiği için şimdi sadece yarışmalarla ilgiyi arttırmaya çalışıyoruz hobi olarak. Biz bu yıl Bolu’ya kadar yarış yaptık bu bin 50 kilometreye tekabül ediyor. Elazığ, Malatya, Kayseri, Kırşehir Ankara, etap etap en son Bolu’ya kadar yarıştık. Yarışa yakın hayvanların ayağına çipleri yerleştiriyoruz. Bu çipler aynı zamanda barkod görevi görüyor. Antenimizde var, güvercinin geliş saat, saniye ve salisesi otomatik olarak görülüyor. Genellikle burası daha çok terör olayları ile anılıyor. Biz bunun önüne geçmek istiyoruz. Amacımız Diyarbakır’ın bu makus talihini kırmak.”

Orhan Demir adlı kuş yetiştiricisi ise, güvercin merakının çocukluğundan beri olduğunu söyledi. Posta güvercinlerine 15 yıldır daha çok ilgi duymaya başladığını anlatan Demir, “Son dönemlerde profesyonel olarak yarışmalara katılıyorum. Kupalarım var. Geçmişte posta güvercinlerinin daha önemli yeri vardı, iletişimin vazgeçilmez aracıydı ama şu anda bunu yapan pek kimse yok. Biz posta güvercinlerini hobi olarak besleyip yarışmalara katılıyoruz” dedi.
 

Aydın Yorat
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.