GÜNDEM - 28 Kasım 2022 Pazartesi 09:49

'Telif sorunu sinemada içerik üretimini engelliyor'

A
A
A
'Telif sorunu sinemada içerik üretimini engelliyor'

Telif hakkı ihlalinin akademik olarak analiz edildiği sempozyumda sinema ve dizi sektöründe telif sorununun ciddi boyutlara ulaştığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Eylem Özçimen, bu durumun içerik üretimini de engellediğini kaydetti.

Türkiye’deki kültür endüstrisinde yaşanan telif sorunlarına dikkat çekmek isteyen uzmanlar Doğuş Üniversitesinde düzenlenen 2. Ulusal Kültür Endüstrisi ve Telif Hakları Sempozyumu’nda bir araya geldi. Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla düzenlen sempozyumda telif hakkı sorunu hem akademik hem de hukuksal olarak ele alındı. İki gün boyunca süren etkinlikte yapılan analizlere ek olarak bakanlığın da desteğiyle ileride gerçekleştirilmesi düşünülen projeler adına iyi bir olanak sağlanması hedefleniyor.

Programda “Sinema ve Film Çalışmalarında Telif ve Telif Sorunları” konusunu ele alan Doğuş Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Dr. Eylem Özçimen, “Kültür endüstrisinin bir parçası olan sinema sektöründe seri üretim mantığıyla çok fazla kopyalanma olduğu için ciddi anlamda bir telif sorunu var. Bu durum üretim sürecini de oldukça etkiliyor” dedi.

“Birçok kişi telif sorunundan dolayı içerik üretmekten vazgeçiyor”
Yeni Türk sinemasında 1990’lardan bugüne kadar ciddi bir telif sorunu yaşandığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Dr. Eylem Özçimen, “Sinema ve dizi sektöründe üretici ekip yurt içindeki telif konularında zaman zaman sorunlar yaşayabiliyor. Bu da üretim sürecini sekteye uğratıyor. Birçok kişi telif sorunundan dolayı içerik üretmekten vazgeçiyor. Türkiye’de maalesef telif sorununun çözüme ulaşması da ciddi süreç alıyor. Bu konuda hukuki ve uygulamadaki sorunların çözülmesi lazım. Aynı zamanda film üretme konusunda çok yetenekli gençler var. Telif sorunlarının çözülmesi üretim sürecinin sekteye uğramasını engelleyebilir. Bu da hem psikolojik hem de fiziksel anlamda üretimin gerçekleşmesi için önemli bir nokta” dedi.

'Telif sorunu sinemada içerik üretimini engelliyor'

“Bilinçsizce hak ihlalleri yapılıyor”
Telif sorununu hukuki boyutuyla ele alan Doğuş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Mehmet Genç, “Telif hakkı sorunu dinamik bir konu. O dinamizmin gerek ulusal gerekse de uluslararası düzeyde çok fazla girdisi var. Çok fazla fikir ürünlerinin ortaya çıkmasına rağmen bu konuda hak sahipleri mağduriyet yaşıyor. Bu hakların kullanılması çok geniş düzlemde hayatımızın neredeyse bütün kesimlerini ilgilendiren bir konudur. Bireyler bu konuda bilinçsizce hak ihlalinde bulunuyor. Trajik bir yanı da hak sahibinin de haklarını yeterince koruyamamasıdır” diye konuştu.

“Hukuki uygulamada ciddi sorunlar var”
Telif hakkının eserin ortaya çıkmasıyla birlikte hukuken ortaya çıktığına dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Genç, “Telif hakkı için herhangi bir işlem yapılmasına gerek yok. Fikir hakkı hak sahibine haklarını kullanması için münhasır bir yetki oluşturuyor. Bu bakımdan hak sahibinin hakkının koruma altına alınması gerekiyor. Hukuk bunu düzenliyor ancak maalesef uygulamada çok ciddi sorunlar yaşanıyor” şeklinde konuştu.

“Fikri haklarının korunamadığı toplumlarda ilerleme kaydedilemez”
Sempozyumun konuyla ilgili tüm taraflara önemli mesajlar sunduğunu belirten Doğuş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgut Özkan ise yapmış olduğu açılış konuşasında şu ifadelere yer verdi:

“Kültür endüstrisinin dinamiğini oluşturan toplumsal ve kişisel değerlerden, bilimsel eserlerden, her türlü fikri emek ile meydana getirilen ürünlerden, edebiyat ve sanat eserlerinden doğan manevi ve maddi hak ve yaraların hukuken korunması son derece önemli hale gelmiştir. Fikri hakların ekonomik boyutu yadsınamaz bir hal almıştır. Fikri ürünlerin yeterince korunamadığı bir toplumda ilerleme kaydedilmesi ise mümkün değildir. Bu nedenle her devlet fikri haklar, buluşlar ve sanat eserlerinin korunmasını sağlamak amacıyla yasal kurallar belirleyerek etkin bir fikri hak mevzuatı oluşturarak manevi ve maddi yönüyle fikri ve sınai hakları koruma altına almaya özel bir önem göstermektedir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Güneşlenmek kalp krizi ve felç riskini azaltıyor Kardiyoloji Uzmanı İsmail Erdoğu, yaz aylarında güneşlenmenin kalp hastalığı riskini azalttığını söyledi. Havaların ısınması ile beraber vücudumuzun kışa adaptasyonunda değişiklikler yaşanıyor. Soğuk havalar, fizyolojik olarak daha çok beslenmeye ve hareketsizliğe neden olurken, havalar ısındıkça hareketlilik artıyor, yaz meyveleri ve sebzelerinin ağırlıkta olduğu bir beslenmeye geçiliyor. Medicana Sivas Hastanesi Kardiyoloji Bölümünden Uzman Doktor İsmail Erdoğu, "Yazın bol güneş almak, parklarda vakit geçirmek, açık havada ailece aktiviteler yapmak, bizi sadece mutlu etmekle kalmaz, aynı zamanda kalp hastalığı, kalp krizi, felç risklerini de azaltır" dedi. "Güneşli bir günü doyasıya yaşamak kalp hastalığı riskinizi azaltır" Yaz aylarında açık havada yapılan yürüyüşlerin vücutta mutluluk hormonlarının artmasına sebep olduğunu belirten Erdoğu, "Bol bol güneş almak, boş vakitlerde parklarda kitap okumak, çocuklarla zaman geçirmek, yaşamı değerli kılacak şeyler yapmak, bizi sadece mutlu etmekle kalmaz, yaşama da bağlar. Yani uzun ve güzel yaz günleri, sağlığa zararlı alışkanlıklardan uzak durmaya yardımcı olur. Kişiyi sağlıklı ve mutlu yapan şeyler aynı zamanda ait oldukları çevreleri de olumlu etkileyip, daha mutlu daha huzurlu yaşamları sağlayacak. Böylelikle kalp hastalığı, kalp krizi, felç gibi riskler azalmış olur. Sağlıksız beslenme, tuz tüketimi, sigara içimi kalp hastalığı risklerini artırırken, pek dile getirilmeyen üzüntü, stres, yalnızlık gibi sosyal sorunların da kalp hastalıkları üzerinde etkisi vardır. Bu nedenle yaz geldiğinde mevsimin tadını çıkartmak, bol bol güneş almak, çocuklarla, sevgilinizle, eşinizle güneşli bir günü doyasıya yaşamak kalp hastalığı riskinizi azaltır" şeklinde konuştu. "Vücudumuz koltukta oturup kalmak için fazla mükemmel" Kışın alınan kiloların düzenli sabah yürüyüşleri, bisiklet gezintileri ve yüzme gibi etkinliklerle çok daha rahat verilebileceğini vurgulayan Uzm. Dr. İsmail Erdoğu, "Zaten doğa da sizi kendine çekecektir. Sadece çevrenizdeki küçük bahçelere, yol kenarlarına bile baksanız doğanın nasıl uyandığını gördüğünüzde sizin de artık evinizin dışına çıkmanız gerektiğini anlarsınız. İnsan vücudu o kadar ergonomik ve eklemleri doğaya o kadar adapte olmuş ki. Vücudumuz koltuklarda oturmak, kanepelerde uzanmak, saatlerce televizyon izlemek için çok fazla mükemmel. Yani vücudumuz diyor ki ‘Beni dışarı çıkar, yazın tadını çıkarayım. Yürüdükçe mutlu olacağım, kalbim daha iyi olacak, tansiyonum normalleşecek, şeker hastalığım kalmayacak. Beni zincirlerimden kurtar’ diyor. Doğaya baktıkça ondan alacağımız ilhamla yeniden tazelenme, yeni bir yol çizme, daha sağlıklı yaşam arzulayacağız” ifadelerini kullandı.
Mersin Tarsus Belediye Meclisinin gündeki ’halk ekmek’ ve borçlar oldu Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç, meclis toplantısında yaptığı açıklamada, ekmek fabrikasında son 4 ayda belediyeyi çok ciddi bir şekilde etkileyen zararın olduğunu belirterek, zararın önlenmesi adına sürdürülebilir politikalar izlediklerini söyledi. Tarsus Belediyesi Mayıs Ayı Olağan Meclis Toplantısı, Belediye Başkanı Ali Boltaç başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıda Başkan Boltaç, son zamanlarda sıkça sorulan soru üzerine, yeni ekmek kulübelerinin açılacağını söyledi. Bu kulübelerin sadece ekmeğin satıldığı yerler olacağını ve kadın istihdamı oluşturacağını vurguladı. Bu adımların da dar gelirli vatandaşlara ekonomik destek sağlayacağını ve sosyal belediyeciliğin gereğini yerine getireceğini ifade etti. Halk Ekmek Fırını hakkında açıklama yapan Boltaç, “Biliyorsunuz ki herhangi bir işletme içerisinde çok ağır tempoda çalışan makinalar vardır. Tarsus Belediyesi Halk Ekmek Fırınımız da böyle makinaların olduğu bir alan. Bu fırının haftada bir gün en azından temizliği, bakımı ve onarımı yapılması gereken işler var. Haftanın her günü çalıştırırsanız makinalar elinizde kalır, üretim yapamazsınız, makine onarımı olması ve çalışan personellerin de bir gün istirahat etmeleri yadırganmamalı. Vatandaşlarımız da böyle görmeli, okumalı. Personellerimiz 7/24 çalışıyordu, izini yok, bayramı yok. Ve biz de istedik ki personellerimiz dinlensinler hem de daha iyi bir üretim için makine bakımı yapılsın. Ekmek fabrikamız pazar günleri bu yüzden kapalı” dedi. Sürdürülebilir bir politika benimseyerek ve kurumu zarara uğratmamak adına bir adım attıklarını belirten Boltaç, “Ekmekten sadece ocak ayında İmar Limited Şirketinin zararı 462 bin, şubat ayı bu oran 1 milyon 374 bin lira oldu. Mart ayı daha da arttı, 4 milyon 802 bin Lira. Nisan ayında ön gördüğümüz uygulamalar sayesinde 2.5 milyon zarar öngörüyoruz. Ekmek fabrikası zarar etsin demiyorum. Sürdürülebilir bir politika yapmak var, sosyal politika yapmak var, bir de popülist politika yapmak var. Vatandaşlarımız uygun fiyatlı ekmeği yesin, kaliteli ekmeği yesin, lakin kamu yararı gözetirken kurumu da düşünmek gerçek bir sosyal belediyecilik anlayışıdır" diye konuştu. Mahallelere ekmek kulübesi sözü Tüm şartları sağlayarak halka hijyenik ekmek ulaştırmak adına çalışmaları sürdürdüklerini kaydeden Başkan Boltaç, “12 halk marketi de kapattık, buna istinaden 12 tane açacağım ve üzerine 25 tane daha yeni kulübe açacağız, sadece ekmek satacak. Ayrıca kadın istihdamı oluşturulacak, vergi mükellefi olacak. Dar gelirli mahallelere yapmak istiyoruz. Ekmekte fırsat eşitliği oluşturmak lazım. İmkânı olmayan vatandaşlarımız için çok yakında kulübeleri koyacağız, sosyal belediyeciliği herkese göstereceğiz. Kamuyu zarara uğratmadan gelir kaynağı yapıyorsak doğrusu budur. Öbürü popülist bir anlayıştır. Vatandaşlarımız merak etmesin ekmeklerini de en hijyenik ortamda sağlayacağız" ifadelerini kullandı. "Bu borcu el birliğiyle toparlarız" Başkan Boltaç, belediyenin borçlarıyla ilgili de bilgi vererek, şöyle devam etti; "Tarsus İmar Limited Şirketinin SGK’ya olan borcu 115 milyon 391 bin lira. Sendika 11 milyon 27 bin lira. Esnafa olan borcu 17 milyon 737 bin TL. Kurumlar Vergisi nisan sonu ödenecek miktar 3 milyon 354 bin TL. Bunları topladığınızda 147 milyon 510 bin TL’lik bir borç var. Bankada mevcut paramız 3 milyon 423 bin TL. 1 milyon 441 bin TL ise çeklerimiz var. Bir de İmar Betonun belediyeden alacağı var, o da yaklaşık 42 milyon 415 bin TL. Bunun bir kısmı personel alacağı, bir kısmı beton alacağı, bir kısmı da ekmekten alacağı. 147 milyon 510 bin TL’nin, 47 milyon 280 bin TL’sini bizden alacağı için İmar Limited şirketinin 100 milyon gibi bir borcu var. Burada ekmekten olan borcu giderdiğimizde geçmişten gelen hataların birçoğu bitiyor. Bundan sonra yavaş yavaş çalışacaktır. Bölgemizde organize sanayi bölgesi kuruluyor, tren hattı yer altına alınıyor. İlerleyen süreçte bu borcu el birliğiyle toparlarız. Bu şirket güçlü bir şirket.” "Neresinden tutsam çürümüş halı gibi elimde kalıyor" Tarsus Belediyesinin geçmiş dönemde borçlarının çok fazla olduğunu belirten Boltaç, “Bizim Tarsus Belediyesporumuz var. Burada da SGK ve vergi borcumuz 1 milyon 700 bin TL. Personel maaşı 300 bin lira, dava dosyaları da 300 bin lira. Toplam borçta burada 4.6 milyon. Neresinden tutsam çürümüş halı misali elimde kalıyor. Ben yine de bunların altından kalkacağım. Mümkün olduğunca arsa satışı yapmayacağım demiştim. Ama bu tabloyu şeffaf bir şekilde kamuoyunun önüne sundum. Tablo bundan ibaret. Bazen gelen parayı görmüyorsunuz bile. 100 milyon TL’yi bulmuş icra takipleri var. 37 milyon bankadaki hesaplara bloke konmuş" diye konuştu. "Her tarafta borç var" Arsa satışı hakkında konuşan Boltaç, “Şirketlerin durumu ortada. TESKİ’nin de ortalamada 7 milyon 32 bin TL gibi bir borcu var. Her tarafta borç var. Uzun zamandır alacaklarına da serçe olmuş. Ben Tarsuslu hemşehrilerimizden emlak vergisi ya da başka borçlarını hemen ödemelerini söylüyorum. Çünkü gerçekten zorlu bir süreç yaşıyoruz" dedi. Personelin maaşını ilk fırsatta ödeyeceğini kaydeden Başkan Boltaç, “Personelimizin anasının ak sütü gibi helal olan maaşlarını ilk fırsatta ödeyeceğiz. Onları güvence altına almak istiyorum. Ben bu işin içinden sonunda başarıyla çıkacağım” ifadelerine yer verdi.
Eskişehir Bin 500 liralık kirayı düzensiz ödeyen 7 çocuklu aile sokağa atıldı Eskişehir’de, bin 500 liralık kirayı düzensiz ödedikleri iddiasıyla evden atılan Karademir çifti 7 çocuğuyla sokakta kaldı. Aile için Eskişehir Valiliği ve Eskişehir Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünce çalışma başlatıldı. Odunpazarı ilçesi 71 Evler Mahallesi Saydam Sokak’ta müstakil bir evde yaşayan Cafer ve Halime Karademir çifti, iddiaya göre bin 500 liralık kirayı düzensiz ödemelerinden ötürü ev sahibi tarafından evden çıkarıldı. İddiaya göre Ramazan Bayramı’ndan bu yana ev sahibi tarafından uyarılan aile dün itibariyle evden çıkarıldı. Kirada kaldığı evinin karşısındaki parka eşyalarını yığan aile gece geç saatlerine kadar eşyalarının başında bekledi. Çocuklarını komşularına gönderen Halime Karademir, mağdur oldu. Gece geç saatlere kadar soğuğa rağmen parkta, eşyalarının başında bekleyen aile için, ihbar üzerine Eskişehir Valiliği ve Eskişehir Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü harekete geçti. Polis ekiplerince bulundukları yerden alınan aile gece kalabilecekleri bir yere yerleştirilirken konuyla ilgili çalışma yapılacağı öğrenildi. Öte yandan inşaat işçisi baba Cafer Karademir, eşyalarının başında sabaha kadar nöbet tuttu. “İyice sinirlendi. Komşular araya girdi, durmadı sinirden attı” Bin 500 liralık kirayı düzensiz ödedikleri için ev sahibi tarafından çıkarıldıklarını ifade eden 45 yaşındaki Halime Karademir, başından geçenleri anlattı. Eşyalarıyla sokakta kaldıklarını belirten Halime Karademir, “Bu eve taşındığımız 3 sene oldu. Maddi durumdan dolayı bazı zamanlar ev sahibine kirayı biraz geciktirdiğimiz için adam bizi çıkarttı. Çocuğumun bu sene bacağı kırıldığı için kirayı geciktirdik. Adam ondan dolayı çıkarttı. Bizi, Ramazan Bayramı’ndan beri uyardı. Ben ev bulamıyorum, neyle bulacağım? Hem imkân yok. Bu sene çocuk da böyle olduğundan dolayı çalışamadı. Elde para da yok, hayat şartları zor. Kiralar kaça çıkmış nasıl ödeyeceğim? Eşyaların başından bir yere çıkamıyorum. Komşuların yardımıyla eşyaları çıkarttık. Ben de istemiyorum. En kötü kırık dökük de olsa başında eşyaların durayım diyorum. Ne yapacağım, hayat şartları böyle. Bir de su arızası vardı, ondan dolayı 10 bin lira masraf oldu. Adam iyice sinirlendi. Komşular araya girdi, durmadı sinirden attı. Adam, ‘Çıkın yeter’ dedi. Başımı sokacak iyi kötü bir evim damım olsa da imkânım yok. Nasıl ödeyeceğim şaştım kaldım. 7 çocuğum var. Elinde imkânı olanlar bana bir yardım etsinler. Sizin aracılığınızla şimdiden herkesten Allah razı olsun. İnşallah bir hayırsever yardımcı, destek olur. Durumu görüyorsunuz, ortada kaldık” dedi.
Denizli ‘Mahallemde Maç Var’da finalin adı belli oldu Denizli Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen ‘Mahallemde Maç Var’ turnuvasının yarı final maçları tamamlandı. Yenişehir ile Tekkeköy Gökpınar Denizli Atatürk Stadında final müsabakasında karşı karşıya gelecek. Denizli Emniyet Müdürlüğü tarafından mahallelerdeki birlik ve beraberlik duygusunu arttırarak, gençlerin eğitimlerinden arta kalan zamanlarını sağlıklı, kaliteli ve sosyal bir şekilde geçirmelerini sağlamak amacı ile düzenlenen ‘Mahallemde Maç Var’ etkinliğinin yarı final maçları tamamlandı. Doğan Seyfi Atlı Stadında oynanan müsabakalarda Yenişehir, Cumhuriyet takımını 2-0 mağlup ederek finale adını yazdıran ilk takım oldu. Günün ikinci karşılaşmasında ise Tekkeköy Gökpınar rakibi Sümer’i 3-1 mağlup etti. Tekkeköy Gökpınar ile Yenişehir arasındaki final maçı ise 16 Mayıs Perşembe günü saat 16.00’da Denizli Atatürk Stadı’nda oynanacak. Yenişehir takımı adına yarın final müsabakasında iki gol kaydeden İbrahim Görkem Yılmaz, “Organizasyonu düzenleyenlere teşekkür ederiz. Mahalleler adına büyük bir organizasyon. İki gol attığım için çok mutluyum. Finale çıktık. Rakip takımı da tebrik ederim. Gayet güzel oynadılar. İnşallah finali de kazanarak şampiyon olacağız” dedi. Yenişehir takımının teknik direktörü Faruk Kozan ise, “Çocuklarımızı organize edip bu sahaya sokmakta bizim için önemliydi. Maç ortadaydı, rakipte güçlüydü. Bizim çocuklar biraz daha dikkatliydi, boşlukları iyi değerlendirdi. İbrahim’in bireysel becerisi bu sonucu getirdi” ifadelerini kullandı.
Malatya Başkan Sadıkoğlu’ndan TOKİ’ye çağrı Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, TOKİ’nin deprem konutlarının inşasında kullandığı malzeme ve hizmet alımını Malatya firmalarından yapmasını talep etti. Ayağa kalkma mücadelesi veren depremzede firmaların TOKİ gibi devlet şirketleri tarafından desteklenmesi gerektiğine vurgu yapan Başkan Sadıkoğlu, “Malatya olarak 6 Şubat gibi zor bir günü yaşadık. Gerek ekonomik gerekse sosyal anlamda ayağa kalkma mücadelesi veriyoruz. Resmi rakamlara göre 27 bin 500 bağımsız işyerinin zarar gördüğü şehrimizde sadece 3 bin 500 esnafımız 21 metrekarelik konteynerlerde ticari varlıklarını sürdürme gayretinde. Binlerce şirketimizin ticari varlığını sonlandırdığını üzülerek ifade ediyorum. Ekonomik olarak büyük yaralar alan esnafımızın, tüccarımızın ve sanayicimizin yeniden ayağa kalkmak için mücadele ettiği bu dönemeçte devletimizin şefkat yüzünü daha çok görmek istiyoruz. Devletimizin birçok alanda depremzede firmalarımıza sunacağı katkılar var. Bunlardan biri de TOKİ deprem konutlarının yapım işinde alınan malzemeler ve hizmetler” dedi. TOKİ’nin hizmet alımlarında Malatya firmalarına fırsat tanıması çağrısı yapan Başkan Sadıkoğlu, “Resmi rakamlara göre Malatya’da yapımı devam eden ve yapılması planlanan deprem konutu sayısı 40 bin 837. Şehrimizin farklı bölgelerinde TOKİ tarafından deprem konutları inşası sürüyor. TOKİ’nin şehrimize yaptığı konutlarda ihtiyacı olan birçok hizmeti şehir dışındaki firmalardan aldığını üzülerek duyuyoruz. TOKİ’nin inşaatlarında kullandığı basit bir çiviyi dahi Malatya’mızın esnafından alması, o alanda hizmet veren firmaların daha hızlı toparlanmasına büyük katkı olacaktır. Çivi sadece küçük bir örnek, daha geniş kapsamlı hizmet alımları var. Buradan ilgili ve yetkililere sesleniyoruz, deprem konutlarının malzeme alımları başta olmak üzere, temizlik ve güvenlik hizmetinde de şehrimizin firmalarına fırsat tanınmalıdır. Yıkıcı depremler sonrası şehrini terk etmeyen, istihdamını ve varlığını korumaya çalışan firmalarımız ayakta kalmaya çalışırken karşılaştıkları haksız rekabet ortamı toparlanmalarını güçlendiriyor. Bu konuda TOKİ Başkanımızla da bir görüşme sağladık, sürecin takipçisi olacağız” şeklinde konuştu.