SPOR - 06 Mayıs 2018 Pazar 23:04

Terim: 'Burada hiçbir şeyin 3 puan kadar önemi yok'

A
A
A
Terim: 'Burada hiçbir şeyin 3 puan kadar önemi yok'

Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, 2-1 kazandıkları Akhisarspor maçı sonrası yaptığı açıklamada, “Bizim oynayacağımız takımı bizden önce hazırlıyor herkes. Yazılı ve görsel medya başta olmak üzere. Şimdi öbür takımı hazırlarlar” dedi. TFF’nin kupa finali tarihini değiştirmesine yönelik eleştirilerde bulunan Terim, “30 milyon Galatasaraylıyı hiçe sayıyorsunuz” ifadelerini kullandı.

Spor Toto Süper Lig’in 32. haftasında Galatasaray, deplasmanda karşılaştığı T.M. Akhisarspor’u 2-1 mağlup ederek, şampiyonluk yarışta önemli bir galibiyet aldı. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

İlk yarıda sahaya iyi bir oyun yansıtan sarı kırmızılı takımın ikinci yarıda düşüş yaşamasını neye bağladığıyla ilgili soruyu yanıtlayan Terim, “Açıkçası birçok sebep sayabilirsin ama oyunun kalitesi, birinci yarının ikinci yarıyla olan değişkenliği, ikinci yarıda Galatasaray’ın hiçbir istatistikte olmamasını konuşabilirsin. Burada hiçbir şeyin 3 puan kadar önemi yok. İlk yarı müthiş başlayan arkasından da golleri kaçıran bir Galatasaray’a ikinci yarıda hiç bir talimatımız olmadı. Son zamanlarda yapmadığım bir değişikliği yaptım. Mecbur kaldım oyuna müdahalede bulundum. Bana göre o da doğru bir müdahaleydi. Buna rağmen bir penaltı artı 3-4 tane net pozisyon kaçırdık.

Yine söylüyorum 3 maç kala deplasmanda oynuyorsunuz, aradaki farkı korumak istiyorsunuz. Dışarıda veya içeride bir sürü şeyler oluyor. Baskılar oyuncuyu bazen bu hale getirebiliyor. Oyuncularım belki kötü ikinci yarı oynamış olabilirler. Herkes isteğinin bilincinde hareket etti. Elinden geleni yapmaya çalıştı. Bu da 3 puana yetti dolayısıyla çok kritik bir yerde 3 puanla dönmek müthiş bir şey. Geçmişte iyi oyunlarımız çok oldu. İleride iyi oyunları tekrar takdim ederiz. 3 puanlar bazen iyi oyunlardan daha önemlidir. Aslan gibi de 3 puan aldık. Ondan sonra ‘o bu kadar koştu’, ‘bu o kadar pas yaptı’. Onlar da konuşulur. Herkesin kendine göre bir görüşü de olabilir. Herhalde artık bir içeri bir dışarı kaldık. Bizim oynayacağımız takımı bizden önce hazırlıyor herkes. Yazılı ve görsel medya başta olmak üzere. Şimdi öbür takımı hazırlarlar. Dolayısıyla oyuncularımı kutluyorum. Takımıma lazım olan bir 3 puandı“ dedi.

Gomis’in penaltı kaçırması

Golcü oyuncu Gomis’in son dönemdeki performans düşüklüğü ve kaçırdığı penaltıyla ilgili sorulan soruyu yanıtlayan Terim, “Açıkçası golcüler bazen bunu yaşayabilirler. Ben de biliyormuş gibi bir penaltı daha olursa ona attıracağım dedim. Ama penaltıdan daha kolay pozisyonlar da vardı, olmadı. Çok istediği için bazen olmayabilir. Bugün bizim takımımızın önemli bir parçasıydı. Bizim ona ihtiyacımız var. Bir daha olsa bir daha attırırız. Kendi istemeyene kadar. Biraz morali bozuktu kendisine de aynı şeyleri söyledim. Kazandıktan sonra bunlar tolare edilebilir. Başka bir skor olsaydı daha çok üzülmesine dalalet olabilirdi. O yüzden kazandıktan sonra çok önemli değil” ifadelerini kullandı.

TFF’nin kupa finali gününü değiştirmesiyle ilgili

Bir gazetecinin, “Allah’ın adaleti şaşmıyor” ve “Rakiplerimizi hazırlıyorlar” gibi söylemlerinin gerekçelerini sorması üzerine konuşan Terim, “Bence o her şeyi görüyor ve Allah’ın adaleti de şaşmıyor. Bugün berabere de kalabilirdik, mağlup da olabilirdik, çok da farklı yenebilirdik. Herkesin adaleti şaşıyor ama onun adaleti şaşmıyor. Çünkü konuşmuyoruz, seslenmiyoruz belki ama bu görmüyoruz, izlemiyoruz anlamıyoruz manasına gelmesin. Her şeyin farkındayız. Ama mümkünse konsantre vaziyetinde kalmak istiyoruz. Muhakkak ki bir defa konuşacağım. Bu son maçtan sonra mı olur, daha önce mi olur bilmiyorum. Enteresan işler oluyor. Ben de bu kadar gergin bir ortamda ben de germek istemiyorum dışarıda. O yüzden ‘adalet şaşmıyor’ diyorum. Yerli yerine oturuyor her şey. Açıkçası ben tamamen ben takımıma konsantreyim. 2 hafta daha böyle olacak. Şöyle bir örnek vereyim size; eğer kazanmasaydık bunu söylemezdim size belki sonra söylerdim. Şimdi dünyanın ne tarafında görülmüş çok önceden karar verilmiş bir kupa finali, kupa finalinden 5 gün önce cuma günü bir gün sonraya alınıyor. Bizim Akhisar ile oynayacağımız kupa yarı final maçından önce Pazar günü Başakşehir ile oynadık. Çarşamba kupa oynadık, cumartesi Alanya. Bizim rakibimiz cuma günü burada Beşiktaş ile oynadı.

Biz pazar günü Başakşehir ile oynadık, Çarşamba günü elendik. Tebrik de ettik zaten. Bir bahane de bulmadık.Federasyona biz resmi olarak Galatasaray kulübü adına müracaatta bulunduk. ‘Biz Pazar günü böyle oynadık, çarşamba günü de kupa oynadık. Cumartesi günü de Alanya’ya bir tek biz gidiyoruz. Rakiplerimiz İstanbul’da. Bari şunu pazar günü 16.00’da oynayalım’ Yazılılara cevap vermiyorlarmış sözlü olarak da başkana verdikleri cevap değiştiremezlermiş. 6 günde 3 maç oynadık. Elendiğimiz için söylemiyorum. Şimdi 4. güne aldınız. Biz 3. gün deplasmana gittik. Şimdi kimseye sormadan, hiçbir gerekçe göstermeden cuma günü kupayı Perşembe’ye aldım diyorsunuz. Ya diyorsunuz ki ‘Akhisarcım sen çok üzme kendini, perşembe günü sana 4 gün veriyorum’ Halbuki çok önceden alınmış bir karar öyle değil mi? Kimse konuşmuyor. Hani stüdyolarda ‘fikstürü zor, ne dediğini anlamadık’ hani hiç kimse konuşmuyor. Kimseye bir gerekçe göstermeden 30 milyon Galatasaraylıyı hiçe mi sayıyorsunuz? Futbol federasyonu iyi hatırlayacaktır, özellikle de Ufuk Özertem. Çarşamba şampiyonlar ligi Braga maçından sonraki maçımızı cumartesi yerine cumaya almışlardı yanlışlıkla. Onun bile iptalini istemeyen birinden bahsediyorsunuz. Orada UEFA temsilcisi var.

UEFA’da herhangi bir final maçı öncesi 5 gün önce kimseye hiçbir gerekçe göstermeden bir şeyi değiştirebilir misin? Çıksın anlatsın. 30 milyonluk Galatasaraylıyı hiçe sayıyorsunuz. Bu ve bunun benzeri konuları daha sonra Allah nasip ederse konuşacağız. Yeri geldiğinde gayet sakin, nezaketli şekilde konuşacağız. Yani bilmiyoruz, görmüyoruz manasında değil” diye konuştu.

“Açıkçası son günlerde hiçbir şey beni şaşırtmıyor”

'Akhisar’ın ikinci yarıdaki performansına şaşırdınız mı?' sorusuna da cevap veren Terim, “Yok hayır. Eğer Galatasaray iyi oynuyorsa hiçbir sorun yok. Galatasaray başka bir şeye bürünmüşse buradaki gibi yani 3 puan için skoru korumak gibi. Oyuncuların kafasında bu vardı, benim hiç böyle bir felsefem olmadı. Ama bazen bu olur. O yüzden gayet doğal. Esasında ilk yarının bir benzeri de olabilirdi Akhisar bize çok hücum ederken. Aldığımız her top pozisyon oldu. Onda çok başarılı olamadık. Sakatlık yaşadık, erken değişiklik yaşadık. O yüzden şaşırtmadı. Açıkçası son günlerde hiçbir şey beni şaşırtmıyor” dedi.  

Önder Aydın - Sadık Cangel - Aykut Yeniçağ - Barış Gezici
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Çorlulu öğrencilerden büyük başarı Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde eğitim-öğretim veren kurumlar arasında yer alan Çorlu Bilim ve Sanat Merkezi öğrencilerinden Su Naz Açıkgöz, İstanbul Avrupa Bölge birincisi olarak Türkiye finaline katılma hakkı elde ederken, Zeynep Nur Nazlı ve Rümeysa Taştan adlı öğrenciler de projeleri ile bölge üçüncüsü oldular. Çorlu Bilim ve Sanat Merkezi öğrencisi Su Naz Açıkgöz danışman öğretmeni Cumhur Özkan ile katıldıkları TÜBİTAK 2204-B Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması’nda Teknoloji Tasarım alanında "Bilgisayarsız Kodlamada Alternatif Yaklaşım: Delikli Tahtada Kodlama" adlı çalışmalarıyla İstanbul-Avrupa Bölge birincisi olarak Türkiye finaline katılmaya hak kazandı. Yine aynı yarışmada Şehit Metin Arslan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulu öğrencilerinden Zeynep Nur Nazlı ve Rümeysa Taştan danışman öğretmenleri Ahmet Rüştü Gürbüz ve Zeynep Gürbüz ile Coğrafya alanında "Keçiboynuzu Ağacı İle Yangının Yayılmasını Önleyen Teknoloji: Çiftçinin Dostu, Yangının Düşmanı" adlı çalışmalarıyla İstanbul-Avrupa Bölgesinde Coğrafya alanında bölge üçüncüsü oldu. Öğrenciler çiftliğin içinde çıkan yangının etrafa yayılmasını, dışarıda çıkan yangının ise çiftlik içerisine girmesini önlemek için hazırladıkları projelerinde doğanın kendisinden, keçiboynuzu ağacından faydalanarak doğayı ve teknolojiyi birleştirdi. Çorlulu öğrencilere ödülleri düzenlenen törenle verildi. Yarışmada Teknoloji Tasarım alanında "Bilgisayarsız Kodlamada Alternatif Yaklaşım: Delikli Tahtada Kodlama" adlı çalışmasıyla İstanbul Avrupa Bölge birincisi olan Su Naz Açıkgöz, Türkiye finallerinde Çorlu ve Tekirdağ’ı temsil edecek.
Antalya Minibüsteki turist sayısı görenlere pes dedirtti Antalya’da trafik ekiplerinin gerçekleştirdiği fazla yolcu taşıyan toplu taşıma araçlarına yönelik denetimlerde birçok minibüse fazla yolcudan ceza uygulanırken, turizm bölgesinden gelen minibüsten inen yolcu sayısı görenleri şaşkına çevirdi. 16 kişi kapasiteli minibüsten tam tamına 35 turist inerken, ortaya ilginç görüntüler çıktı. Manavgat Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Büro Amirliği ekipleri, trafik kazalarının önlenebilmesi amacıyla Manavgat’ın farklı noktalarında denetimlerini aralıksız sürdürüyor. Denetimler sırasında karşılaşılan bazı olaylar görenleri hayrete düşürüyor. Turizm bölgesinden gelen 16 kişi kapasiteli bir minibüsten 35’in üzerinde yolcu inerken ortaya ilginç görüntüler çıktı. Denetim sırasında kapısı açılan minibüsten fazla yolcudan dolayı turistlerin hızla inmek zorunda kaldığı gözlendi. Fazla yolcu taşıdığı tespit edilen minibüs şoförlerine 540 TL para cezası ve 10 ceza puanı uygulandı. ATV’li turist kırmızı ışıkta geçmediğini iddia etti Yanında eşiyle birlikte kiraladıkları ATV araç ile Manavgat’a gelen yabancı uyruklu turist ise kırmızı ışık ihlali yaptığı için trafik ekipleri tarafından durdurulurken trafik ekiplerine itiraz etti. Uzun süre itiraz eden turist, kendisinin geçtiği sırada trafik ışığının turuncu olduğunu söylemesine rağmen ceza yemekten kurtulamadı.
İstanbul İletişim Başkanı Altun: “Bizim mücadelemiz, sömürge düzenine son verme, küresel adaleti tesis etme mücadelesidir” İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TRT İspanyolca dijital haber platformunun tanıtım programında yaptığı konuşmada, “Batı’nın konuştuğu, Batı dışı dünyanın sustuğu, Batı’nın söylem imal edip, Batı dışı dünyanın bu söylemleri tükettiği bir dünyada adalet olmaz. Batılı sömürge düzeni derinleşir, kökleşir. Bunun için her şeyden önce toplumlar olarak birbirimizi daha yakından tanımaya ihtiyacımız var. Bizim mücadelemiz, bu sömürge düzenine son verme, küresel adaleti tesis etme mücadelesidir" dedi. Uluslararası yayın kuruluşlarıyla Türkiye’nin sesini dünyaya duyurulmasını hedefleyen TRT; TRT World, TRT Arapça, TRT Rusça, TRT Almanca, TRT Fransızca, TRT Balkan ve TRT Afrika’dan sonra TRT İspanyolca dijital haber platformunu hayata geçirdi. TRT İspanyolca dijital haber platformunun tanıtımı, TRT - İspanyolca Konuşan Ülkeler 1. Yayıncılık Zirvesi’nin ikinci gününde TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ev sahipliğinde gerçekleşti. Törene İspanya, Meksika, Kolombiya, Arjantin, Peru, Venezuela, Guatemala, Ekvator ve Bolivya’nın da aralarında bulunduğu İspanyolca konuşulan ülkelerin medya kurumlarından 17 genel müdür, 21 gazeteci, 16 yönetici ve Türkiye’de öğrenim gören Latin Amerikalı ve İspanyol 40 öğrenci ile üst düzey yabancı misyon temsilcileri ve basın mensupları katıldı. ‘‘İnsanın önemsendiği yer’’ sloganıyla yayın hayatına başlayan TRT İspanyolca, bağımsız haber vizyonuyla, dünyada olup bitenleri farklı bir bakış açısıyla aktırmayı hedefliyor. Lansman İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı’nın açılış konuşmalarıyla başladı. “Batı dünyasında toplumlar, tarihin ve mekanın hızlanması karşısında kurumsal çözümler üretememektedir” Lansmanda konuşan İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “TRT İspanyolca, inşa etmek için yoğun bir çaba sarf ettiğimiz Türkiye İletişim Modelimizin pratik uzantılarından, somut çıktılarından biridir. Sayın Cumhurbaşkanımızın başlattığı ’iletişim seferberliği’ ile kurumsallaştırdığımız Türkiye İletişim Modeli bir yandan küresel adalet ve hakikat mücadelesine katkı sunmak, diğer yandan da Türkiye’nin haklı tezlerini tüm dünyaya duyurmak hedefleri doğrultusunda şekillendi. 19. yüzyılda eser vermiş Batılı edebiyatçı Alfred Musset kendi dönemini anlatırken der ki ’Asrın bütün marazları iki sebepten ileri gelmektedir. Vaktiyle ne var idiyse ortadan kalkmış, gelecekteki hiçbir şey ise henüz meydana çıkmamıştır.’ Musset’nin bu sözleri esas itibariyle modernliğin o gününden bugününe modern insanın yaşadığı sıkışmışlığı, çaresizliği gözler önüne sermektedir. Geleneğin sarsıldığı, modern olanın inşa edilemediği ve hızla değişen bir dünyada yaşamak zorunda kalmak. Bütün modernist anlatılara rağmen bugün Batı dünyasında dahi toplumlar, tarihin ve mekanın hızlanması karşısında kurumsal çözümler üretememektedir. Tarihin ve mekanın bu denli hızlandığı çağımızda toplumların önünde iki meydan okuma vardır. Bugün her ne kadar küresel adaletsizliği doğuran temel sebep sağlıklı bir toplumlararası iletişim sisteminin yokluğu olmasa da, toplumlararası ilişkilerde karşılıklı ve iyi işleyen iletişim köprülerinin azlığı, zayıflığı küresel adaletsizliği derinleştirmektedir. Bugün küresel alanda karşı karşıya kaldığımız zulümlere bir bakın. Zalimlerin kulakları sağır eden gürültüleri olmasa bu zulümler devam edebilir mi, mazlumlar daha fazla konuşabilse, insanlık mazlumları anlamak için onları dinlese bu zulüm düzeni devam eder mi?” dedi. “Toplumlar olarak birbirimizi daha yakından tanımaya ihtiyacımız var” İçinde, toplumların gerçek ve sağlıklı bir iletişim kurabildiği bir dünya sistemi kurmanın zorunluluk olduğuna değinen Altun, “Bunun için her şeyden önce toplumlar olarak birbirimizi daha yakından tanımaya ihtiyacımız var. Önyargı, sömürünün gıdasıdır. Önyargısız sömürü sistemi kurulamaz. Sömürü sistemlerini yıkmak önyargıları ortadan kaldırmakla mümkündür. Önyargıları ortadan kaldırmaksa iletişim kurmakla mümkündür. Tek taraflı değil, çok taraflı bir iletişim. Batı’nın konuştuğu, Batı dışı dünyanın sustuğu, Batı’nın söylem imal edip, Batı dışı dünyanın bu söylemleri tükettiği bir dünyada adalet olmaz. Batılı sömürge düzeni derinleşir, kökleşir. Bunun için her şeyden önce toplumlar olarak birbirimizi daha yakından tanımaya ihtiyacımız var. Bizim mücadelemiz, bu sömürge düzenine son verme, küresel adaleti tesis etme mücadelesidir. Biz, uluslararası yayıncılığı da, TRT’nin farklı dillerde giderek artan oranda yaptığı yayınları da bu bağlamda değerlendiriyoruz. TRT, son iki yılda TRT Fransızca’yı, 3 farklı Balkan dilinde yayın yapan TRT Balkan’ı, 4 ayrı dilde yayın yapan TRT Afrika’yı hayata geçirdi. Yeni açılan bu kanallar, çok kısa süre içerisinde milyonlarca takipçi kazandı. TRT Uluslararası Dijital Haber Kanallarının takipçi sayısı 44 milyonu geçti. Ben eminim ki bugün lansmanını gerçekleştirdiğimiz TRT İspanyolca Dijital Haber Platformu da aynı ilgiye mazhar olacak” ifadelerini kullandı. “TRT Farsça dijital haber platformumuzun açılması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” Açılışta konuşan TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ise, “Dünyadaki birçok ülkeyle güçlü bağlar geliştirmeyi hedefleyerek, önemli bir bölgesel güç ve küresel aktör olma konumunu pekiştiriyor. Ülkemiz, İspanya’dan Latin Amerika’ya uzanan ve yaklaşık 560 milyon İspanyolca konuşan insanın bulunduğu bu geniş bölge ile köklü iş birliği bağları ve stratejik ortaklıklar tesis ederek, ilişkilerimizi her alanda geliştirecek çalışmalar yürütüyor. Bugün gerçekleştirdiğimiz TRT İspanyolca Lansmanı ve TRT - İspanyolca Konuşulan Ülkeler 1. Yayıncılık Zirvesi ise, TRT ile İspanyolca konuşulan ülkelerin medya kuruluşları arasında güçlenen iletişimin en somut göstergesidir. Bugün, TRT İspanyolca dijital haber platformumuzun yayın hayatına başlamasıyla, uluslararası yayın ailemizin en yeni üyesi yolculuğuna başlıyor. Bunun yanı sıra, TRT Farsça dijital haber platformumuzun açılması için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye’nin kamu yayıncısı olarak bizler, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin küresel ölçekte verdiği ’daha adil bir dünya’ mücadelesine medya alanında elimizden gelen tüm katkıyı vermek için çaba sarf ediyoruz" dedi.