GÜNDEM - 17 Mayıs 2016 Salı 09:39

Terörist kızın pişmanlık dolu mektubu

A
A
A
Terörist kızın pişmanlık dolu mektubu

Mardin’in Nusaybin ilçesinde, terör örgütüne yönelik operasyonlarda, genç bir terörist kızın günlüğü ele geçirildi. Günlükte, terörist kızın ailesine yazdığı pişmanlık dolu mektuplar yer alıyor.

Mardin’in Nusaybin ilçesinde, terör örgütüne yönelik operasyonlar kararlılıkla devam ediyor. Operasyon kapsamında, Zehra Kaya isimli genç bir teröriste ait not defteri ele geçirildi. Günlük şeklinde yazılan not defterinde, genç teröristin anne, baba ve kardeşlerine yazdığı pişmanlık dolu mektuplar yer alıyor. Bölücü terör örgütüne bilinçsizce katılan kadın teröristin, örgüte katıldıktan sonra yaşadığı bunalım ve çaresizliklerin ifade edildiği not defterinde duygusal satırlar yer alıyor. Mektuplarında terör örgütüne katıldığı için büyük bir hata yaptığını dile getiren, kardeşlerini aynı hatayı yapmamaları için uyaran kadın terörist, annesine, babasına ve kardeşlerine duyduğu özlemi belirtiyor.

KARDEŞİM RAMAZAN VE APTULLAH’A
Örgütün sözde yöneticilerinin kendilerini piyon olarak kullandığını, birçok arkadaşının öldüğünü, kendisini bekleyen mukadder sonun da ölüm olduğunu anlatan kadın teröristin, “Bu notlar kimin eline geçerse lütfen aileme yetiştirin. Bu istek vasiyetimdir. Olmazsa mezarımda rahat uyumam valla. Ben Zehra Kaya” diye mektubu başlıyor.

Kaya'nın notlarında şu ifadeler yer alıyor:

“29/04/2016 Cuma

Merhaba küçük kardeşlerim durumunuz nasıl iyi misiniz hayat nasıl gidiyor. Valla burada hayat baya hareketli düşman yanı başımızda ve her gün vuruyor bakalım sonumuz nasıl olacak sizi çok özledim Ramazan kardeşim özellikle sana yazıyorum ben öldükten sonra sakın katılım yapma ben bir dava üzerine gelip katılmadım bu hayattan sıkıldığım için zeynosuz kaldığım için beni bu hale getirende örgüttür. Her şeyi bu hale getiren her şeyi yıkıp geçen bunca ölümün sebebi gene örgüttür. Onları hala da sevmiyorum ve sevmicemde. Hayatınıza bakın hiçbir şeyi takmayın çünkü bu dava gereksiz ve boş bir davadır. Hepimizde bir piyonuz kim güçlüyse daima güçsüzü yeniyor senden tek isteğim odur ki bu örgütün içine asla katılma. Sizi çok ama çok özledim benim küçük kardeşlerim biliyorum gidişim sizi çok üzdü hayal kırıklığına uğradınız ama yapabileceğim bir şey yok duygularım beni ölüme sürükledi neyse küçük kardeşlerim benden bu kadar ölmeme az kaldı hakkınızı helal edin sizi çok seven bahtı kara ablanız (Zehra Kaya)

BENİM SERT GÖRÜNÜMLÜ ABİME
Sevgili abim Rıdvan seni ne kadar çok sevdiğimi unutma, biliyorum diyorsundur hangi yüzle yazıyon çok haklısın ama ne yapayım son bir kez yazmak istedim durumun nasıl nasıl geçiyor amansız hayat oy abim bu yaşında sen de almışsın koca yükü sırtına dilerim ki Rabbime tez zamanda sana bolluk ve bereket huzur ve mutlu bir yaşam tanır. Nanoya iyi bak o benim oğlum, kardeşim, babam, annem her şeyim onu o kadar özlemişim ki doyamadım ona lütfen senden tek bir isteğim var yengeme iyi davran senden o kadar büyük bir beklentisi var ki çocukları da kırma bu son isteğimdir senden onları rahat bırak fazla baskı kurma. Yengem ona çok iyi bak lütfen hep onu sevdiğini ona değer verdiğini hissettir. Onu hep dinle çünkü emin ol ki o çok temiz kalpli ay kesin şuan diyosundur bu da amma da şey istiyor neyse kahramanım az bir süre kaldı belki bugünlerde ölecem valla kaç defadır ölümden kurtuluyorum bomba atar parçalarıyla yaralandım şimdi durumum iyi neyse. Abim benden bu kadar seni çoook ama çoook seven küçük ve bahtı kara kız kardeşin Zehra.

HAKKINI HELAL ET ELVEDA GÜZEL İNSAN NUR YÜZLÜ BABAMA
Ah benim bahtı kara babam ne yapıyorsun durumun nasıl seni çoook özledim sana o kadar ihtiyacım var ki anlatamam. Biliyorum şuan çok üzgünsün gene katılım yaptığım için ama mecburdum çünkü Zeynep yok biliyorum bencillik yaptım bir insan için sizi arkamda bırakıp terk ettim (ama ne yapayım içim anca böyle rahat olurdu neyse ne diyelim kader utansın. Babam benim, seni her gün buradaki arkadaşlara anlatıyorum ne kadar fedakar ve anlayışlı olduğunu söylüyorum seni çok merak ediyorlar ee herkese böyle bir baba nasip olmuyor dimi ama yaşasın çok şanslıyım ah benim ak saçlı babam sende çok çekmişsin bu hayattan ve hala da çekiyorsun umarım bundan sonra çok mutlu ve huzurlu bir yaşantın olur. benden de kurtuldun imzaydı mahkemeydi artık koşuşturmican oley. Seni çok seviyorum yiğit babam keşke sana layık bir evlat olsaydım ama olmadı benden hayır görmedin umarım diğer kardeşlerimden görürsün neyse ben kaçar hakkını helal et benim yiğit ve o kadar temiz kalpli babam
Seni Çok Ama Çok Seviyorum
Saygılarımla

CANIM ANNEME (HELİMA YA ŞİRİN KADIN)
Annem benim tontişim gül yüzlüm ne örüyon durumun nasıl seni çook özledim. İnanmazsın biliyorum ama burnumda tütüyon. Birlikteyken hiç anlaşamıyoruz valla suç bende benle geçinilmiyor yeminle taş kafalının önde gideniyim keşke beni doğuracağına taş doğursaydın bu halime. Biliyorum sana çok çektirdim hakkını da bana haram ettin ama ne yapayım Zeyno yok yaşayamıyorum. Sana iyi bir evlat olamadım huyum kurusun ah be annem hep diyordun ya bu yaşta kendine neler çektiriyorsun diye valla haklısın bu yaşta kendimi yaşlandırdım bilmiyorsun sırtımda ne kadar ağır bir yük var. Zeynonun annesi beni suçluyor ama yemin ederim ben ikna etmedim. Size kızdık dağa çıktık ooff oof annem bilsen ne kadar acı çekiyorum bilsen ne kadar yanıyor bu yüreğim bir türlü kendime gelemedim. Yan tarafımı Zeyno için bırakın aynı toprağın altında ve yan yana yatalım beni affet diyemicem çünkü yüzüm yok. Seni çok seven kızın Zehra.

ABİM DELİLE
Delil abim durumun nasıl nasılsın. Hayat nasıl gidiyor. benim hayatı soracak olursan kötü gidiyor. Arkadaşlarımın yarısı şehit oldu bir sürüde yaralı var moralim sıfır ah be abicim o kadar kuşkum var ki zeynosuz ben yaşayamadım yapamadım onun yokluğu bana o kadar acı veriyor ki her şeyimi ona bağlamışım keşke bu hayata düşmeseydik keşke dağ illetine çıkmasaydım ne bileyim anlık bir öfke ve kin bizi ne hale soktu. Burda bulunmamın tek nedeni zeynep’tir o yok ben nasıl yaşayım hem annesi benim içime öyle bir dert koydu ki zaten acım bana yeterdi bide o acımı katladı benim arkamdan diyordu o zeynoyu götürmüş ah ah ah benim ahım bizi ayıranların başına taş olsun neyse abim sende bir an önce evlen yuva kur. Valla yaşlanacan kimse seni kabul etmicek. benden bu kadar kendine çok iyi bak hiçbir şeyi kendine dert etme hayat bu ne zaman nerden vuracağı belli değil seni çok seven küçük kız kardeşin
Zehra Kaya

HAYAT BUYSA ÜSTÜ KALSIN
Ey kalleş hayat bana kalmadın da
Bende sana kalmıyorum
Son sadırlar bunlar." 

ONUR EMRE DURAK
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yalova Güllü’nün oğlu savcıya müşteki olarak ifade verdi: "Atacağım camdan, atlayacak mısın camdan kelimelerini ablam Tuğyan söylüyor" Yalova’daki evinin terasının penceresinden düşen Güllü’nün ölümüyle ilgili soruşturmada "tasarlayarak yakın akrabayı öldürmek" suçlamasıyla ablası Tuğyan Ülkem Gülter’in (27) kardeşi Tuğberk Yağız Gülter, olay günü ses kayıtarıyla ilgili, "’Atacağım camdan, atlayacak mısın camdan’ kelimelerini ablam Tuğyan söylüyor" dedi. 26 Eylül’de Yalova’nın Çınarcık ilçesi Harmanlar Mahallesi Vali Akı Caddesi üzerindeki apartmanın 5’inci katındaki kapalı terasta ünlü şarkıcı Güllü (52), kızı ve arkadaşıyla eğlendiği sırada pencereden düşerek hayatını kaybetmişti. Güllü’nün ölümüyle ilgili Yalova Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma çerçevesinde gözaltına alınan Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter "tasarlayarak yakın akrabayı öldürmek" suçundan tutuklanırken, Sultan Nur Ulu’ya ise ev hapsi verilmişti. Olayla ilgili Güllü’nün oğlu Tuğberk Yağız Gülter, Yalova Adliyesi’ne müşteki sıfatıyla ifade verdi. Gülter, Yalova’daki olayın yaşandığı gün kendisinin İstanbul’da olduğunu söyledi. Annesi ve ablası arasında sık sık tartışma çıktığını söyleyen Gülter, bunun hiç bir zaman fiziki şiddete dönmediğini söyledi. Ablası ile küçüklüğünden beri anlaşamadıklarını kaydeden Gülter, sık sık tartıştıklarını kaydetti. Olayın yaşandığı evi taziye evi olarak kullanmak istediklerini belirten Gülter, "Çınarcık’taki eve girmemiz lazımdı ama evin anahtarı bende yoktu. Ablam da hiçbir şey almadan evden çıkmış. O haliyle hastaneydi. Polisler de olay yeri incelemeden sonra kapıyı çekip gitmişler. Onlarda da anahtar yoktu. Hatta bu şifreli kapıyı yapan firmayı aradım ancak ulaşamayınca instagramdan mesaj attım. Sonuç itibariyle adamlara ulaşamadığım için ben de eve girebilmek adına komşumuz Seval teyzenin terasından girebileceğimi düşündüm. Çilingire de haber veremedim çünkü bu kapı normal bir kapı değildi, şifreli bir kapıydı, kapıyı komple çıkarmaları gerekiyordu sanırım" dedi. Camı kırarak eve girdiğini daha sonra dışarda bekleyenlere kapıyı açtığını kaydeden Gülter, annesinin kasasında para veya altın gibi şeylerin saklanmadığını söyledi. Gülter, kasadan yeşil sırt çantasına ananesinin kesilmiş saçı, annesinin banka hesap cüzdanları, annesinin yazdığı şarkı sözleri ve telif haklarına ilişkin evrakların olduğunu kaydetti. Olayın yaşandığı ana ilişkin ses kayıtlarına da değinen Gülter, şöyle konuştu: "Tuğyan’ın odasına girdikten sonraki ses kayıtlarını ben internet üzerinden dinledim. Orada ’Hadi görüşürüz’ sözcüğünü söyleyen kişinin annem olduğunu düşünüyorum ama çok da emin değilim. Çünkü ben bunu uzun süre önce bir kere dinlemiştim. Olayın olduğu ilk zamanlardı. Annem deyip geçtim. Son zamanlarda tekrar dinlemedim, uzun uzun muhakeme yapmadım. Herkes tamam mı? O ne lan? Valla şahane bak. Bak, manyaklara bak. Gel, gel. Kız gelsene buraya. Kız gel. Orospu’ şeklindeki sözler anneme aittir. Bazı sesleri tam olarak duyamasam da annemin söylediği kelimeler var ama müzik ve oynama sesinden net olarak duyamıyorum. Sizin ’Bırak beni’ olarak duyduğunuz ses de anneme ait. Sultan’ın ’Ben oynamayı bilmiyorum ki.’ sesi Sultan’a ait. Videoda dinlediğim ’Atacağım camdan, atlayacak mısın camdan’ kelimelerini de ablam Tuğyan söylüyor. Yine dinlediğim ses kaydında ’Gerek var mı?’ ya da ’Kelebek var mı?’ şeklinde duyduğum sözleri ablam söylüyor. ’Gel bakalım’ diye anladığım sözü de ablam söylüyor. Videonun sonundaki ’Hadi görüşürüz’ kelimelerini bir annemin sesine, bir Tuğyan sesine benzetiyorum. O konuda net bir şey söyleyemiyorum. Ben annemin bu ses kaydında dinleyip kesin olarak anneme ait olduğunu düşündüğüm sesleri söyledim. Ama en sondaki ’hadi görüşürüz’ cümlesinin net olarak kime ait olduğunu belirtemiyorum." "Hiçbir sebep yokken o dar açık camın olduğu yere geçmez" Gülter annesinin camlardan korktuğunu ve zorunlu olmadıkça uzak durduğunu anlattı. Annesinin o gün cam açık olmasına rağmen camın orada bulunmasının ancak 3 sebebi olabileceğini kaydeden Gülter, "Bunlardan birincisi açık olan camı kapatmak için olabilir. Çünkü dediğim gibi açık camdan korkardı, camı kapatmak istemiş olabilir. 2. sebep belki gerçekten söylediği gibi kelebek gibi bir küçük böcek tarzı bir şey vardı, onu öldürmemek için camdan alıp atmak istemiş olabilir. 3. sebep onu birinin cama bir şekilde götürmüş olmasıdır. Çünkü annem kesinlikle kendisi hiçbir sebep yokken o dar açık camın olduğu yere geçmez, oynamak isterse geniş alana geçmek ister. Benim ablam odada sürekli sigara içer. O yüzden cam sürekli açıktır. Annem sigara kokusunu sevmediği için genelde de ablama ’Yine sigara kokutmuşsun odayı, camı aç’ gibi şeyler söylerdi. Tuğyan’ın odasındaki Tuğyan’ın yatağı bir hafta önce aslında cama paralelmiş. Sonra yatağı cama dikey olarak koymuşlar. O olay anında olduğu gibi. Benim tahminim ablam deli yatar diye annem düşünüp yatağın o şekilde değiştirilmesini istemiştir. Annem yatağın o şekilde olmasına izin vermez" ifadesini kullandı. Anneni öldürebilir mi sorusuna yanıt: "Kervan için her şeyi yapabilir" Gülter, annesinin ablasının sevgilsi Kervan’dan nefret ettiğini belirterek, "Bir kaç sebebi vardır. İlk sebebi Tuğyan’dır. Tuğyan hayatındaki erkek için etrafını siler. Herkesi karşısına alır. Ben daha öncesinde tarihini tam hatırlamadığım dönem ablamın Kervan’dan ikiz çocuğa hamile olduğunu annemden duymuştum. Ablam çocukları düşürdü mü yoksa hastanede aldırdı mı bilmiyorum ama hamilelik sürecini annemden bu şekilde duymuştum. Ablam Kervan’ı seviyordu. Ablamın intihar etme olayında ablam cama çıkıp anneme ’Sen beni öldürdün, sen beni rezil ettin’ dedi. Ablam hayatındaki erkek için etrafını siler" dedi. Gülter, "Kervan için Ablan Tuğyan anneni öldürebilir mi?" sorusuna ise, "Vebal almak istemiyorum ama Kervan için öldürebilir. Çünkü ablam ilişki konusunda zayıf karakterli biridir. Kervan için her şeyi yapabilir. Daha önceki ilişkilerinde de böyleydi" diye konuştu. Ablasının olay günü yaşananlarla ilgili kendisine anlattıkları hakkında bilgi veren Gülter, şunları kaydetti: "Ben Tuğyan’a bu olaydan sonra kendisine annemi düşerken görüp görmediğini sorduğumda, bana annemin camdan düşerken ayağını ya da elbisesinin bir kısmını gördüğünü söylemişti. Bunu bana olayın olmasından sonra ilk haftalarda söylemişti. Ben annemi düşerken görüp görmediğini sordum. O da bana ’Yağız hatırlamıyorum. Ya elbisesini ya ayağını gördüm’ demişti. Ben Tuğyan’a olayın detaylarını sormadım. Annem camın oraya nasıl geçti, Sultan neredeydi, ya da Tuğyan nerede duruyordu, olay günü neler oldu gibi detaylar sormadım. Sadece annemi düşerken görüp görmediğini sormuştum. Bir de en son çalan şarkı ’Annemin sahneden iniş şarkısı değil mi?’ diye sordum. O da ’Evet, malkata’ dedi. Malkata’yı nasıl çaldıklarını, kimin istediğini Tuğyan’a sormamıştım. Ancak 2-3 gün önce ben Çiğdem ablaya ’Ablam bu malkatayı başka günlerde dinler miydi, olay anında niye Malkata’yı açmışlar’" gibi kuşkumu giderecek sorular sormuştur. Çiğdem de bana ablamın da bu şarkıyı ara ara dinlediğini söyledi." "Ablam çok yalan söyleyen biridir, 10 lafından 9’u yalandır" Gülter, Sultan Nur Ulu’nun ise uyuşturucu içtiği için saç örneği vermekten korktuğunu kaydetti. Gülter, ablasının uyuşturucu içip içmediği sorusuna ise, "Şunu da söyleyeyim annemden de net olarak biliyorum Tuğyan geçmişinde uyuşturucu kullanmıştır. Annemin de uyuşturucuyu bıraktırmak için çok uğraştığını biliyorum. Tuğyan kendi beyanına göre bu uyuşturucuyu 5-7 sene önce bırakmış, ondan sonra içmediğini söylüyor. Ancak ben şunu da söylemek durumundayım. Ablam çok yalan söyleyen biridir, 10 lafından 9’u yalandır. Çok yalan söyleyen biridir" dedi. "İlişkisi için yapamayacağı şey yoktur" Olayın cinayet olabileceğiyle ilgili şüphelerinin oluştuğunu da anlatan Gülter, "Benim şüphelerim oluşup kayboluyordu. Ablamın ya da Sultan’ın böyle bir şey yapacağını düşünmedim. Çünkü videoları izlediğimde ablam çok bağırıyordu, ablam olaydan sonra çok üzgündü, sürekli çığlık atıyordu, onun o üzüntüsünü görünce aklıma böyle bir şey yapabileceği gelmedi. Ancak ablamın kişiliği yukarıda belirttiğim gibi yalancılık vardır, menfaati çok sever, ilişkisi için yapamayacağı şey yoktur." Ablasını annesiyle ara ara Kervan sebebiyle kavga ettiğini dile getirerek şöyle konuştu: "Sinirli, agresif ve kavgacı bir yapısı vardır. Şimdi tüm olayları, Sultan’ın verdiği itiraf ifadesini düşününce aklım almıyor, ablamın böyle bir şey yapacağına inanmak istiyorum. Bunların gerçek olmadığına inanmak istiyorum. Yapmışsa da şikayetçiyim. Eğer annem bir cinayet sebebiyle vefat etmişse, yapan, düşünen, olaya karışan herkesten şikayetçiyim. Böyle bir şey yoksa kendini inşallah kanıtlar. Böyle bir şey varsa ömürlerinin sonuna kadar yatsınlar. Her şeyden önce çıkarlarsa benimle karşılaşacaklar. Gerçeğin açığa çıkmasını istiyorum." "Böyle bir şey yapmamıştır diye ümit ediyorum" Tuğyan’ın daha önce kendisine annesini öldürmek istediği ile ilgili bir şey söylemediğini anlatan Gülter, olayın gerçeğiyle ilgili bir bilgisi olmadığının belirterek, "Tuğyan olaydan sonra bana annemi ittim diye bir şey söylemedi. Zaten böyle bir şey de konuşmadık. Hatta onu cezaevine perşembe günü gidersem böyle bir soruyu sorup sormayacağımı da bilmiyorum. Vereceğim cevaptan korkuyorum inşallah böyle bir şey yapmamıştır diye ümit ediyorum. Benim onların kaçma planları ile ilgili bir bilgim yoktur. Hatta kaçmayla ilgili ses kaydı medyaya düşünce ben de Whatsapp’tan Tuğyan’a ’Biraz önce öğrendim, bu Gürcistan, Fransa muhabbetleri ne, hayırdır, nereye kaçmayı planlıyorsun, niye?’ diye yazdım, o da bana bir şey yazmadı, sonra ben onu aradım, kızdım, o da bana böyle bir kaçma planının olmadığını, ses kayıtlarının kesilip biçildiğini öyle servis edildiğini söyledi, ben de aslı varsa sen ver dedim. Yine bu konuşmamızda Bircan’a attığı annemle ilgili mesajların hesabını bana vereceksin demiştim. O bana herhangi bir cevap vermedim" dedi. Gülter, telefonunun kendi rızasıyla incelemesi için savcılığa verdi.