EKONOMİ - 15 Aralık 2020 Salı 13:47

TİSK’in ev sahipliğindeki Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2. Toplantısı çevrim içi olarak yapıldı

A
A
A
TİSK’in ev sahipliğindeki Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2. Toplantısı çevrim içi olarak yapıldı

TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç, "Rekabet içerisinde olduğumuz ülkelerin ve OECD ortalamasının oldukça üstünde olan ücret üzerindeki vergi ve prim yüklerinin uygun seviyelere çekilmesi hem çalışanlarımıza hem de işverenlerimize nefes aldıracak bir adım olacaktır" dedi.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu 1 Ocak’a kadar yapacağı 3 toplantının ikincisini bugün Türk İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) ev sahipliğinde pandemi süreci dolayısıyla çevrim içi olarak gerçekleştirdi.

Toplantı sonrası yazılı bir açıklama yapan TİSK Genel Sekreteri Koç, “Bizler pandemi sürecinde, işyerlerimizde sağlıklı çalışma koşullarının oluşması, çalışanlarımızın gelir kaybı yaşamaması ve istihdamın korunması için gerekli adımları hızla attık. İnsan sağlığını birinci önceliğimiz yaptık. Zorunlu olarak başvurduğumuz kısa çalışma uygulamasında dahi çalışanlarımızın gelir kaybı olmaması için işverenlerimizi destekledik ve teşvik ettik. Bu yolla, kısa çalışma ödeneklerine ilave ödemeler yapılmasını ve çalışanlarımızın ücretleri kadar geliri alabilmelerini sağladık. Çalışma hayatının tarafları olarak, salgın döneminde, herkesin yararına olacak kararları müzakere ve dayanışmayla almaya özen gösterdik. Bundan sonra da iş birliği ve diyaloga dayalı tutumumuz devam edecek” ifadesini kullandı.

“Asgari ücret, çalışma hayatının tüm göstergelerine doğrudan veya dolaylı olarak etki eden önemli bir gösterge niteliğinde bulunuyor”

Asgari ücret belirlenirken pandemi sürecinin göz önünde bulundurulmasını belirten Koç, "Her yıl Aralık ayıyla beraber kurulan asgari ücret masası, bu yıl ne yazık ki salgının getirdiği olağanüstü şartların gölgesinde kuruldu. Bu nedenle, asgari ücretin dönemin koşulları dikkate alınarak belirlenmesi her zamankinden çok daha büyük önem taşıyor. Asgari ücret, çalışma hayatının tüm göstergelerine doğrudan veya dolaylı olarak etki eden önemli bir gösterge niteliğinde bulunuyor. Öncelikle belirtmek isteriz ki, tüm projelerimizde temel aldığımız 'yeni nesil sendikacılık' bakış açımız çerçevesinde, bizim için çalışanımızla birlikte büyümek esas. Çalışanlarımızın hayat kalitesini artıran, işletmelerimize değer katan her türlü kararın en büyük destekçisiyiz” değerlendirmesini yaptı.

“1,3 milyon genç işsizimiz var ve üzülerek belirtmeliyiz ki her iki yükseköğrenim mezunu gençten biri işsiz”

Türkiye’nin içinde bulunduğu sürecin altını çizip sebepleri ve sonuçları sıralayan Genel Sekreter Koç şunları kaydetti:

"Covid-19 önlemleri nedeniyle hizmetler sektöründe faaliyet gösterenler başta olmak üzere birçok işletmenin geçici olarak kapanmak veya faaliyetlerini daraltmak zorunda olduğu yadsınamaz bir gerçek. 2021 yılı asgari ücreti belirlenirken, bu işletmelerin durumu ve geleceğinin de dikkate alınması büyük önem taşıyor. Son yıllarda özellikle Doğu Avrupa kaynaklı işgücü maliyetlerinde ciddi rekabet ile karşı karşıyayız. 1,3 milyon genç işsizimiz var ve üzülerek belirtmeliyiz ki her iki yükseköğrenim mezunu gençten biri işsiz. Asgari ücret artışlarıyla paralel artışını sürdüren kayıt dışılık bugün yüzde 33 seviyelerinde seyrediyor.”
Koç, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumda karşılaşılan sorunların sonuçlarını şu şekilde sıraladı:
“Olağanüstü şartlar taşıyan bu dönemde asgari ücret desteğinin tüm işletmeleri kapsayacak şekilde ve özellikle toplu iş sözleşmeli işyerlerinde artarak devam ettirilmesi hayati nitelikte bulunuyor. Rekabet içerisinde olduğumuz ülkelerin ve OECD ortalamasının oldukça üstünde olan ücret üzerindeki vergi ve prim yüklerinin uygun seviyelere çekilmesi hem çalışanlarımıza hem de işverenlerimize nefes aldıracak bir adım olacaktır. İstihdamı korumak, ilave istihdam sağlamak, yeni yatırım ortamı oluşturmak ve salgınla zor durumda kalan sektörlerin üzerindeki baskıyı azaltmak için dengeli bir asgari ücretin belirlenmesi her zamankinden daha da önemli hale gelmiş bulunuyor.”

“Geleceğimize, çalışanlarımıza, işletmelerimize katkı sağlayacak her türlü karara destek vermeye hazırız”

Asgari ücreti belirlemede çalışanlara ve işletmelere katkı sağlayacak kararlara destek vereceğini belirten TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç, "'Birlikte Mümkün' diyen bir konfederasyon olarak, bu süreci yine işçi, işveren ve hükümetimizle birlikte diyalog ve dayanışma yoluyla aşacağımıza olan inancımız tam. Geleceğimize, çalışanlarımıza, işletmelerimize katkı sağlayacak her türlü karara destek vermeye hazırız. Bu vesileyle, Asgari Ücret Tespit Komisyonumuzun alacağı kararların Ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

Mustafa Cenik
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize Tarihi serenderler otel odası oldu Rize’de geçmiş dönemlerde daha çok yiyeceklerin saklanması için kullanılan serenderler otel odası oldu. Genelde üst kısmında yiyeceklerini kemirgenlerden korumak için sakladığı, alt kısmını da çoğunlukta ahırda yetiştirdikleri hayvanlar için yazdan hazırladıkları otları koymak için kullandığı ahşap serenderler artık tarih olmaya başladı. Genel itibariyle 4 direk üzerine kurulan oda şeklinde olan ve oturtulduğu direklere kemirgenlerin tırmanmaması için tekerleğe benzer yuvarlak bir ahşap ile kesişen serenderler aynı zamanda bir zenginlik göstergesiydi. Birçok evin yakınına kurulan bu serenderlerin alt kısımları da ahırda bakılan büyükbaş veya küçükbaş hayvanların yemesi için saklanan otlarla doldurulurdu. Unutulmaya yüz tutmuş bu yerel mimari Rizeli aile için fikir kaynağı oldu. Rize’nin Ardeşen ilçesi Fırtına Vadisinde yaşayan Recep Kurtoğlu ve oğulları, çürümeye yüz tutan ve Doğu Karadeniz’in geçmiş dönemde vazgeçilmezi olan bir serenderi satın alarak köylerinde ki araziye yerleştiremeyince farklı bir alana yerleştirdiler. Aile genellikle yakın akrabaları ve arkadaşları ile çay içmek için serenderi kullanmaya başladı. Sonrasında talep artınca serenderi otel odasına çevirdi. Alt kısmını lavabo, salon ve mutfağa çeviren aile üst katını ise yatak odasına ayırdı. Talep arttıkça harekete geçen Kurtoğlu ailesi, tamamen doğallığı bozmadan yaptıkları serenderlerin sayısını 5’e kadar çıkarttı. “Orijinalini hiç bozmamaya çalıştık” Orjinalliğini bozmadan serenderleri otel odası olarak kullanmaya başladıklarını ifade eden Recep Kurtoğlu, “Aslında ilk önce evimin önüne koymak için almıştım. Tarihi eserleri seviyorum. Sığmayınca buraya getirmek zorunda kaldık. Çocuklar özellikle burayı istediler. Başta ticari amaçlı değildi. Sırf kendimiz için yapmıştık. Tamamen doğaldan yanayız. Her şeyi otantik yapmaya çalıştık. Bunlar en az 150-200 yıllık yapılar. Orijinalini hiç bozmamaya çalıştık. Orijinalliğini bozmadan eskiyi canlandırmak istedik” dedi. “Rize hayatını burada yaşatıyoruz” Gelen misafirleri şehir hayatından uzaklaştırarak Rize hayatını yaşattıklarını belirten Burak Kurtoğlu, “Buranın en büyük özelliği tamamen doğal olması. 150-200 yıllık yapılarımız var burada. 5 ayrı serender evimiz mevcut. Hiçbirinde çivi bile yok. Eskilerimiz tahtaların birbirine geçirerek yapmışlar. Zamanında bunlar kiler olarak kullanılmaktaydı. Eskiler mısır gibi ürünler öğüttükleri zaman fare gibi haşereler ulaşamaması için serenderlerde saklanırdı. Asıl kullanım amacaı oydu. Yöremizde çokça mevcuttu. Sahipleri bir kısmını kırıp odun yapmaya başladılar. Bir kısmı çürütmeye başladı. Değeri kalmadı. Bu olay zaten karambole gelişti. Öncelikle bu işe girmemize sebep olan arkadaş serenderi çürütüyordu. Eski sahibi bakamadığı için bize sattı. Köyümüze büyük geldiği için orada kullanamadık. Düz bir alana kurup arkadaşlarımız gelip çay içeriz amacıyla buraya kurduk. Sonrasında neden konaklamaya çevirmiyorsunuz gibilerinden çok talep olunca neden olmasın dedik. Bir tane ile başlamıştık. Şu anda 5 adet farklı serender evimiz mevcut. Rize’nin farklı köylerinden serender evleri aldık buraya taşıdık. Doğallığını bozmadan buraya dizdik. İçini de otel hizmeti verebilecek şekilde dizayn ettik. Buranın en büyük özelliği doğal olması. Buraya gelen insan 2-3 gün olsa bile şehir hayatından uzaklaşıyor. Rize hayatını burada yaşatıyoruz” ifadelerini kullandı. “Burada uyumak benim için tarif edilemeyecek bir duygu” Kaan Kurtoğlu ise serenderlerin tarihine dikkat çekerek “Serender yaklaşık 150 yıllık. İçine girdiğin andan itibaren ahşabın kokusunu alıyorsunuz. Özellikle yağmurlu havalarda burada uyumak benim için tarif edilemeyecek bir duygu. Gelen insanlarda bu şekilde düşünüyor. Bu serenderler eskiden kiler olarak kullanılıyordu. Buzdolabı olmadığı için insanlar gıda ürünlerini burada saklarlardı. Bunlar yerden yüksek olduğu için fare gibi hayvanlar gıdalara ulaşamıyordu. Bu şekilde kullanılıyordu” şeklinde konuştu.
Zonguldak Rektör Özölçer’den 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı mesajı Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı münasebetiyle bir mesaj yayımladı. Rektör Özölçer mesajında şu ifadelere yer verdi: “19 Mayıs, kadim Türk milletimizin tarih sahnesine adım attığı ilk andan itibaren aşkla bağlandığı bağımsızlığını aynı ruhla dünya sahnesine ilan ettiği asil günün adıdır. Övünç kaynağı tarihimizin dönüm noktası olarak bilinen Gazi Mustafa Kemal’in Samsun’a attığı ilk adım, milletimizin umudu ve karanlığın aydınlığı olurken millî devletimizin de müjdecisi olmuştur. 105. yıl dönümünü gurur ve mutluluk içinde kutladığımız bugün; aziz milletimizin kahramanlık beratı, devletimizin payidarlığının nişanı ve cumhuriyetimizin emaneti gençliğin meşalesidir. Ulu Önder Atatürk’ün yarınların umudu olan Türk gençliğine ithaf ettiği bu kutlu gün gençliğe duyduğu güvenin timsalidir. Güçlü Türkiye yüzyılında aydınlığımız olan gençlerimizin bilimde, sanatta, sporda ve hayatın her anında kazandığı zaferler ile insanlığa sunduğu nitelikli üretimler ‘Muhtaç olduğun kudret damalarındaki asil kanda mevcuttur’ sözünün göstergesidir. Ülkemizin teminatı olan gençlerin geleceğini emin adımlarla şekillendirdiği üniversiteler olarak bizler de üstümüze düşen sorumluluğun her daim farkındayız. Bu farkındalığın önemini bilerek aklın ve bilimin kılavuzluğunda çağdaş, vatansever, çalışkan, üretken, inancına ve kültürüne bağlı bir ülküyle birlikte ülkemizi muasır medeniyetlerin üstüne taşıyacak gençleri yetiştirmeyi görev addediyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle necip milletimizin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı canı gönülden kutluyor; başta ülkemizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşları olmak üzere tüm aziz şehitlerimizi saygı, minnet ve rahmetle yâd ederken gazilerimize de sağlıklı bir ömür diliyorum.”