ASAYİŞ - 01 Şubat 2017 Çarşamba 15:07

Tokatlı kayıp 2 çocuğu arama çalışması sonlandırıldı

A
A
A
Tokatlı kayıp 2 çocuğu arama çalışması sonlandırıldı

Tokat’ın Reşadiye ilçesinde 13 aydır kayıp olarak aranan 5 yaşındaki Dursun Kağan Taşçı ile 8 yaşındaki Bayram Erol'u arama çalışmalarında bir bulguya rastlanmaması nedeni ile çalışmalar sonlandırıldı.

Reşadiye ilçesinde 29 Aralık 2015 tarihinde oyun oynamak için parka gittikten bir süre sonra kaybolan 8 yaşındaki Bayram Erol ve 5 yaşındaki Dursun Kağan Taşcı'nın en son görüldükleri noktaya yakın olan Kelkit çayı kenarındaki bir evin bahçesinde arama çalışması yapıldı. Cumhuriyet Savcılığına gelen bir ihbar üzerine iş makinesi ile arama yapılan arama çalışmaları yaklaşık 4 saat sürdü. Tek katlı evin bahçesinde samanlıkta yapılan arama çalışmalarında bir bulguya rastlanmadı.

Kaçırılmış olabilirler
Arama çalışmalarını olay yerinde takip eden kayıp çocuklardan Bayram Erol’un babaannesi Rukiye Erol, yine yapılan arama çalışmalarından bir şey çıkmamasının üzüntüsünü yaşadıklarını söyledi. Çocukların bugüne kadar bulunamaması nedeni ile kaçırılma ihtimali üzerinde durduklarını ifade eden Erol, “Bu vakite kadar bulunamadığına göre halen çocuklar sağ diye bir ümit düşünüyoruz. Bugün de arama çalışması yapıldı. Bir ömrümüz daha gitti, acaba bir şey çıkacak mı çıkmayacak mı diye” dedi. Kayıp çocuklardan İbrahim Taşçı’nın polise ifadesinde bir başka kadınla ilişkisi olduğunu anlattığını ifade eden Erol, “O konu biliniyordu, araştırıldı bir şey çıkmamıştı” şeklinde konuştu.

Kayıp çocuklardan Bayram Erol’un dedesi Cemal Yücel, devletin tüm imkanlarını kullanmasına rağmen hiçbir neticeye ulaşılamadığını kaydetti. 13 aydır çocuklardan bir haber alamadıklarını ifade eden Yücel, ”Ben köyde duruyorum, çalışmalara bakmaya geldik. Ama bir sonuca ulaşılamadı” diye konuştu.

Öte yandan kaybolan çocukların aileleri bir televizyon kanalında yayınlanan İnci Ertuğrul'un “Kaybolan Çiçekler” programının konuğu olmuştu. Kayıp çocuklardan Dursun Kağan Taşçı’nın babası İbrahim Taşçı, canlı yayında evli olan bir başka kadınla ilişkisi olduğu yönündeki iddiaları kabul ederek, konuyu olaydan kısa süre sonra emniyet yetkililerine söylediğini ifade etmişti. 

Nurhan İçmez

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Keneden korunmak için günlük vücut kontrolü yapmalı Ankara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ömer Orkun, “Günlük vücut kontrolleri ile kene görüldüğünde derhal çıkartılması esastır. Eğer siz keneyi bir an önce vücuttan uzaklaştırırsanız kene enfekte dahi olsa mikropları vermeden siz çok kolaylıkla kurtulabilirsiniz” dedi. Ateş, cilt içi ve diğer alanlarda kanama gibi bulgulara neden olan kene kaynaklı Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA) vakaları, Nisan ve Mayıs ayında artış gösterdi. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Keneler ve Kene Kaynaklı Hastalıklar Araştırma Laboratuvarı Sorumlusu Doç. Dr. Ömer Orkun, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Kırım-Kongo kanamalı ateşe neden olan kenelerden korunma yöntemlerini açıkladı. “Kene atlamaz, sıçramaz” Kenenin özelliklerini anlatan Doç. Dr. Orkun, “Bu avcı karakterli bir kene olup insanlara yerden yürüyerek geliyor. Bu kene atlamaz, zıplamaz ve sıçramaz. Bu kene otlara ve ağaçlara tırmanmaz. Ağaçlardan da düşmez. Bunun asıl geldiği yer, yerlerden yürüyerek geliyor” ifadesini kullandı. “Avına doğru yürüyerek gidiyor” Tarım yapan vatandaşları da uyaran Orkun, “Tarımsal faaliyetlerin olduğu tarım alanlarının etraflarında daha yoğun görüyoruz. Toprakta, taşın ve yaprağın altında saklanıyor. Hedef canlı grubu, bu insan, sığır, koyun ve keçi olabilir, oradan geçene kadar bekliyor. Oradan geçerken bir takım çok kompleks algaçlarıyla algılıyor. Tabiri caizse avına doğru yürüyerek gidiyor” diye konuştu. “İnsanları onlarca metre takip edebilir” Türkiye’de Kırım Kongo Kanamalı ateşin vektörü olan kene türünün çok hızlı hareket ettiğini ifade eden Orkun, “Hatta dünyada karşılaşabileceğimiz en hızlı ve en uzun yol kat edebilen, yürüyerek veya da koşarak yol kat eden bir türdür. İnsanları onlarca metre takip edebilir. Kene tutulmasının gördüğümüz yerlerde çok karşımıza çıkan bir durumdur. Yakalıyor ve ilk tercihen en çok girdiği yer paçanın içerisinden geliyor ve açık olursa deriye ulaşmaya çalışıyor” şeklinde konuştu. Doç. Dr. Orkun, Türkiye’de kenenin olmadığı hiçbir yerin olmadığı belirterek, tarım arazisinde vakit geçiren vatandaşların ciddi risk altında olduğunu da kaydetti. “Keneden korunmak için günlük vücut kontrolü yapmalı Birtakım alınacak önlemler ile vatandaşların keneden korunmasının mümkün olduğunu söyleyen Orkun, şöyle konuştu: “İlk 24 saatten 48-72 saate kadar ulaşan sürelere ihtiyaç var. Günlük vücut kontrolleri ve kene görüldüğünde derhal çıkartılması esastır. Eğer siz keneyi bir an önce vücuttan uzaklaştırırsanız kene enfekte dahi olsa henüz size ekolojik ajanı, yani iç organizmayı ve mikropları vermeden siz çok kolaylıkla kurtulabilirsiniz.” “Çivi söker gibi çıkarabilirsiniz” Kenenin vücuttan çıkarılmasının profesyonellik isteyen bir durum olmadığına dikkati çeken Orkun, şunları kaydetti: “Keneyi çok kolaylıkla bir cımbız yardımıyla veya onları bulamazsınız eldiven, yaprak ve naylon ile tutup çıkarabilirsiniz. Çivi söker gibi çok kolay. Patlatmamak burada esastır. Çünkü bazen patlattığınızda elinizdeki yarık ve çatlaklarda mikrobiyolojik ajanların girmesi de mümkün olabiliyor. Ama keneden bir an önce kurtulmanız sizin için esas.”