ADVERTORIAL - 01 Kasım 2018 Perşembe 16:23

Toplu Ulaşımda Çıtayı Yükseklere Çıkarıyoruz

A
A
A
Toplu Ulaşımda Çıtayı Yükseklere Çıkarıyoruz

“2015'te ortalama aylık 7 milyon kişi toplu ulaşımı kullanırken bu rakam 2018'de 12 milyona kadar yükseldi. Bisikletin de ulaşım amaçlı kullanımının artması için özel yollar yapıyoruz.”

Toplu Ulaşımda Çıtayı Yükseklere Çıkarıyoruz

Gaziantep ‘te toplu ulaşımın durumu ve gelişimi ile ilgili bilgi alabilir miyiz?

Şehrimizdeki nüfus artışına paralel olarak toplu taşıma ihtiyaçlarımız da gelişiyor. Bildiğiniz gibi Gaziantep, nüfus yoğunluğu bakımından ülkemizde 5.sırada ve nüfusumuz 2 milyonu geçti. Kentleşme ve nüfus artışına bağlı olarak toplu ulaşım ihtiyaçlarımız da giderek artıyor. 2015 yılında ortalama aylık 7 milyon yolculuk gerçekleşirken bu rakam 2018 yılında 12 milyona kadar yükseldi.Gaziantep ‘te şehir içi toplu ulaşımözel taşımacılar, belediye otobüsleri ve raylı sistem ile sağlanıyor.Belediye otobüsleri ve tramvayların işletilmesi ise Belediyemiz iştiraki olan Gaziulaş tarafından yapılıyor.Şehirdeki toplam yolcunun yaklaşık \%30 ‘u belediye araçları ile, \%70’i ise toplu taşıma esnafınca taşınıyor. Tabi biz bisikletin de ulaşım amaçlı kullanımının artmasını arzu ediyoruz. Bu yönde yaptığımız çalışmalarla şehirdeki ayırılmış bisiklet yollarını devamlı arttırıyoruz, bisiklet kiralama uygulaması GaziBis ‘i yakın zamanda devreye aldık, ülkemizde kullanımı yeterince yaygın değil ama sağlık, maliyet, hava kirliliği, trafik yoğunluğu her bakımdan yaygınlaştırılması gereken bir çözüm bisiklet.

Toplu Ulaşımda Çıtayı Yükseklere Çıkarıyoruz

Son dönemin trend konularından birisi akıllı ulaşım, bu anlamda Gaziantep ‘te çalışmalarınız oldu mu?

Akıllı şehirciliğin toplu ulaşım ayağındaki geliştirmeler içintoplu ulaşımın elektronik altyapısını yeniledik. Bu altyapı akıllı ulaşım adına yapılacak bir çok işin temelini oluşturuyordu ve yenilikler getirebilmek için bir altyapı değişimine gitmek gerekiyordu. Tabi canlı bir sistem olması nedeniyle zor bir operasyondu. Bu operasyon boyunca şehirdeki bir milyondan fazla aktif akıllı ulaşım kartını yeni teknoloji kartlarla ücretsiz değiştirdik ve bu esnada hizmette en ufak bir aksama yaşanmadı. Bu değişim neticesinde yolcu bilgilendirmeye yönelik seyahat planlayıcısı, otobüsüm nerede, toplu ulaşım kullanım geçmişlerini inceleme gibi hizmetleri yeni bir mobil uygulama ile devreye aldık. Engellilerin gündelik yaşamını kolaylaştıran araç içlerine görsel ve sesli bilgilendirme uygulamaları, araç dışı seslendirme uygulaması, mobil uygulamada engelli uyumluluğu gibi imkânları bu dönemde başlattık.Toplu ulaşımın ölçülebilirliğinin ve güvenliğini arttıran kartlı ödeme sisteminin ödeme seçeneklerine dair geliştirmeler yaptık, vatandaşlarımız kartlarına internetten dolum yapabiliyorlar, kart yerine cep telefonlarını ya da temassız özellikli kredi kartlarını direk kullanarak araçlara binebiliyorlar. Bu sistem aynı zamanda belediyemizin Hayvanat Bahçesi, Botanik Bahçesi ve müzeler gibi diğer noktalarında da geçerli, daha da yaygınlaştırmaya yönelik çalışmaya devam ediyoruz. Bu alanda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı himayesinde, sektörün öncü kurumlarının birlikteliği ile kurulan Akıllı Ulaşım Sistemleri Derneği ‘ndenvatandaşın günlük yaşamını doğrudan etkileyen daha güvenli, hızlı, konforlu, çevreci ve yaşamı kolaylaştırıcı uygulamalar kategorisinde “Belediyecilikte Ulaşımın Aklı Ödülü” ne layık görüldük. Keza Avrupa Birliği ‘nin yaptığı saha araştırma sonuçları da bu alanda Türkiye ‘nin en önde gelen Belediyeleri arasında olduğumuzu net bir şekilde ortaya koyuyor.

Toplu Ulaşımda Çıtayı Yükseklere Çıkarıyoruz

Peki bu gelişmeler toplu ulaşımda maliyetleri arttırmadı mı?

Bildiğiniz gibi gelişmiş ülkelerde toplu ulaşım kar amaçlı yapılmayan ve sübvanse edilen yerel yönetimlerin asli hizmet alanlarından birisidir. Gelişmişlik düzeyi arttıkça işletme zararı da artar. Gelişmiş ülkelerde gelir-gider dengesi bakımından bu zarar \%50 seviyelerine kadar yükselir. Ancak biz Belediye ‘nin toplu ulaşım hizmetini yeniden yapılandırarak işletme zararını \%90 oranında azalttık. 2016 yılı başı itibariyle Belediyemize ait Gaziulaş şirketimize otobüs, tramvay ve elektronik ücret toplama sisteminin işletmesini yapması için gerekli kurumsal yapılandırmasını tamamlayarak, işletmecilik işlerini bu şirketimiz üzerinden sürdürmeye başladık. Bu yapılanma değişikliği neticesinde toplu ulaşım işletmeciliğinde önemli bir verimlilik artışı meydana geldi, hem hizmet çeşitliliğini ve kalitesini arttırdık, hem de görev zararı konusunda çok önemli iyileştirmeler yaptık. Yani hizmet gelişti, ancak mali yük azaldı. Bunu yaparken de bu mali tablonun vatandaşa yansıtmamaya özel gayret gösterdik. Ancak bildiğiniz gibi toplu ulaşımın en büyük gider kalemleri ithal. Özellikle yakıt maliyetlerinde dünya genelinde meydana gelen değişimler maalesef toplu ulaşım hizmetlerinin maliyetlerini ciddi şekilde etkiliyor.

Toplu Ulaşımda Çıtayı Yükseklere Çıkarıyoruz

Fosil yakıtların maliyetlerinin yanı sıra çevreye verdikleri zararlar da epeyce tartışma konusu. Bu konuda toplu ulaşım tarafında neler yapılabilir?

Son dönemde otobüs filomuza 137 yeni araç ekledik. Artık araçlarımızın \%57 ‘si çevre dostu düşük emisyonluCNG ‘liaraçlardan oluşuyor. Sıfır emisyonlu elektrikli araçlara geçiş için de pilot uygulama başlattık. Bu kapsamda şarj istasyonumuz kuruldu ve bir adet elektrikli otobüsümüz deneme seferlerine başladı, vatandaşlarımız memnun, teknik olarak gelişmesi ve fiyat/performans olarak istenen noktaya gelmesi durumunda bu yönde ilerlemeyi istiyoruz. Yani toplu ulaşımı geliştirirken karbon salınımı anlamında şehrimizin havasını iyileştirici çözümler üzerinde duruyoruz. Bu konuda dünya genelindeki gelişmeleri yakından takip ederek şehrimize kazandırmaya çalışıyoruz. Şehirdeki yolcunun \%15 ‘i zaten elektrikle çalışan raylı sistem araçları ile taşınıyor.

Toplu Ulaşımda Çıtayı Yükseklere Çıkarıyoruz

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Sezer Cihan Raylı sistemin arttırılması hakkında önemli bilgiler verdi:

Tramvay duraklarımızı büyüttük, yolcu kapasitemizi ve araç sayımızı arttırdık. 2015 yılında ortalama 20 araçla yaptığımız işletmeyi artık ortalama 38 araçla sürdürüyoruz ve buna bağlı olarak şehirdeki aylık raylı sistem yolculuk sayıları 500.000‘li rakamlardan ayda 1.700.000‘lere geldi. Keza Otobüs İşletme ‘sinde belediye araçlarımızla taşıdığımız aylık yolcu sayısı 800.000’li rakamlardan 1.700.000’li rakamlara geldi. Bu hizmetleri düzenli dezenfekte edilen, bakımlı, klimalı araçlarla sürdürüyoruz. Hizmet kalitesi ve yolculuk sayıları anlamında önemli gelişmeler gerçekleştirdik. Mevcut hattımızı daha etkili kullanmak adına çalışıyoruz. Bunun yanı sıra Gaziray projemiz son hızla devam ediyor, ray altyapıları ve istasyon inşaatlarında önemli bir aşamaya geldik,Gaziraygüzergâhındaköprülü kavşaklar kısa süre içinde inşa edilerek hat üzerindeki geçiş noktaları düzenlendi, proje hızla ilerliyor. Aynı zamanda Hastane – Gar metro hattının proje ihalesi gerçekleştirildi. Projenin tamamlanması ile birlikte uygulama ihalesi yapılacak. Gar – 15 Temmuz Yerleşkesi metro hattımız için de kısa süre içerisinde proje ihalesine çıkmayı planlıyoruz. Bu projeler tamamlandığında Gaziantep ‘te toplu ulaşım adına kalite çıtasını çok yüksek bir noktaya taşımış olacağız.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: "Kudüs Müslümanlarındır, Filistin ve Gazze Müslüman yurdudur, kıyamete kadar da öyle kalacaktır" Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Emperyalistlerin desteğini arkasına alarak Gazze’de binlerce masum insanı acımasızca katleden terör şebekesi İsrail, Filistinlilere yönelik saldırılara derhal son vermelidir. Topraklarının işgal ve istila edilmesine karşı kahramanca direnen Filistin halkının verdiği mücadele, din, ahlak ve uluslararası hukuk açısından meşru ve onurlu bir mücadeledir. Açıkça bilinmelidir ki Kudüs Müslümanlarındır, Filistin ve Gazze Müslüman yurdudur ve kıyamete kadar da öyle kalacaktır" dedi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İstanbul’da düzenlenen “Dünya İslam Bilginleri İstişare Zirvesi’nin” kapanış oturumuna katıldı. Çok sayıda Müslüman ülkeden din adamını bir araya getiren zirvenin 9 maddelik sonuç bildirgesini açıklayan Erbaş, Filistin coğrafyasında 75 yıldır sapkın bir inanç ve kirli bir siyasetle gerçekleştirilen insanlık dışı siyonist politikalar ve uygulanan soykırımın, tüm dünyayı bir felakete sürüklediğini belirtti. Aileyi olumsuz etkileyen yaklaşımlara karşı kolektif bir duruş sergileyerek aileyi korumak ve güçlendirmek için küresel boyutta etkin çalışmalar yapmanın zorunluluğuna dikkat çeken Erbaş, medya enstrümanlarını kullanarak gençlerin zihin ve gönül dünyalarında büyük tahribatlar oluştuğuna dikkat çekti. “Açıkça bilinmelidir ki Kudüs Müslümanlarındır” Açıkladığı sonuç bildirgesinde Filistin’deki katliama değinen Erbaş, “Filistin coğrafyasında 75 yıldır sapkın bir inanç ve kirli bir siyasetle gerçekleştirilen insanlık dışı siyonist politikalar ve uygulanan soykırım, tüm dünyayı bir felakete sürüklemektedir. Emperyalistlerin desteğini arkasına alarak Gazze’de binlerce masum insanı acımasızca katleden terör şebekesi İsrail, Filistinlilere yönelik saldırılara derhal son vermelidir. Topraklarının işgal ve istila edilmesine karşı kahramanca direnen Filistin halkının verdiği mücadele, din, ahlak ve uluslararası hukuk açısından meşru ve onurlu bir mücadeledir. Bu asil mücadeleyi her bakımdan desteklemek ve yaşanan soykırımı durdurmak için maddi-manevi mücadele etmek, her Müslüman için iman ve kulluk sorumluluğudur. Açıkça bilinmelidir ki Kudüs Müslümanlarındır, Filistin ve Gazze Müslüman yurdudur ve kıyamete kadar da öyle kalacaktır. Gazze’de uygulanan siyonist vahşete karşı, akademi dünyasından sivil toplum örgütlerine, farklı din mensuplarından sanat ve siyaset çevrelerine kadar tüm dünyada milyonlarca insanın sesini yükseltmesi, insanlığın geleceği adına umut vericidir. Tüm engellemelere rağmen dünyanın birçok yerinde gerçekleştirilen Filistin’e destek yürüyüşleri, küresel maşeri vicdanın zulme ve soykırıma galip geleceğini müjdelemektedir. Vicdanlarının sesine kulak vererek siyonist barbarlığa karşı insan onurunu, adalet ve merhameti savunan insanların bu asil ve duyarlı tavırları, her türlü takdirin üzerindedir. Hukuku, ahlakı, insan onurunu hiçe sayan ve birlikte yaşama imanını yok etmeye çalışan siyonist tehdidin bertaraf edilmesi için söz konusu duyarlılığı artırma yönünde daha fazla çaba sarf edilmesi elzemdir” dedi. “İslam’ın aydınlık yüzünü karalamaya çalışan bu terör örgütleri bütün Müslüman varlığı için küresel bir tehdittir” İslamofobinin kaygı verici boyutlara ulaştığını dile getiren Erbaş, “Müslüman karşıtlığıyla tebarüz eden bir ırkçılık türü olan islamofobi, fiili bir İslam düşmanlığına dönüşerek bazı bölgelerde kaygı verici boyutlara ulaşmaktadır. Bu durum, politik duyarsızlıklardan beslenen ve ardında kirli çıkar ilişkileri barındıran ciddi bir insan hakları sorunudur. Bir inancın kutsallarına, sembollerine, mabetlerine, mensuplarına saldırmak tam anlamıyla bir insanlık suçudur ve asla kabul edilemez. İslam düşmanlığının yaşandığı ülkelerin yöneticileri söz konusu davranış ve eylemlerin önüne geçmek ve Müslümanların temel hak ve özgürlüklerini korumak için her türlü tedbiri almakla sorumludur. Müslüman ülke ve topluluklar, İslam düşmanlığı ile mücadeleye güçlü ve kararlı şekilde devam edecektir. İslam coğrafyasında, fitne, tefrika ve anarşi unsuru olan ve farklı isimlerle ortaya çıkan terör örgütleri, İslami kavramları ve insani değerleri istismar etmektedir. Söz ve eylemleri ile sürekli Müslümanları hedef alan ve İslam’ın aydınlık yüzünü karalamaya çalışan bu terör örgütleri yeryüzündeki bütün Müslüman varlığı için küresel bir tehdit ve musibettir. Söz konusu anlayış ve gruplara karşı bütün Müslümanların bilinçli ve özverili biçimde ve işbirliğiyle mücadeleye devam etmeleri önemlidir. Bilinmelidir ki güven ve huzur ortamını bozmaya dair hiçbir söylem, eylem, tutum ve davranışın İslam’dan referans bulması asla mümkün değildir” dedi. “Ailenin korunmasına yönelik çalışmalar hayati öneme sahiptir” Erdemli ve huzurlu bir toplumun ve hayatın inşasında ailenin vazgeçilmez bir öneme sahip olduğunu belirten Erbaş, “İnanç, kültür ve ahlak alanında birtakım yanlış ve sapkın akımlar, medya enstrümanlarını kullanarak gençlerin zihin ve gönül dünyalarında büyük tahribatlar oluşturmaktadır. Zararlı alışkanlıklar, bağımlılıklar, batıl akımlar, sapkın yönelişler, dijital ortamların olumsuz etkileri ve bilhassa gençlerin yalnızlığını ve çaresizliğini istismar eden illegal yapıların faaliyetleri, yaşanan krizleri içinden çıkılamaz hale getirmektedir. Bu çerçevede bütün insanlığın huzuruna katkı sunacak hak, adalet, merhamet ve barış mefkûresine, sahih bir inanca, bilgi, bilinç ve güzel ahlaka sahip nesillerin yetişmesi için daha çok gayret göstermek bir zorunluluktur. Bu bağlamda gençlerimizin hayata bakışlarını olumsuz etkileyen, maddi-manevi gelişimlerine zarar veren akımlar, fikirler, yapılar ve alışkanlıklara karşı onların yanında olmak; gençleri bilinçlendirmek, korumak ve desteklemek için güçlü politikalara ve ortak çalışmalara ihtiyaç vardır. Erdemli ve huzurlu bir toplumun ve hayatın inşasında ailenin vazgeçilmez bir öneme sahip olduğu açıktır. Zira aile, inanç, ahlak ve ibadet eğitiminde en temel mektep ve en güçlü merkezdir. Ancak, günümüzde yerleşik olan her değeri önemsizleştiren, yok sayan, darmadağın eden küresel meydan okumalar karşısında aile kurumunun ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğu da bir gerçektir. Dolayısıyla bugün ailenin korunmasına, güçlendirilmesine ve desteklenmesine yönelik çalışmalar hayati öneme sahiptir. Aileyi olumsuz etkileyen, zayıflatan ve işlevsiz hale getiren anlayış ve yaklaşımlara karşı kolektif bir duruş sergileyerek aileyi korumak ve güçlendirmek için küresel boyutta etkin çalışmalar yapmak bir zorunluluk haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.
Mardin Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Turunç: "2002 yılından itibaren Türkiye, çocuk felcinden arındırılmış ve sertifikasını kazanmış bir ülke" Mardin’de, Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Öykü Turunç, "Çiçek hastalığı, aşılar sayesinde tamamen yok edilmiş. Yine Türkiye’de 1998 yılından beri çocuk felcini görmüyoruz. 2002 yılından itibaren Türkiye, çocuk felcinden arındırılmış ve sertifikasını kazanmış bir ülke" dedi. Mardin’de, aşının önemine dikkat çeken Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Öykü Turunç, özellikle bulaşıcı hastalıkların korunması yönünde aşıların önemli etkilerinin olduğunu söyledi. Aşının biyolojik bir ürün olduğunu, vücutta insanı hasta eden mikropların zayıflatılmasıyla ve onların bir parçası ile üretilen biyolojik ajanlar olduğunu belirten Dr. Turunç, aşıların bunlara karşı bağışıklık kazandırmak için üretilen ürünler olduğu dile getirdi. Aşı edildiğinde kişinin hasta olduğunda bu hastalığa karşı bağışıklık kazanmış olduğunu aktaran Dr. Turunç, "Koruyucu sağlık hizmeti olduğu için de kişilerin hasta olmadan o hastalıklara yönelik de bağışıklık kazandırarak sağlıklarını korumuş oluyorlar. Modern tıp ya da insanlıkta insan sağlığını koruyan en önemli iki unsur var. Bir tanesi temiz suya erişim, bir tanesi de aşı. Hem maliyeti hem de koruyucu sağlık hizmeti olduğu için insanlar hasta olmadan onların sağlığını koruması bizim için çok önemli bir ürün olarak karşımıza çıkıyor. Aşılar kullanılmaya başlandığından itibaren birçok hastalık ve sakatlığın engellenmesini sağladı" dedi. Aşılardan önce kızamık, tetanos, kuduz gibi birçok hastalıktan insanların hayatını kaybettiğini, sakat kaldığına değinen Dr. Turunç, "Aşıların başarısı çok büyük. Türkiye’de ilimizde ve dünyada aşının kullanımı yaygınlaşmasından sonra birçok hastalığın yayılmasında azalma görüyoruz. Örnek olarak çiçek hastalığı aşılar sayesinde tamamen yok edilmiş bir hastalık. Yine Türkiye’de 1998 yılından beri çocuk felcini görmüyoruz. 2002 yılından itibaren Türkiye, çocuk felcinden arındırılmış ve sertifikasını kazanmış bir ülkeyiz" şeklinde konuştu.
Muğla Eski kocasını, sevgilisinin öldürdüğünü itiraf etti: 5 gözaltı Muğla’nın Seydikemer ilçesinde 22 Mart’ta ortadan kaybolan şahsın cesedi, üzeri taşlarla örtülmüş olarak bulunurken, olayla ilgili 5 kişi gözaltına alındı. Eski eş Emine Karabulut, cinayeti sevgilisinin işlediğini itiraf etti. Edinilen bilgiye göre, Seydikemer’de 22 Mart tarihinde ortadan kaybolan Şaban Ataş’tan (52) bir daha haber alınamadı. Kaybolma vakası Müge Anlı ile Tatlı Sert programında ele alındı. Ataş’ın eski eşi Emine Karabulut cinayeti itiraf ederek, cesedin yerini söyledi. Durumun Seydikemer İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bildirilmesinin ardından ekipler belirtilen bölgeye gitti. Ekipler, Sarıyer mevkiinde üstü taşlarla örtülmüş bir ceset buldu. Cesedin Şaban Ataş’a ait olduğu teyit edildi. "Cesedin üstünü taşla örttük" Boşanmasına rağmen Şaban Ataş ile aynı evde yaşamaya devam eden Emine Karabulut’un programda yaptığı itirafında, "Kahvaltıda Burhanettin Öztürk, Şaban ve ben oturuyorduk. Aralarında kavga çıktı. Burhanettin, Şaban’ı iple boğdu, ardından kafasına sopa ile vurdu. Cesedi Burhanettin, oğlum Murat ve annemle birlikte yayla yoluna götürüp attık. Sonra sabahın erken saatlerinde attığımız yere giderek, Burhanettin’le cesedin üstünü taşla örttük. Çok pişmanım" dedi. 5 kişi gözaltına alındı Yapılan itirafın ardından eski eş Emine Karabulut, oğulları Mert ve Mustafa Ataş, annesi Durkadın Karabulut ile sevgilisi Burhanettin Öztürk gözaltına alındı. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.
İstanbul Afyonkarahisar’da 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’na özel şampiyona Avrupa Gençler Motokros Şampiyonası, BMU Doğu Avrupa Motokros Şampiyonası ve Türkiye KAYO Motokros Şampiyonası, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında 17-19 Mayıs tarihleri arasında Afyonkarahisar’da düzenlenecek. Afyonkarahisar, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında önemli bir organizasyona daha ev sahipliği yapacak. Avrupa Gençler Motokros Şampiyonası, BMU Doğu Avrupa Motokros Şampiyonası ve Türkiye KAYO Motokros Şampiyonası Afyonkarahisar’da düzenlenecek. Dünyanın en iyi motokros parkuru alanı Afyonkarahisar Motor Sporları Merkezi, 17-19 Mayıs tarihleri arasında üç şampiyonaya birden ev sahipliği yapacak. Şampiyona kapsamında MX, MX1, MX2, MX2 junior, MX125, MX Senior, Veteran, Kadınlar, 50 cc, 65 cc ve 85 cc kategorilerinde yarışlar organize edilecek. Avrupa Gençler Motokros Şampiyonası ve BMU Motokros Şampiyonası’nın ikinci ayak yarışı ile Türkiye KAYO Motokros Şampiyonası’nın ilk ayağında sporcular, ödül kürsüsüne çıkmak için mücadele edecek. Afyonkarahisar Belediyesi’nin destekleriyle gerçekleştirilecek organizasyonlara Bulgaristan, Romanya, Sırbistan, Kuzey Makedonya, Moldova, Yunanistan, Arnavutluk, Macaristan, Hırvatistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden sporcuların katılması bekleniyor. "Tüm halkımızı heyecanı yaşamaya davet ediyorum" Organizasyonla ilgili bilgi veren Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal, "19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında Avrupa Gençler 65&85, Balkan Motosiklet Birliği (BMU) Avrupa ve Türkiye KAYO Motokros Şampiyonaları’na ev sahipliği yapmaktan dolayı çok mutluyuz. Afyonkarahisar gibi bir dünya markasına sahibiz. Bütün dünyada motor sporları hayranları şehrimizi tanıyıp biliyor. Spor Turizminin önde gelen şehrinde Avrupa’nın genç, Balkanların da tecrübeli yarışçılarını misafir edeceğiz. Bütün vatandaşlarımızı dünyanın en iyi motokros parkurunda bu heyecanı yaşamaya davet ediyorum" dedi.