GÜNDEM - 25 Temmuz 2014 Cuma 09:56

Toygun Atilla dinlenme öyküsünü yazdı

A
A
A
Toygun Atilla dinlenme öyküsünü yazdı

Hürriyet gazetesi muhabiri Toygun Atilla, polisin kendisini 'Ceren' takma adıyla 'Organize suç örgütü üyesi olmak' suçlamasıyla nasıl takip ettiğini kaleme aldı.

Toygun Atilla'nın 2009-2010'da e-mail trafiği izlenmiş, 2011'de ise 3 ay telefonları dinlenmiş.

İşte Atiila'nın kendi kaleminden  dinlenme öyküsü;

Emniyet’te önüme konulan dosyada gördüklerim dehşet vericiydi. Polis, organize suç örgütü üyesi olarak e-mail’lerimin izlenmesini istemişti. Ancak hangi örgüte üye olduğum, bu örgüt kapsamında nasıl bir faaliyet gösterdiğime dair dosyaya herhangi bir delil koymamıştı. Dinleme kararı gerekçesi tek satırdı: ‘Organize suç örgütü üyesi olmak’... Dinleme talebi istenen hedef kişi ibaresinin karşısında aynen şu yazıyordu: ‘Ceren isimli kişi...’

İstanbul’da dönemin ünlü polis şeflerinin gözaltına alındığı ‘yasadışı telefon dinleme’ operasyonu ayağı, telefon dinlemelerinde sistemin çöküşünü de gözler önüne serdi. Buna göre, polisin sahte isimlerle dinleme isteği, savcı ve hâkimlerce onaylandı. Telefon dinleme trafiğini denetlemesi gereken İstihbarat Daire Başkanlığı ve TİB ise denetim görevini yerine getirmedi. Ortaya ise aralarında işadamı, gazeteci, siyasi, sanatçı ve bürokratların bulunduğu 200’ün üzerinde kişinin telefonlarının sahte isimlerle dinlendiği çıktı. Telefonları dinlenenlerden biri de bendim. Bu vesile ile soruşturmanın detaylarına tanık oldum.

OYSA ‘GERONİMO’YDUM
Polis, ‘organize suç örgütü üyesi’ olduğumu tespit etmiş ama her nedense ismimi belirleyememiş ve soyadı bile olmayan ‘Ceren’ isimli kişi adı ile maillerimi izlemeye almıştı. Kızılderilileri andıran tipim ve uzun at kuyruğu saçımdan dolayı arkadaşlar arasında “Geronimo” diye anılırken polis tarafından “Ceren” yapılmıştım. Belki de ‘Cerenimo’ diye başlayan eski e-mail adresim ‘Ceren’ adı için dinleyenlere ilham kaynağı olmuştu. 1 yıl sonra ise Organize Suçlar’dan ‘terör örgütü üyeliğine’ terfi edecek ve telefonlarım bu sefer gerçek ismimle Ergenekon örgütü üyesi olduğum iddiası ile dinlenecekti. İşte yaşadıklarım:

DELİLİ OLMAYAN DOSYA
“15 gün önce Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nden arayan bir polis memuru, ‘e-mailimin sahte isimle izlendiğini, telefonlarımın ise usulsüz olarak dinlendiğinin belirlendiğini’ söyledi. Şaşırmış mıydım? Hayır. Ertesi gün mağdur sıfatı ile ifade vermek için Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü’ndeydim. Beni karşılayan polis memuru söze şöyle başladı: ‘Müfettişler yaptıkları incelemede 200’ün üzerinde kişinin sahte isimlerle telefon ve e-maillerinin izlendiğini ayrıca usulsüz dinleme kararları alındığını tespit ettiler. Sizin de mailinizin 2009-2010 yılları arasında sahte isimle izlendiği belirlendi.’ Polis memuru, dinleme kararlarını içeren dosyaları önüme koydu. İncelediğimde gördüğüm şey dehşet vericiydi. Polis, organize suç örgütü üyesi olarak e-maillerimin izlenmesini istemişti. Ancak hangi örgüte üye olduğum, bu örgüt kapsamında nasıl bir faaliyet gösterdiğime dair dosyaya herhangi bir delil koymamıştı. Dinleme kararı gerekçesi tek satırdı: ‘Organize suç örgütü üyesi olmak’... Dinleme talebi istenen hedef kişi ibaresinin karşısında aynen şu yazıyordu: ‘Ceren isimli kişi’

3 AY DİNLENMİŞİM
Polis Organize Suç Örgütü içinde faaliyet gösterdiğimi belirlemiş ama her nedense kimliğimi tespit edememişti! Mailleri izlenen kişi ‘Ceren’ isimli biriydi. İzleme 1 yıl boyunca devam etmişti. İzlenen maillerimin akıbeti ise belirsizdi. Suç içeren bir görüşme tespit edilmiş miydi? Dosya kapanmış mıydı? Sorular muhtelifti ama karşımdaki polis memurunda bunun cevabı yoktu. Mağdur sıfatıyla ifademi alan polis sadece şunu söyledi: ‘Takip edilen maillerinizin içeriğinin bir yere kaydedilip kaydedilmediği bilgisine henüz ulaşamadık. Araştırıyoruz.’ Birkaç gün sonra tekrar Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nden bir telefon aldım. Aynı polis memuru, 2011 yılında da telefonlarımın usulsüz olarak dinlendiğinin belirlendiğini ifade ederek tekrar beni şubeye davet ediyordu. Birkaç saat sonra soluğu İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde aldım. 2011 yılı Mart ayından başlayan telefon dinlemesi 3 ay boyunca sürdürülmüştü. Benimle birlikte 8 kişi Ergenekon örgütü üyesi olduğu iddiası ile dinlenmişti. Dönemin Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan ile eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun ve Avukat Turgut Kazan da aynı dönemde, aynı örgütün üyesi olduğu iddiası ile dinlenen isimlerdi.

TEBLİGAT YAPILMADI
Dosyalar tekrar önüme kondu. Bu sefer ismim, soyadım doğruydu. Gerekçe kısmında da ‘Ergenekon örgütü üyesi’ olduğum yazılıydı. Mağdur sıfatıyla ifademi alacak polis memuruna sordum: ‘Bu sefer gerçek ismimi yazmışlar. Bu dinleme kararında sıkıntılı olan durum ne?’. Polis memurunun cevabı şu oldu: ‘Gerekçe olarak, ‘Ergenekon terör örgütü üyesi’ olduğunuzu yazmışlar ama bu örgütle olan ilişkinizi irtibatlarınızı, suç olan eylemlerinizi ortaya koymamışlar. Böyle bir dinleme kararı talebine normalde dinleme izni verilmez. Müfettişler bu usulsüzlüğü tespit etmişler.’ 3 aylık dinleme sonunda herhangi bir suç unsuruna rastlanmamış, telefon dinlemeleri ile ilgili imha kararı alındığı da polis memurunun bana gösterdiği dosya içinde vardı. Ancak aradan geçen 3 yıl içinde telefonlarımın dinlendiği ve suç unsuruna rastlanmadığına dair bana herhangi bir tebligat yapılmamıştı. Yasa gereği bana bu tebligatın da yapılması gerekiyordu. İşte tam da burada Hanefi Avcı’nın avukatı Fidel Okan’ın şu sözleri çarpıcı: ‘Bu soruşturmalar sonunda telefonları dinlenen, mailleri izlenen kişilerde suç unsuru bulunmamasına rağmen yapılan herhangi bir tebligat yok. Dinlenen telefonları ile ilgili oluşturulan tapelerin akıbeti belli değil. Maillerin akıbeti belli değil. İnsanların özel hayatı ile ilgili önemli bir bilgi havuzu oluşturulduğunu ve depolandığını düşünüyorum.’

HEPSİNDE GÖREVİ İHMAL
Tüm bu yasadışı dinlemelerden ortaya çıkan sonuç ise telefon dinlemeleri ile ilgili aslında sistemin var olan denetim mekanizmasının delik deşik olduğu. Nasıl derseniz çok basit: Polisler sistemi delmek ve yasadışı dinleme yapmak için sahte isimler ve usulsuz gerekçeler uydurabilir. Buna karşı denetim mekanizmasının en başındaki isimlerin Cumhuriyet savcıları ve yargıçlar olması gerekiyor. Savcılar ve yargıçlar önlerine gelen telefonların kime ait olduğunu ve dinleme kararı için yeterli delil olup olmadığını sorgulamak durumundalar. Savcı ve yargıçlar da görevlerini yeterince iyi yapmamışlar ve yasadışı dinlemeye geçit vermişler ise bu sefer de İstihbarat Daire Başkanlığı ve TİB’in devreye girmesi gerekiyor. Özellikle TİB aslında tam da bu trafiği yönetmek ve denetlemekle ilgili kurum. TİB önüne gelen dinleme kararlarını, bu telefon numaralarının gerçek kişilere mi ait olduğunu denetlemekle mükellef kurum. Ancak ortaya çıkan sonuç vahim. Yasadışı telefon dinlemesine engel olması gereken tüm kurumlar maalesef ya görevlerini ihmal etmişler ya da örgütlü bir şekilde bu suça iştirak etmişlerdi. İşte İstanbul’da 2 gün önce başlayan soruşturmanın ilerleyen günlerinde bu sorunun cevabı ortaya çıkacak.

Kaynak: Hürriyet

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler Resmi Gazete’de Çalışmak için bulundukları ilden başka illere giden mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin yaşadıkları sorunların giderilmesine yönelik yapılacak çalışmalar ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak Resmi Gazete’de yayımlanan ’Mevsimlik Tarım İşçileri ile İlgili 2024/5 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’ ile mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler getirildi. Genelge kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve aileleri için geçici yerleşim alanları oluşturulacak ve bu alanlarda eğitim, sağlık, ulaşım ve sosyal hizmetler sunulacak. Genelgeye göre, valilikler tarafından mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olarak çalıştığı yerlerde iklim şartlarına uygun, emniyetli ve estetik prefabrik yapılar kullanılarak geçici yerleşim alanları kurulacak. Bu alanlar sel, su baskını gibi doğal afetlere karşı güvenli lokasyonlarda planlanacak ve yerleşim yerlerine elektrik, su ve kanalizasyon hizmetleri sağlanacak. Valiliklerce hazırlanan eylem planlarında belirlenen alanlara ilişkin tahsis veya protokol belgesi Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi’ne (e-METİP) aktarılacak. Sağlık hizmetleri Genelgede sağlık hizmetleri kapsamında, il sağlık müdürlükleri tarafından mevsimlik tarım işçileri ve ailelerine yönelik aşılama, kronik hastalık taramaları ve mobil sağlık ekipleri ile sağlık hizmetleri sunulacak. İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda personelinin istihdamının sağlacağı belirtilen genelgede, ”İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda sağlık personelinin istihdamı sağlanacak ve hizmet ihtiyacına göre personelin çalışma saatleri düzenlenecektir. Çalışan sağlığının korunması ve geliştirilmesi kapsamında il sağlık müdürlüklerince gerekli bilgilendirme faaliyetleri yapılacaktır” ifadelerine yer verildi. Eğitim hizmetleri Genelgeye göre çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. İl milli Eğitim Müdürlüklerince; geçici yerleşim alanlarında eğitim ve sosyal faaliyetler için oluşturulan merkezin, öncelikle çocuklar için etkin bir eğitim merkezi olarak kullanılmasının sağlanacağına dikkati çekilen genelgede şu ifadelere yer verildi: "Çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. Mevsimlik tarım işçilerinin zorunlu eğitim çağındaki çocuklarının eğitimlerini devam ettirmek üzere konu hakkında Milli Eğitim Bakanlığının ilgili yönerge/genelge hükümleri uygulanacaktır. Bu hususta şartlı nakit transferi gibi özendirici tedbirler etkin şekilde uygulanacak, çocukların okul kıyafetleri ve malzemeleri valiliklerce sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları aracılığıyla temin edilecektir. İl milli eğitim müdürlüklerince; mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının daimi ikametgahlarındaki okullarına döndüklerinde öğrenme kayıplarına yönelik telafi/yetiştirme eğitimleri yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçileri, daimi ikamet ettikleri illere geri döndüklerinde çalışma ve iş kurumu il müdürlükleri, halk eğitimi merkezleri ve mesleki eğitim merkezlerince; işçiler arasında yaygın eğitim ihtiyacı olanlar tespit edilerek eğitim ihtiyaçları karşılanacak, yetişkinlere okuma-yazma ve/veya meslek edindirme kursları, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile sosyal-kültürel faaliyetler düzenlenecektir. Özel eğitim ihtiyacı bulunan çocuklar rehberlik araştırma merkezi müdürlükleri tarafından eğitim imkanlarından faydalandırılacaktır. Mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının eğitime erişimlerinin sağlanması amacıyla il/ilçe milli eğitim müdürlükleri bünyesinde kurulan ekiplerin görevleri süresince ulaşım ihtiyaçlarının giderilmesi için gerekli tedbirler Valiliklerce alınacaktır." Genelgeye göre, İçişleri Bakanlığı, mevsimlik tarım işçilerinin güvenli bir şekilde seyahat etmeleri için gerekli trafik denetimlerini artıracak ve gece saatlerinde yolculuk yapmamaları sağlanacak. Geçici yerleşim alanlarının korunması ve asayişin sağlanması için kolluk kuvvetleri tarafından düzenli devriyeler yapılacak. Sosyal hizmetler Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüklerince sosyal hizmetler kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin bilgilendirilmesi sağlanacağı kaydedilen genelgede kadın, çocuk, engelli ve yaşlıların sunulan hizmetlerden yararlanacağı vurgulandı. Okul çağına gelmemiş çocuklar için ise aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından geçici yerleşim alanlarında eğitim ve bakım hizmetleri için personel görevlendirilebilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sunulan gezici kütüphane, gezici müze ve benzeri hizmetlerin geçici yerleşim alanlarında faaliyet göstermesi amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile koordineli çalışmalar yürütüleceği aktarılan genelgede şunlar yer aldı: "Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarına yönelik sosyal ve sportif faaliyetler yürütülecektir. İl Müftülüklerince mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin inanç ve ibadet ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli tüm tedbirler alınacak; çocuk işçiliğinin önlenmesine ve çocukların zorunlu eğitime devam etmelerinin sağlanmasına ilişkin olarak ailelerin bilgilendirilmesine yönelik çalışmalara destek verilecektir." Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi (e-METİP) Mevsimlik tarım işçisi olarak daimi ikametgahı dışında bir başka ilde çalışmak amacıyla geçici olarak yer değiştirenlerin ve ailelerinin kimlik bildirimleri, bu kişilerin yaşadıkları geçici yerleşim alanlarındaki kolluk kuvvetlerince alınacağı vurgulanan genelge şu şekilde devam etti: "Bu bildirimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile elektronik ortamda paylaşılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için teknik altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığına e-METİP’e kayıtlı olan mevsimlik tarım işçilerinin ve aile bireylerinin kimlik numaralarını bildirecektir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kullanılmakta olan Milli Eğitim Bakanlığı e-Okul Yönetim Bilgi Sistemi’nde yer alan mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarına ilişkin kayıtlar e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin kimlik numaraları her sağlık hizmeti sunumunda alınarak, sunulan hizmetlere ilişkin bilgiler kişisel verileri içermeyecek şekilde e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gerekli gördüğü takdirde e-METİP’in etkinliğinin artırılması amacıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarından protokole gerek duymadan kişisel verileri içermeyecek şekilde veri talebinde bulunabilecektir. Tarım alanlarının geniş bölgelere yayılması nedeniyle mevsimlik tarım işçilerinin kayıt altına alınması sürecinde kolluk kuvvetlerine kolaylık sağlamak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı taşra teşkilatı başta olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları, muhtarlar ile ziraat odaları birlikleri ve mevsimlik tarım işçisi çalıştıran tarla veya bahçe sahipleri/işleticileri ve işverenler tespit ettikleri/çalıştırdıkları mevsimlik tarım işçilerini kolluk kuvvetlerine bildirecektir.
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.