GÜNDEM - 11 Şubat 2018 Pazar 02:18

Trabzon'da şarbon paniği

A
A
A
Trabzon'da şarbon paniği

Trabzon'un Akçaabat ilçesi Ağaçlı mahallesinde bir sığıra şarbon teşhisi konulmasına rağmen hayvan sahibinin sığırı keserek etini mahalledeki vatandaşlara sattığı iddia edildi. Mahallede bir kişinin ölümü nedeniyle panik yaşayan 56 kişi Trabzon'daki hastanelere başvurdu.

Edinilen bilgiye göre, Akçaabat ilçesinin Ağaçlı köyünde meydana gelen olayda iddiaya göre; bir hafta önce bir sığır sahibi sığırın derisindeki lekeleri veterinere göstermesinin ardından veterinerin şarbon tanısı koyduğu ve hayvandan aldığı dokuyu incelenmesi için Ankara'ya gönderdi. Ancak sığırın sahibi olan vatandaş eve döndüğünde hayvanının telef edilmesini gönlü el vermeyerek sığırı keserek bir kısmını evine ayırdıktan sonra kalanını da mahalleliye sattı. Son bir haftada mahallede bir kişinin hayatını kaybetmesi ve olayın duyulması üzerine panik yaşayan mahalle halkı halsizlik, mide bulantısı ve kusma şikayetleri ile KTÜ Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi'ne başvurdu. Dün geceden bu yana hastaneye 56 kişi başvururken, hastanede tedavi gören 3 kişide şarbon şüphelerine rastlandığı iddia edildi. Olayla ilgili inceleme başlatılırken, köy karantina altına alındı. 

“Eğer bir suçum varsa cezamı çekmeye razıyım”

Hastalıklı ineği kesen ve etini dağıtan Mehmet Arslan ise yaptığı açıklamada “Ahıra gidip baktığımda inek hiç yem yememişti. Sadece su içmiş. Bekledim bekledim kolladık, sonra hayvan kafasını yere koymuş. Anladım ki bu hayvan ölecek. Ondan sonra kayınım ile hayvanı kestik, parçaladık. Etini bir gün beklettik. Sonra paketlere koyduk isteyene verdik. Bu mal hastalıklıymış, biz malı kesmişiz gibi bir durum yok. 70 yaşında oldum, ben böyle bir şey görmedim. Ahırdaki diğer iki hayvanım da var ama onlarda şuan olumsuz bir durum yok. Onlardan numune aldılar. Şarbon olsa onlarda hastalanırdı” dedi.

Mahallelerinde ölen bir kadında şarbon çıktığını söylendiğini duyduğunu belirten Arslan “Bilinçli yapılan bir iş yapmadım. ‘Burada tek suçunuz sığırı kestiniz, kestikten sonra keşke haber verseydiniz’ dediler. Şimdiye kadar böyle bir şey yaşamadığımız için gerek duymadık. Eğer bir suçum varsa da suçuma razıyım. Eğer bizim yüzümüzden olduysa vicdan azabı çekerim. Keşke dağıtmasaydık. Kim 4 çocuklu bir kadının ölmesini ister” ifadelerini kullandı.

Eşim kan kusuyor dedim ama

Ağaçlı mahallesinde geçtiğimiz günlerde eşini kaybeden mahalle sakinlerinden Adem Ali Çakır ise yaptığı açıklamada, eşinin şarbon nedeniyle öldüğü yönünde bir iddiada bulunmanın şuan için erken olduğunu belirterek “Olayla ilgili kesin bir şey yok. Geçen hafta Pazar günü eşim rahatsızlandı. Akçaabat’taki Haçkalı Baba Devlet Hastanesi’ne acile götürdüm. Acilde serum falan taktılar. Pazartesi günü sabahleyin genel ceraha götürdüm, 3 tane ilaç yazdı. Ama sorunları devam edince bu kez özel hastaneye götürdüm. Burada tahlillerde bulundular ve ‘göğsünün sağ tarafında şişlik var, o iltihabın kesilip alınması lazım’ dediler. Ben de maddi durumum iyi olmadığı için burada ameliyatını yaptıramadım. Tekrar Haçkalı Baba Devlet Hastanesi’ne getirdim. Durumu anlattım ve eşimin iyileşmediğini, kan kustuğunu söyledim. Bana ‘2 tane daha ilaç yazacağım bir şey olmaz, herhangi bir şey olursa tekrar gelirsiniz yarar sıvıyı alırız, yatmasına gerek yok, midesi boştur, o yüzden kan kusmuştur” dediler. Tahlillerini gösterdim. Salı sabahı tekrar rahatsızlandı ve ambulansla yine aynı hastaneye geldik. Daha sonra buradan bizi KTÜ Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi’ne sevk ettiler. Yoğun bakıma alındı. Doktor bize ‘Durum çok ciddi, her şeye hazırlıklı olun’ dedi. Daha sonra da kaybettik” diye konuştu.
“4 tane çocuğum var bitmiş durumdayız” diyen Çakır “Eşim şarbondan ölmüştür diye kimseyi suçlamak istemiyorum. Daha tahlilleri gelmedi. Ne dersem adamın günahını alırım. Tahliller çıkmamış daha bir şey diyemeyeceğim. Hastanede kimse de hastalığı için bir şey diyemediler. Aşırı derecede kanında enfeksiyon olduğunu ve bunun böbrek yetmezliğine sebep olduğunu söylediler. Şarbondan veya başka bir şeyden demediler” açıklamasında bulundu.

“Doğrulanmamış bir durum var”

Mahalle muhtarı Yüksel Altun da yaptığı açıklamada “Doğrulanmamış bir durum var. Mahalledeki bir hastamızın fakülte hastanesinde vefat etmesinden dolayı bunda şarbon mikrobu diye bir mikrop tespit edildiği söylendi. Vefat raporuna enfeksiyon yazılmış. Bunun araştırılması yapılıyor. İnekten numune alındı gerekli yerlere gönderildi neticede bu ortaya çıkacak. Şuan köyde şarbon taraması devam ediyor. 73 mahalle sakini hastanelere başvurdu, hastanelerde yatan bir kimse yok” şeklinde konuştu.

Trabzon'daki şarbon paniğine valilikten açıklama

 Trabzon'un Akçaabat ilçesi Ağaçlı mahallesinde yaşanan şarbon paniği ile ilgili Trabzon Valiliği yazılı bir açıklama yaptı. 

Yapılan açıklamada “limiz Akçaabat İlçesi Ağaçlı mahallesinde henüz tanısı kesin olmayan bir rahatsızlığı sebebiyle bir adet büyükbaş hayvanın sahibi tarafından kesilerek dağıtılması ve bunlardan tüketen bazı vatandaşlarımızda bir takım rahatsızlıkların belirmesi üzerine ilgili kurumlarımızca gerekli tüm tedbirler alınmış olup, konu ile ilgili endişe edilecek bir durum bulunmamaktadır” denildi. 

Gökmen Şahin
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.
Adana Okan Buruk: “Büyük rekorlara imza atıyoruz” Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Y. Adana Demirspor galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada “Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Galatasaray deplasmanda Y. Adana Demirspor’u 3-0 mağlup etti. Maç sonu basın toplantısında konuşan Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Adana deplasmanının zorlu olduğunu belirterek, “Adana deplasmanı birçok takım için çok zordur. Maç öncesi muhteşem bir koreografi vardı. Maç atmosferi çok güzeldi. Oyuna bakacak olursak da bizlerin ofansif anlamda çok kolay pozisyon ürettiğimiz oyunlardan biriydi. Oyun içerisinde rakibimizin de çok net pozisyonları vardı. Kaptanımız Muslera kendisi bir rekora imza attı. Galatasaray’ın kazandığı 3 puanda önemli bir rolü vardı. Rakibimize verdiğimiz pozisyonlardan dolayı mutlu değilim. Bugün buradan ayrılırken 7 puan önde ayrılıyoruz. Bir sonraki maça da hazırlanırken rakiplerimizin maçlarını da bekleyeceğiz. Kendi rekorumuzu geçtik, benim ve oyuncularım açısından çok önemli. Herkese teşekkür ediyorum. Hep beraber bu rekorları kırıyoruz. Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında oynanacak maç hakkında da sorulan soruya cevap veren Buruk, “Rakibimizin iki kanadı da çok geriye dönmedi. 56 kere ceza sahasına girip 25 şut atmışız. Rakibimiz iyi savunma yapamadı. Biz hep kendi maçımıza odaklanıyoruz. Biz kendi maçlarımızı kazandığımız için avantajlı olan biziz. Rakibimizin puan kaybetmesi halinde bu puan farkı 6 veya 7 olarak değişecek. Hiçbir şey bitmedi. Devam ediyoruz” diye konuştu.
Adana Hikmet Karaman: “Alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” Y. Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, 3-0 mağlup oldukları Galatasaray maçı sonrası yaptığı açıklamada, “Futbolda bazen moral fiziksel kondisyonun önüne geçer. Gole kadar oyun anlamında, pozisyon anlamında alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Y. Adana Demirspor, evinde karşılaştığı Galatasaray’a 3-0 mağlup oldu. Maç sonu basın toplantısında konuşan Y. Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, “İlk 45 dakikada çok önemli pozisyonlar oluşturduk. Kaleci Muslera’yı tebrik etmek gerek. İkinci yarı 1-0 ve 2-0 oldu. Futbolcularım iyi mücadele etti. Gole kadar oyun anlamında, pozisyon anlamında alkışı hak eden bir performans ortaya koyduk. Maçın son bölümlerinde Galatasaray üstünlüğü ele aldı. Taraftarlarımıza da teşekkür ediyorum. Maç öncesi çok güzel bir atmosfer vardı. Galatasaray’a bundan sonra başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı. "İlk 45 dakikada planlarımızın hepsi tuttu" Adana Demirspor’un zorluklar yaşadığını aktaran Karaman, “Bu takım 12 haftalık bir takım. Adana Demirspor takımı 12 haftadır birbirini tanımaya çalışan oyuncu gruplarıyla maça çıkıyor. Geçtiğimiz sezonların takımı ortada yok. İlk 45 dakikada planlarımızın hepsi tuttu. Yediğimiz gollerden sonra moraller bozuldu. Galatasaray gibi bir takıma karşı oynuyorsun ve ilk devre yakaladığın net pozisyonlar var. Futbolda bazen moral fiziksel kondisyonun önüne geçer. 2-0’dan sonra gördünüz ne kadar rahatladı. Yusuf Sarı ve Emre Akbaba çok önemli oyuncular ama yoklardı. Biz elimizdeki oyuncularla planlamayı en iyi şekilde yaptık. Müthiş bir maç izlendi. Futbol bir oyun, alkışlayacaksın. Bu oyunculara da sahip çıkacaksın. Zaman zaman kulüpler ekonomik ve sevk, idare anlamında zorluklar yaşayabilir. Biz de bunu şu anda kontrol ediyoruz. Semih Güler’in sakatlanması da bizi etkiledi. Alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” diye konuştu.