DÜNYA - 09 Mayıs 2023 Salı 23:53

Trump cinsel taciz ve iftiradan suçlu bulundu, 5 milyon dolar tazminat cezası aldı

A
A
A
Trump cinsel taciz ve iftiradan suçlu bulundu, 5 milyon dolar tazminat cezası aldı

ABD’nin eski Başkanı Donald Trump, yazar E. Jean Carroll’a cinsel taciz ve iftiradan suçlu bulanarak 5 milyon dolar tazminat ödemesine karar verildi. Öte yandan Trump’ın Sözcüsü Steven Cheung, eski ABD Başkanı'nın temyize gideceğini söyledi.

E. Jean Carroll’ın ABD’nin eski Başkanı Donald Trump hakkında yaklaşık 30 yıl önce kendisine tecavüz ettiği ve iftira attığı iddiası ile 25 Nisan'da açılan davada görevli olan 3'ü kadın 9 kişilik jüri kararını verdi. Jüri, yaklaşık 3 saatlik tartışmasının ardından Trump’ı tecavüz yerine cinsel tacizden suçlu bularak 2 milyon dolar ve Carroll’a iftira atmaktan suçlu bularak 3 milyon dolar olmak üzere Carrol’a 5 milyon dolar tazminat ödemesine karar verdi.

“Donald Trump bana tecavüz ettiği için buradayım”

Trump hakkındaki suçlamaları ilk kez 2019’da yazdığı anı kitabında dile getiren 79 yaşındaki Carroll mahkemede yaptığı konuşmada, Trump'la iddia edilen cinsel saldırıdan yıllar önce tanıştığını ve onu "çok cana yakın" ve "havalı" bulduğunu ifade etmişti. Carroll, Trump'ın kendisine 1995 veya 1996 yılında Manhattan'da bulunan Bergdorf Goodman alışveriş merkezinde bir mağazanın soyunma odasına götürdüğünü ve kapıyı kapatarak duvara ittiğini ardından cinsel saldırıda bulunduğunu aktarmış, konuşması sırasında gözyaşlarına boğulan Carroll, Trump’ı geri ittiğini ifade etmişti.

Carroll, "Donald Trump bana tecavüz ettiği için buradayım ve bunun hakkında yazdığımda yalan söyledi ve bunun olmadığını söyledi. İtibarımı paramparça etti ve ben hayatımı geri almak için buradayım” ifadelerini kullanmıştı. Carroll, olayın ardından kendisini suçladığını, işini kaybedeceğinden ve Trump'ın kendisine misilleme yapacağından korktuğu için sessiz kaldığını belirtmişti.

"Bu bir düzmece ve yanlış hikaye”

Davanın duruşmalarına katılmayan Trump, ilk kez yasal olarak cinsel saldırıdan suçlu bulundu. Davanın ceza mahkemesi yerine hukuk mahkemesinde görülmesi nedeniyle Trump'ın "cinsel suçlu" olarak kayıt yaptırması gerekmiyor. Davaya ilişkin daha önceki açıklamalarında Carroll'ın avukatını "siyasi bir ajan", tecavüz iddiasını ise "uydurma bir aldatmaca" olarak nitelendiren Trump, "Bu bir düzmece ve yanlış hikaye. Cadı avı" ifadelerini kullanmıştı.

Duruşmada iki taciz mağduru kadında ifade verdi

Jüri dava kapsamında ayrıca, Trump tarafından cinsel tacize uğradıklarını iddia eden Jessica Leeds ve Natasha Stoynoff’u da dinledi. Leeds, 1979 yılında uçakta seyahat ettiği sırada yan koltukta oturan Trump’ın kendisine cinsel tacizde bulunduğunu öne sürmüştü. Stoynoff ise, 2005 yılında röportaj yapmak üzere Trump’ın Florida'daki malikanesine gittiğini ve Trump’ın burada kendisine cinsel tacizde bulunduğunu iddia etmişti.

Trump hakkında başka bir davada 34 suçlama yöneltildi

Yetişkin film oyuncusu Stormy Daniels'e 2016 Başkanlık seçimleri sırasında 130 bin dolarlık "sus payı" ödediği suçlamasıyla hakkında açılan dava kapsamında 4 Nisan’da hakim karşısına çıkan Trump, hakkındaki 34 suçlamanın tümünü reddetmişti. Trump, hakkındaki iddianamede 34 kez evrakta sahtecilik yapmakla suçlanmış, Trump’ın 2016 seçimlerine müdahale ettiği ve işlediği suçları gizlediği, Başkan adaylığı döneminde aleyhindeki olumsuz bilgileri engellemeye çalıştığı ve 2 kadına sessiz kalmaları için 280 bin dolar verdiği iddiaları iddianamede yer almıştı. Trump aleyhindeki tüm suçlamaların Trump Organization tarafından tutulan kayıtlarla ilgili olduğu görülmüştü. Davadaki bir sonraki duruşmanın New York’ta 4 Aralık’ta yapılacağı açıklanmıştı.

Öte yandan Trump’ın Sözcüsü Steven Cheung, eski ABD Başkanı'nın temyize gideceğini söyledi. Dava temyizde olduğu sürece Trump’ın söz konusu tazminatı Carroll’a ödemek zorunda kalmayacağı aktarıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.