EKONOMİ - 24 Ocak 2014 Cuma 14:30

TÜGİAD'dan Süper KOBİ önerisi

A
A
A
TÜGİAD'dan Süper KOBİ önerisi

TÜGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yücelen, düzenlediği basın toplantısında 2013 yılında yaşanan gelişmeleri değerlendirerek 2014 yılı beklentilerini anlattı.

2014'ün sıkıntılı geçebileceğini belirten Yücelen, etkili önlemlerin zaman yitirmeden alınmasının önemine değinerek ihracat niteliğinin arttırılması için Süper KOBİ yaklaşımının tartışılmasını istedi.

2013 yılının, başta ABD ve Avrupa olmak üzere krizin yaralarının sarılma yılı olduğunun altını çizen Yücelen, "Bütün yaşananlara rağmen 2013 yılı için kötü bir yıldı diyemeyiz. Ancak ne yazık ki bütün bir yılı iyi idare edip, yılın sonunda yaşadıklarımız kötü fotoğraf vermemize neden oldu. Bütün sene büyük bir özenle hazırlanıp okula gelen bir öğrencinin mezuniyet fotoğrafı çekilmeden dayak yemesi gibi bir durum yaşadıklarımız. Herkes maalesef ülkemizi sene sonu performansımızla değerlendirecek" dedi.

Basın toplantısının 24 Ocak günü yapılmasından dolayı 24 Ocak kararlarına imza atan ve Türkiye'nin yapısal dönüşümünde önemli bir rol oynayan merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı da andı. 24 Ocak kararlarının alındığı tarihten bu yana tartışıldığını belirten Yücelen; "Amacımız geçmişi konuşup, tartışmak ve bu kararların yorumunu yapmak değil. Rahmetli Özal bu kararlar sayesinde yapısal bir dönüşümün önünü açtı. Bugün artık Türkiye Ekonomisinde 24 Ocak gibi devrim niteliğinde olmasa da yeni yaklaşımlara ihtiyacımız olduğu açıktır. Hükümetimizin de konuya hassasiyetini göz önünde bulundurarak genç işadamları olarak bir çalışma yaptık ve uygulanması kolay bir çözüm ortaya koyduk. Bu çözümün güzel yanı, toplumun hiçbir kesiminin bir bedel ödemek zorunda kalmayacak olması" diye konuştu.

2013 yılı için, "Muhteşem bir yıl değildi fakat bir felaket yılı da değildi. Aslında bazı adımların atılması için fırsat yılıydı, olmadı" diyen Ali Yücelen 2014 yılı için; "Olacakları biliyoruz. FED tahvil alımını daha da azaltacak. Bunun ekonomimize can veren yabancı yatırımlar için ne anlama geldiğini hepimiz biliyoruz" diyerek bu aşamada cari açığın iyi yönetilmesi gerektiğini belirtti.

Türkiye'nin gerçek gündeminin konuşmak gerektiğine değinen Yücelen, Türkiye'nin geçirdiği dönüşüm içerisinde yapılan ihracatın değiştiğini dile getirerek, "İşte tam da burada artık bizim yapacağımız ihracatı daha değerli hale getirmemiz lazım. Bunun için inovasyona, katma değeri yüksek ürünleri üreten firmalara ihtiyacımız var. Herkes inovasyon diyor, patent diyor, Ar-Ge diyor, tasarım diyor; ama bu kavramların önünü açacak yolu göstermiyor. Somut bir çözüm ortaya koymuyor. Bütün KOBİ'ler imalatçı değil veya yüksek katma değerli değil. KOBİ'leri destekleyelim tamam ama burada bütün KOBİ'leri birbirinin aynı kabul etmeyelim diyoruz” dedi.

KOBİ kavramı yeterli gelmediğini ve yeni bir tanım ve sisteme ihtiyaç olduğunu vurgulayan Yücelen, “Bugün Türkiye'de 2 milyon 600 bin KOBİ var. Bunların 142 bin 485 tanesi imalatçı, 25 bin 860 tanesi ihracat yapan imalatçı. 2 milyon 600 bin KOBİ'den sadece ama sadece 3 bin 800 tanesi inovatif ihracat yapan imalatçı KOBİ. Öncelikle bu nitelikteki KOBİ'lerin diğerlerine göre ayrıştırılması ve SÜPER KOBİ olarak desteklenmesi gerekiyor. İhracat potansiyeli olan imalatçı KOBİ'lerin de bu Süper KOBİ sınıfına girebilmesi için gerekli çalışmaların yapılması gerekiyor. Bizim cari açığı azaltmak değil mümkün mertebe sabit tutup ihracat kg değerimizi yükseltmemiz lazım. O zaman cari açık göreli olarak zaten etkisini yitirecektir" dedi.

KOBİ'lerde kayıtlı olarak çalışanların sayısının 11 milyon 519 bin kişi olduğunu belirten Yücelen, "Birileri tartışırken 11 milyondan fazla insan 'Evime ekmek götürmeye devam edebilecek miyim?' endişesi yaşıyor. KOBİ sahipleri de emekçileri ile aynı kaygıları yaşıyor. 100 milyonla batan bir KOBİ'nin ülkeye getirdiği yük ortalama 283 milyon liradır. Bizim söylediklerimizin önemsenmesi gekir" dedi.
Türkiye'nin yaptığı her 1 kilo ihcacattan 1,5 dolar kazandığını belirten Yücelen, Almanya'nın 4,1 dolar, Japonya'nın 3,5 dolar, Güney Kore'nin 3 dolar kazandığını vurguladı. Öncelikli yapılması gerekenin sayıları 26 bin olan ihracat yapan KOBİ'nin inovatif ihracat yapan 3 bin 800 Süper KOBİ'ye katılmalarını sağlamak olduğunu söyleyen Yücelen, “Bunu becerebilirsek üretimde miktarında değişiklik olmadan yaptığımız her bir kilo ihcattan 3,9 dolar kazanırız ki bu da Almanya'yı yakalayacağımız anlamına gelir. Aynı miktarda ihracat yaparak 20 milyar dolar fazladan gelir elde ederiz. Süper KOBİ'lere verilecek her desteğin misliyle Türkiye Ekonomisine ve toplumuna fazlasıyla geri dönecektir" dedi.

Herkesin KOBİ'leri destekliyor gibi görünmesine rağmen yaşanabilecek olumsuzlukları da göz önünde bulundurmak gerektiğini söyleyen Yücelen, "Bankalar riskli ortamlarda KOBİ'lere verdikleri kredileri geri çağırıyor. Son günlerde yaşananlarla böyle bir uygulama olur mu bilmiyoruz ama olursa kredisi geri çağrılan KOBİ'nin incelemeleri yaparak eğer haksızlık varsa ben şahsen haksızlığı yapanı afişe edeceğim" dedi. Kriz çığırtkanlığı yapanların olduğunu vurgulayan Yücelen, "Sürekli bunun dillendirilmesi krizin yaşanması kadar kötü" dedi.

Süper KOBİ tanımına giren firmaların yüzde 44'ünün İstanbul'da faaliyet gösterdiğini belirten Yücelen, Bursa, İzmir ve Ankara'daki Süper KOBİ'lerle bu oranın yüzde 70'e ulaştığını; yüzde 30'un ise 77 ile dağıldığını söyledi. Süper KOBİ kavramıyla şu andaki üretimin dağılımına kıyasla, daha geniş bir tabana yayılan söz konusu işletmelerin gelir dağılımında adalet ve hakça paylaşım açısından da çok olumlu yansımalarının olacağını öngördüklerini ifade etti. Konu ile ilgili Ekonomi Bakanı ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı ile görüşmelerinin olacağını söyleyen Yücelen, "Her iki Bakanımızın ve hükümetimizin de bu vizyonu paylaşacaklarına inanıyorum" dedi.

Sivil toplum örgütlerinin bu konuların üzerinde daha fazla durması gerektiğini belirten Yücelen, "Sebebi bulmak önemli ama sonuç, çözüm ne bunu da söylemek gerekir" dedi. TÜSİAD'ın söylediklerini ciddiye alınması gerektiğini de söyleyen Yücelen, "Çok önemli, değerli saptamalar yapılıyor herkes mutlaka dinlemeli fakat sonuç ve çözüm kısmının da daha fazla somut öneriler olmalı. Sadece TÜSİAD değil, MÜSİAD, TUSKON, TOBB gibi ülkemiz için çok önemli örgütlerin somut önerileri olmalı" dedi. TÜSİAD'ın 17 Aralık süreci sonrası yaşanan ekonomik çalkantıya ilişkin yorumlarını değerlendiren ve TÜSİAD'ın sözü dinlenmesi gereken önemli kurumlardan bir tanesi olduğunu belirten Yücelen, "TÜSİAD'ın 60 küsur danışmanı var, eleştiri yaparken daha somut çözüm önerileri sunmalı. Buna MÜSİAD'ı da, TUSKON'u da, TOBB'u da, TİM'i de dahil ediyorum. Ülkede şu durumdan memnuniyet duyan tek bir kurum, kesim yok. Ancak biz burada gençler olarak az sayıda kişi olarak somut önerileriyle gelip somut öneri sunabiliyorsak büyük sivil toplum kuruluşları da, iş dünyası kuruluşları da bütçeleriyle orantılı büyüklükte somut öneriler koysun ortaya" dedi.

Ekonomiye ilişkin önemli konular konuşulduğunda "Yapmalıyız, etmeliyiz, katma değer üretmeliyiz, teknolojiyi daha fazla kullanmalıyız" tarzında yorumların artık daha derinden sorgulanması gerektiğini belirten Yücelen, "Geldiğimiz noktada artık 'yapmalıyız, etmeliyiz' söylemini bırakıp 'nasıl' sorusuna yönelelim. Yapabilseydik o temennileri zaten o konuları şimdiye çoktan halletmiş olurduk. Soyut konuşmayalım, nasıl yapacağımıza odaklanalım" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Enerji santralindeki çökmede milyonluk zarar oluşmuştu: 50 milyon TL’ye yeniden ihale edildi Edirne Meriç Nehri üzerinde yapılan "Arşimet Burgu Türbinli Hidroelektrik Santrali"nde yaşanan beton çökmeden dolayı oluşan büyük kamu zararının ardından açıklama yapan Edirne Valisi Yunus Sezer, 50 milyon lira civarında projenin yeniden ihale edildiğini belirtti. Edirne’de Meriç Nehri üzerine elektrik üretimi için kurulan "Arşimet Burgu Türbinli Hidroelektrik Santrali"nde yanlış mühendislik yapımı sonucu meydana gelen beton ayak kısmı ve table çökmesinde milyonlarca liralık zarar oluşmuştu. 2021 yılında inşasına başlanan ve Edirne’de şehir merkezinden geçen Meriç Nehri üzerinde elektrik üretmek için yapılan enerji santralinde yaşanan çökmeden dolayı milyon liralık beton, demir, lastik savak ve aylarca yapılan işçilik masrafları da çöp olmuştu. İddiaya göre, 625 beton mikserinin doldurduğu ve yaklaşık 70 bin 500 metreküp olan beton inşaat zemini çöktü. 625 beton mikser kamyonlarıyla taşınan çimento, lastik savak tablesinin çökmesi nedeniyle büyük hasar oluşmuştu. Meriç Nehri zeminine Fore Kazık Sistemi ile sıkılaştırma çalışmaları ile hasar onarılmaya çalışılıyor. Lastik savak ayaklarının birinin çökmesinin ardından milyonlarca kamu zararına neden olan proje revize edildi. Edirne Valisi Yunus Sezer, enerji santralinin 50 milyon TL civarında yeniden ihale edildiğini belirterek, 2 ayrı hukuki sürecinde olduğunu ifade etti. “Öncelikle bir tespit yaptırdık” Projenin yeniden revize edildiğini ifade eden Edirne Valisi Yunus Sezer, “Öncelikle bir tespit yaptırdık. Üniversiteden hocalarımız, DSİ’den ilgili mühendisler, İl Özel İdaresi’nden ve DSİ’nin akredite ettiği firmaların olduğu bir ekiple tespit yaptırdık. Tespit yaptırdıktan sonra buradaki eksiklik neden kaynaklanıyor ve ne yapılması gerektiğini bize ilettiler. Burada jet grout denilen bir sistem uygulanmış. Bu sistemin bazı yerlerde sıkıntılı olduğunu, oradaki hasarın bundan kaynaklandığını belirttiler. Bunun üzerine yeniden zemin etütleri yapıldı ve burada proje yeniden revize edildi. Çünkü bir yatırım yapılmış. Bu yatırımın atıl kalması kamunun zararı" dedi. “Hukuki süreçte 2 tane süreç devam ediyor” Kritik bir karar verdiklerini belirten Vali Sezer, “Bu projenin devam edip etmeyeceği, taşkın riskine neden olup olmayacağı ile ilgili bilgi istedik. Edirne’nin de böyle bir endişesi var. Bu ekibin, burasının taşkın riskini artırmayacağı şeklinde bir raporu var. Projenin de şu anda yaptığımız şekilde fore kazıklarla yeniden yapılması yönünde teknik tavsiye yönünde çalışmaya başladık. Sona geldik. En son açık ihalesi yapıldı. 50 milyon TL civarındaydı. Süreç de devam ediyor. Hukuki süreçte 2 tane süreç devam ediyor. Birincisi tespit davası açıldı. Buradaki kusur kime aittir, neden kaynaklanıyor ile ilgili olarak mahkememiz tespiti bitirmiş. Henüz bize gelmedi ama geldikten sonra buradaki yasal işlem başlatılacak. İdari yönden, mahkemenin tespitine göre şahıslardaki sorumluluğun ne olduğuyla ilgili bir idari soruşturma devam ediyor. O tespiti aldıktan sonra ikisini birleştirip hem maddi tazmin yönüyle süreç başlayacak, hem de idari sorumluluk yönüyle bir süreci başlatmış olacağız. O noktada gayet emin bir şekilde, kanunlar neyi emrediyorsa onu yapmamız gerekiyor. Onu da yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Çorum Çorum İl Koordinasyon Kurulu Vali Dağlı başkanlığında yapıldı Çorum İl Koordinasyon Kurulu toplantısı Vali Doç. Dr. Zülkif Dağlı, başkanlığında yapıldı. Toplantıda konuşan Vali Zülkif Dağlı, 2024 yılında kamu kurum ve kuruluşlarına ait toplam 297 adet yatırım projesinin yürütüldüğünü belirterek, bu projelerin toplam tutarının 38 milyar 592 milyon 258 bin, toplam harcamanın ise 17 milyar 569 milyon 666 bin lira olduğunu açıkladı. Çorum’un 2024 yılı ödeneğinin 3 milyar 306 milyon 965 bin belirten Vali Dağlı, “2024 yılı harcama tutarı 494 milyon 937 bin TL. 2024 yılı içerisinde; gelen ödeneğin yüzde 14,97’si harcanmış ve toplam harcama proje tutarlarının yüzde 45,53’üne ulaşmıştır. Yürütülen 297 projeden 14’ü tamamlanmış, 164 proje devam etmekte, 13 proje ise ihale aşamasında, 106 proje ise başlanmamıştır. Yürütülen projelerin sektörel dağılımına bakıldığında; proje sayısı açısından; diğer kamu hizmetleri sosyal 95 projeyle ağırlıkta olduğu görülürken, proje bedeli açısından; ulaştırma-haberleşme sektörü önde yer almaktadır” ifadelerini kullandı. Yatırımların zamanında tamamlanması için gerekli gayretin gösterilmesi çağrısında bulunan Vali Dağlı, oluşabilecek engellerin önceden belirlenerek gerekli önlemlerin alınması, koordinasyonu gerektiren hususlarda bilgi verilerek, kurumlar arası iletişimin hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi ve çözüm odaklı çalışılmasına özen gösterilmesini istedi.