EKONOMİ - 05 Mart 2015 Perşembe 11:05

Türk ayakkabıları, Çin’in pabucunu dama attı

A
A
A
Türk ayakkabıları, Çin’in pabucunu dama attı

Çin’den ithal edilen kimi ayakkabıların zehirli çıkması, kiminin de kalitesiz olması, Türk ayakkabı sektörünü şaha kaldırdı. Ayakkabıcılar, ülkelerin tercihi konumuna gelen Türk ayakkabı sektörünün Çin’in pabucunu dama attığını söylüyor.

Hemen her ürünün etiketinde görülmeye alışık olan Çin, zehirli ayakkabı şikayetlerinin başlamasıyla ayakkabı sektöründe sekteye uğradı. Zehirli ayakkabıların ülkelere girişi ve zehirli olmayan ayakkabıların da kalitesiz olması, ayakkabı ithal eden ülkelerin rotasını Türkiye’ye çevirdi. Türk mallarının tercih edilen konuma ulaştığını belirten 20 yıllık kadın ayakkabı imalatçısı Tamer Kömürgöz, “Türk malı, kalite olarak Avrupa’da ve dünya ülkelerinde tercih ediliyor. Çin’in pabucu dama atıldı diyebiliriz. Yakın zamanda Çin’e ayakkabı da satacağımıza inanıyorum” dedi.

“TÜRKİYE AYAKKABI ÇÖPLÜĞÜNE DÖNMÜŞTÜ”
Ayakkabı sektörünün son 3-4 yılda devletin uyguladığı politikanın da etkisiyle çeki düzen kazandığını kaydeden Kömürgöz, Türk ayakkabı sektörünün geçmişiyle ilgili şunları söyledi: “3-4 yıl önce Türkiye ayakkabı çöplüğüne dönmüştü. Çin’den çok kalitesiz, zehirli madde içeren mamullerden ayakkabılar giriyordu. Türkiye’nin tükettiği belli bir ayakkabı adedi var. Çin’den bunun 2-3 misli fazlası ayakkabı ithal ediliyor. Piyasa iyice daralıyor ve üretim yapmakta zorlanıyorduk.” 

“ÇİN DEĞİL, DÜNYAYLA REKABET EDERİZ
Son yıllarda bütün Avrupa ülkelerinden ve yerli firmalardan Türk mallarına talep olduğunu ifade eden Kömürgöz, kapasitelerini artırdıklarını belirterek, “Çin’in pabucu dama atıldı diyebiliriz. Yakın zamanda Çin’e ayakkabı da satacağımıza inanıyorum. Türk malı, kalite olarak Avrupa’da ve dünya ülkelerinde tercih ediliyor. Biz Aypa-Biella olarak son iki yıldır Türk mallarına talebin artmasından dolayı 12-13 ülkeye ihracat yapıyoruz. Sektörümüzün önünün açık olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de tüketim toplumu değil de üretim toplumu olmamız için elimizden gelen gayreti göstermemiz lazım. En pahalı enerjiyi kullanıyoruz, işçi maliyetlerimiz yüksek. Bunlarla ilgili destek sağlanırsa sadece Çin değil dünyada herkesle rekabet edecek konumdayız diye düşünüyorum” dedi. 

“TEST RAPORU İÇİN BİR AY SIRA BEKLİYORUZ”
Kömürgöz, ayakkabı sektörünün yaşadığı sıkıntılardan biri olan test raporu süreci hakkında da şunları söyledi: “Yüzde 100 yerli üretim yaptığımız tüm malların test raporlarını yapıyoruz. Ürettiğimiz malları firmalara sunarken bu raporları gösteriyoruz. Ancak İstanbul’da bu testleri yapan 3-4 firma var. İzmir’de yok. Her çift, her model için ayrı rapor alınıyor. Aşırı yoğunluk nedeniyle bir çift ayakkabıyı gönderdiğimizde bize bir ay sonrasına sıra veriyorlar. Rapor olmayan ayakkabıları da marka değeri olan firmalara sunamıyoruz. Buna devlet büyüklerimizin el atmasını bekliyoruz. İzmir Ege Üniversitesi’nde ayakkabıları inceleyecek bir birim oluşturulduğunu duyuyoruz. Merdiven altında üretilen ve cadde mağazacılarında satılan mallarda rapor olduğunu zannetmiyorum. Bunun önce alt yapısının oluşturulması ve ondan sonra her yerde uygulamaya geçilmesi daha mantıklı.”

CEREN ATMACA-HALİL KARAHAN
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman İsias Otel Davası’nda yeni bilirkişi raporu istenmesine karar verildi İsias Otel davasının 2. duruşmasın yeni bilirkişi raporu istenmesine karar verildi. Duruşma sırasında KKTC Başbakanı Ünal Üstel ile sanık avukatı arasında tartışma yaşanırken Üstel, bazı iddialarda bulunan sanık avukatına ‘yalan söylüyorsun’ diyerek tepki gösterdi. Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, saat 10.00’da başlayan ve saat 18.15’de sona eren duruşmada mahkeme heyetinin ara kararıyla, tutuklu sanıklar Ahmet Bozkurt, Mehmet Fatih Bozkurt ve Erdem Yıldız’ın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Tutuksuz sanıklar Efe B., Halil B., Hasan A., Mehmet G., Şule Ö. ve Ulviye B.’nin adli kontrollerin devam etmesine karar verildi. Mahkeme ayrıca, dosyayı yeniden bilir kişi heyetine tebliği edildi. Davanın bundan sonraki duruşmasının 12 Haziran 2024 tarihinde saat 09.00’da görülmesine karar verildi. KKTC Başbakanı Ünal Üstel, sanık avukatına ‘yalan söylüyorsun’ tepkisi 6 Şubat depreminde yıkılan ve 72 kişiye mezar olan İsias Otel davasıyla ilgili duruşmada, KKTC Başbakanı Ünal Üstel ve Sanık Avukatı Fuat Göktaş arasında gerginlik yaşandı. Sanık avukatları savunmasında, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Gazi Üniversitesi raporlarına itiraz ederek, usule uygun alınmadığı ve laboratuvarlarda testin düzgün yapılmadığını söyledi. Otel sahibi tutuklu sanık Ahmet Bozkurt’un Avukat Fuat Göktaş, Gazi Üniversitesi’ne gönderilen numunelerin gitmesinden iki gün sonra KKTC’de bulunan Doğu Akdeniz Üniversitesi’yle Gazi Üniversitesi’nin ‘kardeş üniversite’ olduğunu yönünde haberler çıktığını belirtti. Göktaş, bunun yanında Gazi Üniversitesi heyetinin Kıbrıs başbakanıyla görüştüğü yönünde haberlerin servis edildiğini ancak bu görüşmelerin rutin olabileceğini düşündüklerini söyledi. Bunun üzerine salonda bulunan KKTC Başbakanı Ünal Üstel, ziyareti yalanlayarak avukata hitaben, ‘Yalan söylüyorsun, sözlerini geri al’ dedi. Başbakanın bu sözleri üzerine, avukat KKTC’de medyaya yansıyan ziyaret haberini gösterdi. Sanık Avukatı Fuat Göktaş son olarak, çıkan bu haberleri kendisine gösteren müvekkil yakınlarına, ‘Bu ziyaretlerle ilgili olumsuzluk düşünmeyin, bu rutin bir ziyaret olabilir. Bu tür haberlere itibar etmeyin’ dediğini söyledi. Mahkeme Başkanı, salonda yaşanan sözlü sataşma nedeniyle tarafları sakin olmaya davet ederek, mahkemenin düzenini bozdurmayacağını vurguladı. Mahkemede tutuklu sanık Ahmet Bozkurt savunmasında, “Otelimin statiği 14 kata göre yapılmıştır. Otelim 9 kat olarak yapılmıştır. Statiğinde, taşıyıcısında herhangi bir eksiklik olduğunu düşünmüyorum. Ben burayı yap-sat için yapmadım, burayı kendime yaptım. Malzemelerin en iyisini kullandım. Benim buraya yaptığım para ile aynı şekilde iki bina yapabilirdim. Ben malzemeden çalmadım. Adıyaman dördüncü derece deprem bölgesindeyken, ikinci derece deprem bölgesinin şartlarını karşılayacak şekilde otel yaptım. Ben suçsuzum. Suçlamaları kabul etmiyorum. Tahliyemi talep ediyorum” dedi. Tutuklu sanık Mehmet Fatih Bozkurt ise savunmasında, “Otelin yapıldığı yıllarda, 1993-1999 yılları arasında Kıbrıs’taydım. Benim mesleğim otomotiv sektörüdür. Ben suçlamaları kabul etmiyorum. Yüce mahkemenizden tahliyemi talep ediyorum” ifadelerini kullandı. Diğer tutuklu sanık Erdem Yıldız ise, “Ben sadece dekorasyon yaptım. Benden öncekini bilmem. Benden sonra yapılan şeylerle hiçbir ilgim yok. Benim yaptığım musluğun, asma tavanın binanın yıkımında etkisi yoktur” şeklinde konuştu.