GÜNDEM - 04 Temmuz 2015 Cumartesi 09:29

Türk kadının havadaki başarısı

A
A
A
Türk kadının havadaki başarısı

Türk yapımı eğitim uçağı HÜRKUŞ, havadaki yerini alırken kadın başmühendis liderliğinde tasarlanan dünyanın üçüncü uçağı oldu.

Ekip ruhunu yansıttıklarını belirten HÜRKUŞ’un Başmühendisi Aylin Ararat, ''Yaş ortalamamız 30 civarında. Ekibimizin yüzde 23’ünü kadınlar oluşturuyor. Türkiye’de böyle bir işe Türk insanları ile imza atmak bizleri gururlandırıyor'' dedi.

Türkiye, Cumhuriyetin ilk yıllarında önce Vecihi Hürkuş ve sonra Nuri Demirağ'ın uçaklarından sonra yeni bir yerli tasarım uçağın heyecanını yaşıyor. Hükümet ile Genelkurmay’ın en üst düzeyde temsil edildiği Savunma Sanayi İcra Komitesi 2006 yılında, pilotların savaş uçaklarına geçmeden önce uçtuğu eğitim uçaklarının üretimi düşünüldü. ABD’nin geliştirdiği F-16 savaş uçaklarının Türkiye’de montajının yapılması amacıyla kurulan Türkiye’nin havacılık sektöründeki en önemli markası TUSAŞTAI (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.), eğitim uçağı ihtiyacını önceden tespit etmiş ve daha ortada bir sözleşme dahi yokken 2004’te hazırlıklarını yapmaya başlamışlardı. Anlaşmayla bilikte TAI’de ilk Türk eğitim uçağının yapımı hızlandı. Ve bu anlaşmayla birlikte eğitim uçağı HÜRKUŞ, artık havadaki yerini adlı. En son geçtiğimiz günlerde İzmir Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı'nda Türk Hava Kuvvetleri'nin kuruluşunun 104'üncü yılı 'Türkiye Hava Gösterisi 2015' etkinliğinde uçan, dünyadaki üçüncü kadın başmühendis liderliğinde yapılan Türk Eğitim uçağı HÜRKUŞ, izleyenlerin beğenisini aldı.

Düyadaki iki kadın baş mühendisin ardından Türk olarak üçüncü kadın baş mühendis olarak uçağın yapımında liderlik yapan Uçak Mühendisi Aylin Ararat, kendi hayatını ve HÜRKUŞ'U İhlas Haber Ajansı’na anlattı. Mühendis aileden geldiğini belirten Aylin Ararat Gökalp, ''1984 yılında liseyi bitirdikten sonra üniversite sınavında aldığım puanla girdiğim bir bölüm ÖDTÜ Havacılık Mühendisliği Bölümü. Ancak şunu söylemeliyim lise-ortaokul yıllarında zaten insanın eğilimi belli olur. Ben zaten mühendislik kökenli bir aileden geliyorum. Dedem, babam, ablam hepsi elektrik ya da makine mühendisi. Ben Havacılık Mühendisliği’ne puanım tutuğu için girmiştim. Bununda yıllar içinde hem eğitim sırasında (yüksek lisansımı da bu konuda yaptım) hem de daha sonra endüstri de çalışmaya başladıktan sonra Havacılık Mühendisliği ile yeteneklerimin ya da ilgimin kesiştiğini çalıştıkça gördüm aslında. Şimdi geriye dönüp baktığım zaman belki biraz üniversite sınavı ile tesadüfen girdim bir bölüm. Ama kendi tercihimle yazdığım bir bölüm’’ dedi.

UÇAK BİR ÇOK MÜHENDİSLİK BİRİMLERİNİN BİR ARAYA GELDİĞİ ALAN
Çalıştığı sektörün çoklu yapısını sevdiğini ifade eden Ararat, ''Havacılık sektöründe çalışırken bir uçak platformunun üzerinde etki sistemi, iniş takım sistemi, oksijen sistemi, hidrolik sistemi, fırlatma sandalyesi, aerodinamik tasarım uçuş bilimleri açısından stabilite kontrol bütün bunlar hem analiz hem test açısından yaptığımız çalışmalar. Bütün mühendislik birimlerinin bir araya geldiği aslında en nihayetinde çok estetik ürünlerin ortaya çıktığı bir çalışma alanı. Örneğin bizim yaptığımız HÜRKUŞ eğitim uçağını Ankara’da İzmir’e uçarak getirdik. Daha önce Ankara’dan İstanbul’a gitmişti ama ilk defa İzmir’e geldi. Bu benim için ve beraber çalıştığım diğer mühendisler için büyük bir gurur. Ve nihai ürünümüzü havada görmek, havacılık konusunda çalışıyor olmak bize gurur veriyor'' dedi.

EKİBİN YAŞ ORTALAMASI 30
Eğitim uçağı HÜKUŞ için çok güzel bir ekip oluşturduklarını dile getiren Aylin Ararat, ''Ekip konusunda hepimizde çok şanslıyız. Bir de işler yoğun olunca, teknik açıdan bazı konularda zorlanıp birbirimizle bilgi alışverişi yapmak, gerektiği noktalarda bir sürtüşme yaşamıyoruz tam tersine birbirimizle fikir alış verişi bulunuyoruz. Projenin zaman zaman sitresli dönemleri oluyor. Bir takvimimiz var, bir bütçemiz var onun içerisinde kalmaya çalıştığımız. Çünkü Türkiye’de ilk defa yapılan konular var. Burada bilinmeyenleri de bulmaya çalışıyoruz. Bu konuda ekibimiz içinde çok güzel entegrasyon var. Heyecanlı, yaş ortalaması 30 civarında olan arkadaşlarımla çalışıyorum. Ve bütün verilen, uçak üzerinde her gördüğünüz detay, kanat uçlarından egzozuna, motor seçimine, pervanesine, aeroniklerine bunların hepsinin seçimini tesadüfen karar vermiyoruz. Hepsi ile ilgili bizim kazanç kayıp analizlerimiz var. Önce bilgi birikimiyle tasarım alternatiflerini çalışıyoruz. Daha sonra sistem mühendisliği yaklaşımları ile hangi tasarım alternatiflerinin bir bütünü ortaya getirirken optimum olacağını bulmaya çalışıyoruz. Daha önce yapılmış bir projemiz yok. İlk projemiz bu. Avrupa sivil havacılık otoritesinden de sertifikalandırdığımız bir uçak HÜRKUŞ. Bu kapsamda çalışırken bilebildiğimiz en iyi yöntemlerle ilerlemeye çalıştık. En doğru kararları vermeye çalıştık. Bunu yaparken de ben tek başıma tabi ki çalışmadım. Bir ekip ve bir organizasyon halinde çalıştık'' dedi.

BU PROJE GENÇLERİMİZE ÖRNEK OLSUN
Ekibini değerlendiren Ararat, ''Ekibimizin yüzde 23’ü kadın. Bununda kollektif efora çok faydası olduğunu düşünüyorum. Gerçekten ekibim bu anlamda, farklı bakış açılarıyla, farklı titizlikle farklı bir dinamikle hareket edebiliyor olmasını sağlıyoruz. Herkes özveri ile kadın erkek ayırt etmeksizin çok çalışıyor. Ama ben gerçekten bir sonraki projelerde de, bu tip çok sayıda ekibin çalıştığı projelerde de uyumun sağlanması, verimliliği artırmak, bakış açıları çeşitlendirmek amacıyla kadın erkek kombine ekiplerinin olması gerektiğini düşünüyorum. Bu proje bir başlangıç gençlerimize örnek olsun. Sadece bu uçak ortaya çıkmadı. Bununla birlikte yaklaşık 8 bin teknik doküman yazdık. 7 bin teknik çizimi var bu uçağı tarif eden. Avrupa Sivil Havacılık Kurumu’na da bunları kanıt dökümanı olarak sunuyoruz. Güzel bir bilgi birikimi oluşturduğumuzu düşünüyoruz. Arzum bundan sonra gençlerimizin bunu daha da güzel yerlere götürmesi bizimde buna hem bir uçak olarak hem de altyapıyı geliştirme anlamında destek olmuş olmamız'' dedi. HÜRKUŞ, bir kadın baş mühendis liderliğinde tasarlanan dünyanın üçüncü uçağı. Ekibin başında Aylin Ararat var. 140 mühendis ve 70 teknisyenden oluşan bir ekiple çalışıyor. Ekibin Ararat'tan sonraki üç şef mühendisinden ikisi de kadın olması dikkat çekti.

HAVA KUVVETLERİ HÜRKUŞ SİPARİŞİ VERDİ
HÜRKUŞ ile ilgili bilgi veren TAI Genel Müdür Yardımcısı Özcan Ertem, ''HÜRKUŞ'umuz inşallah bütün uçuş testlerini başarı ile tamamlayarak uçuşa elverişli bir uçak olarak sertifikasını alacak. Hava Kuvvetleri de 15 tane HÜRKUŞ siparişini verdi. Bu uçağımızın üstüne bir takım askeri elektronk cihazlarda isteniyor. Bunlarla ilgili çalışmalarımızda başladı. Seri üretimiz inşallah 2018'de ilk uçağımızı teslim edecek şekilde son hızıyla çalışmalar devam ediyor'' dedi.

AYLİN ARARAT KİMDİR
- TAI Eğitim Uçakları Mühendislik Müdürü
- ODTÜ Havacılık Mühendisliği (1989) Mezunu
- ABD Virginia Teknik Fakültesi’nde Yüksek Lisans
- 10 yıldır da HÜRKUŞ’un baş mühendisi

HÜRKUŞ KİMLİK KARTI
* Tamamiyle yerli tasarım.
* F-4 ve F-16 önesi eğitim uçağı
Teknoloji: Turboprop (Jet motoru ile pervane bir arada çalışıyor)
Motor: 1600 beygir gücü, Kanada üretimi Pratt & Whitney
Azami hız: 310 Knot (574 km/s)
Ağırlık: 3200 kg.
Uzunluk: 11.7 m.
Kanat açıklığı: 11.17 m.
Havada kalma süresi: 4 saat 15 dakika
Menzil: 1478 km.
G Force: -3.5 ila +7

ATAKAN ŞEN - SİNAN YENİÇERİ 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara HAK-İŞ: "Mevcut asgari ücret tespit komisyonundan sağlıklı bir ücret çıkmaz" HAK-İŞ Konfederasyonu Yönetim Kurulundan, asgari ücretin açıklanmasının ardından yapılan açıklamada, "Mevcut asgari ücret tespit komisyonundan sağlıklı bir ücret çıkmaz" dedi. HAK-İŞ Konfederasyonu Yönetim Kurulundan yapılan açıklamada, "HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun mevcut yapısından çalışanları memnun edecek ve toplumu rahatlatacak sağlıklı bir asgari ücret çıkarılmayacağını her platformda dile getirdik. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun mevcut yapısı, 1970’li yılların koşullarına göre şekillenmiş, çağın gerisinde kalmış ve çoğulcu temsilden uzak bir yapıdır. Milyonlarca emekçiyi ilgilendiren ve bu yönüyle Türkiye’nin en büyük toplu iş sözleşmesi olarak değerlendirilebilecek asgari ücretin, çok daha güçlü, kapsayıcı ve temsil kabiliyeti yüksek bir komisyon yapısı içerisinde belirlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Komisyonun; konfederasyonların temsil gücünü yansıtan, sosyal diyalogu esas alan ve toplumsal uzlaşıyı önceleyen bir yapıya kavuşturulması, sürecin sağlıklı işlemesi açısından zorunludur" ifadelerine yer verildi. Asgari ücretin Türkiye’de çalışanların yaklaşık yarısının geçim ücreti olduğuna değinilerek, "Asgari ücret, ülkemizde artık yalnızca ‘asgari’ bir ücret değil; çalışanların yaklaşık yarısının geçim ücreti haline gelmiştir. HAK-İŞ olarak asgari ücretin; bir kişiyi değil, dört kişilik bir ailenin insanca yaşam koşullarını esas alması gerektiğini savunuyoruz. Gıda, kira, ulaşım, enerji ve eğitim gibi zorunlu harcamaların merkeze alındığı, gerçekçi ve kapsayıcı kriterlere dayanan bir yaklaşım ile daha güçlü, daha gerçekçi ve daha adil kriterlere ihtiyaç olduğu açıktır. Öte yandan, asgari ücrete endeksli olarak kamuda yer alan çok sayıda düzenleme, ücret artışlarını baskılayan bir mekanizma haline gelmiştir. Mevcut bağlantılar ortadan kaldırılmadan, asgari ücretin özgür, gerçekçi ve çalışanların ihtiyaçlarını karşılayacak bir düzeyde belirlenmesi mümkün değildir. Asgari ücret, emeğin yaşam standardını koruyan temel bir güvence olarak ele alınmalıdır" denildi. Komisyonun yapısının yeniden ele alınması beklentisine dikkat çekilen açıklamada, "HAK-İŞ Konfederasyonu olarak beklentimiz; Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısının demokratik, katılımcı ve çoğulcu bir anlayışla yeniden ele alınmasıdır. Asgari ücreti belirleme yetkisinin, dünyadaki örneklerde olduğu gibi işçi ve işveren temsilcilerinde olduğu, objektif ve güvenilir verilerle çalışan bağımsız bir mekanizmanın oluşturulması talebimizi yineliyoruz. Ancak bu şekilde hem çalışanların beklentilerini karşılayan hem de toplumsal huzuru güçlendiren bir asgari ücret politikasının hayata geçirilmesi mümkün olacaktır. 2026 yılı için belirlenen asgari ücretin emek camiamıza, çalışma hayatımıza ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyoruz" ifadeleri kullanıldı.
İstanbul Sergen Yalçın: "Kazanmayı hak ettiğimizi düşünüyorum" Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın, Fenerbahçe karşısında ön alan baskısını maç boyunca iyi bir şekilde uyguladıklarını ve hak ettikleri bir galibiyet aldıklarını söyledi. Ziraat Türkiye Kupası C Grubu ilk maçında Beşiktaş, deplasmanda karşılaştığı Fenerbahçe’yi 2-1 mağlup etti. Mücadelenin ardından düzenlenen basın toplantısında Beşiktaş teknik Direktörü Sergen Yalçın açıklamalarda bulundu. "Hem takım hem de bireysel performanslar beklediğimiz seviyedeydi" İki büyük camiaya yakışacak şekilde dostça güzel bir karşılaşma olduğunu dile getirerek sözlerine başlayan Yalçın, "İki takım oyuncular da ellerinden gelen her şeyi yaptı. Son bölümde golü atıp kazanmamız sevindiriciydi. Ön alan presiyle başladık ve oyunu ön alanda oynamaya çalıştık. Oyuncularımız bunu çok iyi yaptı. Hem takım hem de bireysel performanslar beklediğimiz seviyedeydi. Kazanmayı hak ettiğimizi düşünüyorum. Yılın son derbisini kazandık. Geçen hafta ligde de kazanmıştık. İlk yarıyı moralli kapatıp ikinci yarıya hazırlanacağız" ifadelerini kullandı. "Performans transferi yapmak istiyoruz" 53 yaşındaki teknik adam, son oynanan müsabakalarda takımın fiziksel olarak iyi durumda olduğuna dikkat çekerek, "Oyun planlarımız çok doğru. Ön alan oyunu oynamaya çalışıyoruz. Burada da sonun a kadar öyle oyandık. Oyuncularımız oyun planına sadık kaldı. Transferde de çalışıyoruz. Ocak transferi kolay değil. İyi oyuncular için ciddi paralar harcamanız lazım. Biz de 3 aydır ciddi bir çalışma içindeyiz. Plan dahilinde çalışmalar yapıyoruz. Bunu ne kadar uygulamaya geçireceğiz zamanla göreceğiz. Biz gelip direkt performans verebilecek oyuncular arıyoruz. Performans transferi yapmak istiyoruz. Nereye kadar gidip ne kar yol alabiliriz göreceğiz" şeklinde konuştu. "Sorunları önümüzdeki süreçte çözeceğimizi düşünüyoruz" Sorunları çözmek ve iyi yerlere gelmek için zamana ihtiyaçları olduğunu yineleyen Sergen Yalçın, "Tek korkumuz zaman verilmemesi. Büyük camialarda zaman konusu zordur. Taraftarımıza, camiaya umut vermeye çalışıyoruz. Planlamalarımız, hedefimiz var. Ancak bunun için zamana ihtiyacımız var. Her şey yavaş yavaş. Futbol canlı bir oyun. Bunu 1, 2 ayda çözemeyiz. İşler iyi giderse bu sorunları önümüzdeki süreçte çözeceğimizi düşünüyoruz" cümlelerine yer verdi.