SAĞLIK - 30 Kasım 2016 Çarşamba 10:00

Türk uzmanlar miyopide bilime ışık tutacak bulgulara ulaştı

A
A
A
Türk uzmanlar miyopide bilime ışık tutacak bulgulara ulaştı

Operatör Dr. Özgür Bülent Timuçin, çocuklarda ortaya çıkan ve uzağı görememe şeklinde bilinen miyopi rahatsızlığının durdurulması veya önlenmesine yönelik çok önemli bulgulara ulaştıklarını söyledi.

Konuyla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Operatör Dr. Özgür Bülent Timuçin, miyopi rahatsızlığının durdurulması veya önlenmesine yönelik dünyada şu ana kadar elde edilmemiş bulgulara ulaştıklarını söyledi. Uzağı net görememe olarak bilinen miyopi rahatsızlığının bugün için özellikle Güneydoğu Asya ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyada salgın bir hastalık gibi hızla yayıldığına dikkat çeken Timuçin, “Miyopinin gelişme sebebi veya durdurulma şekli halen bilinmiyor. Artmış miyopi yaygınlığının altında yatan sebeplerin başında internet, bilgisayar, telefon gibi teknolojik uğraşıların hayatımızda fazla yer alması ve dolayısıyla miyopinin kapalı alanlarda geçirilen zaman ile ilişkili olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Miyopi, son yıllarda dünyada patlama şeklinde bir yaygınlığa ulaştı. Hatta ileriki yıllara yönelik tahminlerde 30 yıl sonra dünya nüfusunun yarısının bu rahatsızlığa yakalanacağını biliyoruz. Aynı şekilde en önemli körlük sebebi olarak da miyopi gösteriliyor. Güneydoğu Asya ülkeleri hastalığı durdurmak ve önlemek amacıyla kampanyalar düzenliyor” dedi.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi mühendisleri ile yaklaşık iki yıl boyunca yaptıkları araştırmalar neticesinde miyopi rahatsızlığı ile ilgili bilime ışık tutacak yeni bulgulara ulaştıklarını vurgulayan Timuçin, “YYÜ Su Ürünleri Fakültesi'ndeki mühendis arkadaşlarla beraber yaptığımız araştırmada, kapalı ortamların ışığının veya aydınlatma sistemlerinin mavi ışık ile zenginleştirilmesi halinde miyopinin durdurulması veya önlenmesine yönelik önemli bilimsel bulgular elde ettik ve bu bulguları bilim dünyası ile paylaştık. Hatta yurt dışında bu konu ile uğraşan önemli bilim adamları bize ulaştı ve yorumlarını, görüşlerini bize ilettiler” ifadelerini kullandı.

Miyopinin nasıl oluştuğu ve nasıl önleneceği konusunda bir fikir birliğinin olmadığını ifade eden Timuçin, “Şu an bilimsel olarak kanıtlanmış tek veri, kapalı ortamlarda kalma süresi ile miyopinin artış sıklığı arasında kuvvetli bir ilişki var. Ne kadar fazla kapalı ortamda kalıyorsanız, miyopi de o kadar fazla gelişiyor. Bunun dışında şu an elimizde miyopi hakkında kanıtlanmış bir bilgi yok. Biz kendi araştırmamızda kapalı ortamların mavi ışıktan zenginleştirilmesi veya beslenmesi ile miyopinin durdurulması veya önlenmesine yönelik önemli bilimsel bulgulara ulaştık. Ben kendi hastalarıma soğuk gün ışığı lambaları kullanmalarını öneriyorum. Çünkü bu lambalar piyasada bulunuyor ve maviden zengin ışık içeriyor. Bu şekilde miyopiyi durduracağımı düşünüyorum. Şu ana kadar hastalarımdan olumlu yanıtlar almaya başladım. Araştırmalarımızı klinik çalışmaları ile doğrulamamız halinde miyopinin tarihe karışacağını belki biraz iddialı olacak ama söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.

Araştırma sonuçlarının kontrollü klinik deneylerle doğrulanması halinde devletlerin sağlık politikalarında değişikliklerin olacağını ifade eden Timuçin, “Miyopinin durdurulmasında hekimlerin yanı sıra hükümetlerin, devletlerin sağlık politikalarında köklü değişiklikler olacağını umuyorum. Çünkü bu doğrulandığı zaman okullarda, sınıflarda ortam aydınlatılmasına yönelik yasal değişikliklerin de beraberinde geleceğini tahmin ediyorum” dedi.

Araştırma sonuçlarını dünyanın saygın bilim dergilerinden olan "Experimental Eye Research" dergisinin 2016 Ekim sayısında bilim dünyasına duyurduklarına dikkat çeken Dr. Timuçin, “Bundan bir asır önce Henry Edward Juler adlı İngiliz bir göz cerrahı, 1904 yılında yazdığı ‘A Handbook of Ophthalmic Science and Practice’ adlı kitabında, ‘Miyopi ortaya çıkmış ise dışarı çıkın. Mümkünse deniz yolculuğu yapın’ demişti. Bilim dünyası İngiliz cerrahın bir asır önceki ‘dışarı çıkın’ tavsiyesini kabul etmiş, ancak deniz yolculuğunun sırrını ise anlayamamıştı. Deniz yolculuğunun sırrı, acaba mavi olabilir mi?” diye konuştu.

Atilla İdiz 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır’da yüz milyonlarca yıl önceye ait fosiller bulundu Diyarbakır’ın Kocaköy ilçesinin üzerinde olduğu zeminin, Tetis Denizinin zemini olduğu değerlendiriliyor. Zeminde, milyonlarca yıl boyunca oluşan fay kırıklarından çeşitli canlı türüne ait olduğu tahmin edilen fosillere kadar birçok jeolojik ve paleontolojik (fosilbilimsel) kalıntı bulunuyor. İlçe merkezine yaklaşık 4 kilometre mesafede bulunan bu kayaçlardaki fosiller ve fay kırıkları zengin görüntülerle dikkat çekiyor. Antropolog Naci Akdemir, alanın Tetis Denizinde meydana gelen sediment tortulu çökellerinin bulunduğu bir yer olduğunu, bu çökellerin vaktiyle muhtemelen tek tabaka halindeyken Afrika-Arabistan plakasının zorlaması ve Avrasya’nın buna direnmesi neticesinde bir yükselme-dalma hadisesinin meydana geldiğini ifade etti. Afrika-Arabistan zonu yükselirken Avrasya zonunun bunun altına daldığını kaydeden Akdemir, "Tetis Denizinin altındaki çökeller yükselirken önce doğu-batı istikametinde çatlaklar ve kırılmalar meydana gelmiştir. Bilahare yine Afrika-Arabistan plakasının sola momentli yani batıya açılı bindirmesi yüzünden bu defa kuzey-güney istikametli düzgün çatlaklar meydana gelmiştir. Her çatlağın bulunduğu yerde doğudaki zon, batıdakine nazaran daha hızlı ilerlemektedir. Çatlakların vaktiyle bakışımlı iken, günümüzde birbirinden ayrılmış kırıkları, bunu bize açıkça göstermektedir" dedi. "Yöremizdeki depremler bundan kaynaklanmaktadır" Antropolog Akdemir, hadisenin yaklaşık 250 ila 300 milyon sene önce başladığını değerlendirerek, "Biz bunu jeolojik hareket olarak düşünüyorsak halen devam etmektedir. Zaten yöremizdeki depremlerde bundan kaynaklanmaktadır. Bulunduğumuz yer, kanaatime göre hareket başladığında şimdiki Süveyş ve Basra Körfezini birleştiren bir hattın üzerinde bulunuyordu, kabaca. Arazi, yılda 10-15 milimetrelik bir hızla kuzeye doğru seyir halindedir ki Anadolu yarımadası da bunun önünden batıya doğru, yani Ege Denizine doğru kaçmaktadır. Hareket, güneyden kuzeye doğrusal bir hareket değil sola, yani batıya momentli bir hareket karakterindedir. Hareketin ivmesi, aynı şekilde Avrasya’ya yüklenen Hint kıtasında çok hızlı iken, Arabistan ve Afrika’nın batısına gittikçe yavaşlamaktadır. Bakılırsa, Hindistan’ın Avrasya’yı Himalayalar’da 9 bin metrelere varan ölçeklerde yükselttiği, İran ve Anadolu platolarının batıya gittikçe azalan meyillerle bu harekete refakat ettiği görülür. Söz konusu yükselme hareketi batıda, Atlas Dağlarını da kıvırdıktan sonra, Cebelitarık’ta neredeyse sıfırlanmaktadır. Ancak Alp kıvrımları ile Pirenelerin de bu sistemin etkisiyle oluşmuş dağ kıvrımları olduğunu unutmamak gerekir" diye konuştu. "Akdeniz, şu an gittikçe kapanmaktadır" Üzerinde bulunulan sediment tortullarında bakterilerden, omurgalı hayvanlara kadar çok farklı türlerde hayvan fosilini bulmak mümkün olduğunu aktaran Akdemir, "Deniz yumuşakçaları, derisi dikenliler, balıklar ve ne olduğunu tam kestiremediğimiz başkaca omurgalı hayvanların fosilleri bize bunu göstermektedir. Biraz önce görmüş olduğunuz gibi, bir kayanın üzerinde bulunan ve üzerinde birkaç diş bile mevcut olan bir çene kemiği mevcuttur. Bunun üzerinde de oluşmuş ve tabiatıyla daha geç çağlara ait olan başka bir katmanda da omurga kemikleri müşahede ettik. Söz konusu hareketlenmeler neticesinde bu arazi, yaklaşık 5-6 milyon kadar önce günümüzdeki manzaraya büründü. Zaten Tetis Denizinin devamından başka bir şey olmayan Akdeniz, şu an gittikçe kapanmaya, başka ifadeyle daralmaya devam etmektedir. Akdeniz’in zeminininde birkaç, 10 milyon sene sonra, günümüz Kocaköy arazisine benzeyen bir görünüm alacağı tahmin edilmektedir" şeklinde konuştu.
Kayseri Bilim Merkezi’nden sağlık alanına akademik destek Kayseri Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde faaliyetlerini sürdüren Kayseri Bilim Merkezi; sağlık alanında eğitim gören ve çalışan bireylere yönelik önemli bir akademik programa ev sahipliği yaptı. ’Bilimsel Basamak Eğitimi’ başlığıyla düzenlenen program, katılımcılara bilimsel araştırma süreçleri ve akademik yazım konusunda kapsamlı yetkinlikler kazandırmayı amaçladı. 20-21 Aralık 2025 tarihlerinde düzenlenen eğitim, sağlık alanında lisans ve lisansüstü eğitim alan öğrencilerin yanı sıra, sahada görev yapan profesyonellere yönelik olarak planlandı. İki gün süren program kapsamında, bilimsel düşünme sistematiği, araştırma etiği, literatür tarama yöntemleri, hipotez oluşturma ve proje tasarımı gibi temel başlıklar ele alındı. Bunun yanı sıra akademik metin yazımı, etkili sunum teknikleri ve bilimsel makale değerlendirme konularında uygulamalı atölye çalışmaları gerçekleştirildi. Katılımcıların hem teorik bilgi hem de pratik beceri kazanmasını hedefleyen eğitim, sağlık alanındaki bilimsel çalışmaların niteliğini arttırmayı ve araştırmacıların akademik süreçlerde daha yetkin hale gelmesini amaçladı. Program sonunda katılımcıların, bilimsel araştırma planlama ve akademik yazım konularında güçlü bir altyapıya sahip olmaları hedeflendi. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın bilim ve eğitime verdiği önem doğrultusunda çalışmalarını sürdüren Kayseri Bilim Merkezi, ’Bilimsel Basamak Eğitimi’ ile akademik gelişimi desteklemeye ve bilimsel üretime katkı sunmaya devam etti.
İzmir Göztepe, ilk devrenin en az gol yiyen takımı oldu Göztepe, Trendyol Süper Lig’in ilk devresinde oynadığı 17 maçta kalesinde yalnızca 9 gol görerek ligin en az gol yiyen takımı oldu. Göztepe, Trendyol Süper Lig’in ilk yarısında sergilediği savunma performansıyla dikkat çekti. İzmir temsilcisi, 17 haftalık periyotta elde ettiği 9 galibiyet, 5 beraberlik ve 3 mağlubiyetle 32 puan topladı ve ilk devreyi 4. sırada tamamladı. Avrupa potasında yer alarak hedeflerine ulaşan sarı-kırmızılı ekip, güçlü savunmasıyla ligin zirvesinde yer alıyor. Stanimir Stoilov yönetimindeki Göztepe, ligin ilk devresinde kalesinde yalnızca 9 gol görerek Süper Lig’in ilk 17 haftalık bölümünde en az gol yiyen takımı oldu. Bu alanda Göztepe’yi, 12 golle lider Galatasaray takip etti. Kalesini en fazla maçta gole kapatan takım Trendyol Süper Lig’in ilk yarısında savunma performansıyla öne çıkan Göztepe, 17 maçın 11’inde gol yemeyerek bu alanda da ligin zirvesinde yer aldı. Rakiplerine adeta gol şansı vermeyen İzmir temsilcisi; Çaykur Rizespor, Karagümrük, Beşiktaş, Başakşehir, Gençlerbirliği, Kasımpaşa, Gaziantep FK ve Samsunspor maçlarını hem kazanıp hem de gol yemeden tamamladı. Sarı-kırmızılılar, galip gelemediği Fenerbahçe, Eyüpspor ve Kocaelispor karşılaşmalarında da kalesini gole kapatmayı başardı. Göztepe’nin bu sezon vazgeçilmezleri arasında yer alan Polonyalı kaleci Mateusz Lis, ortaya koyduğu performansla ön plana çıktı. 28 yaşındaki file bekçisi, 17 maçın tamamında 90 dakika sahada kalarak sarı-kırmızılıların ligin ilk yarısındaki başarısında önemli pay sahibi oldu. Savunmada 6 farklı oyuncu oynadı Trendyol Süper Lig’de sezon boyunca üçlü stoper hattıyla mücadele eden Göztepe, karşılaşmalarının büyük bölümüne bu sistemle çıktı. Sarı-kırmızılı ekip, stoper mevkisinde 6 farklı isme görev verirken; Heliton, Bokele, Godoi, Taha, Furkan Bayır ve Miroshi forma giydi. Bu isimler arasında Heliton, Bokele ve Taha en fazla süre alan oyuncular olurken, joker olarak kullanılan Miroshi ise önemli dakikalar almasına rağmen ağırlıklı olarak orta sahada görev yaptı. Godoi, zaman zaman ilk 11’de yer almasına karşın yaşadığı sakatlıklar nedeniyle forma şansı bulmakta zorlandı. Furkan Bayır ise rotasyonun önemli parçalarından biri oldu.