EKONOMİ - 15 Aralık 2020 Salı 18:28

‘Türkiye-Azerbaycan (Nahçıvan) Doğalgaz Boru Hattı’ anlaşması imzalandı

A
A
A
‘Türkiye-Azerbaycan (Nahçıvan) Doğalgaz Boru Hattı’ anlaşması imzalandı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile Azerbaycan Enerji Bakanı Perviz Şahbazov, “Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne Doğal Gaz Tedarikine İlişkin Mutabakat Zaptı” imzaladı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı toplantı salonunda düzenlenen imza törenine Enerji ve Tabii Bakanı Fatih Dönmez, Azerbaycan Enerji Bakanı Perviz Şahbazov, Azerbaycan heyeti ve Türk heyeti katıldı. Program Ermenistan Savaşı'nda şehit düşen Azerbaycanlılar için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Bakan Dönmez ve Bakan Şahbazov’un konuşmalarının ardından imza törenine geçildi.

“Ankara bizim olduğu kadar sizin de vatanınız, Bakü sizin olduğu kadar bizim de evimizdir”

Azerbaycan’dan gelen heyeti ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyduğumu ifade eden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Türkiye ve Azerbaycan’ın buluşması, bizlerin bir araya gelmesi, klasik bir ev sahibi-misafir buluşmasının çok ötesinde bir mahiyete sahip. Aslında bizim buluşmamız iki ev sahibinin buluşmasıdır. Çünkü Ankara bizim olduğu kadar sizin de vatanınız, Bakü sizin olduğu kadar bizim de evimizdir. Türkiye Azerbaycan ilişkisi tarihin, ortak duyguların ve ortak ideallerin üzerine kurulmuş; güven harcıyla yoğrulmuş bir kardeşlik bağıdır. Bu bağ en zor günlerde dahi çözülmemiş, zorluklar karşısında daha da kuvvetlenmiştir. Ülkemizin bağımsızlık mücadelesi verdiği günlerden Karabağ’da verilen mücadeleye kadar her zorluğu kol kola aştık.

‘Türkiye-Azerbaycan (Nahçıvan) Doğalgaz Boru Hattı’ anlaşması imzalandı

Önümüze çıkan her engeli birlikte yıktık. Bir olduk, biz olduk ve hep birlikte büyük olduk. Bizim gücümüz kardeşliğimizdir. Kardeşliğimiz ise her zaman bakidir. Öyle ki bu kudretin azametiyle Azerbaycan ordusu Karabağ’daki yaklaşık 30 yıllık işgale son verdi. Azerbaycan’ın bayrağı yeniden Karabağ’da bütün haşmetiyle ve heybetiyle dalgalanıyor. Buradan Laçin’e, Fuzuli’ye, Cebrail’e ve vatan toprağının her karışına selam ediyoruz. Selam olsun Karabağ’ın dağlarında şehadet şerbeti içenlere aziz vatan evlatlarına, selam olsun Karabağ’ın yiğit analarına, selam olsun Karabağ fatihlerine. Zaferimiz kutlu, birliğimiz ve dirliğimiz daim olsun” ifadelerini kullandı.

“Türkiye olarak kardeşimiz Azerbaycan’ın her zaman yanında olmaya devam edeceğiz”

Türkiye ile Azerbaycan arasındaki kardeşliğin her geçen gün geliştiğini vurgulayan Dönmez, “Sayın Cumhurbaşkanımız ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev’in de tekrar tekrar altını çizdikleri gibi kardeşliğimiz her geçen gün büyüyor, gelişiyor. Birlikte ortaya koyduğumuz gelecek tasavvuru, projelerimizle ete kemiğe bürünüyor. Sayın Aliyev’in de dediği gibi ‘Hayata geçirdiğimiz dev projeler bizim gücümüzü gösteriyor.’ Türkiye ve Azerbaycan kardeşliğiyle her iki devletin de geleceği daha aydınlık, yarınlarımız çok daha umut dolu.

Bizim kardeşliğimiz bölgemizin istikrarı için de büyük bir öneme sahip. Sayın Cumhurbaşkanımız geçtiğimiz hafta Azerbaycan ziyaretinde ‘Türkiye ve Azerbaycan olarak hedefimiz bu toprakları daha müreffeh, daha gelişmiş, çocuklarımız için daha yaşanabilir bir hale getirmek için mücadele etmektir’ diyerek her iki ülkenin bu konudaki müşterek gayretini ortaya koydular. Ekonomiden enerjiye, tarımdan güvenliğe kadar birçok alandaki ortaklıklarımızla coğrafyamızı bir istikrar merkezine dönüştürüyoruz. İnşallah, bu birlikteliğimiz ebet müddet devam edecek. Türkiye olarak kardeşimiz Azerbaycan’ın her zaman yanında olmaya devam edeceğiz. Şunu da iyi biliyoruz ki iyi günde kötü günde ne zaman ihtiyacımız olsa Azerbaycan da hep bizim yanımızda” açıklamasında bulundu.

“Bugüne kadar TAP’a dolum amaçlı 70 milyon metreküp doğal gaz aktı”

‘Türkiye-Azerbaycan (Nahçıvan) Doğalgaz Boru Hattı’ anlaşması imzalandı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Enerji alanında Bakü-Tiflis-Ceyhan projesiyle başlayıp Bakü-Tiflis-Erzurum projemizle büyük bir aşama kaydeden ortaklığımız TANAP ile kıtaları aştı. Güney Gaz Koridoru’nun en uzun bölümü olan TANAP’ı, Anadolu’yu boydan boya aşarak tamamladık. Böylece Azerbaycan gazını ülkemize ve Avrupa’ya ulaştıracak büyük bir projenin altından alnımızın akıyla kalktık. TANAP’la Milli Enerji ve Maden Politikamızın önemli bir parçası olan enerjide merkez ülke olma hedefimize büyük bir adım daha attık. Rekor sürede tamamladığımız TANAP’ta, 30 Haziran 2018’den bugüne kadar 8,1 milyar metreküp gaz aktı. Güney Gaz Koridoru’nun son halkası ve TANAP’ı Avrupa’ya bağlayan TAP’ın geçtiğimiz ay faaliyete başladığı haberini memnuniyetle karşıladık. TAP’a ilk doğal gazı verdik.

Bugüne kadar TAP’a dolum amaçlı 70 milyon metreküp doğal gaz aktı. En yakın zamanda ticari gaz akışının da başlamasını bekliyoruz. Böylece Avrupa’nın doğal gaz arz güvenliği açısından çok önemli bir adım atılmış olacak. Enerjinin İpek Yolu Avrupa’ya ulaşacak.

Bugün, Türkiye Azerbaycan ortaklığını çok önemli bir projeyle perçinleyeceğiz. Kıtaları ve halkları birbirine bağlayan doğal gaz boru hatlarımız ile örülen, STAR rafinerisi gibi dev yatırımlarla güçlenen enerji ortaklığımız, Türkiye-Nahçıvan doğal gaz boru hattı ile derin bir anlam kazanacak. Hatırlayacağınız üzere, Sayın Cumhurbaşkanımız 25 Şubat 2020’de Bakü’ye gerçekleştirdiği ziyaret esnasında, en kısa zamanda Türkiye’nin Iğdır şehrinden Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne bir doğal gaz boru hattı inşa etme sözü vermişti. Bugün burada, bu projenin ilk adımını teşkil edecek mutabakat zaptını imzalamak için bulunuyoruz. İnşallah bu boru hattını da doğal gaz alanında birlikte hayata geçirdiğimiz diğer projeler gibi en kısa zamanda tamamlayacağız.”

‘Türkiye-Azerbaycan (Nahçıvan) Doğalgaz Boru Hattı’ anlaşması imzalandı

“Nahçıvan’da yaşayan Azerbaycan Türklerinin doğal gaza kesintisiz erişmesi için çalışmaları başlatıyoruz”

Iğdır üzerinden bölgeye ulaştırılacak olan gazla Karabağ işgalinin ortaya çıkardığı yaralardan birisinin daha sarılacağını belirten Bakan Dönmez, “Türkiye-Nahçıvan boru hattı sayesinde, gönülden bağlı olduğumuz Azerbaycan ile çok daha güçlü bir bağ kuruyoruz. Nahçıvan’da yaşayan Azerbaycan Türklerinin doğal gaza kesintisiz erişmesi, doğal gaz konforundan sorunsuz yararlanması için çalışmaları başlatıyoruz. Amacımız, gittiği her yere medeniyet ve refah götüren ecdadımızın izlerini takip ederek Nahçıvan’ı doğal gazın rahatlığıyla buluşturmak. Projenin hayata geçmesi için hem bizler hem de Azerbaycan Enerji Bakanlığı elinden geleni yapacak.

BOTAŞ ve SOCAR işbirliğiyle gerçekleşecek proje ile Nahçıvan ülkemiz üzerinden gelen doğal gaza kavuşacak. 500 bine varan nüfusu ve 500 milyon metreküplük doğal gaz tüketimiyle Nahçıvan’ın doğal gaz arz güvenliği ve kaynak çeşitliliği adına büyük bir aşama kaydedeceğiz. Iğdır üzerinden bölgeye ulaştırılacak olan gazla Karabağ işgalinin ortaya çıkardığı yaralardan birisi daha sarılmış olacak. Böylece, Nahçıvan’a Karabağ’ın işgali öncesindeki kadar güvenli bir doğal gaz arzı sağlanacak” şeklinde konuştu.

“Günlük 1,5 milyon metreküp doğal gaz taşıyabilecek”

Dönmez, “Türkiye-Nahçıvan hattı, Doğu Anadolu Doğal Gaz Ana İletim Hattı üzerinden çıkış alan Iğdır Doğal Gaz Boru Hattı’nın devamına inşa edilecek. Hattın Iğdır’dan başlayarak Nahçıvan Sederek’e kadar olan Türkiye bölümü, 85 kilometre uzunluğa sahip olacak.

Yıllık 500 milyon metreküp taşıma kapasitesine sahip olacak boru hattı, günlük 1,5 milyon metreküp doğal gaz taşıyabilecek. Boru hattımızla birlikte Nahçıvan’ın bugünkü doğal gaz ihtiyacının tamamını karşılayabileceğiz. Proje kapsamında Iğdır Dilucu’na bir de ölçüm istasyonu kurulacak. 20 bin metrekarelik geniş bir alana inşa edilecek istasyon, hattın akış dengesini sağlayacak. Böylece doğal gaz Nahçıvan’a en güvenli şekilde ulaşacak” diye konuştu.

“Türkiye-Nahçıvan doğal gaz boru hattı da bu zaferin doğurduğu bir istikrar projesidir”

Karabağ’ın işgalden kurtulmasıyla bölgede çok güçlü bir istikrar havası esmeye başladığını önemle vurgulayan Bakan Dönmez, “Karabağ’da Azerbaycan’ın kazandığı zaferle birlikte Nahçıvan’ın ve bölgemizin önemi de arttı. Bu zaferle birlikte savaşların, işgallerin ya da mültecilerin konuşulduğu bir coğrafya yerine projelerin konuşulduğu bir bölge ortaya çıktı. Türkiye-Nahçıvan doğal gaz boru hattı da bu zaferin doğurduğu bir istikrar projesidir. Projemiz Nahçıvan ekonomisinin ateşini yakacak. Bölgede birçok girişim ve yatırımın önü açılacak.

Türkiye Azerbaycan kardeşliği bu projeyle daha güçlü ve daha stratejik bir ortaklığa dönüşecek. Nahçıvanlı kardeşlerimiz evlerinde, okullarında ve hastanelerinde kesintisiz doğal gaza kavuşacak. Bugüne kadar birlikte çok güzel işler başardık ve birbirimizin gücüne güç kattık. Bunu yaparken, ürettiğimiz refahı paylaşırken, iş birliğimizi bölge sınırlarının ötesine taşıdık.

Sözlerime burada son verirken doğal gaz boru hattı projemizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, Azerbaycan’ın Karabağ zaferini bir kez daha kutluyorum. Karabağ’ı azad kılmak için şehit olan kahramanlarımıza Allah’tan rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyorum. Projemiz ve bugün imzalayacağımız mutabakat metnimiz ülkemiz ve bölgemiz için hayırlı ve uğurlu olsun” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Yunus Emre Kartal - Yunus Özkan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Vali Mustafa Çiftçi, ‘Orman Benim’ etkinliğine katıldı Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ormanları korumak ve yangınlara karşı alınacak önlemler konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla ülke genelinde 81 ilde eş zamanlı olarak düzenlenen ‘Orman Benim’ etkinliğine katıldı. Palandöken Abdurrahman Gazi Orman Parkı’ndan yapılan etkinliğe, Vali Çiftçi, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zafer Aynalı, Vali Yardımcısı Lokman Düzgün, Orman Bölge Müdürü Orhan Ayatay, İl Tarım ve Orman Müdürü Alparslan Kenger, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda bir konuşma yapan Vali Çiftçi, toplum olarak herkesin orman konusunda hassasiyetli davranması gerektiğini söyledi. Vali Çiftçi, şöyle konuştu: “Bugün Tarım ve Orman Bakanımız Sayın İbrahim Yumaklı’nın öncülüğünde bütün Türkiye’de eş zamanlı olarak, ‘Orman Benim’ kampanyası düzenleniyor. Kampanyanın amacını, orman yangınları konusunda toplumda bilinç oluşturmak ve orman koruma hassasiyetini daha üst seviyelere çıkarmak olarak özetleyebiliriz. Hepinizin de bildiği gibi ülkemizin yüzde 30’u orman varlığından, yani yeşil vatandan oluşuyor. Bu oran ilimizde yüzde 12 civarında, ilimizin yüz ölçümünün 290 bin hektarının ormanlarla kaplı olduğunu düşünürsek, Türkiye ortalamasının altında ama diğer taraftan da yüksek rakımda bir vilayet olduğumuzu da göz önünde bulundurmak durumundayız.” “Orman yangınlarının yüze 90’ı insan kaynaklı” Orman Genel Müdürlüklerinin Türkiye’deki orman varlığını korumak için çeşitli tedbirler aldığına dikkat çeken Vali Çiftçi, her yıl orman bakımı ve seyreltme yapıldığını, orman yolları ve yangın önleme şeritlerinin tesis edildiğini söyledi. Ormanların korunması konusunda halkla birlikte topyekûn mücadele verilmesi gerektiği belirten Vali Mustafa Çiftçi, “Bazen yüksek gerilim hatlarının altında yanıcı ve tutuşturucu madde temizliğinin yapıldığını, orman yangınına sebebiyet vermemek için bu hatların ormanlardan uzaklaştırıldığını biliyoruz. Tabi sadece orman teşkilatının gayretleriyle neticeye ulaşmamız mümkün değil. Toplumun da bu işe destek vermesi lazım. Hep beraber topyekûn bir şekilde mücadele edilmesi gerekir ki, orman yangınlarını minimum seviyeye indirelim. Çünkü orman yangınlarının sebeplerine bakıldığı zaman yüzde 90’ının insan kaynaklı olduğunu görüyoruz. Ormana gelişigüzel atılan atık maddeler orman yangınlarının başlamasında ve büyümesinde en büyük sebeplerden birini teşkil ediyor. Bu vatan bizlere sadece atalarımızdan kalan bir miras değil aynı zamanda geleceğe bırakacağımız bir emanet. Bu gözle bakmamız lazım. Bu yüzden bu vatanı gözaydını çocuklarımıza en güzel şartlarda ve yeşil bırakmak için ormanlarımızı korumalı, orman yangınlarına sebebiyet verebilecek hususlardan kaçınmalıyız.” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından orman içerisinde yangına sebep olabilecek maddeler doğaseverler tarafından temizlendi ve tabiatı kirleten çöpler toplandı.
İstanbul Erdal Alkış: "Güvenle beraber adaleti tesis edeceğiz" Türkiye Futbol Federasyonu Başkan Adayı Erdal Alkış, güven ortamıyla beraber adaleti sağlayacaklarını belirterek, "Görevden ayrılırken herkesin alkışladığı bir ekip olarak tarihe geçmek istiyoruz" dedi. Alkış, VAR hakemlerinin de hepsini değiştireceklerini ifade etti. Türkiye Futbol Federasyonu Başkan Adayı Erdal Alkış, plan ve projelerine dair İhlas Haber Ajansı’na (İHA) özel açıklamalarda bulundu. 2000’den itibaren futbolun içinde olduğunu belirten Alkış, "’Bir gün Türkiye Futbol Federasyonu başkanı olacağım’ dedim. Bununla ilgili kayıtlar var. Şu anda en yakın olduğumuz dönem, bu dönemdi. Şu anda her yönüyle bitirdikleri futbol var. Biz eğer bu projeleri doğru mekanizma içerisinde hayata geçirebilirsek bence burası birçok konunun başlangıcı olur. Çünkü futbol sadece futbol değil. Futbol üzerinde Türk ekonomisine ve Türk sosyolojisine de ilham olacağını düşünüyorum. Bu idealimi arkadaşlarımla gerçekleştirmek için yola çıktım. Geçmiş hatalarının tamamını biliyoruz. Ona göre tavır alacağız. Biz geçmişe de saldırmayacağız, öyle bir derdimiz olamayacak. Geleceği pırıl pırıl, aydınlık yapabilmek için, bu bir delilikse evet delilik yapıyoruz. Bize göre idealistlik bir konu. İşin sonunda görevden ayrılırken herkesin alkışladığı bir ekip olarak tarihe geçmek istiyoruz" şeklinde konuştu. "Suudi Arabistan’daki oynanamayan maçtan iki gün sonra start verdik" Kulüplerle temas halinde olduğunu söyleyen Erdal Alkış, "Suudi Arabistan’da oynanamayan maçtan iki gün sonra start verdik. Sistematik bir şekilde çalışmaya başladık. O günden bugüne kulüplerle görüşüyorum. Büyük kulüplerin başkanlarıyla görüşmedim, genel sekreter ve yönetim kurulundaki arkadaşlarla istişareler yaptım. Bugün imza vermeyenler dahil hepsi ile aynı düşünce içerisinde olduğumuzu biliyorum. 1. Lig, 2. Lig ve 3. Lig’de şu anda biz 113 arkadaşla bire bir görüştük. Büyük bir kısmanın ıslak imzası var" diye konuştu. "Güvenle beraber adaleti tesis edeceğiz" Güven ortamı sağlayacaklarını vurgulayan Alkış, "Güven olmadan bunu yapamayız. Her şeyin başı güven. Orada oy verenler de, vermeyenler de bu ekip bu işi yapar denecek. Bizim bu yol haritasında mutlak uyacağımız ana kriterlerimiz var. Bu güvenle beraber adaleti tesis edeceğiz. Kurullarda görev alacak arkadaşların tamamını gerçekten torpille değil de görevini yapacak olan arkadaşlardan seçerek yapacağız. Biz herkese eşit olacağız. Burada sadece 4 büyük takım yok. Şeffaf olacağız" ifadelerini kullandı. "Türkiye Futbol Federasyonu fonu projesi yapacağız" Türkiye Futbol Federasyonu fonu projesi yapacaklarını açıklayan Erdal Alkış, "Burada bütün kulüplerimizin rızasıyla alakalı bir konu. Tamamıyla ekonomik mekanizmanın içerisinde yeri olan bir sistem. Kulüpleri satmadan yapılan bir sistemdir. Eğer bunu kabul ederlerse kulüplerimiz, mevcut borçlarının tamamını çok uygun şartlarda 3 yıl ödemesiz, 7 yıla kadar taksitler halinde borçları yeniden yapılandıracağız" dedi. "500 milyon Dolar iddaa geliri sağlayacağız" 1 yıl içerisinde Türkiye’de yaklaşık 500 milyon Dolar iddaa geliri sağlayacaklarını söyleyen Alkış, "Avrupa’da bizim standartlarımızda herhangi bir ülkenin 4’te 1’i bile değil bu rakamlar. VR ile alakalı projemiz var. Dünyada uygulanıyor. Haftada bir maçın VR üzerinden yayınlanmasını sağlayarak 30-40 milyon Dolar gelir sağlayacağız" değerlendirmesinde bulundu. "VAR hakemlerinin hepsini değiştireceğim" Hakemlerle ilgili adaleti sağlayacaklarını açıklayan Erdal Alkış, "Yapamıyorlarsa B planımız hazır. Bu güveni ve şeffaflığı sağlayacağız. VAR hakemlerinin hepsini değiştireceğim. VAR hakemlerinin tamamı dışarıdan, daha sivil bu işleri bilen arkadaşları lig başlayana kadar yetiştireceğiz. Bunun altyapısı hazır" şeklinde konuştu. Erdal Alkış, başkanlık yarışındaki rakibi Servet Yardımcı için ise, "Biz yönetimle yaptığımız istişareden çıkan sonuca göre Servet Yardımcı’nın UEFA’daki görevinin devam etmesini destekleyeceğiz" dedi. A Milli Futbol Takımı’nın teknik direktörlük görevinde yerli antrenörden yana olduğunu belirten Alkış, "Bunu yıllardır söylüyorum. Hatta ’Milli takım teknik direktörü seçimini bizim yerli teknik direktörlerimiz yapsın’ diyen de benim. İki ismi ortaya koysunlar, tercih etme hakkı federasyona versinler. Onun kararı da beraber alalım. Ama genç arkadaşlarımız olsun" diyerek sözlerini tamamladı.
Manisa Yangına karşı ormanları temizlediler Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ormanları korumak ve yangınlara karşı alınacak önemler konusunda farkındalık oluşturmak adına ülke genelinde gerçekleştirilen ‘Orman benim’ programı kapsamında Manisa’da da etkinlik düzenlendi. Manisa protokolü ve öğrenciler birlikte Spil Dağı eteklerinde çöp topladı. Manisa Valisi Enver Ünlü öncülüğünde Uncubozköy Mahallesi’ndeki Spil Dağı’nın eteklerinde bir araya gelen Manisa protokolü ve öğrenciler, ellerindeki çöp poşetleriyle ormanlık alana dağıldı. Doğaya atılan ve orman yangınlarına neden olan cam, plastik, kağıt gibi yüzlerce kilo çöp toplandı. Vatandaşların ormanlık alana kanepe, koltuk attığı da görülürken, Manisa İl Jandarma Komutanlığa ait Börü isimli köpek de çöp topladı. Programa Vali Ünlü’nün yanı ısıra İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Zafer Tombul, Manisa İl Emniyet Müdürü Fahri Aktaş, Yunusemre Kaymakamı Atilla Kantay, Şehzadeler Kaymakamı Fatih Genel, Manisa Tarım ve Orman İl Müdürü Metin Öztürk, Manisa Orman İşletme Müdürü Fatih Öztürk, Manisa İl Sağlık Müdürü Erol Karaca, öğrenciler katıldı. "Oman yangınlarının yüzde 90’ı insan kaynaklı" Manisa Orman İşletme İl Müdürü Fatih Öztürk, “Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin de etkisiyle orman yangınlarının oluşma riski her geçen gün daha da artıyor. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de artan orman yangınlarıyla mücadele çalışmalarımızda öncelikli stratejimiz; yangın öncesi alınması gereken önleyici tedbirlerdir. Son 10 yılın yangın istatistiklerine baktığımızda, çıkan orman yangınlarının yüzde 90’ının insan kaynaklı çıktığı görülmektedir. İnsan kaynaklı çıkan bu yangınların sebeplerine bakıldığında; Tarımsal hasadı müteakip oluşan atıkların yakılması, tarımsal alan ve yerleşim alanlarındaki atıkların temizlik amaçlı yakılması, özellikle araçla seyir halindeyken sönmemiş sigaraların açık alanlara atılması, nemin çok düşük olduğu günlerde açık alanda pişirme amaçlı aktivitelerin yapılması, ormanlık alanlarda insan kaynaklı yakılan ve tam olarak söndürülmemiş ateşler, nemin düşük olduğu günlerde yapılan kaynak ve spiralle metal kesme çalışmaları esnasında çıkan kıvılcımlar, yerleşim yerleri arasında enerji taşıyan hatların bakımsız bırakılması veya kapasitesinin üzerinde enerji çekilmesi nedeniyle patlayan trafolar, herhangi bir önlem almadan çalışan biçer döğer gibi iş makinalarından kaynaklı yangınlar, nadir de olsa kasıtlı çıkarılan yangınlar, çevreye gelişi güzel atılan cam ve benzeri atıklar, olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde çıkan orman yangınları değişen meteorolojik veriler ve hâkim olan kuraklıklar nedeniyle oldukça masraflı ve riskli bir mücadeleye dönüşmüştür. Ülke olarak değişen bu şartlara uygun olarak müdahale kapasitemizde ciddi artışlar yapılmıştır. Ancak geldiğimiz noktada bu yüksek enerjili yangınlarda kapasite artışlarımız olsa bile ormanlarımızın yangınlardan zarar görmesini engellemek oldukça güç olmaktadır. Bu nedenle birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de önceliğimiz yangınların çıkmasına veya sayılarının düşürülmesine yönelik çalışmalardır. Toplumsal bir sahiplenme ile başarıya ulaşacağına inandığımız ’Orman Benim’ kampanyası ile toplumsal farkındalık oluşturup, yangın sayılarını ciddi oranda düşürmeyi, böylece mevcut söndürme kapasitemizi daha verimli kullanarak toplumumuz için bir tehdit haline dönüşen orman yangınlarının zararlarını en aza indirmeyi hedefliyoruz. Bu çerçevede, ülkemizde orman yangınlarının önlenmesi ve olabilecek yangın sayılarının ve şiddetinin düşürülerek çevreye olan zararlarının en aza indirilmesi, vatandaşlarımızda orman yangınlarının çıkmasını önleyici bilincin oluşması amacıyla, bütün il ve ilçelerimizde eş zamanlı olarak ’Orman Benim’ kampanyası düzenlendi. Söz konusu kampanyada orman içi ve bitişiğindeki yol kenarları, tarım arazileri, yerleşim yerleri ile tesislerin bitişiğinde bulunan yanıcı maddelerin azaltılması (çalı, diri örtü temizliği ve alt dal budaması), çöplerin temizlenmesi neticesinde orman yangınlarının olumsuz etkilerinin azaltılması sağlanacaktır” diye konuştu.
Balıkesir Ayvalık’ta GMKA destekliyor kadınlar güçleniyor Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA) bölgesindeki kadın girişimcileri destekleyerek yerel düzeyde üretkenliği artırıyor aynı zamanda kadın istihdamına da katkıda bulunuyor. GMKA’nın Kırsal Ekonominin Desteklenmesi Programı ile destek olduğu “Geçmişten Geleceğe Pamuk ve Yünün Mekikle Dansı” projesinde kadınlar yeni tezgâhlar ile kurulan atölyede dokuma üretim kapasitesini artırdı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda faaliyetlerini yürüten GMKA, desteklediği proje ile Balıkesir Ayvalık’ta faaliyetlerini yürüten Kadın Emeğini Destekleme İşliği Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi’nin ortak iş yapma kültürünü geliştirirken, geleneksel dokuma teknikleri ile el emeği ürünler üreterek somut olmayan kültürel mirası da yaşatıyor. Bölge kadınları üretime değer katıyor Bölge içi gelişmişlik farklarının azaltılmasına katkı sağlama amacını güden proje ile kırsal alanda üretilen ürünlerin katma değerinin artırılması, kırsalda faaliyet gösteren üreticilerin örgütlenme kapasitelerinin geliştirilmesi ve ürün çeşitliliğini arttırarak daha fazla kadına iş olanağı sağlamak hedefleniyor. Eko sisteme zarar vermeyen ürünlerin üretilmesine ve kullanılmasına katkı sağlamak da projenin amaçları arasında yer alıyor. Kooperatif bu proje ile kurumsal kimlik oluşturarak markalaşmayı başarmak, sedefli battaniye için coğrafi işaret alma konusunda girişimde bulunmak, aynı zamanda üretim süreçlerimizi kısaltarak verimi arttırmak, toptan satış kabiliyeti kazanmak, bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlamak, kullanılan el eğirmesi kökboyalı yün sayesinde hayvancılığı desteklemeyi de amaç ediniyor. Artan kapasite ile birlikte kooperatif bünyesine daha fazla kadının katılması bekleniyor. Hedeflere güç birliği yaparak ulaşılacağı düşünülen projede, ülke kaynaklarını verimli kullanarak ve ekolojik sisteme zarar vermeyen sağlıklı malzemelerden üretilen ürünlerinulusal ve uluslararası pazarlarda yer alması bekleniyor. “Sürdürülebilir Bir Kalkınmaya İvme Kazandırıyoruz” GMKA Genel Sekreteri Onur Adıyaman, “Ajansımızın desteklediği projeler, kadın girişimcilerin güçlenmesine ve yerel ekonominin canlanmasına büyük katkı sağlıyor. Genel Müdürlüğümüzün de bu sene belirlemiş olduğu ’Kadın İstihdamı’ teması doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu projede de kadınların el emeği ürünlerini geleneksel dokuma teknikleriyle üretmelerine seçenek tanıyarak kültürel mirasın yaşatılmasına ve ekonomik değer oluşturulmasına katkı sağladığımız için mutluyuz. Bu projeler kırsal alandaki üreticilerin örgütlenmesini güçlendirerek kadınlara iş şartları sunuyor ve ekolojik sürdürülebilirliği destekliyor. GMKA’nın kadın kooperatiflerini destekleme ve güçlendirme çabaları, bölgedeki kadınların ekonomik ve sosyal açıdan güçlenmesine önemli bir katkı sağlıyor. Bu projeler ile bölge ekonomisine de katkıda bulunarak sürdürülebilir bir kalkınmaya ivme kazandırıyoruz.” diye konuştu. GMKA ilan ettiği Kırsal Ekonominin Geliştirilmesi Mali Destek Programı ve Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı ile kooperatifler vasıtasıyla kadınların ortak iş yapma kültürünü geliştirmeye devam ederken Güney Marmara Kadın Kooperatiflerinin Güçlendirilmesi Programı ile de kadın kooperatiflerinin kapasitelerini güçlendirmeye devam ediyor.
Ankara Gazi Üniversitesi’nde Filistin eylemi Gazi Üniversitesi öğrencileri, üç dilde yaptıkları basın açıklaması ile Gazze’deki soykırıma tepki göstererek, ABD üniversitelerindeki barışçıl eylemlere destek verdi. Gazi Üniversitesi öğrencileri, üniversite kampüsü içinde bulunan Hoca Ahmet Yesevi Camii’nde bir araya gelerek, ‘Gazze’deki Soykırıma Tepki ve Amerikan Üniversitelerindeki Barışçıl Eylemlere Destek’ başlıklı bir açıklama yaptı. Cuma namazının ardından yapılan basın açıklamasına Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız, öğrenciler ve akademisyenler katıldı. Açıklama üniversite öğrencilerinden Ahmet Kartal, Zübeyir Kaan Durmuşoğlu ve Ahmed Alhila tarafından Türkçe, İngilizce ve Arapça olarak üç dilde yapıldı. “Burada bulunan bizler bu vahşete karşı asla duyarsız olmayacağız” Türkçesi üniversite öğrencisi Ahmet Kartal tarafından yapılan açıklamada, Gazze’de yaşananlara Amerika Birleşik Devletleri’nde yer alan üniversitelerin de sessiz kalmadığı hatırlatıldı. Columbia Üniversitesi’nde başlayan Filistin yanlısı gösterilerin diğer üniversitelere de yayıldığı belirtilen açıklamada, “Gazze’deki bu soykırıma Amerika Birleşik Devletleri’nde yer alan üniversiteler de sessiz kalmamış, Columbia Üniversitesi’nde başlayan Filistin yanlısı gösteriler diğer üniversitelere de yayılmıştır. Bu gösterilerle İsrail’in gerçekleştirdiği soykırımın bir an önce durdurulması sorumluluğu tüm insanlığa hatırlatılmıştır. Üniversite öğrencilerinin bu tepkilerine öğretim elemanları da destek vermiştir. Ancak vahşice işlenen soykırıma karşı insani ve vicdani sorumluluk bilinciyle hareket eden üniversite öğrencileri ve öğretim elemanlarının bu barışçıl gösterileri antidemokratik bir şekilde ve sert müdahalelerle bastırılmaya çalışılmaktadır. Bu barışçıl eylemlere karşı uygulanan orantısız şiddeti ve baskıyı kınıyor, vicdanının sesini dinleyen ve bu zulme seyirci kalmayan üniversite öğrencilerinin ve öğretim elemanlarının yanlarında olduğumuzu beyan ediyoruz. Bu vahşete Türk milleti olarak sessiz kalamayız. Hatta bugün burada bulunan bizler bu vahşete karşı asla duyarsız olmayacağız. Caydırıcı yaptırım ve müdahalelerle İsrail baskısı ve zulmü bir an önce sonlandırılmalıdır. Tüm insanlığı bir an önce Gazze’de uygulanan vahşeti durdurmaya ve barış yanlısı öğrenci ve öğretim üyelerine uygulanan şiddete karşı harekete geçmeye davet ediyoruz” denildi.