EKONOMİ - 18 Nisan 2023 Salı 10:26

Türkiye nüfusunun yüzde 26,5'ini çocuk nüfus oluşturdu

A
A
A
Türkiye nüfusunun yüzde 26,5'ini çocuk nüfus oluşturdu

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2022 yıl sonu itibarıyla, Türkiye nüfusu 85 milyon 279 bin 553 kişi iken bunun 22 milyon 578 bin 378'ini çocuklar oluşturdu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022 yılı İstatistiklerle Çocuk verisini paylaştı. Buna göre, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2022 yıl sonu itibarıyla, Türkiye nüfusu 85 milyon 279 bin 553 kişi iken bunun 22 milyon 578 bin 378'ini çocuklar oluşturdu. Çocuk nüfusun yüzde 51,3'ünü erkek çocuklar, yüzde 48,7'sini kız çocuklar oluşturdu. Birleşmiş Milletler tanımına göre 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında toplam nüfusun yüzde 48,5'ini oluştururken bu oran 1990 yılında yüzde 41,8 ve 2022 yılında yüzde 26,5 oldu.

Nüfus projeksiyonlarına göre çocuk nüfus oranının 2030 yılında yüzde 25,6, 2040 yılında yüzde 23,3, 2060 yılında yüzde 20,4 ve 2080 yılında yüzde 19,0 olacağı öngörüldü.

Türkiye'nin çocuk nüfus oranının Avrupa Birliği üye ülkelerinden yüksek olduğu görüldü

Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2022 yılında çocuk nüfus oranının AB ortalaması yüzde 18,1 oldu. AB üye ülkeleri içerisinde en fazla çocuk nüfus oranına sahip olan ülkelerin sırasıyla, yüzde 23,6 ile İrlanda, yüzde 21,3 ile Fransa, yüzde 21,0 ile İsveç olduğu görüldü. Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla, yüzde 15,6 ile İtalya, yüzde 15,8 ile Portekiz, yüzde 15,9 ile Malta oldu. Türkiye'nin çocuk nüfus oranının yüzde 26,5 ile AB üye ülkelerinden daha yüksek olduğu görüldü.

Çocuk nüfus oranının en yüksek olduğu il Şanlıurfa oldu

ADNKS sonuçlarına göre illerin toplam nüfusları içindeki çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2022 yılında en yüksek çocuk nüfus oranına sahip olan il, yüzde 44,9 ile Şanlıurfa oldu. Şanlıurfa ilini yüzde 41,4 ile Şırnak ve yüzde 39,3 ile Ağrı izledi.

Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu il, yüzde 16,9 ile Tunceli oldu. Tunceli ilini yüzde 17,7 ile Edirne ve yüzde 18,4 ile Kırklareli izledi.

Türkiye'de 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunan hanehalkı oranı yüzde 44,3 oldu

ADNKS sonuçlarına göre 2022 yılında toplam hanehalkı sayısı 26 milyon 75 bin 365 oldu. Hanelerin yüzde 44,3'ünde 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunduğu görüldü. Bu hanelerin illere göre dağılımı incelendiğinde, 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunan hanehalkı oranının en yüksek olduğu ilin yüzde 70,3 ile Şanlıurfa, en düşük olduğu ilin yüzde 29,0 ile Tunceli olduğu görüldü.

En az bir çocuk bulunan hanelerin yüzde 18,9'unda 0-17 yaş grubunda bir çocuk, yüzde 15,4'ünde iki çocuk, yüzde 6,5'inde üç çocuk, yüzde 2,2'sinde dört çocuk, yüzde 1,3'ünde ise beş ve daha fazla çocuk bulunduğu görüldü.

Çocuk nüfusun 2022 yılında yüzde 29,4'ünün 5-9 yaş grubunda yer aldığı görüldü

Çocuk nüfus yaş grubuna göre incelendiğinde, 2017 yılında çocuk nüfusun yüzde 28,3'ünün 0-4 yaş grubunda, yüzde 27,7'sinin 5-9 yaş grubunda, yüzde 27,1'inin 10-14 yaş grubunda ve yüzde 16,8'inin 15-17 yaş grubunda yer aldığı görülürken, 2022 yılında yüzde 25,1'inin 0-4 yaş grubunda, yüzde 29,4'ünün 5-9 yaş grubunda, yüzde 28,5'inin 10-14 yaş grubunda ve yüzde 17,0'sinin 15-17 yaş grubunda yer aldığı görüldü.

Canlı doğan bebek sayısı 2021 yılında 1 milyon 79 bin 842 oldu

Doğum istatistiklerine göre 2021 yılında canlı doğan bebek sayısı, 1 milyon 79 bin 842 oldu. Doğan bebeklerin 554 bin 41'i erkek, 525 bin 801'i ise kız oldu. Canlı doğan bebeklerin yüzde 96,9'unu tekil, yüzde 3,0'ünü ikiz, yüzde 0,1'ini ise üçüz ve daha fazla çoğul doğumlar oluşturdu.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre hastanede gerçekleşen doğumların oranı, 2010 yılında yüzde 91,6 iken 2021 yılında yüzde 97,5 oldu.

Bebeklere konulan en popüler erkek ismi Alparslan, kız ismi Zeynep oldu

ADNKS sonuçlarına göre 2022 yılında doğan bebeklere konulan en popüler erkek bebek isimleri, Alparslan, Yusuf ve Miraç; en popüler kız bebek isimleri ise Zeynep, Asel ve Defne oldu. Doğan erkek bebeklerin 8 bin 332'sine Alparslan, 6 bin 370'ine Yusuf, 5 bin 43'üne Miraç, kız bebeklerin 8 bin 876'sına Zeynep, 6 bin 845'ine Asel, 6 bin 830'una ise Defne ismi verildi.

Türkiye'de 2022 yılında 0-17 yaş grubundaki çocuklarda en çok kullanılan erkek çocuk isimlerinin Yusuf, Mustafa ve Mehmet; kız çocuk isimlerinin ise Zeynep, Elif ve Yağmur olduğu görüldü.

Çocuk bağımlılık oranı 2022 yılında yüzde 32,3 oldu

Toplam yaş bağımlılık oranı, 15-64 yaş grubunda çalışma çağındaki her 100 kişi başına düşen, 0-14 ile 65 ve üzeri yaş grubundaki kişi sayısı olarak tanımlanır. ADNKS sonuçlarına göre, 2022 yılında toplam yaş bağımlılık oranı yüzde 46,8 oldu. Yaş grubu 15-64 olan her 100 kişi başına düşen, 0-14 yaş grubundaki çocuk sayısını ifade eden çocuk bağımlılık oranı ise yüzde 32,3 olarak gerçekleşti.

Beş yaşındaki çocukların net okullaşma oranı yüzde 81,6 oldu

Milli Eğitim Bakanlığı örgün eğitim istatistiklerine göre okul öncesi eğitim seviyesinde beş yaş net okullaşma oranının, 2020/'21 öğretim yılında yüzde 56,9 iken 2021/'22 öğretim yılında yüzde 81,6 olduğu görüldü. Beş yaş net okullaşma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, bu oran erkek çocuklar için yüzde 81,9, kız çocuklar için yüzde 81,4 oldu.

İlkokul seviyesinde net okullaşma oranı 2021/'22 öğretim yılında yüzde 93,2, ortaokul seviyesinde net okullaşma oranı yüzde 89,8 ve ortaöğretim seviyesinde net okullaşma oranı yüzde 89,7 oldu.

Eğitim kademelerinde okul tamamlama oranları arttı

Ulusal Eğitim İstatistikleri Veri Tabanı sonuçlarına göre eğitim kademesi ve cinsiyete göre okul tamamlama oranları incelendiğinde, yıllara göre bir artış gözlendi. İlkokul tamamlama oranı 2016/'17 eğitim ve öğretim döneminde yüzde 98,3 iken bu oran 2021/'22 eğitim ve öğretim döneminde yüzde 98,4 oldu. Ortaokul tamamlama oranı 2016/'17 eğitim ve öğretim döneminde yüzde 88,9 iken bu oran 2021/'22 eğitim ve öğretim döneminde yüzde 96,4 oldu. Ortaöğretim tamamlama oranı ise yüzde 62,9'dan yüzde 77,9'a yükseldi.

Ortaöğretim okul tamamlama oranı cinsiyete göre incelendiğinde, 2021/'22 eğitim ve öğretim döneminde bu oranın erkek çocuklar için yüzde 76,2, kız çocuklar için yüzde 79,6 olduğu görüldü.

Günde en az bir defa diş fırçalayan 3-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 66,5 oldu

Türkiye çocuk araştırması sonuçlarına göre anneleri/temel bakım verenleri tarafından günde en az bir defa diş fırçaladığı belirtilen 3-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 66,5 oldu. Günde en az bir defa diş fırçaladığı belirtilen 3-17 yaş grubundaki kız çocukların oranı yüzde 73,4 iken aynı yaş grubundaki erkek çocukların oranı yüzde 60,0 oldu.

Diş fırçalama oranları yaş gruplarına göre incelendiğinde, yaş ilerledikçe diş fırçalayan çocukların oranının arttığı görüldü. Günde en az bir defa diş fırçaladığı belirtilen 3-5 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 52,1 iken 13-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 75,9 oldu.

Konsantre olmada zorluk yaşayan 5-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 1,4 oldu

Türkiye çocuk araştırması sonuçlarına göre ilgili işlev alanında çok zorlanan veya hiç yapamayan çocuklar incelendiğinde, anneleri/temel bakım verenleri tarafından görmede zorluk yaşadığı belirtilen 5-17 yaş grubundaki çocukların oranının yüzde 1,0, duymada zorluk yaşadığı belirtilen aynı yaş grubundaki çocukların oranının yüzde 0,2, yürümede zorluk yaşadığı belirtilen çocukların oranının yüzde 1,1, kendi öz bakımını yapmada zorluk yaşadığı belirtilen çocukların oranının ise yüzde 0,9 olduğu görüldü.

Anneleri/temel bakım verenleri tarafından iletişim kurmada zorluk yaşadığı belirtilen 5-17 yaş grubundaki çocukların oranının yüzde 0,8, öğrenmede zorluk yaşadığı belirtilen aynı yaş grubundaki çocukların oranının yüzde 1,5, hatırlamada zorluk yaşadığı belirtilen çocukların oranının yüzde 1,1, konsantre olmada zorluk yaşadığı belirtilen çocukların oranının ise yüzde 1,4 olduğu görüldü. Değişikliği kabul etmede zorluk yaşadığı belirtilen çocukların oranı yüzde 2,1, davranış kontrolünü sağlamada zorluk yaşayan çocukların oranı yüzde 1,6, arkadaş edinmede zorluk yaşayan çocukların oranı ise yüzde 2,1 oldu.

Anneleri/temel bakım verenleri tarafından her gün kaygı yaşadığı belirtilen 5-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 7,3 iken her gün depresyonda hissettiği belirtilen aynı yaş grubundaki çocukların oranı ise yüzde 4,7 oldu.

Okul derslerinin baskısı altında hisseden 6-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 13,4 oldu

Türkiye çocuk araştırması sonuçlarına göre anneleri/temel bakım verenleri tarafından okul derslerinin baskısı altında hissettiği belirtilen 6-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 13,4 oldu. Okul derslerinin baskısı altında hissettiği belirtilen 6-17 yaş grubundaki erkek çocukların oranı yüzde 12,7 iken aynı yaş grubundaki kız çocukların oranı ise yüzde 14,1 oldu.

Çocukların okul derslerinin baskısı altında hissetme oranının yüzde 14,3 ile en yüksek 15-17 yaş grubunda olduğu görüldü. Okul derslerinin baskısı altında hissettiği belirtilen 6-9 yaş grubundaki çocukların oranının yüzde 12,1, 10-12 yaş grubundaki çocukların oranının yüzde 14,0, 13-14 yaş grubundaki çocukların oranının ise yüzde 13,8 olduğu görüldü.

Diğer çocuklar tarafından zorbalığa uğrayan 6-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 13,8 oldu

Türkiye çocuk araştırması sonuçlarına göre anneleri/temel bakım verenleri tarafından ayda en az birkaç kez diğer çocuklar tarafından zorbalığa maruz kaldığı belirtilen 6-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 13,8 oldu.

Anneleri/temel bakım verenleri tarafından ayda en az birkaç kez diğer çocuklar tarafından dalga geçildiği belirtilen 6-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 7,7 iken ayda en az birkaç kez diğer çocuklar tarafından kasıtlı olarak dışlandığı belirtilen aynı yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 7,2 oldu.

Okulda kendini dışlanmış hissettiğini belirten 13-17 yaş grubu çocukların oranı yüzde 6,8 oldu

Türkiye çocuk araştırması sonuçlarına göre okulda kolayca arkadaş edinebildiğini belirten 13-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 73,2 iken kendini okula ait hisseden aynı yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 72,4 oldu. Diğer öğrencilerin kendini seviyor gibi göründüğünü belirten 13-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 55,6, okulda kendini garip ve yabancı hissettiğini belirten 13-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 8,8, okulda kendini dışlanmış hisseden çocukların oranı ve okulda kendini yalnız hissettiğini belirten çocukların oranı ve yüzde 6,8 oldu.

Sınava iyi hazırlanmış olsa bile kendini çok endişeli hissettiğini belirten 13-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 50,5 oldu. Bu oran aynı yaş grubu erkek çocuklarda yüzde 43,9 iken kız çocuklarda yüzde 57,6 oldu.

Kendini mutlu veya orta seviyede mutlu hissettiğini belirten çocukların oranı yüzde 96,7 oldu

Türkiye çocuk araştırması sonuçlarına göre tüm yaşantılarında kendini mutlu hissettiğini belirten 13-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 69,1 iken kendini orta seviyede mutlu hisseden aynı yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 27,6, kendini mutsuz hissedenlerin oranı ise yüzde 3,4 oldu.

Kendini mutlu hissettiğini belirten 13-17 yaş grubundaki erkek çocukların oranı yüzde 71,4 iken kendini orta seviyede mutlu hisseden aynı yaş grubundaki erkek çocukların oranı yüzde 25,6, kendini mutsuz hissedenlerin oranı ise yüzde 2,9 oldu.

Kendini mutlu hissettiğini belirten 13-17 yaş grubundaki kız çocukların oranı yüzde 66,5 iken kendini orta seviyede mutlu hisseden aynı yaş grubundaki kız çocukların oranı yüzde 29,6, kendini mutsuz hissedenlerin oranı ise yüzde 3,9 oldu.

Çocuk Hakları Sözleşmesini duyduğunu belirten 13-17 yaş grubu çocukların oranı yüzde 45,1 oldu

Türkiye çocuk araştırması sonuçlarına göre Çocuk Hakları Sözleşmesini duyduğunu belirten 13-17 yaş grubundaki çocukların oranının yüzde 45,1 olduğu görüldü. Bu oran aynı yaş grubundaki erkek çocuklarda yüzde 39,1 iken kız çocuklarda yüzde 51,4 oldu.

Hangi haklara sahip olduğunu bilen 13-17 yaş grubundaki çocukların oranı yüzde 53,3 iken yetişkinlerin genellikle çocuk haklarına saygı duyduğunu düşünen çocukların oranı yüzde 52,7 oldu.

Resmi kız çocuk evlilikleri azaldı

Evlenme istatistiklerine göre 16-17 yaş grubunda olan kız çocuklarının resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı 2002 yılında yüzde 7,3 iken bu oran 2022 yılında yüzde 2,0'ye düştü. Diğer taraftan, aynı yaş grubunda olan erkek çocukların resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı 2002 yılında yüzde 0,5 iken bu oran 2022 yılında yüzde 0,1 oldu.

Yaş grubu 15-17 olan çocuklarda işgücüne katılma oranı yüzde 18,7 oldu

Hanehalkı İşgücü Araştırması 2022 yılı sonuçlarına göre 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı yüzde 18,7 oldu. İşgücüne katılma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, bu oranın erkek çocuklar için yüzde 27,0 kız çocuklar için yüzde 10,0 olduğu görüldü.

Babası vefat etmiş çocukların sayısı 266 bin 532 oldu

ADNKS sonuçlarına göre 2022 yılında 22 milyon 578 bin 378 çocuk nüfusun içerisinde babası vefat etmiş çocuk sayısının 266 bin 532, annesi vefat etmiş çocuk sayısının 81 bin 420, hem annesi hem babası vefat etmiş çocuk sayısının ise 4 bin 219 olduğu görüldü.

Koruyucu aile yanında bakımı sağlanan çocuk sayısı 9 bin 11 oldu

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının verilerine göre 2022 yılında Türkiye genelinde kuruluş bakımı altında bulunan çocuk sayısının 14 bin 141 olduğu görüldü. Mevcut koruyucu aile sayısı 7 bin 439, koruyucu aile yanında bakımı sağlanan çocuk sayısı ise 9 bin 11 oldu. Evlat edindirilen çocuk sayısı 2022 yılında 556 oldu.

Boşanma davaları sonucu velayeti anneye verilen çocukların oranı yüzde 75,7 oldu

Boşanma istatistiklerine göre 2022 yılında boşanan çiftlerin sayısı 180 bin 954 oldu. Kesinleşen boşanma davaları sonucunda 180 bin 592 çocuk velayete verildi. Çocukların velayetinin yüzde 75,7'sinin anneye, yüzde 24,3'ünün ise babaya verildiği görüldü.

Çocuklar en fazla dışsal yaralanma ve zehirlenmeler sonucu hayatını kaybetti

Ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerine göre 2021 yılında 1-17 yaş grubunda en fazla çocuk ölümleri, dışsal yaralanma ve zehirlenmeler nedeniyle gerçekleşti. Söz konusu nedenle hayatını kaybeden, 1-17 yaş grubundaki çocuk ölüm sayısı 2021 yılında bin 313 oldu. Sinir sistemi ve duyu organları hastalıkları nedeniyle 893 çocuk, iyi huylu ve kötü huylu tümörler nedeniyle 669 çocuk, dolaşım sistemi hastalıkları nedeniyle 429 çocuk hayatını kaybetti.

Bebek ölüm hızı binde 9,2 oldu

Ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerine göre 2009 yılında bebek ölüm hızı binde 13,9 iken 2021 yılında binde 9,2'ye düştü. Bebek ölüm hızı cinsiyete göre incelendiğinde, 2009-2021 yılları arasında bebek ölüm hızının erkek bebekler için binde 14,6'dan binde 9,8'e, kız bebekler için binde 13,1'den binde 8,6'ya düştüğü görüldü.

Doğumdan sonraki beş yıl içinde ölme olasılığını ifade eden beş yaş altı ölüm hızı, 2009 yılında binde 17,7 iken 2021 yılında binde 11,2'ye düştü. Beş yaş altı ölüm hızı cinsiyete göre incelendiğinde; 2009-2021 yılları arasında beş yaş altı ölüm hızının erkek çocuklar için binde 18,5'ten binde 11,9'a, kız çocuklar için binde 16,8'den binde 10,5'e düştüğü görüldü.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Küçükçekmece’de 19 Mayıs koşusu yapıldı Küçükçekmece’de okullar arası 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kros yarışması düzenlendi. Küçükçekmece Belediyesi ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliği ile okullar arası 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kros yarışması düzenlendi. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla Küçükçekmece Gölü kenarında düzenlenen yarışmada, 191 sporcu dereceye girebilmek için ter döktü. Koşu; Küçük Kızlar, Küçük Erkekler, Yıldız Kızlar, Yıldız Erkekler, Genç Kızlar ve Genç Erkekler olmak üzere 6 kategoride gerçekleşti. Yarışma sonunda dereceye girenlere kupa ve madalya takdim edildi. Dereceye girenler ise şöyle; Küçük Kızlar 1. Jinda Efsun Gökdemir - Söğütlüçeşme Ortaokulu, 2. Rojbin Kurt - Yunus Emre Ortaokulu, 3.Nisa Kerimoğlu - TOKİ Avrupa Konutları Ortaokulu Küçük Erkekler, 1. Siraç Sevinç - Söğütlüçeşme Ortaokulu, 2.Buğra Çelik - Fatih Sultan Mehmet Ortaokulu, 3.Talha Bekçi - Fatih Sultan Mehmet Ortaokulu Yıldız Kızlar 1.Toprak Güneri - Söğütlüçeşme Ortaokulu, 2.HiraNur Toy - Söğütlüçeşme Ortaokulu, 3. Elif Şen - Söğütlüçeşme Ortaokulu Yıldız Erkekler 1.Ahmet Abdullah - Söğütlüçeşme Ortaokulu, 2.Abdül Cabbar Abdullah - Söğütlüçeşme Ortaokulu, 3.Aras Özen - Melikşah Ortaokulu Genç Kızlar 1. Tuğba Duran - Dr. Oktay Duran Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, 2.Ecrin Karaoğlan - Dr. Oktay Duran Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, 3.Esmanur Teke - Kadriye Moroğlu Anadolu Lisesi Genç Erkekler 1.Emirhan Sönmez - TOKİ Atakent Spor Lisesi, 2. Utku Öztürk - TOKİ Atakent Spor Lisesi, 3.Yiğit Önata - Dr. Oktay Duran Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
Gaziantep Gastronomi şehrinde kağıt üstünde kebap dönemi Gastronominin başkenti Gaziantep’te, tarihi bir mekanda hizmet veren bir kebapçı, geleneksel sunum yöntemlerini bir kenara bırakarak kebapları tabak ya da bardak kullanmadan doğrudan kağıt üzerinde servis etmeye başladı. Bu yenilikçi sunum tarzı, şehirdeki yemek severlerin yoğun ilgisini çekti. Kebapçıyı ziyaret eden vatandaşlar, etin kağıt üzerinde sunulmasından duydukları memnuniyeti dile getirdi. Kebap severler, bu yöntemin hem pratik hem de lezzetin daha doğal hissedilmesini sağladığını belirtti. Kebapçının sahibi Selçuk Cingisiz ise, bu sunum tarzıyla hem çevreye duyarlı bir yaklaşım sergilediklerini hem de müşterilerine farklı bir deneyim sunduklarını ifade etti. “Çok tercih ediliyoruz ve bu yoğunluktan çok memnunuz” Gastronomi şehrine yenilik getirdiğini söyleyen işletmeci Selçuk Cingisiz, “Gördüğünüz gibi burada düzenli bir şekilde taze et kesiyoruz. Burada dinlendirip daha sonra yemeğe hazır hale getiriyoruz. Gelen müşterilerimize taze bir şekilde ikram ediyoruz. Gördüğünüz gibi işletmemiz çok küçük. Bu yüzden tabak, bardak kullanmıyoruz. İşimizde yoğun olduğu için hijyenik yağlı kağıt kullanıyoruz. Müşterilerimizde bu durumdan gayet memnun. Çok tercih ediliyoruz ve bu yoğunluktan çok memnunuz. Severek tüketiliyor kebaplarımız. Muadilimiz yoktur. Düzenli bir şekilde gelen müşterilerimiz var. Yoğunluğumuzda gözle görülüyor” dedi. “Öncelikle bu yemek lezzeti memleketin hiçbir yerde yoktur” Hemen hemen her gün et tükettiğini söyleyen müşteri Yunus Şahin, “Öncelikle bu yemek lezzeti memleketin hiçbir yerde yoktur. Doğal olması da ona ayrıcalık kazandırıyor. Çok güzel bir lezzeti var. Herkese tavsiye ediyorum. Ben her gün tüketiyorum” ifadelerini kullandı. “Lezzetin olduğu yerde tabak kullanmaya gerek yok” Diğer müşteri Engin Yıldız, “Özellikle böyle salaş mekânları çok tercih ediyorum. Lezzetli bir yer. Sunumlarda tabak kullanılmıyor. Bence çok daha güzel. Lezzetin olduğu yerde tabak vs kullanmaya gerek yok” şeklinde konuştu. “Elle yemek daha çok lezzet katıyor” Yurt dışından kağıt üstünde kebap yemek için geldiklerini söyleyen Okan Ezgi Atabay çifti ise, “Eşimle yemek için buraya geldim. Güzel bir yemek yiyelim dedik. Bu yüzden de bu mekanı tercih ettik. Sosyal medyada gördük ve çok merak ettik. Tabak burada kullanılmıyor. Bizim için önemli olanda etin lezzetidir. Elle yemek daha çok lezzet katıyor. Lezzeti on numara olduktan sonra bizim için bir şey fark etmiyor” diye konuştu.
Adana Motosiklet sürücüleri kural tanımayan motosikletlilerden rahatsız Adana’nın Kozan ilçesinde yapılan denetimlerde motosiklet sürücüleri kurallara uymayan sürücülerden rahatsızlığını dile getirerek, denetimlerin sıkı bir şekilde devam etmesini talep etti. Kozan İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı trafik ekipleri, ilçede abartı egzoz ve kurallara uymayan sürücülere yönelik denetim gerçekleştirdi. Göç yolundaki denetimde kask, ehliyet ve motosikletinde eksik bulunmayan Yasin Kuzey isimli sürücü, trafik denetimlerinden memnun olduklarını söyledi. Bir motosiklet sürücüsü olarak gece kendisinin de motosiklet sürücüleri tarafından rahatsız edildiğini ifade eden Kuzey, “Bu sistemden çok memnunuz. Motosiklette en önemli şey tedbir. Bir motosikleti herkes sürer ama tedbirli olamaz. Abartı egzoz ben de sürdüm ama insanlar hoş şeyler söylemiyor” diye konuştu. Trafik ekipleri ise halkın huzur ve güvenliği için çevreyi rahatsız eden motosiklet ve motorlu bisikletlerin yalnızca idari yaptırımla değil, 2024 yılı tutarlarına göre ehliyetsiz araç kullanımının 12 bin 977 TL, teknik değişiklik yapmanın 6 bin 439 TL olduğunu belirterek, idari para cezası göz önünde bulundurulduğunda sürücülerin, işletmelerin ve ailelerin de bizzat dahil olduğu duyarlılık ile trafik sorununun çözüleceğini dile getirdiler. Öte yandan, bu yılın ilk 5 ayında motosiklet ve motorlu bisiklet sürücülerine yönelik yapılan denetimlerde bin 508 motosiklet kontrol edildi. Denetimlerde 130 kişiye ehliyetsiz veya yetersiz ehliyetle araç kullanmaktan, 189 sürücüye kask takmamaktan, 22 araca teknik değişiklik, abartı egzozdan, 9 araca duman-gürültü çıkarmaktan, 102 sürücüye diğer maddelerden olmak üzere toplam 456 araca cezai işlem uygulanırken, 80 motosiklet ve motorlu bisiklet tipi araç trafikten men edildi.
Mersin Silifke’de satılan İran ve Antalya karpuzuna Rus vatandaşlar büyük ilgi gösteriyor Pazar tezgahlarında yerini alan İran ve Antalya karpuzuna Silifke’de Rus vatandaşlar büyük ilgi gösteriyor. Dilimle satışa sunulan kapuzun tanesi 200 ila 400 lirayı buluyor. Cepleri yakan karpuzu vatandaşlar dilimle alıyor. İran ve Antalya karpuzu pazar tezgahlarındaki yerini aldı. İran’dan ithal edilen aynı zamanda Antalya’dan getirilen karpuzlar pazarlarda satışa çıkarken, fiyatı resmen el yakıyor. Tanesi 200 ila 400 lirayı bulan karpuzun fiyatı böyle olunca haliyle dilim usulü tadımlık satılıyor. Silifke’nin belirli yerlerinde kurulan kapalı pazarda kilosu 30 liradan satılan ve tanesi 200 ila 400 lirayı bulan karpuz, tüketicinin isteği üzerine dilimlerle satılmaya başlandı. Bu parayı yüksek bulanlar sık sık “Dilimle satılıyor mu, yarısını alabilir miyiz” diye sorunca, Silifke Kapalı Pazarı’nda karpuz satışı yapan İbrahim Karayel, karpuzu alınabilir ölçülerde keserek satışa sundu. Bazılarını ikiye bölen, bazılarını ise çeyrek dilimler halinde kesen Karayel, karpuzları streç filmle sarıp, dilimini tüketiciye satmaya başladı. Karayel yaptığı açıklamada, "Pazar eskisi gibi dolmuyor. Başta karpuz olmak üzere yaz meyveleri sezona pahalı giriş yaptı. Bu yüzden karpuzu dilimle satmaya başladık. Rus vatandaşlar karpuza büyük bir ilgi gösteriyor” dedi. Karpuz ise daha çok Rus vatandaşların büyük ilgisini çekiyor.
Bursa Özel sektörün sorunlarını BTÜ çözüyor Sektörlerin karşılaştıkları problemleri çözmek için harekete geçen Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) “Sorun Çözüm Pazarı” tanıtım toplantısını otomotiv sektörünün temsilcileriyle yaptı. Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen formatın toplantısında firma temsilcileri memnuniyetlerini ve beklentilerini aktarırken, BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, “Özel sektörün karşılaştığı tüm sorunların çözümü, BTÜ elinden olacak” dedi. Akademik aklı özel sektörle buluşturmak amacıyla pek çok proje üreten Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) şimdi de sektörlerin sorunlarını çözmek için kolları sıvadı. ‘Sanayiyi güçlendiren, sanayiden güç alan üniversite’ hedefiyle “Sorun Çözüm Pazarı” formatını geliştiren BTÜ, burada sektörün yürüttüğü Ar-Ge, Ür-Ge, tasarım, üretim, inovasyon, test-analiz, kalite gibi mevcut süreçlerinde karşılaştıkları problemlere çözüm önerileri getirecek. Bu çerçevedeki ’Sorun Çözüm Pazarı’nın tanıtımı Bursa’nın en güçlü olduğu alanlardan otomotiv sektörüyle başladı. BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Beyhan Bayhan, Prof. Dr. Sinan Uyanık ve Prof. Dr. Barış Tamer Tonguç ile Bursateknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Ayşe Bedeloğlu, ulusal ve uluslararası çapta faaliyet gösteren otomotiv firmalarının temsilcileri ile bir araya geldi. Mimar Sinan Yerleşkesi Turkuaz Salon’da gerçekleştirilen buluşmada, firma temsilcileri tek tek söz alarak sektörde karşılaştıkları sorunları ve BTÜ’den beklentilerini dile getirdi. Sektörlerin yol haritası iş birliğiyle belirlenecek Otomotiv sektörü temsilcileriyle yapılan buluşmada konuşan Rektör Naci Çağlar, ’Sorun Çözüm Pazarı’nın amacının sorunları çözmek veya iyileştirme önerilerini üniversite-sektör iş birliği çerçevesinde birlikte geliştirmek ve yol haritasını belirlemek olduğunu söyledi. BTÜ’nün her zaman özel sektörün sesine duyarlı olduğunu ve bu yönde çalışmalar yürüttüklerini vurgulayan Rektör Çağlar, ’Sorun Çözüm Pazarı’ ile iş birliğini daha da sistematikleştireceklerini belirtti. ’Sorun Çözüm Pazarı’ ile yapılabilecek iş birliklerinden bahseden Rektör Çağlar, “Sizlerin ileteceği sorunlara karşılık teknik danışmanlık verebilir, ortak projeler gerçekleştirebiliriz. Yine bu sorunları lisansüstü tez çalışmaları ve verebileceğimiz eğitim hizmetleri ile aşabiliriz. Bu tanıtım buluşmamızda elde ettiğimiz verilerle, otomotiv sektörümüzün ’Sorun Çözüm Pazarı’ organizasyonunu haziran ayı ortalarında başlatacağız. Diğer tüm sektörlerimiz ile de ’Sorun Çözüm Pazarı’ organizasyonlarına devam ederek, bilimsel yetkinliğimizi özel sektöre aktarmak istiyoruz” dedi. Nitelikli iş gücü, verimlilik ve rekabet artışı ’Sorun Çözüm Pazarı’ sayesinde sektörlerin pek çok kazanım elde edeceğinden bahseden BTÜ Rektörü Prof. Dr. Çağlar, “Üniversite-sanayi iş birliği sayesinde nitelikli iş gücü, verimlilik artışı, maliyetlerin azalması, rekabet avantajı, yeni fon kaynakları, teknoloji transferi sağlanabilecek. Bunların yanında sektör çalışanları tarafından sektör sorunlarına yönelik lisansüstü tezler yapılmasının önü açılacak. Sorunların çözümünde bilimsel bakış açısının içe dönmesi ile de Ar-Ge imkanları geliştirilebilecek. Böylelikle özel sektörün karşılaştığı tüm sorunların çözümü, BTÜ elinden olacak” diye konuştu. Otomotivin sorunları: yeşil dönüşüm, enerji verimliliği, teknik sorunlar Rektör Çağlar’ın konuşmasının ardından tek tek söz alan otomotiv firma temsilcileri, Bursa Teknik Üniversitesi masası etrafında sorunların çözülecek olmasının çok önemli ve değerli olduğunu söyledi. Özellikle teknik alanda ve uluslararası projeler konusunda problemler yaşadıklarını belirten firma temsilcileri, BTÜ öncülüğünde bu sorunların çözülebileceğini ifade etti. Firma temsilcileri; AB proje destekleri, yeşil dönüşümün sağlanması, karbon ayak izi, yeni projelerin hayata geçirilmesi ve bunların sürdürülebilmesi, elektrikli araçların ağırlığının azaltılması, enerji verimliliği yönetimi, yapay zekânınotomotiv sektörü sürecine dâhil edilmesi gibi sorunların çözümünde iş birliğine ihtiyaç duyduklarını kaydetti. Rektör Çağlar ve ekibine teşekkür eden otomotiv firma temsilcileri, sorunlarının çözümü için buluşmayı sabırsızlıkla beklediklerini de ifade etti. İlki otomotiv sektörüyle başlayan ’Sorun Çözüm Pazarı’nın toplantıları farklı sektörlerle de devam edecek. Toplantıların ardından her firma ya da konu özelinde ayrı masalar oluşturulacak. Çözüm masaları oluşturulurken, firmanın ya da konunun sorununa yönelik uygun akademisyenlerin belirlenmesi sağlanacak. Akademisyenler ve firma temsilcileri çözüm masasında buluştuktan sonra bir takvim oluşturulacak, takvime göre sorunların çözümü için geliştirilecek projelerle aksiyon alınması sağlanacak. Bu süreç BTÜ Teknoloji Transfer Ofisi tarafından takip edilecek.