SAĞLIK - 17 Kasım 2015 Salı 16:52

Türkiye, ulusal beslenme verisi oluşturmalı

A
A
A
Türkiye, ulusal beslenme verisi oluşturmalı

Prof. Dr. Sadık Kılıçturgay, Türkiye'nin kendi ulusal beslenme verisini oluşturması gerektiğini söyledi.

Klinik Entral Parenteral Nütrisyon Derneği (KEPAN) 17 - 20 Kasım Ulusal Beslenme Günü (Nütrisyon) nedeniyle basın açıklaması yaptı.KEPAN Derneği tarafından düzenlenen basın toplantısında, hastanelerde yatan hastaların beslenme sorunları tartışılırken, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumu ile ortaklaşa yürütülecek olan ‘Hastanede Yatan Hastalarda Görülen Malnütrisyonla Mücadele’ için ‘Ulusal Beslenme Günü’’ çalışmasının detayları paylaşıldı. Toplantıya, Prof. Dr. Sadık Kılıçturgay, Prof. Dr. Kubilay Demirağ, Doç Dr. Mutlu Doğanay, Doç.Dr. Serdar Karaca katıldı.

''ARTIK KENDİ VERİMİZİ OLUŞTURALIM''
Prof. Dr. Sadık Kılıçturgay, ''Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Birliği ile ortak bir proje geliştirdik ve Türkiye'deki durumu net ortaya koyalım. Çeşitli çalışmalarımız, hastanelere ait bazı veriler var elimizde ama bütün ülkeyi kapsayan, hedefi 50-100 bin hastaya ulaşan bir data oluşturalım böylece gerçek resmi görelim. Artık batı toplumunun sonuçlarından konuşmaktan vazgeçelim. Bizim ülkemizde çok kapsamlı çalışmasında elde edilen sonuçları buydu, şu sonuçlara neden olduğunu gördük. Bu yüzden bu problem ciddi şekilde önemsiyoruz noktasına getirelim istedik. Bu yıl Ulusal Beslenme Günü bu şekilde bir organizasyon haline geldi'' dedi.

Konuşmasına devam eden Prf. Dr. Kılıçturgay, ''Malnütrisyon bir besleme bozukluğunu olarak tanımlamaktadır. Bir deri, bir kemik kalmış diye nitelendirdiğimiz. Kendi istem dışı kilo vermiş be bu kilo kaybı onun fonksiyonlarına yansımış. Kısaca normal kilo kaybından çıkıp kişinin hayatındaki bazı işlemlerini etkileyen hale dönmüş işte global tanmn bu'' ifadesini kullandı.

' MALNÜTRİSYONUN MALİYETİ 170 MİLYAR AVRO''

Prof. Dr. Kılıçturgay, ''Malnütsiyon önce hastada bazı problemlere neden oluyor. Herhangi bir nedenle hastaneye gelen bir hastalar, hastanede yaktıklarında malnütrisyonlu iseler bu hastaların bütün tedavi sonuçları değişiyor. Bu hastalarda daha fazla iltihap, enfeksiyon görüyoruz. Bu a daha fazla hastanede yatıyorlar. Bu hastaların bir bölümünü kaybediyoruz. Bu hastalarda daha fazla ilaç ve antibiyotik kullanmak zorunda kalıyoruz. İşte hem hastanın kendi sağlığına bu tür etkileri varken, sonuç olarak ülkenin sağlık ekonomisinde bu hastalara ekstra harcalar yapmak zorunda kalıyor. Malnütsiyon hem hasta sağlığını ciddi şekilde etkilerken, beraberinde sağlık ekonomisine çok ciddi yük getiriyor. Avrupa Birliği'ne dahil bu ülkelerde bunun maliyeti 170 milyar Avro. Bu çok ciddi bir rakam. Bu rakam sağlığın başka bir ihtiyacı olan yerlere harcanabilir. Bu yüzden Dünya bu işe özellikle15 yıllıdır çok ciddi önem veriyor. Ekonomik boyutunun çok büyük olduğu fark edildi. Ülkemizde bu rakam hakkında çok fazla bilgi yok. Ulusal beslenme günü bu yüzden önemli. Bu hafta içersinde bir çok hastanede gerçekleştirilecek olan çalışmada bu işin ulusal boyutunu incelemek istiyoruz. Bu sayede ulusal dataya sahip olacağız. Büyük ihtimalle bundan sonra sağlık otoritesi yeni politikalarını bu data üzerine inşa edebilmesi ve geliştirebilmesi imkanına kavuşacak.'' şeklinde konuştu.

Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Sekreteri Prof. Dr. Kubilay Demirağ da yoğun bakımlarda durumun çok daha ciddi boyutlarda olduğunu ve nütrisyon desteğinin bir çok hastada yaşamsal önemi olduğunu vurguladı.

KEPAN VE TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ ULUSAL BESLENME (UBG) VERİSİ OLUŞTURACAK

KEPAN Derneği’nin Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu ile ortaklaşa yürüteceği bu gözlemsel ve kesitsel çalışmaya ülkemizdeki tüm üniversite hastaneleri, kamu ve özel sektöre ait hastaneler ve yataklı tedavi hizmeti veren dal merkezlerinde çalışan sağlık profesyonelleri (doktor, diyetisyen ve hemşireler) katılabileceklerdir. 18 yaşından büyük tüm hastalar çalışmaya dahil edilebilecektir. Çalışmaya katılmada hem hastalar hem de sağlık çalışanları açısından gönüllülük esası aranacaktır. Hastaların çalışmaya girmeyi reddetme haklarının olduğu ve herhangi bir nedenden ötürü çalışmadan ayrılma konusunda tamamen serbest oldukları açıklanacak. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Ankaralı Coşkun’dan İzmirli çifte açılan davaya ilişkin açıklama İzmirli çiftin düğünlerinde seslendirdikleri ’Ne Bilsin Eller’ şarkısı sosyal medyada viral olunca, eserin sahibi Ankaralı Coşkun uzlaşma için 300 bin lira talep ederek dava açtı. Eserin sahibi Coşkun Direk, davanın düğünde şarkının söylenmesinden değil, çiftin bu şarkıyı izinsiz kullanarak çektikleri klipte yer vermelerinden dolayı açıldığını belirtti. İzmir’de yaşayan konservatuar mezunu Hasan Başkaya ve amatör olarak şarkı söyleyen memur Öznur Başkaya, 2023’ün Haziran ayında dünya evine girdiler. Müzik tutkunu Başkaya çifti, düğünlerinde Ankaralı Coşkun’a ait ’Ne Bilsin Eller’ şarkısını söyleyerek çıktı. Çift, hem bu günlerini ölümsüzleştirdi hem de düğüne katılanlardan büyük alkış aldı. Şarkı söyledikleri video, sosyal medyada; özellikle de düğün sayfalarında paylaşıldı ve eserin sahibi Ankaralı Coşkun da videolardan birinin altına yorum yazarak çifti tebrik etti. Başkaya çifti, büyük ilgi gören görüntülerin ardından beklemedikleri bir süreçle karşılaştı. Eserin sahibi Ankaralı Coşkun olarak bilinen Coşkun Direk’in, videonun yayılması üzerine çift hakkında şikayetçi olduğu ve uzlaşma için 300 bin lira talep ettiği ortaya çıktı. "Şarkıya izinsiz klip çektiler" Çıkan haberlerin ardından Çoşkun Direk, kendisine ait eserin izinsiz kullanılıp klip çekildiğini belirterek sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Bugün magazinsel bir konuyla karşılaştım. Sözde bir olay üzerinden, bir hanımefendi ve beyefendinin düğünlerinde benim "Ne Bilsin Eller" isimli eserimi çıkış şarkısı olarak okumaları nedeniyle güya ben onları mahkemeye vermişim. Evet, bir mahkeme süreci var; ancak bu işlemi ben başlatmadım. Eserlerim tamamen koruma altında olduğu için hukuki takip avukatlarım ve şirketim tarafından yürütülmüş. Fakat önemle belirtmeliyim ki, bu dava düğünde benim eserimi okumalarıyla ilgili değildir. Bahsettiğim hanımefendi ve beyefendi tamamen başka bir sebeple hukuki sürece dahil edilmişler. Buna rağmen, şahsımı karalamak ve bir linç kampanyası oluşturmak amacıyla olayı medyaya çarpıtarak servis etmişler ve sanki sorun eserimi okumalarıymış gibi bir algı oluşturmaya çalışmışlardır. Oysa bunun konuyla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Benim eserlerimi herkes okuyabilir; zaten insanlar okusun diye paylaşıyorum. Bu manipülasyon nedeniyle avukatıma manevi tazminat davası açılması talimatını da verdim; hukuki süreç manevi yönden de başlatılmıştır. Haklıyı ve haksızı o zaman siz daha iyi ayırt edersiniz." ifadelerini kullandı.