GÜNDEM - 13 Mayıs 2017 Cumartesi 11:06

Türkiye’de ilk kez görme engelli kadın doğmamış bebeğine dokundu

A
A
A
Türkiye’de ilk kez görme engelli kadın doğmamış bebeğine dokundu

İstanbul’da görme engelli olan 8 aylık hamile Yeliz Temiz, Türkiye’de ilk kez Türkiye Hastanesi’nde uygulanan teknolojik yöntemle doğmamış bebeğine ilk kez dokundu. Heyecanı yüzünden okunan 23 yaşındaki genç anne adayı, “ Sanki gerçekten kucağıma almış gibiyim” dedi.

İstanbul’da yaşayan 23 yaşındaki Yeliz Temiz halk arasında tavukkarası veya gece körlüğü tıptaki adıyla da Retinitis Pigmentosa hastası. 2015 yılında önce hayatını birleştirdiği eşi Tekin Temiz ise yüzde 30 oranında görme yetisine sahip. Ultrason muayenelerinde sadece kalp atışlarını duydukları bebeklerini görememenin üzüntüsünü yaşayan çiftin imdadına teknoloji yetişti. Bebeklerini göremeseler bile dokunan çiftin mutluluğu yüzlerinden okundu.

“Doğmadan dokunacağım aklıma gelmezdi”
Türkiye’de ilk kez Türkiye Hastanesi’nde uygulanmaya başlanan yöntemle bebeğinin maket modeline dokunan Yeliz Temiz, “Ultrason çektirdiğimiz zaman bize direkt sadece bir kağıt veriliyordu. Yani düz bir kağıt. Ama şimdi üç boyutlu olarak dokunuyor ve hangi aşamaya geldiğini hissedebiliyoruz. Çok güzel bir duygu. Doğmadan önce dokunabileceğimi aklımdan dahi hiç geçirmedim. Ama gerçekten çok güzel bir duygu. Diğer anne adaylarına göre daha da şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Çünkü onlar sadece görüyor ama biz hem kalp gözümüzle görüp hem de hissedebiliyoruz” dedi.

Eşim sorardı: “Gözü - kulağı nasıl?"
Lise yıllarında geçirdiği menenjit sonrasında yavaş yavaş görme yetisini kaybeden ve şimdilerde sadece yüzde 30 oranında görebilen Tekin Temiz de sancılı geçen ultrason muayenelerinde eşine bebeklerini betimleyeme çalıştığını anlatarak, “ Dokunarak kendim de hissetmenin ayrı mutluluğunu yaşıyorum ama benim kısmen de görüşüm olmasına rağmen biraz görüyordum ama eşimle kontrollere gittim zaman hep soruyordu: “nasıl görünüyordu? gözü - kulağı-burnu nasıldı? diye betimler misin” diyordu. Betimleme de çok sıkıntı yaşıyordum. Ve aynı zamanda üzülüyordum ama artık buna son vermiş olduk” dedi.

Türkiye’de ilk kez görme engelli kadın doğmamış bebeğine dokundu

Tüm anne adayları yararlanabilir
Yöntem sadece görme engelli anne adayları için uygulanmıyor. Aynı zamanda tüm anne adaylarını ilgilendiren teknolojiden faydalanan 6 aylık hamile Gül Pınar Can da duygularını şu sözlerle anlattı: “Gerçekten buna dokunmak çok ayrı bir duygu” diye konuştu.

“Hiçbir zararı yok”
Kadın Doğum Uzmanı Opr. Dr. Özgür Çetiner yöntemin sağlık açısından hiçbir problem teşkil etmediğine dikkat çekerek; “Eskiden anne adayları sadece bebeğin kalp atımlarını duyarlardı. Bu şekilde motive mutlu oluyorlardı. Daha sonra renkli ultrasonlar çıktı ve dört boyutlu resimlerini görerek mutlu oldular. Şimdi ise ellerine maketleri alarak hem dokunuyor hem de mutluluklarının ölümsüzleştiriyor. Bunları hazırlarken herhangi bir sakıncası yok” diye aktardı.

Yöntem Nasıl Uygulanıyor?
Yazılımı geliştiren Biyomedikal Uzmanı Halil İbrahim Karatürk Amerika, Kanada,Estonya, İspanya, İngiltere’den sonra Türkiye’de ilk kez uygulandığını söyledi. Bebeklerin 4 boyutlu ultrason görüntülerinin geliştirilen 3d yazılım sistemle maket modellere uyarlandığını anlatan Karatürk, “Dünyada beş ülkede kullanılıyor. Bunun içerisinde Amerika Kanada gibi ülkelerde var. Biz altıncı ülke olarak bunun gururunu yaşıyoruz. 18 - 30 haftalık hamile tüm anne adayları yararlanailir” dedi.

Alev Hamitoğulları - Fatih Gavuz 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’daki kayıp adamdan 17 gündür haber yok Bursa’nın Mudanya ilçesinde 28 Kasım 2025 tarihinden bu yana kendisinden haber alınamayan Mustafa Abi için başlatılan arama çalışmaları aralıksız sürüyor. Kayıp ihbarının ardından geçen 17 güne rağmen herhangi bir ize ulaşılamadı. Daha önce de kayıp haberlerine konu olan Mustafa Abi için Jandarma Komutanlığı’na bağlı Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ekipleri, bölgede çalışmalarını devam ettiriyor. İlk 7 gün boyunca ise AFAD ve çok sayıda sivil toplum kuruluşuna bağlı arama kurtarma ekipleri de çalışmalara destek verdi. Ekipler, Mustafa Abi’nin kaybolduğu günden itibaren köy ve çevresinde yaklaşık 30-35 kilometrelik geniş bir alanı kapsayan çember içerisinde detaylı arama yaptı. Ormanlık alanlar, kırsal bölgeler ve geçiş güzergâhları tek tek taranmasına rağmen, şu ana kadar herhangi bir sonuca ulaşılamadı. Kayıp Mustafa Abi’nin eşi Ayla Abi, yaşadıkları çaresizliği dile getirerek, "Günlerdir evimizde huzur yok, uykusuz bekliyoruz. Köylülerimiz ve jandarma ekipleri ellerinden geleni yapıyor ama hâlâ bir sonuç yok. En azından bir haber alsak, bir iz bulunsa, bu belirsizlik çok zor" ifadelerini kullandı. Ailesi, Mustafa Abi’yi gören ya da yerini bilen vatandaşların vakit kaybetmeden 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayarak bilgi vermelerini istedi. Mustafa Abi’den gelecek umut verici bir haber, ailesi ve yakınları tarafından endişeyle bekleniyor.
Ankara MHP Lideri Bahçeli: "Türk dili; millet olma şuurunu besleyen, tarih bilincini diri tutan ve kültürel sürekliliği temin eden temel sütundur" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü; kökü mazinin derinliklerine uzanan, istikbale yönelen büyük Türk milletinin müşterek hafızasını, irfanını ve tarihi yürüyüşünü idrak etmeye imkan sunan müstesna bir gündür" dedi. MHP Genel Başkanı Bahçeli, 15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü dolayısıyla yazılı mesaj yayımladı. "15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü; kökü mazinin derinliklerine uzanan, istikbale yönelen büyük Türk milletinin müşterek hafızasını, irfanını ve tarihi yürüyüşünü idrak etmeye imkan sunan müstesna bir gündür" diyen Bahçeli, mesajında bugünün önemine değinerek şu ifadeleri kullandı: "Türk dili; millet olma şuurunu besleyen, tarih bilincini diri tutan ve kültürel sürekliliği temin eden temel sütundur. Altaylar’dan Balkanlar’a, Hazar havzasından Akdeniz’e uzanan geniş coğrafyada Türkçenin taşıdığı anlam dünyası; birlik fikrini pekiştiren, dirliği esas alan ve kardeşlik hukukunu muhafaza eden bir medeniyet tasavvurunu yansıtmaktadır. Bu itibarla, Türkçenin tarihi derinliğini ve ifade kudretini tahkim etmek; onu yozlaşmadan, yabancılaşmadan ve anlam kaybından uzak tutarak gelecek nesillere güçlü, sahih ve köklü bir miras halinde intikal ettirmek, kültürel sürekliliğin teminatı olmanın yanında milli varlığın korunmasına yönelik stratejik bir sorumluluk mahiyeti taşımaktadır. 15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü vesilesiyle; Türk diline emek veren ilim insanlarını, münevverleri ve gönül erlerini selamlıyor; Türk milletinin diliyle, kültürüyle ve ülküsüyle ilelebet var olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum."