SPOR - 08 Şubat 2016 Pazartesi 11:29

Türkiye’nin ilk başörtülü futbolcusu konuştu

A
A
A
Türkiye’nin ilk başörtülü futbolcusu konuştu

Türkiye Kadınlar Futbol 3. Ligi 2. Grup’ta mücadele eden Aydın temsilcisi 7 Eylül Gençlikspor'da forma giyen Rabia Atmaca, ülkemizde başörtüsüyle bir futbol karşılaşmasına çıkan ilk sporcu oldu.

Örtündüğü için öğretmenlerinin sosyal medyada arkadaşlıktan çıkardığı Rabia, aldığı kararın arkasında durarak diğer başörtülü kadın sporculara öncülük etti. Adnan Menderes Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Antrenörlük Bölümü 3. sınıf öğrencisi olan 22 yaşındaki Rabia Atmaca, 9 yıllık profesyonel futbol kariyerinin ardından başını örtmeye karar verdi. Ara transfer döneminde Nazilli Belediyespor’dan şampiyonluk mücadelesi veren 7 Eylül Gençlikspor’a transfer olan başarılı defans oyuncusu Rabia, Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği’nin (FIFA) 17 Ekim 2014 tarihinde kadın futbolcu ve hakemlerin türbanla müsabakalara çıkmalarına izin vermesinin ardından takımının ikinci yarının ilk maçında Bursa deplasmanında oynadığı Gemlik Zeytinspor maçında forma şansı buldu. 7 Eylül Gençlikspor’un 9-0’lık üstünlüğüyle sona eren karşılaşmada 90 dakika mücadele eden Rabia, Türkiye’de türbanıyla sahaya çıkan ilk kadın futbolcu unvanına sahip oldu.

FUTBOLU BIRAKMA NOKTASINA GELDİ
Örtünürken Türkiye’de bir ilk olmak gibi bir amacının olmadığını belirten Rabia Atmaca, kendisi hazır hissetmediği için ligin ilk yarısında oynayamadığını söyledi. Amacının kendisindeki engelleri aşmak olduğunu ifade eden Atmaca, “Çok şükür kendimdeki engelleri aşıp, transfer yaparak ikinci devreye başladım. İlk kapandığımda spor camiasından çok ciddi tepkiler aldım. Takımlarımda hep ilk 11’de oynamama rağmen ciddi tepkiler aldım. Hatta futbolu bırakma derecesine geldim. Ama sonradan benim çektiğim zorlukları başkalarının çekmemesi gerekiyor. O yüzden ‘Ne olursa olsun, oynayacağım’ dedim ve transfer olduğum takımda da ilk 11’de yer aldım. Şu an mutluyum. Benim için önemli olan ilk veya son olmak değil; insanlara bizim dinimizin futboldan çok daha kolay olduğunu öğretmek. Futbolu sadece sevmek yeterli değil, futbol için fedakarlık yapmaları gerekiyor. Ama en önemlisi futbolu her şekilde oynayabileceklerini idrak etmeleri gerekiyor. İnşallah futbola başlamak isteyen arkadaşlarıma yardımcı olabilirim. Bayanların spor yapabilmesine katkı sağladığımı düşünüyorum. Spor yapmak ve sağlıklı olmak için dış görünüşün hiçbir önemi yok” dedi.

SPORA TEŞVİK EDEN HOCASI ARKADAŞLIKTAN ÇIKARDI
9 yıl önce İzmir’de başladığı futbol hayatında geçen yıl örtünmeye karar verdiğini dile getiren Atmaca, FIFA’nın örtülü sporcu ve hakemlerle ilgili aldığı kararın yer aldığı gazete kupürünün odasının duvarında asılı olduğunu ifade etti. 2014’te kapanmayı istediğini ancak camiadan gelen tepkiler nedeniyle bu isteğini yerine getiremediğini anlatan Atmaca, örtülü olduğu için spor yapmaya çekinen geç kızlara şu tavsiyelerde bulundu:
“Çok şükür 2015’te kapanma hayalimi gerçekleştirdim. Şu an kapalı olmanın benim için bir avantaj olduğunu gördüm. Yaptığım fedakarlık bir avantaja dönüştü. Benim gibi olanların spor yapmalarına hiçbir şey engel değil. Kişinin en büyük engeli kendisidir. Eğer kendilerindeki engelleri aşarlarsa ben eminim ki çok daha iyi yerlere gelecekler. Ben ciddi tepkiler aldım ama insanlar hiçbir zaman bu tepkilerden korkmasınlar. Öğretmenlerinden, çevrelerinden, akrabalarından ve arkadaşlarından her şekilde tepki alacaklardır. Şu an korkulacak bir durum yok çünkü ben futbola başladığımda ‘Kızlar futbol mu oynar?’ diye bir soru vardı. Ama şu an ‘Kapalı da futbol oynayabiliyor musun?’ diye soruyorlar. Çok şükür diğer arkadaşlarımla birlikte bu durumu omuzlayabildik. O yüzden korkmalarını gerektirecek bir durum yok. Biz bu yükü omuzlarımıza aldık ve Türkiye’de bu süreç ciddi şekilde gelişti zaten. Kimsenin tepkisinden korkmasınlar. Mesela ben ilk kapandığımda, öğretmenim beni sosyal medya hesabından silip ‘Yazıklar olsun’ demişti. Kaldı ki bu kişi, beni spora yönlendiren hocamdı. Böyle insanlar tabi ki karşılarına çıkacak. Fedakarlık yapan ve futbolu arkadaşlarımın her zaman arkasındayım.”
Rabia’nın Türkiye’de bayan futbolcular için iyi bir örnek olduğunu kaydeden takım kaptanı Nazlı Kızıltepe de, “Arkadaşımız çok iyi bir örnek oldu. Türkiye ve Aydın’da bir ilk olması diğer sporculara cesaret verecektir. Bu durumun sporun gelişimine öncülük edeceğini düşünüyorum. Bu sayede kadın futbolu çok daha ileriye gider. Arkadaşımız başı örtülü bir şekilde de futbol oynayabileceğini gösterdi. Bence bu örnek çok iyi oldu” ifadelerini kullandı.

“TÜM KIZLARIMIZA KAPIMIZ AÇIK”
7 Eylül Gençlikspor Başkanı Mustafa Yılmaz ise, uzun zamandır kadrolarına dahil etmeyi istedikleri Rabia’nın performansından memnun olduklarını söyledi. 35 yıldır sporun içerisinde olan birisi olarak spora hizmet etmeyi amaç edindiklerinin altını çizen Yılmaz, “Herkese spor yollarını açmak istiyoruz. Rabia kızımız, önceden tanıdığımız bir futbolcuydu. Sezon başında istemiştik ancak transfer arada gerçekleşti. Sağ olsun kadromuza katılıp, bizi memnun etti. Sporun herkese kapısı açıktır. Spor, inançlardan sonra uluslararası ortak bir dile sahiptir. Futbol zaten bunun en üst seviyesidir. Onun için bizim spor yapmak isteyen tüm kızlara kapımız açık” açıklamasını yaptı. 

İBRAHİM KILINÇ - MEHMET BARLAS 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.