GÜNDEM - 21 Şubat 2017 Salı 19:16

Tutuklu sanıktan Ömer Halisdemir'in şehit edilmesine ilişkin ifadesi dikkat çekti

A
A
A
Tutuklu sanıktan Ömer Halisdemir'in şehit edilmesine ilişkin ifadesi dikkat çekti

15 Temmuz darbe girişimi gecesi Astsubay Ömer Halisdemir'in şehit edilmesine ilişkin yargılanan tutuklu sanık Piyade Üstçavuş Erhan Almaz, "Irak'ın Kuzeyine mühimmat atarken kaçakçıları vurmamak için özenen pilotlarımız Ankara'nın göbeğine mühimmat attılar. Aynı koğuşta kalayım boğarım onları" dedi.

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Gölbaşı'ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığını (ÖKK) ele geçirmek isteyen darbeci general Semih Terzi'yi vurarak darbe girişiminin seyrini değiştiren Astsubay Ömer Halisdemir'i şehit eden darbecilerin yargılanmasına devam edildi. Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmanın öğleden sonraki kısmında sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi. Tutuklu sanık Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Cemal Güleç, 15 Temmuz'da görev yeri olan Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığında olduğunu anlattı. Akşam üzeri tim başçavuşunun kendisini aradığını ve acilen karargaha gelmesini istediğini belirten Güleç, "Koşturarak yatakhanelere geldim. İsmail Başçavuş 'üzerini değiştir operasyon elbiselerini giy Ankara'ya gidiyoruz' dedi. Neden gidiyoruz diye sorduğumda bilmediğini söyledi" dedi.

Güleç, otobüsle havaalanına giderken radyodan Başbakan'ın açıklamalarını duyduğunu ifade ederek, "Radyoda Başbakanımızın açıklamalarını duyduk. 'Küçük bir kalkışma var' diyordu. Ankara'da tankların sokağa çıktığını, uçakların alçak uçuş yaptığını duyduk. Hepimiz durumu anlamaya çalıştık. Havaalanına geldiğimizde içtimaya geçtik daha sonra uçaklara bindik. Uçakta Semih Terzi'nin olduğunu, ses yapmamamız gerektiğini söylediler. Uçak yere inmeye yakın Ahmet Yüzbaşı indikten sonra uçağın emniyetini almamızı söyledi. Sağ taraftakiler sağa, Sol taraftakiler sola açıldı. Semih Terzi ile birlikte Ahmet Kemal Yüzbaşının seçtiği askerler birinci helikoptere bindi. Ahmet Yüzbaşı seçmece olarak 'sen bin, sen kal' dedi. Ben ikinci helikoptere gittim orada 6 kişiydik" diye konuştu.

"Ömer Başçavuş bizim okulda eğitimciydi, öğretmenimizdi"

Nereye gittiklerini bilmediğini iddia eden Güleç, Gölbaşı'nın üzerinden geçtikleri zaman Özel Kuvvetlere gittiklerini anladığını ifade etti. Helikopter iniş yaptığı zaman Terzi'nin kendilerini toplu görmemesi için dağılıp etrafta güvenlik önlemi aldıklarını anlatan Güleç, "Tam biz geniş avluya girdiğimizde silah sesleri duyduk. Arkama baktığımda herkes sağa sola dağılıyordu. Ben de ağaçlık alana girdim. O esnada silah sesleri devam etti. Burası bizim evimizdi. Anlamaya çalıştım neden böyle bir şeyle karşılaştık diye. Herkes evine emniyetli girer. Orası da bizim evimiz olduğu için şaşırdım ve ne oluyor diye düşünmeye başladım. Mevzilendiğim yerde bazı arkadaşlarla dururken Mehmet Astsubay 'sakin olun' dedi. Bizi sürekli rahatlatmaya çalıştı. Çarşafın içinde birisini taşıyorlardı. Bu kim diye sordum 'Semih Terzi vuruldu' dediler. Semih Terzi neden vurulur? O bizim paşamız neden vuruluyor anlayamadım. Bir ambulans geldi geri gitti. Sonra helikopter geldi ana yola indi. Semih Terzi'yi bindirdiler helikoptere oradan GATA'ya gittiler. Ben orada kimin vurulduğunu bilmiyordum. Ömer Başçavuş bizim okulda eğitimciydi, öğretmenimizdi. Ömer Başcavuş vuruldu dediler bilmedim. Hocamız olan Ömer Başçavuş olduğunu görünce anladım. Semih Terzi gittikten sonra mevziden hiç çıkmadım, sabaha kadar o mevzideydim. Sonra sabaha karşı Ahmet Astsubay geldi. 'Semih Terzi hainmiş. Ümit Bak'ı derdest ettik. Timden başka kimseye güvenmeyin. Emirleri Zekai Paşa'dan alacağız' dedi" şeklinde konuştu.

Darbeci olmadığını savunan Güleç, darbecileri temizlemek için elinden geldiğini yaptığını kaydetti. FETÖ ile bağının olmadığını öne süren Güleç, küçüklüğünden beri asker ya da polis olmak istediğini, yakınlarının cemaate girdiği takdirde ne asker ne de polis olamayacağını söylediğini anlattı. Askeriyede emrin sorgulanamayacağının net olduğunu vurgulayan Güleç, atılı suçları kabul etmediğini ifade etti.

"Başbakanın 'Küçük bir azınlığın kalkışması var ama sıkıntı yok durum kontrol altında' dediğini duyduk"
Tutuklu sanık Kıdemli Başçavuş Cihat İbrahim Yörük, 15 Temmuz akşamı Ankara'ya göreve gideceklerini öğrendiklerini ve bu nedenle hazırlandığını anlattı. Daha sonra havaalanına gitmek için otobüse bindiklerini belirten Yörük, "Otobüse bindiğimizde radyolar açıktı, televizyon açıktı. Başbakanın açıklamaları vardı. 'Küçük bir azınlığın kalkışması var ama sıkıntı yok durum kontrol altında' dediğini duyduk. Ankara üzerinden bir yere terör saldırısı var diye sandık. Uçağa bindiğimizde şarjörlerimizi basmamız emredildi. O hengamede sandıklar açıldı ve şarjörleri doldurmaya başladık. 'Telefonları kesinlikle kapatın' denildiğini duydum ve telefonumu kapattım. Uçaktan indikten sonra uçağın emniyetini aldık" dedi.

"Terör saldırısı var, onları önlemeye çalışacağımızı sandım"

Mahkeme Başkanı İsmail Ademoğlu'nun "Otobüse bindiğinizde Başbakanın açıklamalarını duydunuz. Ne yaptığınızı düşünüyordunuz" sorusuna yönelik Yörük, "Terör saldırısı var, onları önlemeye çalışacağımızı sandım. Tim komutanıma sorduğumda o da durumla ilgili detaylı bilgisinin olmadığını, gideceğimiz yerde göreceğimizi söyledi. Semih Terzi'ye sormam gibi bir durum yok rütbemden dolayı. Bu ceza almama neden olur. Emir komuta zincirini bozmadım" cevabını verdi.

"Bir yol kessek, köprü kessek, bir devlet kurumunu bassak 'ne yapıyoruz' diye sorardım"

Yörük, Etimesgut'taki havalimanına indikten sonra çalışır vaziyette bekletilen helikoptere geçtiklerini kaydederek, "Helikopter piste inerken Özel Kuvvetler Karargahı bayrağını görünce rahatladık. Bilmediğimiz bir yer değil. Bir yol kessek, köprü kessek, bir devlet kurumunu bassak 'ne yapıyoruz' diye söyleyeceğim ama inebileceğimiz en normal yere indik. Karargaha doğru yürümeye başladık. Semih Terzi ile birlikte olan ekip karargaha yaklaşık 5-10 adım uzaklıktaydı. Biz onların 20 metre uzağındaydık. Bir anda silahların patladığını duyduk. İçgüdüsel olarak durduk. O an bir adamın düştüğünü bir adamın da ağaçlara doğru kaçtığını gördüm. Daha sonra arkasından ateş ettiler. Arkadaki ekip olarak biz ağaçların oraya gizlendik. Daha sonra Semih Terzi'nin vurulduğunu öğrendim. Ekibin hepsi karargahın önüne yerleştirildi kontrolü sağlamak için. Sabah 05.00'e kadar nöbete dikildiğim yerden ayrılmadım. Olayın ne olduğunu çözemedik. Biz bulunduğumuz yerden hiç çıkmadık. Sabah 05.00 gibi bulunduğumuz mevziye komutan geldi Semih Terzi'nin, Fatih Şahin'in hain olduğunu, Ömer Halisdemir Başçavuşun Zekai Paşa'dan emir alıp vurduğunu anlattı. Darbenin haberini alacak bir aracım yok. O saate kadar benim biriyle konuşmuşluğum, darbe ile ilgili haber almışlığım yok. Ailemi 5 gün sonra arayabildim iyiyim diye" ifadelerini kullandı.

"Ömer Başçavuş gibi biz de emirleri uyguladık"

FETÖ ile bir bağının olmadığını öne süren Yörük, FETÖ'yü bildiğini ancak onlarla bir ilişkisinin olmadığını anlattı. Yörük, Ömer Halisdemir'in kendilerine öğretmenlik yaptığını kaydederek, "Ömer Başçavuş'a Zekai Paşa emir verdiği zaman ucunda ölüm olduğu halde bu emri yerine getirdiyse bizde emirleri uyguladık. Özel Kuvvetleri 'özel kuvvet' yapan bizim emir veren kişiye mutlak şekilde bağlılığımızdır. Başka bir eri getirseniz emir verseniz 50 kez sorgular. Biz bize verilen ölüm emrine bile 'eyvallah' diyecek kadar özel bir ekibiz. Emri sorgulamayız. Her şeyden önce iç hizmet kanunu denen kanunla bağlıyız. Semih Terzi 2014 yılında general olmuş. Davullarla uğurlanan bir kişiydi. Biz bu adamın emir komutasına girdik. Ben ondan şahsen emir almadım. Bizim birliğimize gelmemizde anormal bir durum sezmedim. Öncesinde de Semih Terzi Zekai Paşa'nın olmadığı zamanlarda birliğe vekalet etmiştir. O gün onun karargaha gitmesinde anormal bir durum sezemedik. Belki de içeride Zekai Paşa ile buluşacaktı. Bizim hiçbir şekilde emri sorgulama gibi bir durumumuz olmadı" diye konuştu.

"Öncesinde Ömer Halisdemir'i şüpheli olarak zannettik"

Müşteki Hatice Halisdemir'in avukatının Ömer Halisdemir'in vurulmasının ardından tıbbi müdahale yapılıp yapılmadığı veya müdahalenin engellenip engellenmediğini sorması üzerine Yörük, "Bizim bulunduğumuz yer oraya 30 metre falan uzaklıktaydı. Ambulans geldi daha sonra ambulansı gönderdiler. Biz öncesinde Ömer Halisdemir'i şüpheli olarak zannettik. Sabaha karşı öğrendiğimizde tam tersi olduğunu anladık. Bize emir verilince bulunduğumuz yerden ayrılmadık. Biz PKK terör örgütüne bile elini kaldırdığında, merhamet dilediğinde ona bile merhamet ediyoruz. Biz TSK'nın askerleriyiz. Merhametsizlik olamaz, verilen emirler doğrultusunda hareket ettik" cevabını verdi.

"Özel Kuvvetler itfaiyeci mantığıyla çalışır. Nerede yangın varsa oraya gider"

Tutuklu sanık Piyade Üstçavuş Erhan Almaz, üstlerinin çağırması üzerine karargaha geldiğini söyleyerek, Ankara'ya göreve gideceklerini öğrendiğini kaydetti. Almaz, Ağustos ayında düğününün olacağını ve bu nedenle düğün psikolojisi içinde belirterek, neden göreve Ankara'ya gittiklerini sorduğunu ifade etti. Hiçbir zaman Ankara üzerinden göreve gitmediklerini vurgulayan Almaz, bu durumun kendisine anormal geldiğini söyledi. Almaz, havaalanına gitmek için otobüse bindiklerini söyleyerek, "Ankara hayalleri kurmaya başladım. Radyodan Başbakanın açıklamalarını duyduk. 'Oh Ankara'ya gitme sebebimiz belli oldu' dedim. Özel Kuvvetler itfaiyeci mantığıyla çalışır. Nerede yangın varsa oraya gider. Bu sefer yangın Ankara'da dedim. Ben Özel Kuvvetlerde böyle insanlar olduğunu hiç konduramadım. Özel Kuvvetler siyasetle iç içeydi. Özel Kuvvetlerdeki bir kurs kapanış programına müsteşar gelebiliyordu. Biz siyasilerle yakındık. Son yıllarda özellikle Polis Özel Harekat ve Özel Kuvvetler siyasetle iç içeydi" şeklinde konuştu.

"Köprüyü açın diye ikna edeceğiz falan düşündüm ben"

Almaz, FETÖ ile bir alakasının olmadığını öne sürerek, hükümetin güvendiği iki unsurun olduğu, birisinin de Özel Kuvvetler olduğunu belirterek, "Hükümetin güvendiği iki unsur var biz gidiyoruz beyler dedim. Radyodan Boğaz Köprüsü'nün tanklarla kapatıldığını duyduk. Köprüyü açın diye ikna edeceğiz falan düşündüm ben. 10 yıllık askerim. İnsanları ikna etmek için kafamda yapı oluşturdum. Polis bize eskortluk yaptı, ters yönden bizi havaalanına soktu. Polis bize destek verince biz bastırmaya gideceğiz sandım" dedi.
"Semih Terzi darbeciyse, darbeci olduğu kadar vefasızdır. Semih Terzi hainden öte vefasızdır. Bize de vefasızlık yaptı" diyen Almaz şunları kaydetti:
"Radyodaki frekanstan uçakların vurduğunu duydum. Semih Terzi de uçağın ışığını söndürttü. Uçağın yüksekliğini ölçtüm çok alttan uçuyordu. Bildiğim bütün duaları okumaya başladım. Ankara'yı vuran uçaklar bizi de vuracak sandım. Emir astsubayı ayaktaydı ona yerimi verdim bu seferde ben ayakta kaldım. Uçakta 4 tane VİP koltuğu vardır. Orada Semih Terzi tek oturuyordu. Beni oturtturmadı ayakta gittim ben. O kadar güvensiz bir insan. Pilotun kulaklığını aldı birileriyle görüşmeye başladı. Alçak uçuşla dualarla Ankara'ya geldik. Etimesgut havalimanına geldik. Hava alanında şarjörleri tam dolduruş yaptık çok saçma geliyor, Semih Terzi 'emniyeti alın' dedi anormal geldi. Bizim alanımız orası neden böyle güvenlik önlemi alıyoruz diye sormaya başladım. Helikopterlere binmeye başladık. Daha sonra memleketime mühimmat atılmış o psikolojiyle ailemi aradım 'dışarıya çıkmayın bombalıyorlar' dedim. Çok alçaktan gidiyorduk havadan baktığımda Ankara'yı tanıyamadım. Özel Kuvvetler Komutanlığına gittiğimizi anladıktan sonra rahatladım."
Almaz, üstlerinin verdiği emirlerin sorgulanamayacağını ve kendilerinin de emri sorgulamadığını belirterek, 15 Temmuz'dan sonra herkesin artık emirleri sorgulayacağını, TSK'nın büyük yara aldığını savundu.

"Rahmetli Ömer Başçavuş ile konuşan son kişi belki de benim"

Helikopterle Özel Kuvvetler Komutanlığına indiklerinde Ömer Halisdemir ile karşılaştığını ve 'merhaba abi' dediğini, Halisdemir'in de kendisine 'merhaba' dediğini anlatan Almaz, "Rahmetli Ömer Başçavuş ile konuşan son kişi belki de benim. Semih Terzi ve emir astsubayı giderken silahlar patladı. Şok geçirdim. arkadaşlarıma 'yatın ne oluyor' dedim. Biz hemen kendimizi yere attık. Çıkan sesten vurulan kişinin Semih Terzi'nin olduğunu anladım ama vuran kişiyi anlayamadım. Semih Terzi vuruldu onu içeriye taşıyanlar var biz geride kaldık karışmadık hiçbir şeye. Mihrali üsteğmen çağırdı. Temkinli davrandık. Mihrali Üsteğmeni de gözlemledim. Kanuna aykırı bir emir verdiği taktirde emri uygulamayacağım. Şartellerim attı o gece. Başka bir helikopter geldi. Sıhhıyeci Hüseyin Başçavuş Semih Terzi'ye ilk müdahaleyi yaptı" dedi.

"Semih Terzi inim inim inliyordu"

Mahkeme Başkanı'nın Terzi'nin vurulmasından sonra sesini duyup duymadığını sorması üzerine Almaz, "Evet duydum inim inim inliyordu. Kelime-i Şahadet getiriyordu" ifadesini kullandı.
"Zekai Paşa Ömer Başçavuşun anlını öptü"
Almaz, vurulan diğer kişinin Ömer Halisdemir olduğunu sonradan anladığını belirterek, etraftan silah seslerinin gelmemesi durumunda Sıhhıyeci Hüseyin Başçavuş'un Halisdemir'e müdahale edebileceğini iddia etti. Zekai Aksakallı'nın Özel Kuvvetlere geldiği zaman duygulandığını anlatan Almaz, "Zekai Paşa Ömer Başçavuşun anlını öptü" dedi.

"Ankara'nın göbeğine mühimmat atan pilotlarla aynı koğuşta kalayım boğarım onları"

FETÖ'nün darbeye iştirak eden komutanlarının emir komutadan yararlanmaya çalıştığını vurgulayan Almaz, savunmasına şöyle devam etti:
"Biz kullanılmaya çalışıldık. Benim FETÖ ile ilgim, alakam yok. Akrabalarımı dahi hapishanedeyken takip ettim sülalemde FETÖ'cü çıkmadı. Benim psikolojik yapım gereği kimse bana bunu teklif dahi edemez. Ben kuralcı bir adamım. Arkadaşlarımdan da FETÖ'cü çıkmadı. Bu FETÖ'cüler rahatlıktan dolayı bunlara bulaşmıştır. Biz görevlerden kafamızı kaldıramadık. Ömer Başçavuşum emri nasıl sorgulamadıysa biz de sorgulamadık. Onun yerinde Fatih Binbaşımda olabilirdi Mihrali Üsteğmen de olabilirdi. Bu emir komutayla yapıldı. Semih Terzi kendisini general yapan hükümete nankörlük etti. Bunu kimse dile getirmedi. 15 Temmuz öncesi kimse terörist demedi. Genelkurmay tarafından bir mesaj yayınlansaydı şüpheli davranabilirdik. Semih Terzi de darbeci olabilir diyebilirdim. Buradakilerin hiçbiri FETÖ'cü değildir, güveniyorum arkadaşlarıma. FETÖ'cüler rahatlıktan FETÖ'cü oldu. Biz görevimizden başımızı kaldıramadık. Pilotlar, sen hangi ruh haliyle o mühimmatı Ankara'nın ortasına attı. Irak'ın Kuzeyinde mühimmat atarken kaçakçıları vurmamak için özenen pilotlarımız Ankara'nın göbeğine mühimmat attılar. Aynı koğuşta kalayım boğarım onları. Tek tek çıkarırım oradan bu mühimmat atanları. Ben astsubayım. Bir tuğgeneralin darbeci olduğunu anlayamam ki. Genelkurmay Başkanının yaveri FETÖ'cü çıkmış o anlayamadı. Komutanlık böyle bir şey. Ben küçük bir komutanım ama arkadaşlarıma sahip çıkardım. İllegal bir halini görseydim konuşurdum onlarla. Onlar iyi gizlendi. Ali Kapucu ile çalıştım. O adam olabilir, o normal değil. Ben subaylık sınavına girdim kazanamadım. Öyle insanlar kazanıyormuş subaylığı. 15 Temmuz günü kendi birliğinde olmayan kişiler darbecidir."

"Generallerimiz kendi boyu kısa bile olsa uzun boylu birini seçerdi"

Almaz, darbeci Semih Terzi'nin emir astsubayı Başçavuş Ahmet Kara'nın, Terzi'nin emir astsubaylık görevine gönüllü olmadığını anlatarak, "Eğer ben bırakıyorum deseydi ışık hızıyla Şemdinli ortasına tayinini alırdı. Yakışıklı biri olduğu için onu kendisinin emir astsubaylığına seçti. Generallerimiz kendi boyu kısa olsa bile uzun boylu birini emir subaylığına seçerdi" dedi.

Tahliyesini talep eden Almaz, mahkeme heyetinin bunu reddetmesi halinde kendisinin Ankara'yı bombalayan pilotlarla aynı koğuşa konulmasını istedi.

Müşteki Hatice Halisdemir'in avukatının, "Ömer Halisdemir'e tıbbi müdahale yapılıp yapılmadığı" sorusunu sorması üzerine Almaz şunları söyledi:

"Vuran kim diye merak ettim ve başına gittim olayları çözmek için. Ortamda silah sesleri vardı. Mihrali Üsteğmen beni düşündüğü için oradan uzaklaştırdı. Art niyet yoktu. Sıhhıye erleri çatışmadan dolayı arabanın altına yattı. Biz Ömer Başçavuşa bir şey yapamadık. Ömer Başçavuşumuzun elinde uzun namlulu bir silah olsaydı, uzaktan vursaydı her şey daha güzel olacaktı. Ömer Başçavuşumuz da ben vurdum deseydi, durumu anlatsaydı her şey farklı olurdu. Ömer Başçavuş Semih Terzi'yi vurduktan sonra kaçmasaydı bizimkiler atış yapmazdı. Zekai Paşa, Ömer Başçavuşa vur emri vermeseydi ne olacaktı bunu konuşalım. Semih Terzi lay lay lom çıkacaktı koltuğa. Zekai Paşa bize ulaşacaktı. Durumu anlatacaktı. Biz de komutanım kusura bakmayın Zekai Paşa'nın emri var tutuklusunuz derdik."
Duruşmaya, tutuklu sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediliyor.
 

Abdullah Sarıca
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Etwinning projesi ile iklim değişikliğine dikkat çektiler ERZURUM (İHA) – Türk, Azeri ve Romen öğrenciler "Unchangıng Climate" etwinning projesi ile iklim değişikliğine dikkat çekti. Türk, Azeri ve Romen 120 öğrencinin yürüttüğü proje ile değişmeyen bir iklim hayal etti. Proje ile iklim değişikliğine dikkat çekmeyi, öğrencileri ve çevreyi bilinçlendirmeyi, iklim değişikliği çözüm yolları ile ilgili farkındalık kazandırmayı amaçlanıyor. Etwinning projesi ayrıca farklı kültürleri tanımayı, öğrencileri farklı Web2 araçları ile tanıştırdı. Bu kapsamda yaptığı etkinliklerde bireysel ve iş birlikçi takım etkinlikleri yapıldı. Çevre temizliği, web2 araçları, doğayı resimlendirme, fidan dikimi vb. etkinlikler ile öğrencilere ve çevreye duyarlı etkinlikler gerçekleştirildi. Proje Kurucuları şu isimlerden oluştu; m?kt?bHajarMahmudova/ Fizuli 1 numara tam orta m?kt?b-Ayşe Teke/ Sinan-ı Ümmi İmam Hatip Ortaokulu Proje Yürütücüleri: Anar Ismayilov/Fizuli 1 numara tam orta - Birgül Kasap/ Elmalı Halk Eğitimi Merkezi- CatalinaDogaru / ScoalaGimnaziala "MihaiCodreanu"- Eda Alemdar Çankaya/ Mümtaz Turhan Anadolu Lisesi - Gherghel Alexandra / ScoalaGimnaziala "MihaiCodreanu"- Mehmet Reşit Aksu/Sinan-ı Ümmi İmam Hatip Ortaokulu- Mehtap Kurttepe / Şehit Astsubay Tamer Meriç Ortaokulu - Mürvet Şimşek/ Akyurt İmam Hatip Ortaokulu- Nesibe Sivilcikaya/Dumlupınar Ortaokulu- Sevil Turhan/Fetihkent İmam Hatip Ortaokulu- Şerife Atay/Fatih Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi- Tuğba Uçar/ Akyurt İmam Hatip Ortaokulu - TunzalaIsmayilova/İsmayilli Ceyhun H?s?nov adına Kürdmaşık?nd tam orta m?kt?bi- ZekaMehdiyev / Sabirabadrayon Bala H?şimxanlık?nd tam orta m?kt?b. Proje ile küresel ısınmanın oluşumu ve çözüm yolları hakkında bireylerin bilgi sahibi olmasını sağlama, çevremizdeki doğal kaynakların bilinçli kullanımının geliştirilmesine katkı sunmak amaçlanırken, doğayı ve doğadaki canlıları koruma farkındalığını geliştirme. Bilinçli ve farkındalık düzeyi yüksek bireylerin yetişmesine katkı sağlamak. Doğa ve çevre bilinci oluşturarak bu bilincin davranışa dönüştürülebilmesini sağlama. Sorumluluk alma ve bu sorumlulukları yerine getirerek toplumun bir parçası olduğunu hissetme. İklim değişikliğinin etkilerini en aza indirebilecek bireyler ve toplum oluşturabilmek. İklim değişikliğinin getirmekte olduğu sorunlara karşı hazırlıklı, sorumluluklarını bilen ve bu sorunlara yenilikçi çözümler üreten bireyler yetiştirmek hedefleniyor. Proje yöneticileri beklenen sonuçları ise şöyle aktardı; “Küresel ısınmanın oluşumu ve çözüm yolları hakkında bilgi sahibi olur. Tüketim alışkanlıkları ile çevreyi ve doğayı ne kadar etkileyebildiğini ve alışkanlıklarını değiştirebileceğini fark eder. Çevremizdeki doğal kaynakların bilinçli kullanımının geliştirilmesine katkı sunar. Sorumluluk alma ve bu sorumlulukları yerine getirerek toplumun bir parçası olduğunu fark eder. Toplumsal değerlere sahip çıkar ve bu değerleri davranışlarıyla benimser. Toplum içerisinde uyulması gereken kuralları benimser. Doğa ve çevre bilinci oluşturarak bu bilincin davranışa dönüştürür. İklim değişikliğinin getirmekte olduğu sorunlara karşı hazırlıklı, sorumluluklarını bilen ve bu sorunlara yenilikçi çözümler üretir. Türkiye`de farklı şehirlerde, Azerbaycan ve Romanya`da yer alan okullarda iklim değişikliği ile ilgili birbirinden güzel dikkat çekici farklı etkinlikle proje okullarındaki diğer öğrencilerin de katılımı sağlandı. Proje öğretmen öğrenci ve veliler tarafından oldukça ilgi gördü.”
Aydın Bağımsız aday Kılınç, seçim bölgesinde 2. tura başladı Aydın’da seçimin en heyecanlı seyrettiği ilçelerin başında yer alan Köşk ilçesinde Bağımsız Belediye başkanı olarak seçime katılan Rıfat Kadri Kılınç, bölgesinde 2. tur ziyaretlerine başladı. İlçeye bağlı Başçayır Köyü’nde teravih namazından sonra halkla buluşan Kılınç, şehitler için yapılan duanın ardından köy için yapacağı çalışmalardan söz etti. Ramazan ayı olması nedeniyle seçim çalışmalarının gece yapıldığı Köşk ilçesinde Bağımısz Aday Rıfat Kadri Kılınç, gecenin ilerleyen saatlerinde Başçayır halkı ile bir araya geldi. Çevre köylerden de çok sayıda Rıfat Kılınç hayranının katıldığı köy mitinginde 18 Mart Şehitler Günü dolayısıyla önce dualar edildi. Şehitler için yapılan programın ardından konuşan Kılınç, Başçayır için yapacağı çalışmalardan söz edip Hocalar, Akçaköy ve Yaka Mahallesi’ne bağlanan köprünün yenileceğini ayrıca bahçe yollarının da açılıp gerekli yerlere taş döşeneceğini belirtti. Bağımsız aday olduğu için konuşmasının sonunda örnek oy pusulası ile vatandaşların oyu nasıl kullanmaları gerektiğini de anlatan Kılınç, “Pusulanın en sonunda Rıfat Kadri Kılınç yazıyor. Evet mührünü Rıfat Kadri Kılınç isminin altındaki yuvarlağın içine basacaksınız” diyerek bu konuda yaşı ilerlemiş seçmenlerin de uyarılmasını istedi.
Kayseri Başkan Palancıoğlu, "STK’larımızla, kurumlarımızla ve tüm vatandaşlarımızla el ele, gönül gönüleyiz" Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, STK temsilcileriyle bir araya gelerek 5 yılda yaptığı çalışmalar ve yeni dönemde yapacağı projeler hakkında bilgi verdi. Sivil toplum kuruluşlarının toplumun önemli dinamikleri olduğunu söyleyen Başkan Palancıoğlu, “Miraç Kültür Merkezi Onursal Başkanı Sayın Furkan Yılmaz Altunöz ve kıymetli dernek üyeleri ile bir araya geldik. Rabbim sağlık içinde nice Ramazanlara erişmeyi nasip etsin. Katılımlarınızda dolayı teşekkür ederiz. Bizler kurum kuruluşlarımızla, STK’larımızla ve tüm vatandaşlarımızla el ele, gönül gönüleyiz. STK temsilcilerimizin görüş, öneri ve desteği bizler için önemli. 31 Mart’ta yerel seçim var. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ve Sayın Devlet Bahçeli’ye teşekkür ederim. Birlik ve beraberlik içerisinde bu ülkenin menfaatleri doğrultusunda cumhur ittifakı adayı olarak çalışmalara devam ediyoruz. İnşallah sizlerin destek ve duasıyla Melikgazi’de yeniden göreve devam edeceğiz. Melikgazi’de 5 yıl boyunca sosyal ve kültürel belediyecilik anlayışı ile hizmet verdik. Deprem ve pandemiye rağmen ilçemizde rekor hizmetleri hayata geçirdik. Bunun için işimiz hizmet, gücümüz de millet. 31 Mart Seçimlerinin ardından hayatı kolaylaştıran ve insana dokunan hizmetlerimize hız kesmeden devam edeceğiz. Allah dualarımızı ve ibadetlerimizi kabul eylesin." dedi. Miraç Kültür Merkezi Onursal Başkanı Furkan Yılmaz Altunöz de misafirperverlikleri için Başkan Palancıoğlu’na teşekkür etti.
Tokat Tokat’ta faciadan kıl payı kurtuldular Tokat’ta bir vatandaş eski Turhal yolunda aracıyla ilerlediği sırada yola ağaç düştü. O anlar araç kamerası tarafından anbean kaydedildi. Tokat’ta eski Turhal yolunda seyahat eden 37 yaşındaki Bilal ve kızı İpek Ergin, Emirseyit Beldesi yakınlarında beklenmedik bir olayla karşılaştı. Ergin kendi aracıyla bahçesine doğru ilerlerken bir evin bahçesinin yanından geçtiği esnada aniden bir ağaç yola devrildi. O an kıl payıyla faciadan kurtulan Bilal Ergin, yaşadığı şokla birlikte ne olduğunu anlamakta güçlük çekti. Olayın gerçeğini öğrendiğinde ise hayrete düştü. Ev sahipleri tarafından kesimi yapılan ağacın, hiçbir güvenlik önlemi alınmadan kesilmesi sonucu yola devrildiği ortaya çıktı. Bilal Ergin, bu duruma tepki göstererek, kesim sırasında alınması gereken önlemlerin ihmal edilmesinden dolayı büyük bir şok yaşadı. O anlar, Ergin’in aracının kamerası tarafından anbean kaydedildi. Kayıtta, ağacın düşme anında o bölgeden geçen başka bir vatandaşın da kıl payıyla faciadan kurtulduğu görüldü. “Ne olduğunu anlayamadık” Yaşadığı olaydan kıl payı kurtulduğunu söyleyen Bilal Ergin, “Dün böyle talihsiz bir olay yaşadık. İpek kızımla birlikte bahçemize gidiyorduk. Allah’tan hızımız yavaştı. Bir iki saniye geç kalsaydık belki de ağaç üstümüze düşecekti. Oradaki insanlara da bir tepki gösterdik. Fakat pek umursamadılar. Yani böyle bir şey kimsenin başına gelsin istemiyoruz. Bu gibi durumlar için daha tedbirli olunması lazım. Orada ağaç kesiyorlardı. Ağaç yola düştü. O esnada kızım da arabadaydı ve çok korktu. Hiçbir güvenlik önlemi alınmamıştı. Yol kapatılmamıştı. Jandarmanın muhtemelen bilgisi de yoktu. Bu gibi durumlar için yolun kesilmesi gerekiyor. Fakat böyle bir şey olmamıştı. Eski Turhal Yolu Emirseyit’e 2 kilometre kala oldu. Ne olduğunu anlayamadık. Şok olduk, şoktaydık. Ben yan taraftan devam ettim. Hatta oradaki insanlara da tepki gösterdim. İnsanların hayatını tehlikeye attıklarını söyledim. Fakat pek umursamadılar” dedi.
İstanbul TAB Gıda, 2023 yılı finansal sonuçlarını açıkladı TAB Gıda, 2023 yılı sonunda 81 şehirde 1615 restorana ulaşarak büyümesini sürdürdü. 2023 yılında sistem genelinde satış hacmini yüzde 106 artışla 25 milyar 136 milyon TL’ye ulaştırdı. TAB Gıda, 2023 yılı finansal sonuçlarını açıkladı. Şirket 2023 yılı sonunda operasyonlarını Türkiye, Gürcistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’nde toplam 81 şehre yayarak 183 yeni restoran açtı ve 1615 restorana ulaştı. 2023’te ortalama 350 milyon müşteriye hizmet vererek 204 milyon sipariş aldı. Şirketin net satışları 2023 yılı sonunda enflasyona göre düzenlenmiş rakamlarla reel olarak yüzde 20 artış göstererek 19 milyar 988 milyon TL’ye ulaştı. Düzeltilmiş FAVÖK’ü 2023 yılında, enflasyona göre düzenlenmiş rakamlara oranla yüzde 83 artarak 4 milyar 321 milyon TL’ye yükseldi. 2023 yılı net karı, enflasyona göre düzenlenmiş rakamlara göre, bir önceki yıla oranla yüzde 33 artarak 2 milyar 458 milyon TL’ye ulaştı. Dijitalleşme ve yeni teknoloji yatırımlarının hızını artıran şirket, müşteri deneyimini üst seviyeye taşıyacak çeşitli uygulamaları devreye aldı. “Şirket olarak halka arz döneminde yatırımcılarımızla paylaştığımız öngörülerin ötesinde bir performans sergilemenin memnuniyetini yaşıyoruz” TAB Gıda’nın 2023 yılındaki operasyonel ve finansal başarısının stratejik hedeflere titizlikle bağlı kalmalarının, finansal dengeyi ve disiplini koruyarak karlı büyümeye odaklanmalarının bir sonucu olduğunu dile getiren TAB Gıda Co-CEO’su Özgür Çetinkaya sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçtiğimiz yıl Türkiye’nin hızlı servis restoran sektöründeki lider konumumuzu daha da güçlendirdik. 2023 yılında hem dijitalleşmeye hem de yeni restoran açılışları ve restoran yenilemelerine 1,5 milyar TL’ye yakın yatırım yaptık. Sistemimize 183 yeni restoran ekleyerek 1615 restorana ulaştık. Restoranlarımızın 928’ini TAB Gıda olarak kendimiz, 687’sini ise franchise girişimcilerimiz ile birlikte yönetiyoruz. Franchise operasyonlarımız dahil 22 bini aşkın çalışana istihdam sağlıyoruz. Kadın çalışan sayısında Türkiye’nin lider şirketleri arasındayız. Her gün birlikte daha da güçlenerek büyümeye devam ediyoruz. Enflasyona göre düzenlenmiş gelirlerimiz, geçen yıla kıyasla yüzde 20 reel artışla 19 milyar 988 milyon TL’ye ulaştı. Disiplinli finansal ve operasyonel yönetim ile kar odaklı stratejilerimiz sayesinde, enflasyona göre düzenlenmiş düzeltilmiş FAVÖK’ümüzü yüzde 83 artırarak 4 milyar 321 milyon TL’ye yükselttik. Bu dikkat çekici finansal performansımız neticesinde, net karımızı reel olarak yüzde 33 arttırarak 2 milyar 458 milyon TL’ye çıkardık. Karlılığımızdaki artışın arkasındaki en önemli güç, ekosistem şirketlerimizle oluşturduğumuz sinerjidir. Bu sayede, sektörde benzeri olmayan çevik tedarik zincirimizle ölçek ekonomisine erişim sağlıyoruz ve birim maliyetlerimizi düşürebiliyoruz. Operasyonel ve finansal karlılığımız sonucu olarak franchise taleplerinde artış görmek bizi son derece memnun ediyor ve büyümemizi hızlandırıyor.” “Dijitalleşme ve yeni teknolojilere yatırımlarımızı artıracağız” 2023 yılında dijitalleşmeye ve yeni teknolojilere yaptıkları yatırımları daha da hızlandırdıklarını ve dijitalleşme konusunda kaydettikleri ilerlemenin de büyümede önemli katkısı olduğunu ifade eden Özgür Çetinkaya, “2023 yılında dijitalleşme yatırımlarımızın bir parçası olarak restoranlarımızda self-servis kioskları devreye almaya başladık. Bu kiosklar, müşteri sipariş sürecini basitleştirerek bekleme sürelerini azalttı ve müşteri deneyimini zirveye taşıdı. Yıl boyunca gerçekleştirdiğimiz pazarlama faaliyetleriyle müşterilerimizin markalarımıza olan bağlılığını pekiştirdik ve mevsimsel kampanyalarımız aracılığıyla yenilikçi ürünlerimizi müşterilerimizle buluşturduk. Ekip olarak sergilediğimiz çevik performans sayesinde, müşterilerimize üstün hizmet sunmanın yanı sıra, stratejik büyüme ve karlılık konusundaki yatırımcılarımıza verdiğimiz taahhütleri de yerine getirdik. 2023’te aldığımız kararlar ve hayata geçirdiğimiz stratejiler, 2024 hedeflerimize ulaşmamız için sağlam bir zemin oluşturdu. Dinamik pazar koşullarına hızla uyum sağlama ve sürekli yenilikçilik yolundaki kararlılığımızı, teknoloji ve dijitalleşme alanındaki yatırımlarımızla birleştirerek sektördeki liderliğimizi sürdüreceğiz” dedi.