EĞİTİM - 15 Ekim 2018 Pazartesi 11:27

Uludağ Uluslararası İlişkiler Konferansı yapıldı

A
A
A
Uludağ Uluslararası İlişkiler Konferansı yapıldı

Günümüzde diplomasi ve savaşın değişen rolü 10. Uludağ Uluslararası İlişkiler Konferansı’nda incelendi.

Kıbrıs Amerikan Üniversitesi Uluslararası Güvenlik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı ve Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ulvi Keser tarafından Uludağ Üniversitesi tarafından 8-10 Ekim 2018 tarihinde düzenlenen “10. Uludağ Uluslararası İlişkiler Konferansı; Diplomasi ve Savaşın Değişen Rolü” başlıklı kongrede Asporça Melis Keser ile birlikte “Diplomasi, Strateji, Güvenlik; Kıbrıs’ta Karanlık Eller ve İstihbarat” ve Hazel Biber’le de “Agrostrateji ve Psikolojik Algı Bağlamında KKTC Su Temin Projesi” başlıklı iki bilimsel çalışma sundu.

“Kıbrıs bütün savaşların merkezinde yer aldı”

Konuyla ilgili bir açıklama yapan Prof. Dr. Ulvi Keser de “Akdeniz’in ortasındaki Kıbrıs her daim salgın, göç, savaş ve sorunlarla anılır. Birinci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı sırasında da Kıbrıs her ne kadar savaşın dışındaymış gibi görünse de lojistik, ikmal, haberleşme, temerküz ve toplama kamplarıyla, bütün savaşların tam da merkezinde yer aldı. Durum böyle olunca ada 1914-1918 döneminde ve 1939-1944 devresinde de Kıbrıs adası hep savaşlarla anılır ve hatırlanır. Yunanistan’ın 1950 yılında Birleşmiş Milletlere müracaatı ve Kıbrıs adasını talep etmesinin ardından Atina’da kurulan ve 1 Nisan 1955 tarihinden itibaren adayı kan gölüne çeviren EOKA terör örgütünün faaliyetleri ise adayı 1974’e kadar uzanacak süreçte huzursuz, kaotik ve yaşanılmaz bir yer haline getirir. Özellikle 1955-1974 sürecinde adada yaşanılanları farklı ülkelerin istihbarat belgelerine dayalı olarak ele almayı ve Kıbrıs konusunda istihbarat penceresinden bakmayı hedeflemiştir diyen Prof. Dr. Keser özellikle son dönemde adadaki İngiliz üsleri vasıtasıyla ABD’nin de askeri ve istihbarat varlığını yakından hissettirdiği Kıbrıs’ta istihbarat savaşlarının dün olduğu gibi bugün de devam edeceğini de belirtir” dedi.

Prof. Dr. Ulvi Keser ayrıca diğer çalışmayla ilgili olarak da 1990’larda tekrar başlatılan ve 21. yüzyılın içinde “Asrın Projesi” olarak adlandırılan bir projeyle KKTC’ye getirilen su bir yandan Türkiye, KKTC, Kıbrıs Türkleri ve Türk insanı aleyhine yürütülen psikolojik algı operasyonlarıyla sekteye uğratılmaya çalışılmış, ada içinde ve uluslararası kamuoyunda yaratılan olumsuz havayla bunun başarılamayacağı kaydedilmiştir. Öte yandan stratejik önemi yadsınamaz suyun bugün müzakere masasında son derece önemli bir koz olmasının ötesinde KKTC’nin geleceği açısından son derece yüksektir. Bu bilimsel çalışmanın ana eksenini oluşturacak sorular bunlar olacaktır” dedi.

“KKTC’nin elinde bulunan tek önemli güç su”

Prof. Dr. Keser, KKTC Su Temin Projesi kapsamında söz konusu bu projenin hayata geçirilmesi aşamasında Türkiye ve KKTC aleyhine yürütülen dezenformasyona da dikkat çekerek, inanılmaz bir yıpratma stratejisi güdüldüğünü, suyun adaya gelmesinin ardından dahi bu anormal propagandanın devam ettiğini belirterek özellikle müzakere masasında KKTC’nin elinde bulunan tek önemli gücün su olduğunu ve daha önce KKTC Su Temin Projesi’nin stratejik önemine vurgu yaparken bu sefer çok daha farklı ve önemli bir hususu kamuoyuyla paylaştığını ve günümüzde agrostrateji adı verilen tarıma dayalı stratejinin KKTC gündemine ve uluslararası kamuoyunun önüne getirildiğini de belirtti.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.