EKONOMİ - 01 Ağustos 2022 Pazartesi 11:07

'Üniversite tercihinde bulunacak öğrenciler şimdiden barınma telaşına girdi'

A
A
A
'Üniversite tercihinde bulunacak öğrenciler şimdiden barınma telaşına girdi'

Emlak Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, "YKS sınav sonuçlarının açıklanması sonrasında adaylar tercih başvurularını yapmaya başladı. 5 Ağustos’ta sona erecek tercihleri için şimdiden barınma telaşı başladı" dedi.

YKS sınav sonuçlarının açıklanması sonrasında adaylar tercih başvurularını yapmaya başladı. 5 Ağustos’ta sona erecek tercihler için şimdiden barınma telaşı başladığını belirten . Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı, bu yılın diğer yıllardan farklı olduğuna dikkat çekti. Özelmacıklı, “YKS’de baraj uygulamasının bu yıl kaldırılması ile daha fazla aday tercih yapabilecek. 200’e yakın üniversitede yaklaşık 1 milyon 61 bin kontenjan için tercihlerde barınma da önemli bir telaş olacak. Kayıtların 22 Ağustos’ta başlayacak olması ile gerek yurt gerekse de kiralık daire ihtiyacı hat safhaya çıkacak. Yeterli arzın olmadığı şehirlerimizde aileler için en büyük yük kira olacak” diye konuştu.

"Tercih yaparken barınma düşünülmeli"

Yüksek kira artışlarının yanı sıra artık kiralık taşınmaz bulunamadığını ifade eden Özelmacıklı, “Pandemi döneminde kapanan birçok yurdun yanı sıra, inşaat arzının ihtiyacın çok daha altında kalması nedeniyle bu sene öğrenciler için çok zorlu geçecek. Millî Eğitim İstatistikleri verilerine göre 2020-21 yıllarında Kredi ve Yurtlar Kurumuna bağlı yurt sayısı 773’e düşmüş, kapasite de 695 bine kadar gerilemişti. Özel yurtlarda ise yurt sayısı 4 bin 406’ya geriledi. Kiralık daire de sınırlı kalınca, barınma da tercihlerde dikkate alınıyor" ifadelerini kullandı.

"Yurtlar için kapasite artışları sağlanmalı"

Öğrencilerin de temel ihtiyacı olan barınma ihtiyaçlarının çözümüne yönelik öneriler de bulunan Özelmacıklı, “Gerek KYK gerekse de özel yurtlar için kapasite artışları sağlanmalı. Hatta örneğin İstanbul’da yüzde 20 seviyesinde boşluk bulunan ticari komple binalar belediyeler hatta KYK tarafından kiralanarak yeni döneme hazır hale getirilmeli. Ya da yeni bir imar düzenlemesi ile özel yurda çevirme imkanı sağlanmalı. Gerek vakıf gerekse de devlet üniversiteleri kampüs içlerinde barınma amaçlı ek yapılar yada alanlar oluşturmalı. Kiralık daire tarafında ise mal sahipleri ve komşular aynı evde daha fazla öğrencinin kalmasına müsamaha göstermeli” dedi.

"Emlak işletmelerimize yoğun talep başladı"

Türkiye genelindeki temsilcilerine tercihlerini netleştirenlerden yoğun talepler gelmeye başladığını da belirten Özelmacıklı, “Tercihlerini netleştiren adaylar ve aileleri şimdiden kiralık daire arayışına başladı. Temsilcilerimize bu konuda yoğun talepler geliyor. Öğrenciler özellikle düşük metrekareli ve mümkünse eşyalı kiralık daire arayışındalar. Öğrencilerin tercih kararlarını netleştirmeden önce yetki belgeli emlak işletmelerinden destek almalarında fayda var” açıklamalarında bulundu.

"Öğrencilerin talepleri farklı"

Kiralık daire arayışında öğrencilerin ilk önceliklerinin ulaşım olduğu ifade eden Özelmacıklı, “Öğrencilerin ilk önceliği ulaşım alternatiflerine olan yakınlık. Özellikle farklı üniversitelerden beraber kalacakları ev arkadaşları için de bu durum etkili. Metro ve mertobüs gibi toplu taşıma araçları ile nasıl erişim sağlayabileceklerini merak ediyorlar. Merkezlerden çok uzaklaşmadan, sosyal çevre ve fiyat kriterlerine bakıyorlar. Eşyalı daireler ise daha hızlı kiraya veriliyor. Hatta imkanı olan ebeveynler boş daire satın alarak, çocuklarının uzun eğitim hayatlarında kira ödememeyi ve ilerde değer artış kazancı sağlamayı bile düşünüyorlar” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Eryalçın “Marmara’da mercanlar yok olma noktasına geldi” Düzce Üniversitesi Su Altı Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Su Altı Sporları Topluluğu’nun birlikte düzenlediği ’’Poseidon’un Çağrısı: Sualtı Kılavuzları’’ adlı konferans, Sağlık Bilimleri Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Konferansa; Düzce Üniversitesi Araştırma Dekanı Prof. Dr. Emine Tekin, Su Altı Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ahmet Bilir, Doç. Dr. Nur Eda Topçu Eryalçın, Serço Ekşiyan, Ateş Evirgen katıldı. Programın açılışında konuşan Düzce Üniversitesi Su Altı Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ahmet Bilir, su altına dalarken nelere dikkat etmemiz gerektiğini anlatacak, tecrübelerini paylaşacak konuşmacılara, mesleğin tecrübeli fotoğrafçılarına ve dalgıçlarına teşekkür etti. Topluluk Başkanı Emre Evirgen yaptığı konuşmada, su altı dünyasını daha iyi anlamak ve korumak için iş birliği yaparak gelecek nesillere daha sağlıklı bir çevre bırakmak ve deneyimlerden faydalanmak için bu etkinliğin düzenlenmesine destek verdiklerini ifade etti. “Mercanlarımız Marmara’da yok olma noktasına gelmiştir” Programın ilk davetli konuşmacısı Doç. Dr. Nur Eda Topçu Eryalçın ’’Sualtı Biyolojisi’’ adlı konuşmasında; mercanlar, prens adaları oktokoral mercanları, deniz kalemleri, mercanları bekleyen tehlikeler, musilaj, endüstriyel balıkçılık, hayalet ağlar, hafriyat ve dere ıslahlarındaki çamurların denizlere dökülmesi, kıyı dolgu faaliyetlerinin denizlere ve mercanlara zararları gibi konularda bilgiler verdi. Eryalçın, “Ülkemizde Marmara, Ayvalık, Saroz Körfezi ve Gökçeada kıyılarında mercanlar bulunmaktadır. Müsilaj sonunda ve adalarda yapılan büyük inşaat çalışmaları ve dere ıslah çalışmalarındaki çamurun denizlerimize dökülmesi sonucunda mercanlarımız Marmara’da yok olma noktasına gelmiştir. Marmara Denizi eylem planının gerçekten uygulanması biyolojik çeşitliliği ve mercanları kurtaracaktır” şeklinde konuştu. “Deniz tabanına terk edilmiş 640 bin ton ağ var” Programın diğer konuşmacısı Serço Ekşiyan “Hayalet Ağlar’’ adlı sunumunda, hayalet ağların deniz tabanında verdiği zararlardan ve kurtarma tekniklerinden bahsetti. Ekşiyan, “Hayalet ağların kurtarılması tamamen gönüllülükle yürütülen bir çalışmadır. Eskiden balıkçılar bizi çağırır biz de gider çıkarırdık. Şimdi malzemeler ucuz olduğundan balıkçılar takılınca ağları bırakıp gidiyor. Tüm dünyada 640 bin ton ağ, deniz tabanına terk edilmiş durumda ve canlıları ve balıkları öldürmeye devam ediyor” dedi. Programın bir diğer konuşmacısı Ateş Evirgen ise ’’Köpek Balıkları’’ başlıklı sunumunda; köpek balıkları türleri yaşam alanları, tehlikeli türler, dalış alanları fotoğrafçılığı ve fotosafari gibi konularda bilgiler verdi. Köpek balıkları konulu filmlerden sonra insanların bu balıktan korkar olduğunu belirten Ateş Evirgen, “İnsan alanını bilip sınırları zorlamazsa köpek balıkları saldırmaz.300’e yakın köpek balığı cinsi bulunmaktadır. Ülkemizde resmi olarak kaydedilmiş bir köpek balığı saldırı kaydı bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı. Program, teşekkür belgesi takdiminin ardından sona erdi.