EĞİTİM - 10 Temmuz 2015 Cuma 11:07

Üniversite tercihlerinde sağlık alanları dikkat çekiyor

A
A
A
Üniversite tercihlerinde sağlık alanları dikkat çekiyor

Türkiye’nin ilk sağlık üniversitesi olan Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rümeyza Kazancıoğlu, 16 Temmuz’da sona erecek üniversite tercih günlerinde sağlık alanındaki bölümleri seçmeyi düşünen adaylara tavsiyelerde bulundu. Sağlık eğitiminin kolay olmadığını belirten Kazancıoğlu, özellikle bu alanda topluma hizmet etmekten mutluluk duyacak adaylara ihtiyaç olduğunu söyledi.

Her dönem güncelliğini koruyan meslek dallarına sahip olması, istihdamının kolaylığı ve ihtiyacın hiçbir zaman eksilmemesi nedenleriyle öne çıkan sağlık alanları 2015-2016 Eğitim-Öğretim dönemi öncesinde de popülerliğini koruyor. Türkiye’nin ilk sağlık üniversitesi olan Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi’nin rektörlük görevine atanan Prof. Dr. Rümeyza Kazancıoğlu, yeni dönemdeki hedeflerini açıkladı. 16 Temmuz’da sona erecek üniversite tercih günlerinde sağlık alanındaki bölümleri seçmeyi düşünen adaylara da tavsiyelerde bulunan Rümeyza Kazancıoğlu, sağlık eğitiminin kolay olmadığını ve bu nedenle öğrencileri sıkı bir çalışma temposunun beklediğini söyledi. Sağlık alanında topluma hizmet etmekten mutluluk duyacak adaylara ihtiyaç duyulduğunu belirten Kazancıoğlu, “Sağlık eğitimi kolay değil ve insan sağlığı yerine konulamayacak bir kavram. Dolayısıyla hepimizi çok sıkı bir çalışma bekliyor. Adaylarımız sağlık alanını gerçekten istedikleri için tercih etmeliler. Çünkü bunu bir iş gibi değil, yaşam biçimi olarak görmek gerekiyor. Sağlıkta hizmet etmek diğer işlere benzemiyor. Bu alanı gönüllerinden geçiriyorlarsa Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi 172 senedir olduğu gibi bugün de burada ve tüm adayları bekliyor” diye konuştu.

“TÜRKİYE’NİN SAĞLIKÇILARINI YETİŞTİRİYORUZ”
Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi olarak Türkiye’nin sağlıkçılarını yetiştirdiklerini belirten Kazancıoğlu, “En iyi bildiğimiz işi en iyi şekilde yaparak Türkiye’nin sağlıkçılarını yetiştiriyoruz. Şimdiye kadar 2000’nin üzerinde öğrenciye ulaştık. Gelecek öğrencileri, alanlarında tecrübeli akademisyenler ve iyi bir çalışma ortamı bekliyor. Teknik altyapısı gelişmiş uygulama laboratuarlarımızda en iyi mesleki donanımı edinecekler. Burayı kendi yuvaları gibi benimseyen öğrencilerimiz, kapıdan girdikleri andan itibaren akademisyenlerimizden de destek alarak akıllarından geçen ve araştırmak istedikleri konulara yöneliyor” ifadelerini kullandı.

Üniversite tercihlerinde sağlık alanları dikkat çekiyor

Bu sene açılan yeni programlarla 20 bölüme ulaştıklarını belirten Rümeyza Kazancıoğlu, ÖSYM kılavuzundaki bursların yanı sıra ilk 2000’e giren öğrencilere değişik oranlarda burslar verildiğini söyledi. Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi’ne ilk tercihinde yer veren adaylara yönelik de bursları olduğunu belirten Kazancıoğlu, başlangıçta burs alamayan öğrencilere ise ilerleyen yıllarda performanslarına bağlı olarak başarı bursu verdiklerini ifade etti.

40 ÜNİVERSİTE İLE İŞBİRLİĞİ
Şimdiye kadar 40 farklı üniversite ile ikili anlaşma imzaladıklarını belirten Rümeyza Kazancıoğlu, “Şimdiye kadar yaptığımız anlaşmaların içinde en çarpıcısı Johns Hopkins Üniversitesi ile geliştirdiğimiz ortak müfredat çalışması oldu. Bunun dışında Sheffield ve Aachen üniversiteleri başta olmak üzere Almanya ve İngiltere’deki önde gelen üniversitelerle ortak çalışmalara imza attık. Ayrıca öğrencilerimiz Erasmus, Mevlana ve Farabi programların yanı sıra uluslararası tıp programımızdan da yararlanarak dünyanın değişik ülkelerine gidebiliyorlar” dedi.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilmeye, geliştirilmeye her zaman açık bir sistem olduğunu söyleyerek, "İhtiyaçtan yeni ihtiyaçlar ortaya çıktıkça yeni değerlendirmeler yapıldıkça, dinamik bir şekilde kendini geliştiren bir yapı olduğunu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı. Demokratik sistemlerde farklı yönetim biçimlerinin olduğunu belirten Yılmaz, "Bunların hepsi demokratiktir ama yönetim sistemi olarak farklılık arz ederler. Başkanlık sistemi de vardır, parlamenter sistem de vardır, yarı başkanlık sistemi de vardır. Üçü de demokratik dünyada görülen sistemlerdir. Her birinin de farklı alt versiyonları olduğunu biliyoruz. Örneğin İngiltere’deki parlamenter sistemle kıta Avrupa’sındaki parlamenter sistem arasında da belli farklılıklar olduğunu biliyoruz. Nitekim bizim de önceki sistemimizin farklı bir parlamenter sistem olduğunu hep birlikte biliyoruz. Çok çeşitli zaafiyetler içeren bir sistem olduğunu biliyoruz. Halkımızın referandumda onayıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz Türkiye’nin özel koşullarına uygun, kültürüne uygun bir yapılanmayı gerçekleştirmiş durumdayız. Bu sistem yeni sistem birçok testten başarıyla geçti. Kim ne derse desin. Son beş altı yıl özellikle bir taraftan dünyada belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Risklerin belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Bölgemizde jeopolitik gelişmelerin, savaşların, çatışmaların yoğunlaştığı bir dönem oldu. Pandemi gibi tüm dünyayı sarsan bir hadisenin yaşandığı bir dönem oldu. İçeride yine asıl afeti dediğimiz tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Ekonomik şartlarla ilgili yine çeşitli süreçler yaşandı. Bütün bu süreçlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantajını gördüğümüzü, yaşadığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Hızlı karar alan, uygulayan, etkin bir sistem olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kendisini ispat etmiştir. Ama hep altını çiziyorum. Bugün de ifade edeceğim. Bu daha iyileştirilemeyeceği anlamına da gelmiyor. Daha da iyiye, daha gelişmiş bir yapıya doğru dönüşmeyeceği anlamına da gelmiyor. Tam aksine tecrübelerle yaşadığımız süreçlerle birlikte sistem iyileştirilmeye de her zaman açık bir sistem" şeklinde konuştu. Yılmaz, şöyle konuştu: "İyi ki bu küresel ve bölgesel fırtınalı dönemde Cumhur İttifakı gibi güçlü bir ittifakımız var. İyi ki Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü, dirayetli, tecrübeli bir liderimiz var. Liderlik her zaman önemlidir. Ama fırtınalı zamanlarda zor zamanlarda bir kat daha önemlidir. Bugün Türkiye siyasi istikrarıyla dünyadan birçok alanda pozitif ayrışan bir ülkedir. Sorunlarımız da elbette var ama bu sorunları aşma kapasitemiz de var. Bunu da birçok vesileyle ortaya koymuş durumdayız. Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili saray ifadesini kullanıyor değerli arkadaşlarımız muhalefetten. Tabii ki saray değil orası. Milletin evi. Biz milletin evi olarak görüyoruz ve orası bir gelip bir gün görürsünüz belki. Ziyaret ederseniz nasıl bir, kurgu var zihninizde bilmiyorum ben, ama orası bir çalışma mekanı. Orada bürokratlarımız var. Çalışanlarımız var. Kamu görevlileri var. Gece gündüz bir mesai harcanıyor. Birçok durumda mesai kavramına bakılmadan bu ülkenin ihtiyaç duyduğu çalışmalar, faaliyetler yürütülüyor. Orası hiçbir partiye ait değil. Hiçbir kişiye de ait değil. Milletin evidir. Milletin gönlüne giren külliyenin kapısından da girer. Milletin gönlüne giremeyen oranın bir saray olarak hayalini kurar." Yılmaz, "Bugünkü Cumhurbaşkanlığımız geçmişteki Cumhurbaşkanlığı değil, bazen karıştırılıyor. Sanki o eski sistemimizdeki Cumhurbaşkanlığı makamıymış gibi değerlendiriliyor. Öyle değil. Bugün yönetimimizin merkezi Cumhurbaşkanlığı. Yasamada milli iradenin tecelli Türkiye Büyük Millet Meclisi’miz, gazi Meclisimiz. Yürütmede de milli iradenin tecelli ettiği makam Cumhurbaşkanlığı makamı. Eskiden doğrudan seçilmiyordu biliyorsunuz. Artık doğrudan halkımızın sandığa gidip seçtiği bir Cumhurbaşkanımız var. Milli iradenin doğrudan yansıdığı bir makam var. Ve burada yürütme makamı olarak Cumhurbaşkanlığı eski sistemdeki Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığının birleşmiş hali. Eskiden iki tane ayrı makam vardı biliyorsunuz. Dolayısıyla ayrı maliyetler, masraflar vardı. Aslında yeni sistem bunları sadeleştirmiş durumda. Yıllar itibariyle fark etmekle birlikte geçmişte Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığı bütçelerini birleştirirseniz toplam bütçenin binde üçüne dördüne denk gelirdi geçmişteki masrafla. Bugün binde biri seviyesinde. Binde bir, binde bir nokta bir, binde bin nokta iki seviyesinde. Geçmişe göre çok daha düşük maliyetle çalışan bir merkezden bir karargahtan bahsediyoruz. Yönetim sistemimizin kalbinden bahsediyoruz. Son derece makul düzeylerde bir maliyetle bu stratejik görevin yerine getirdiğini ifade etmek isterim" diye konuştu. Anayasa konusunda Yılmaz, "Burada bizim yaklaşımımız açıktır. Yeni sivil bir anayasayı savunuyoruz. Seçim beyannamemizde de var. Parti programımızda da var. Aslında bütün partilerin seçim beyannamelerinde bu var. Yani millete böyle daha iyi bir anayasa vaadi hemen hemen tüm partilerin seçim beyan namelerinde, politika belgelerinde var. Biz de bu yönde bir çalışmayı, mutfak çalışmasını sürdürüyoruz. Bütün partilere de çağrı yapıyoruz" dedi. Anayasada vesayetçi zihniyetin etkileri büyük oranda giderildiğini söyleyen Yılmaz, "Hala bazı kalıntıları olduğunu görüyoruz. Ancak çok sayıda değişiklikle iç tutarlılığı bir ölçüde zayıfladığını iç yapısında yeni daha tutarlı bir yaklaşımın faydalı olacağını düşünüyoruz. Bunlardan da belki daha önemlisi gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz. Bu anayasa hem devletin kurumlarını daha etkin çalıştıran daha uyumlu çalıştıran bir anayasa olmalı, hem de birey devlet ilişkilerini daha özgürlükçü, daha hak, hukuk temelli tanımlayan bir anayasa olmalı diye inanıyoruz. Ama bu bizim tek başına yapabileceğimiz veya Cumhur İttifakı olarak yapabileceğimiz bir konu değil. Diğer partilerle birlikte en geniş mutabakatı sağlayarak yapmamız gereken bir alan hem sistem eleştirileri yapıp hem de anayasa çalışmalarına girmeyiz diyenlerin çok tutarlı olduğunu ifade edemem doğrusu. Yani eğer gerçekten burada daha iyi bir anayasa, daha iyi bir sistem istiyorsanız buyurun çağrı yapıyoruz; gelin birlikte çalışalım, ortak akılla çalışalım" ifadelerini kullandı.