KÜLTÜR SANAT - 24 Aralık 2014 Çarşamba 13:57

Usta tiyatrocu Erhan Yazıcıoğlu meslektaşı Nedim Saban'a dava açıyor

A
A
A
Usta tiyatrocu Erhan Yazıcıoğlu meslektaşı Nedim Saban'a dava açıyor

Tiyatrokare’nin kurucusu Nedim Saban ve Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu arasındaki sansür iddiaları durulmuyor.

Saban’ın, Cibali Karakolu ve Fareli Köyün Kavalcısı isimli oyunlarda, Yazıcıoğlu tarafından hem oyuna hem de oyunculara sansür uyguladığı iddiaları tiyatro sahnelerinden yargıya sıçradı. Saban'a dava açmaya hazırlanan Yazıcıoğlu söz konusu iddiaların asılsız olduğunu belirterek, "Nedim Saban gitsin muhallebicilik yapsın,bence daha çok tatmin olur" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Kağıthane Sadabat Sahnesi’nde sahnelenen “Fareli Köyün Kavalcısı’ adlı tiyatro oyununda belediye başkanını canlandıran oyuncunun ‘ayakkabı kutusundaki paralar’ benzerinde bir ifade kullandığı ve oyuncunun işinden edildiği iddialarına yanıt veren Yazıcıoğlu yaşanan durumu 'iftira' olarak tanımladı. Söz konusu durumun iki yıl öce oynanan oyunda yaşandığını açıklayan Yazıcıoğlu;

"İki yıl önce bir çocuk oyununda yapılan durumla ilgili benim uzaktan yakından ilgim alakam yok. O Benim elim güçlendikçe o tiyatrocunun affedilmesi için elimden gelen her şeyi yaparım. Siyasetle siyasetçilerle hiçbir ilgim yok. Bakın tarihsel yanlışlıklar yapıyor. İftiralar atıyor. Ayrıca ben ona yalvarmışım yönünde açıklamaları var. Ben onu aradım ama dönmedi. Aramışım bana dönmemiş Elimde kopyası da var. ‘Ben ona yalvarıp bu sansürü ortaya çıkarma’ demişim.Beni bir gün önce kendi galasına davet etmiş. Ne oldu da aynı gün buraya bulaştı? Bilemiyorum. Ayrıca oyunun bazı bölümlerini kesme yetkisine sahibim. Yönetmenini çağırdım şuraları atalım hocam dedim.

Çok doğru düşünmüşsün hocam dedi. Ve böylece oyun kısaldı. Erken saatte herkes evine gidebiliyor. Tiyatro bir mabettir bu mabedin içinde bir tiyatrocu arkadaşımı kötülemek istemiyorum ama biraz haddini aştı ve saygı sınırlarını aştı. Neden bulaştı böyle bir şeye kimler onu tahrik etti bence bunun hesabını kendi yapması lazım. Şöyle bir külahını önüne koyup, ‘Ben ne yaptım bir kayaya çarptım. Yanlış bir yere geldim. 'Erhan benim dostumdu. Ondan ve tiyatro içerisinden de destek alıyordum' desin ve kendi ile hesaplaşsın bir aynaya baksın.

Sonra benim burada hayatımı ortaya koyduğumu ve son iki yılımı figüran olarak girdiğim bu tiyatroda gerçekten her şeyi tüm boş vaktimi buralara verip kaybolmakta olup tehlikede olan tiyatromu bir nebzede olsun kurtarmak için çalışırken onun başka bir yerden gerçekten yalanlarla başka bir yerden vurması kendisine bu tür sansasyonlar yarar sağlayabilir. İşin özüne bakınca zamanı gelince çok rahatsız olacak diye düşünüyorum çünkü yapısı itibari ile naif ve duygusal olduğunu düşünüyorum" dedi.

"ÇOK YANLIŞ YAPTIN"
Yazıcıoğlu Saban’nın bu girişimlerini, ‘Meyve veren ağaç taşlar’ ya da ‘öküz altında buzağı arıyor’ atasözleri ile özetleyen Yazıcıoğlu, kendisinin herkese karşı eşit mesafede bir isim olduğunu hatırlattı. Her türlü eleştiriye açık bir isim olduğunu da belirten Yazıcıoğlu Nedim Saban'a ithafen şunları söyledi: 'Sen beni eleştir ya da repertuarını değiştir gel bana akıl ver.

Beni tiyatroda ziyaret et, bazı şeyler hoşuma gitmiyor' diyebilirsin. Ben herkese eşit mesafedeyim. Bana kimse 'Erhan Bey' demez. Benim böyle bir sıcaklığım varken aradaki bütün köprüleri yıkması bir merhabamız bir fikir alışverişimiz varken ne yazık ki işi bu hale o getirdi. Çünkü ben hiçbir şeye sebep olmadım. Herkes soruyor, “Ne var aranızda?” hiçbir şey yok. Sadece yanlış insanların tahrikine kapıldı ve kendi oyunun çıkışına da denk geldi. Yapısı itibari ile taşıdığı misyona göre akıllıca davrandı ama yanlış yaptın Nedim. Çok yanlış yaptın."

KARADAYI'DAKİ BAKAN ROLÜNE DE AÇIKLIK GETİRDİ
Usta oyuncu, Nedim Saban'nın kamuoyunda, 'Karadayı'ndaki bakan rolünü neden iyi yaptığı anlaşıldı' yönündeki açıklamalarını da hadsizlik olarak değerlendirdi. Yazıcıoğlu şunları söyledi: " Öyle bir hadsizlik yapmış. “Neden çok iyi oynadığın belli oluyor çünkü içindeki kötülük o rolde ortayla çıkıyor. Bir oyuncu, bir aktör, bir yönetmen, bir tiyatro adamı nasıl böyle bir şey söyler? Yani her oynadığımız tipte bizim içimizde o tipten bir şeyler mi var?Bun ansıl gülünç bir iddiadır. Bence gerçekten bu işi bıraksın artık. Eğer böyle bir iddiayı ortaya atıp hala daha sahip çıkıyorsa gitsin muhallebicilik yapsın. Bence daha tatmin olur daha mutlu olur ve iyi olur."

"İLK KEZ BİR DAVA AÇACAĞIM"
Yaşanan tablodan dolayı hayatında ilk kez mahkemenin yolunu tutacağını sözlerine ekleyen Yazıcıoğlu; " Yasal olarak hayatımda ilk kez bir dava açacağım ve ilk kez bir mahkemeye gideceğim. Meslektayıma karşı böyle bir durumun olması beni çok üzdü. Ben hem cürretkarım hem de dayanıklı bir adamım. Beni hiç tanımamış. Bunlarla yıkılmam. Ben buraya Kadir Başkanını ricasıyla geldim. Benim çocuğuma laf atıyor ama benim çocuğum 6 yıl oldu kadroya alındı" diye konuştu.

ALEV HAMİTOĞULLARI - HÜSEYİN ÇAKMAK
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul AK Parti’den İBB’ye zam tepkisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) AK Parti Grubu Tarife Komisyonu üyeleri, İBB yönetiminin 7 yıllık görev süresini değerlendirdiği toplantıda zam tepkisinde bulundu. İBB Meclisi AK Parti Grup Sözcüsü Murat Türkyılmaz, "’Yeni finansal modeller bulacağız’ diyen CHP’li İBB yönetiminin 7 yıl sonra gelmiş olduğu nokta İstanbulların en zaruri ihtiyaçları olan su, ulaşım gibi başlıklarda bile yüzde binleri aşan zamlarla; hiçbir enflasyon oranıyla izah edilemeyecek noktada zamlar yaparak bir zam ekonomisi üzerinden kaynaklarını yönettiğini görüyoruz" dedi. İBB AK Parti Meclisi Grubu Tarife Komisyonu, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde CHP’li meclis üyelerinin oylarıyla kabul edilen yeni tarifeler sonrasında ücret artışlarına ilişkin bir basın açıklaması yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediye Binası AK Parti Grup Odasında gerçekleşen basın açıklamasında İBB Meclisi AK Parti Grup Sözcüsü Murat Türkyılmaz, AK Parti Meclis Üyeleri ve Tarife Komisyonu Üyeleri Meryem Karaköse ve Süheyla Topçu katıldı. Basın açıklamasında konuşan İBB Meclisi AK Parti Grup Sözcüsü Murat Türkyılmaz, "’Finansal kaynaklar anlamında 2019 yılında kendi öz kaynaklarımızı temin edeceğiz. Yeni finansal modeller bulacağız’ diyen CHP’li İBB yönetiminin bugün 7 yıl sonra gelmiş olduğu nokta İstanbulların en zaruri ihtiyaçları olan su, ulaşım gibi başlıklarda bile yüzde binleri aşan zamlarda hiçbir enflasyon oranıyla rakamıyla izah edilemeyecek yakıt, elektrik giderlerinden gelen zamlarla izah edilemeyecek bir noktada zamlar yaparak bir zam ekonomisi üzerinden kaynaklarını yönettiğini maalesef görüyoruz" dedi. "Ne enflasyon söylemi ne de genel gider argümanı bunu açıklamaya yetmeyecektir" AK Parti Meclis Üyesi ve Tarife Komisyonu Üyesi Meryem Karaköse mezar fiyatı artışlarıyla ilgili, "272 TL’den 408 TL’ye çıkarıldı dese de aslında fiyat 272 TL’den 544 TL’ye çıkarılması meselesidir. Burada da bu artışla 2019 yılında 80 TL olduğu göz önünde bulundurulduğunda aslında küçümseyerek bir cümleyle geçiştirdikleri rakamdaki artış bile yüzde 580’dir. Kıymetli basın mensupları, sorumuz da çok basittir bu konuda ruhsat vermenin hangi maliyet unsuru bu artışı izah edebilir? Ne enflasyon söylemi ne de genel gider argüman bunu açıklamaya yetmeyecektir. Yine kendilerinin bizzat değindiği konularla devam etmek istiyorum. Birinci grup mezar yeri konusudur. Bu basında çok fazla yer aldı biliyorsunuz. Burada mezar yerinde 334 bin 896 TL’ye yükseldiği çok fazla basınında yer aldı. Bu artış bir yıl öncesine göre bile 2025’te yapmış olduklarından da 111 bin 632 TL idi. O zaman bile büyük bir artışla bunu gerçekleşti. Son yapılan zamla beraber de bu artış maalesef bugün 334 bin 896’ya yükseldi" dedi. "Burada da yine yani 2019’da 2000 TL olan en düşük dördüncü grup mezar yerimiz 10 bin 728 TL’ye yükseltildi" Mezarlık ücretlerinin fahiş oranda yükseltildiğini söyleyen Karaköse, "Peki, 2019’da bu rakam neydi? 2019’da sadece 30 bin TL olan bu ücret bugün 334 bin 896’ya çıkarılarak yüzde bin 16 artış yapılmıştır. Bunu söylerken de artışın oranına tabii ki söylemediler. Bunu da ’bazı kesimler kullanıyor zaten diyerek’ geçiştirmemeye çalıştılar. Gelelim peki burayı bazı kesimler kullanıyor diyelim, yer az diyelim. Dördüncü grup dediğimiz ve fiyatın en düşük olduğu mezar yerinde durum ne aslında burada da durum çok iç açıcı değil. Burada da yine 2019’da 2 bin TL olan en düşük dördüncü grup mezar yerimiz 10 bin 728 TL’ye yükseltildi. Kendilerinin küçük gördüğü ’çok fazla artış demedikleri’ bu yerde bile yüzde 436’lık bir artış söz konusudur. Yine lahit mezarlara kendileri değinler. Lahit mezarlarda da bunu da yine bir cümleyle ’ya zaten bu iki katlı ikinci katı da isteyen yaptırıyor isteğe bağlı bir şey’ diyerek geçiştirdikleri lahit mezarda da artış var arkadaşlar. Yüzde bin 271’dir" şeklinde konuştu. "Çeşme yaptırma meselesi son geçen tarife ile beraber 500 bin TL’ye yükseltilmiştir" Konuşmasına devam eden Karaköse, "Bir cümleyle geçiştirdikleri isteğe bağlı zaten spesifik bir şey dedikleri yani CHP yönetiminin spesifik anlayışı artışı yüzde bin 271’lerin altına düşmüyor gibi görünüyor. Bu durum bu tarifeleri kim alıyor tartışmasıyla da örtülenemeyecek kadar önemlidir. Mezar yerlerini konuşmuşken kendilerinin değinmediği ama bizim en çok dikkatimizi çeken konulardan bir tanesi de çeşme suyu yaptırma. Yani çeşme yaptırma hayır işi. İstanbul’un kadim geleneği olan çeşme yaptırma ve hayır işlemi iradesi maalesef adeta bir tarife bariyerine çarpmış durumdadır. Kendileri bu konuyu hiç gündeme almadılar ama burada da size çarpışık bir rakam olduğu için paylaşmak istiyorum. Bir önceki yıla göre bile yüzde 731 artış yaparak 61 bin 660 TL’ye çıkarttıkları bu çeşme yaptırma meselesi son geçen tarife ile beraber 500 bin TL’ye yükseltilmiştir. Yani bir önceki yıl daha 61 bin 666 TL’ye yaptırılan çeşme aradan bir yıl geçtikten sonra nasıl bir artışla bağdaştırıldı ki 500 bin TL’ye çıkarıldı. Yani 2019’da bu çeşme yapım ücretinin de 10 bin TL olduğunu düşünürsek, buradaki artışın 2019’dan bugüne kadar yüzde 4 bin 900 olduğunu görüyoruz" ifadelerini kullandı. "Otopark ihtiyacının büyüdüğü bir ortamda çözüm üretmek yerine de yaptıkları tek şey, maalesef tarifeleri büyütmek oldu" CHP’li İBB Yönetiminin üzerine düşen görevi yeterli şekilde yerine getirmediğini söyleyen Karaköse, "Seçim vaatlerinde hatırlarsanız ilk seçimlerde 100 bin otopark yaptıracağız vaadiyle gelen bir anlayış söz konusuydu. Tabii burada otopark yapmak yerine otopark ihtiyacının büyüdüğü bir ortamda çözüm üretmek yerine de yaptıkları tek şey maalesef tarifeleri büyütmek oldu. Üstelik bunu yapan zihniyet aynı zamanda 2019 yılında otopark ücretlerini mecliste vermiş oldukları bir önerge ile otopark ücretlerinin günlük 1 TL olmasını öneren zihniyet bugün maalesef otopark ücretlerinde de fahiş rakamlarla karşımıza gelmektedir. Günlüğü 1 TL olsun diyen anlayış bugün geldiğimizde 1 - 2 saatlik otopark ücretlerindeki artışlar sadece sizlere kısaca paylaşmak istiyorum" ifadelerini kullandı. "1 TL olsun diye önerdikleri otopark ücretine 2019’dan bugüne kadar yüzde 3 bin 567’lik bir artış yaptılar" İBB’nin verdiği vaatleri yerine getirmediğini söyleyen Karaköse, "2019 yılında 6 TL olan onların 1 TL’ye indirmek istediğin dönemde 6 TL olan otopark ücreti 2024 yılında 70 TL’ye çıkardılar. O zaman bile arada yüzde bin 67’lik bir artışla hemen bu işi gerçekleştirdiler. 2025 yılına geldiğimizde de 1- 2 saatlik otopark ücreti 220 TL olmuştur. Burada da yaklaşık 2019’dan bugüne kadar toplam artış kıymetli İstanbullular ’1 TL olsun’ diye önerdikleri otopark ücretine 2019’dan bugüne kadar yüzde 3 bin 567’lik bir artış yaptılar. Şimdi bu artış 6 TL’den 220 TL’ye çıktı. Artık İstanbul’un otopark bir ihtiyaç değil karşılanamaz lüks haline getirmiş durumdalar. Bunu söylerken de özellikle bir tarafa da sizlerin dikkatini çekmek istiyoruz. Avrasya Tünel geçişi bunların en çok eleştirdiği geçişlerden biri olan Avrasya Tüneli‘nin geçişi bugün 225 TL. İstanbul’da geldiğimiz noktada 1- 2 saatlik otopark ücretleri 220 TL’dir. Bu karşılaştırma da İstanbulluların burada yalnızca bir fiyat karşılaştırması değil İstanbul’da yaşamın nasıl bir pahalılaşma noktasına geldiğini sizlere ifade etmek istiyoruz" şeklinde konuştu. "2019’dan bugüne kadar suya yapılan zam yüzde bin 40’tır" Son 6 yılda suya yüzde 1040 oranında zam yapıldığını söyleyen Karaköse, " Bir yandan kent lokantası üzerinden sosyal yardım vitrini yapılırken diğer yandan da yol kenarlarında park, parklanma tarifeleri ile vatandaşın cebine yüklenen ağır bir bedelle karşı karşıya olduğumuz da tekrar ifade etmek istiyorum. Bu da ’sosyal belediyecilik’ değil ’sosyal fatura’ denilir söylemiyle bizlere maalesef karşı karşıya getirmiştir. 2019’dan bugüne kadar suya yapılan zam yüzde bin 40’tır. Bedava vermeyi söyledikleri, bedava vermemizi teklif ettikleri ve kendilerinin geldiğinde de ucuzlatacaklarını söyleyerek seçim kazandıkları bir anlayış bugün suyun metre küpünü maalesef 52,45 TL’ye yükseltmiştir" dedi. "2019 yılında bir bilet ücreti 0,41 litre benzin alırken bugün yapılan zamla 35 TL olan bilet ücretiyle de 0,66 litre benzin alınmaktadır" İETT’de yapılan zam oranın fazla olduğunu söyleyen Karaköse, "Ulaşımda peki durum farklı mı? Elbette değil. 2019 yılında 2,6 TL olan bilet ücreti bugün biliyorsunuz 35 TL’ye yükseltirmiştir. Bu artış 2019’dan bugüne kadar yüzde bin 246 olmuştur. Benzinle kıyasladık Benzinle yaptığımız mukayese de AK Parti döneminde yani 2019 yılında bir bilet ücreti 0,41 litre benzin alırken bugün yapılan zamla 35 TL olan bilet ücretiyle de 0,66 litre benzin alınmaktadır. Daha fazla benzin alabiliyorlar. Buna rağmen daha fazla zam yapıyorlar. Şunu görüyoruz, bugüne kadar kendilerinin vaat ettiği, ‘Hayatı ucuzlatacağız, İstanbullulara daha rahat bir hayat sağlayacağız, hayatlarını kolaylaştıracağız’ dedikleri noktada fahiş zamlarla maalesef karşı karşıyayız" şeklinde konuştu.
Bursa Bursa’da öğrencisini herkesin içinde darp eden okul müdürü görevden uzaklaştırıldı Bursa’nın İnegöl ilçesinde okul müdürü sinirlendiği öğrenciyi herkesin önünde itekleyerek darp etti. O anlar kameraya yansırken, öğrencinin ailesi şikayetçi oldu. Harekete geçen İl Milli Eğitim Müdürlüğünce, okul müdürü görevinden uzaklaştırdı. Olay, cuma günü İnegöl’ün kırsal Yeniceköy Mahallesi’nde eğitim öğretime devam eden Ömer Osman Çağlayan Ortaokulu’nda meydana geldi. Okul Müdürü Mustafa Ç., sırada bekleyen Muhammed K. (11)’yı saldırarak darp etti. O anlar amatör kameraya yansıdı. Olayın ardından öğrenci, durumu ailesine bildirdi. Aile müdürden şikayetçi oldu. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Olayı anlatan 11 yaşındaki öğrenci Muhammed Emin K., "O beni durduk yere dövdü. Kafa attı, fırlattı ‘Seni buraya gömerim, herkes burada ahlakını bilecek’ dedi. Çocuğa el hareketi yaptım zannetti. Okula gitmeyeceğim. O beni dövecek ben kendimi savunamayacağım, sonra disiplin verecek tutanak tutacak ben gitmem okula" dedi. Baba Nihat Koca (49), "Cuma günü işten eve geldim. Hanım bana ‘Muhammed’i dövmüşler’ dedi. Ben çocuklar arasında olmuş sandım. Sonra bana okul müdürü ‘Muhammed’i dövmüş’ dediler. Öğretmendir kızmıştır dedim. Daha sonra bana video geldi. Videoya bakınca zaten aklım başımdan gitti. 11 yaşındaki çocuğumu kaldırmış vurmuş. Kafası taşa gelse ne olacak? Ben çocuğumu öğretmenlere emanet ediyorum. Öğretmen bunu yapsa sokaktaki vatandaş kim bilir neler yapar" dedi. Şikayetler ve görüntüler üzerine okul harekete geçen İl Milli Eğitim Müdürlüğü okul müdürü Mustafa Ç.’yi görevden uzaklaştırdı.