SAĞLIK - 14 Mart 2018 Çarşamba 11:02

Uyku apnesi ölümlere sebep oluyor

A
A
A
Uyku apnesi ölümlere sebep oluyor

Prof.Dr. Can Alper Çağıcı, uyku apnesinin ölüme sebep olduğunu belirterek uyarılarda bulundu.

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof.Dr. Can Alper Çağıcı, “Uyku apnesi uyku sırasında nefes alıp vermenin belirli bir süre kesilmesidir. Yüksek sesli horlamayı takiben bir süreliğine hastanın nefesi durur, hasta hiç nefes alıp vermez. Apne devam ederken kan oksijen seviyesi düşer, oksijen seviyesinin düşmesi hastayı nefes alma çabasına sürükler. Hasta genelde tam ayılmadan uyanır, nefes alma tekrar başlar ve uykusuna kaldığı yerden devam eder. Takiben hasta tekrar horlamaya başlar. Uyku boyunca bu nefes kesilmesiuyanma-horlama atakları tekrar ederek devam eder. Bu uyku bölünmeleri hastanın derin uykuya yeterince geçmesine izin vermez. Dolayısı ile uykudan iyi dinlenmemiş olarak kalkar ve gündüz aşırı uykulu olurlar” dedi.
Uyku apnesi hastalığının belirtilerinin ilk horlama ile başladığını ifade eden Dr. Çağıcı, “Uykuda nefes kesilmeleri, Sabah uykudan dinlenmemiş, yorgun kalkma-Sabah baş ağrıları-Gün boyu uykululuk-Unutkanlık-Dikkat ve konsantrasyon eksikliği-Seks hayatında azalma. Her horlama hastası uyku apnesi açısından da değerlendirilmelidir. Uyku apnesine değişik şiddette horlama eşlik eder. Horlama hastanın doktora esas başvuru şikayeti olacak kadar şiddetli de olabilir, sadece uyku testi sırasında tespit edilebilecek kadar hafif de olabilir. Hastanın asıl şikayeti horlama olsa da horlamaya uyku apnesinin eşlik edeceği unutulmamalı, hastalar uyku apnesi açısından sorgulanmalıdır. Hastanın uyurken aile bireyleri tarafından gözlenen nefes kesilmeleri uyku apnesi hastalığını işaret eden güçlü bir belirtidir. Bazen bu nefes almama süresi o kadar uzundur ki hasta yakınları hastanın öldüğünden şüphelenir. Gündüz aşırı uykululuk, sabah baş ağrıları, sabahları uykudan yorgun, hiç dinlenmemiş vaziyette kalkma uyku apnesini işaret eden diğer önemli belirtilerdir. Bu belirtilerin olduğu hastalara uyku testi (Polisomnografi) yapılması önerilir. Tablodaki Epworth uykululuk skalasını kendinize uygulayarak gündüz uykululuğunuzun olup olmadığını ölçebilirsiniz. Uyku apnesi ciddi bir rahatsızlıktır” diye konuştu. 

Uyku apnesi hastalığının yüksek tansiyon, kalp ritm bozuklukları, kalp yetmezliği, kalp krizi ve inme gibi önemli sağlık problemlerine neden olduğunu kaydeden Dr. Çağıcı, “Gündüz aşırı uykululuk, araba kullanırken veya iş esnasında uyuklamaya dolayısı ile ciddi kazalara neden olabilir. Bu nedenle uyku apnesinin teşhis edilip, tedavi edilmesi gereklidir. Uyku apnesinin tespit edilmesi için kullanılan bir testtir. Uyku testinde hastanın 1 gecelik uykusu kaydedilir. Test sırasında vücudunun değişik yerlerine yerleştirilen elektrotlar yardımı ile hastanın uyku derinliği, horlama şiddeti, nefes alış-verişi, kan oksijen seviyesi, kalp ritmi gibi bilgileri toplanır. Elde edilen veriler bu test için özel olarak geliştirilmiş bir yazılım yardımı ile birleştirilir. Eğer uykuda nefes kesilmesi veya azalmasının saatteki ortalaması (AHI - Apne hipoapne endeksi) 5’in üzerinde ise hasta uyku apnesi hastasıdır. Endeks değeri 5-14 arasında ise hastada hafif, 15-29 arasında ise orta, 30’un üzerinde ise ağır uyku apnesi hastalığı vardır demektir” ifadelerini kullandı.

“Fazla kilolar, kalın boyun uyku apnesi sebebi” 

Uyku apnesinin kilo fazlalığı ile yakın birliktelik gösterdiğini belirten Dr. Çağıcı, “Kilo verme uyku apnesinde bir miktar rahatlama sağlayabilir. Kilo verme uyku apnesi tedavisinde tek başına yeterli değildir. Kilo fazlalığı için kilo-boy oranı gösteren vücut kitle endeksi hesaplanır. Vücut kitle endeksi (kg/m2 ) kilogram cinsinde vücut ağırlığının metre cinsinden boy uzunluğunun karesine bölünmesi ile elde edilir. Eğer bulunan değer 25 kg/m2’den büyük ise kilo fazlalığı var demektir. Uyku apneli hastalarının vücut kitle endeksleri genelde 30 kg/m2 ’nin üzerindedir. Kilo fazlalığı olanların boyunları da kalın olur, gömlek yaka ölçüleri genelde erkeklerde 42, kadınlarda 38 cm’den büyüktür. Uyku apneleri ağırlıklı olarak sırtüstü yattığında olanlar, yatış pozisyonu ayarlamasından oldukça fayda sağlayabilirler. En basit olarak pijamanın sırt bölgesine cep dikilip içerisine tenis topu konulmasıdır. Bu amaç için özel geliştirilmiş donanımlar da mevcut. Apnelerin pozisyonla ilişkisi yok ise yatış pozisyonu ayarlaması önerilmez. Orta-ağır uyku apneli hastalarda ilk tercih edilen tedavi biçimidir. Ancak başlangıçta uyum problemi yaşanabilir. Bu cihaz ile hastaya uyku boyunca ağız ve burundan belirli basınçta hava verilir. Bu sayede üst hava yolları uyku sırasında açık kalır, apneler kaybolur. Dolayısı ile hastanın şikayetleri geçer, artmış kalp damar hastalığı riski ortadan kalkar. Dili veya çeneyi öne çeken ağız içi cihazlar uygun hastalarda etkili bir yöntemdir. Başlangıçta uyum problemlerine neden olabilir. Cerrahi tedavi hafif uyku apneli ve apnesi olmayan, sadece horlayan hastalarda tercih edilir. Kulak burun boğaz muayenesi ile apneye neden olan darlığın seviye belirlenir. Eğer darlık yumuşak damak seviyesi ise yumuşak damağa yönelik cerrahiler, dil kökü seviyesinde ise dil köküne yönelik cerrahiler uygulanır. Eğer darlık her iki seviyede ise her iki seviyeye yönelik cerrahiler yapılmalıdır. Dil köküne radyofrekans uygulanması, dil kökünün değişik yöntemlere öne çekilmesi, alt çenenin öne çekilmesi ve gırtlağın yukarı çekilmesi ameliyatları uygulanabilir. Yumuşak damak veya sert damaktan doku çıkarılması ile (uvulo-palatal flep, transpalatal ilerletme, uvulupalatofaringoplasti, lateral faringoplasti vb. gibi) yumuşak damağın yukarı çekilmesi ve gerginleştirilmesi gerçekleştirilir. Bademciği büyük olan hastalarda bademciğin de alınması boğazda havanın geçtiği alanı genişletir. Bir dönem uyku apnesi tedavisinde yaygın olarak kullanılmış olan lazer ile yumuşak damak mü- dahaleleri (LAUP) günümüzde artık sadece basit horlama tedavisinde kullanılmaktadır. Horlama için faydalı olduğu savunulan, yumuşak damak ve boğazı kayganlaştırarak ya da gerginliğini artırarak etki ettiği iddia edilen yağlar ve bitkisel ilaçların uyku apnesi tedavisinde yeri yoktur” açıklamalarında bulundu.
Uyku apnesi hastalarında burunda da problem olabildiğini vurgulayan Dr. Çağıcı, “Burun tıkanıklığının giderilmesi apneyi tedavi etmez ancak CPAP cihazını daha düşük basınçta kullanımına imkan tanır. Bu da hastanın CPAP cihazını tolere etmesini kolaylaştırır. Ayrıca burun tıkanıklığının giderilmesi burundan daha rahat nefes almayı sağlar. Burun açıcı veya genişletici cihazlar burundan nefes almayı kolaylaştırıp horlamayı rahatlatabilir ancak uyku apnesi tedavisinde yerleri yoktur. Çocuklarda da uyku apnesi görülebilir. Çocukta uyku apnesi tanısı için apnenin saatte 1’den fazla olması yeterlidir. Bu çocukların geniz eti ve bademcikleri genellikle büyüktür. Tedavi erişkinlere göre daha basittir. Geniz eti ve bademciğin alınması yüz güldürücü sonuçlar verir. Erişkin bir hastada ise büyük bir bademciğin alınması tek başına yeterli olmayabilir. Çünkü erişkinde problem genellikle çok seviyelidir. Özellikle orta-ağır derece uyku apneli erişkinlerde hem yumuşak damak-bademcik hem de dil kökü seviyesinde problem vardır. Tatmin edici bir sonuç için her iki seviyeye de cerrahi müdahale yapılmalıdır. Uyku apnesi ciddi tıbbi rahatsızlıklara neden olduğundan dolayı mutlaka tedavi edilmesi gereklidir” şeklinde konuştu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman İsias Otel Davası’nda yeni bilirkişi raporu istenmesine karar verildi İsias Otel davasının 2. duruşmasın yeni bilirkişi raporu istenmesine karar verildi. Duruşma sırasında KKTC Başbakanı Ünal Üstel ile sanık avukatı arasında tartışma yaşanırken Üstel, bazı iddialarda bulunan sanık avukatına ‘yalan söylüyorsun’ diyerek tepki gösterdi. Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, saat 10.00’da başlayan ve saat 18.15’de sona eren duruşmada mahkeme heyetinin ara kararıyla, tutuklu sanıklar Ahmet Bozkurt, Mehmet Fatih Bozkurt ve Erdem Yıldız’ın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Tutuksuz sanıklar Efe B., Halil B., Hasan A., Mehmet G., Şule Ö. ve Ulviye B.’nin adli kontrollerin devam etmesine karar verildi. Mahkeme ayrıca, dosyayı yeniden bilir kişi heyetine tebliği edildi. Davanın bundan sonraki duruşmasının 12 Haziran 2024 tarihinde saat 09.00’da görülmesine karar verildi. KKTC Başbakanı Ünal Üstel, sanık avukatına ‘yalan söylüyorsun’ tepkisi 6 Şubat depreminde yıkılan ve 72 kişiye mezar olan İsias Otel davasıyla ilgili duruşmada, KKTC Başbakanı Ünal Üstel ve Sanık Avukatı Fuat Göktaş arasında gerginlik yaşandı. Sanık avukatları savunmasında, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Gazi Üniversitesi raporlarına itiraz ederek, usule uygun alınmadığı ve laboratuvarlarda testin düzgün yapılmadığını söyledi. Otel sahibi tutuklu sanık Ahmet Bozkurt’un Avukat Fuat Göktaş, Gazi Üniversitesi’ne gönderilen numunelerin gitmesinden iki gün sonra KKTC’de bulunan Doğu Akdeniz Üniversitesi’yle Gazi Üniversitesi’nin ‘kardeş üniversite’ olduğunu yönünde haberler çıktığını belirtti. Göktaş, bunun yanında Gazi Üniversitesi heyetinin Kıbrıs başbakanıyla görüştüğü yönünde haberlerin servis edildiğini ancak bu görüşmelerin rutin olabileceğini düşündüklerini söyledi. Bunun üzerine salonda bulunan KKTC Başbakanı Ünal Üstel, ziyareti yalanlayarak avukata hitaben, ‘Yalan söylüyorsun, sözlerini geri al’ dedi. Başbakanın bu sözleri üzerine, avukat KKTC’de medyaya yansıyan ziyaret haberini gösterdi. Sanık Avukatı Fuat Göktaş son olarak, çıkan bu haberleri kendisine gösteren müvekkil yakınlarına, ‘Bu ziyaretlerle ilgili olumsuzluk düşünmeyin, bu rutin bir ziyaret olabilir. Bu tür haberlere itibar etmeyin’ dediğini söyledi. Mahkeme Başkanı, salonda yaşanan sözlü sataşma nedeniyle tarafları sakin olmaya davet ederek, mahkemenin düzenini bozdurmayacağını vurguladı. Mahkemede tutuklu sanık Ahmet Bozkurt savunmasında, “Otelimin statiği 14 kata göre yapılmıştır. Otelim 9 kat olarak yapılmıştır. Statiğinde, taşıyıcısında herhangi bir eksiklik olduğunu düşünmüyorum. Ben burayı yap-sat için yapmadım, burayı kendime yaptım. Malzemelerin en iyisini kullandım. Benim buraya yaptığım para ile aynı şekilde iki bina yapabilirdim. Ben malzemeden çalmadım. Adıyaman dördüncü derece deprem bölgesindeyken, ikinci derece deprem bölgesinin şartlarını karşılayacak şekilde otel yaptım. Ben suçsuzum. Suçlamaları kabul etmiyorum. Tahliyemi talep ediyorum” dedi. Tutuklu sanık Mehmet Fatih Bozkurt ise savunmasında, “Otelin yapıldığı yıllarda, 1993-1999 yılları arasında Kıbrıs’taydım. Benim mesleğim otomotiv sektörüdür. Ben suçlamaları kabul etmiyorum. Yüce mahkemenizden tahliyemi talep ediyorum” ifadelerini kullandı. Diğer tutuklu sanık Erdem Yıldız ise, “Ben sadece dekorasyon yaptım. Benden öncekini bilmem. Benden sonra yapılan şeylerle hiçbir ilgim yok. Benim yaptığım musluğun, asma tavanın binanın yıkımında etkisi yoktur” şeklinde konuştu.