GÜNDEM - 04 Ağustos 2014 Pazartesi 09:48

Uyuşturucu bataklığından kurtulan gençler anlatıyor

A
A
A
Uyuşturucu bataklığından kurtulan gençler anlatıyor

Son günlerde sıkça gündeme gelen uyuşturucu maddeleri, özellikle de bonzaiyi kullanan ve daha sonra bu bataklıklardan kurtulan biri 21, diğeri 26 yaşındaki gençler bağımlı oldukları o günleri İHA’ya anlattı.

İsimlerinin açıklanmasını istemeyen gençlerden üniversiteden yeni mezun olmuş 21 yaşındaki ve yaklaşık 2 ay önce ölümün eşiğinden dönmesi sonucu bu bataklıktan kurtulduğunu anlatan genç, halen madde bağımlısı olanları “Sahte hayata kapılmasınlar” diyerek uyardı. Uyuşturucu madde kullanmaya bir hevesle başladığını belirten genç, “Heves ettim, farkındalık oluşturmak benim için özel bir şeydi. Adrenalin yükseliyor sürekli, yani heyecanlıydı benim için. Beni mutlu ediyordu. Bu yüzden başladım. Çok hoşuma gidiyordu ilk başlarda, ki öyleydi de. Yani kullandığım sürelerde hep mutlu oldum” dedi.

“SİZİ GEÇİCİ OLARAK MUTLU EDİYOR”
Genç, bağımlı olduğu sürede esrar, extacy, elesti, bonzai ve taş gibi maddeler kullandığını ifade ederek, son günlerde gündemde olan bonzai maddesiyle alakalı şunları söyledi:
“Bonzai, insanın o an ki durumuna göre etki gösteriyor. Yani mutluysan mutlu ediyor, mutsuzsanız mutsuz oluyorsunuz. Sizi cennete götürüyor, mutlu ediyor mutluysanız. Ama 3-4 saatlik bir şey. Bittikten sonra o da yok. Yani o yoksa tekrar cehenneme dönüyormuş gibi hissediyorsunuz. Yani sizi geçici olarak mutlu ediyor. Ayrıca bu tür uyuşturucu maddelere ulaşmak çok kolay, çok basit. Hani bu suyu içmem gibi. Marketten bir şey almam gibi. Çok kolay, şuan bile ulaşılabilir. Sadece 10-15 dakikalık bir şey. Extacy 20 lira, Bonzai’yi içimlik satıyorlar 5 lira-10 lira. Çok ucuz fiyatlar. Yani çok makul fiyatlara satılıyor.”

“ARKADAŞIM BANA KALP MASAJI YAPTI, GİTTİM GELDİM”
21 yaşındaki genç, yüksek dozda uyuşturucu madde kullanımı sonucu yaşanabilecek durumlardan bahsederek, başından geçen ve bağımlılıktan kurtulduğu olayı da şöyle aktardı:
“Kullananlar arasında trip, bad trip diye adlandırdığı şeyler var. İnsanın o an kafasını yaşadığı zaman iç dünyasında düşüncesi olarak bunu yaşatıyor. Bad trip insanların daha çok yaşadığı şeyler, ölüm tribi olarak adlandırılıyor. İşte kalp çarpıntısı, kalbin atışının hızlanması, ağızda kuruluk, el ve vücudun titremesi bu insanları ölüm tribi denilen şeye sokuyor. Mutsuz ediyor, yani öleceğini zannediyor. Ben de onlar gibi ipin ucundan döndüm diyebiliriz, çok aşırı doz kullandım. 6 tane extacy hap, uyuşturucu hap, şeker bu şekilde adlandırıyor. Bunlardan 6 tane kullandım. Gerçekten çok kötüydü bayıldım. Arkadaşım bana kalp masajı yaptı, gittim geldim. Gerçekten çok korkutucuydu. Ondan sonra aldığım kararla bıraktım.”

“UYUŞTURUCU KULLANIMI BELLİ BİR SÜRE İÇİN SAHTE CENNET BAŞKA HİÇBİR ŞEY DEĞİL”
Halen uyuşturucu bağımlısı olanlara da mesaj veren genç, şöyle devam etti:
“Herkesin bunu bilmesi gerekiyor. Sadece belli bir süre için sahte cennet, yapay cennet. Başka hiçbir şey değil. Hani o gerçek hayatı görmelerini istiyorum. Yani sahteye kapılmamaları lazım.”

“BEN 16 YAŞIMDAN BERİ UYUŞTURUCU MADDE KULLANIYORDUM”
26 yaşındaki bir başka genç ise, uyuşturucu madde kullanmaya 16 yaşında başladığını ve aradan geçen 10 yılın sonrasında ailesinin ve 'Hayata Evet De Derneği'nin destekleriyle bağımlılıktan kurtulduğu için mutlu olduğunu söyledi.

Uyuşturucu bağımlığına nasıl başladığını anlatan genç, “Ben 16 yaşımdan beri uyuşturucu madde kullanıyordum. Son 8 aydır temizim, bizim tabirimizle. İlk başta esrarla başladım, nasıl esrarla başladım arkadaş ortamıyla. Esrar her şeyin kapı açılışıdır. Hani şöyle söyleyeyim, onun kafasını sevmeye başlıyor insan. İlgisini çekiyor ve daha sonra diğer maddelere yöneliyor. Mesela 2 yıldan sonra ben, extacy dediğimiz yani hap dediğimiz olaya yönelmiştim. Bundan sonra sürekli yenilenmeye başlıyor. Tabii bu sırada parayı nereden bulduğumuz hepsi değişik yönlerde. Tabi ama uyuşturucu maddeyi belli bir süreden sonra sevmeye başlıyor insan. Nasıl sevmeye başlıyor? O kafaya aşık oluyor. Kokain, taş kullanıyorsun falan sonra da zirveyi vuruyorsun. Mesela taş içtikten sonra illaki eroin içmek zorundasın. Neden diyeceksiniz. Pisliğini atmak zorundasın. Son evreye ulaştıktan sonra 5 yıldır da eroin bağımlısıyım ben” diye konuştu.

“İNSANIN BEYNİ ÖYLE BİR OYUN YAPIYOR Kİ YÜZDE 70 SUÇ ORANINI ARTTIRIYOR”
“İnsanın beyni öyle bir oyun yapıyor ki yüzde 70 suç oranını arttırıyor” diyen genç, “Eroin bağımlılığı çok kolay gelişti. 4 gün içerisinde bağımlı oldum. İlk başlarda ne olduğunu anlamadık, hastayız dedik geçtik. 2-3 gün içmedik, tekrardan bulaşmaya başladık. Tekrardan bulaşmaya başlayınca işin rengi değişmeye başladı tabi. Bu sırada hayatın kötü yönlerini görmeye başlıyorsun. Mesela; insanın beyni öyle bir oyun yapıyor ki yüzde 70 suç oranını arttırıyor.

Nasıl arttırıyor? Örnek vereyim; şuanda kamera var, bunu almayı nasıl hedefleyebilirsin gibi. Paraya çevirecek her şeyi düşünüyorsun sonuçta. Torbacıya gidiyorsun, onların yanında durmaya çalışıyorsun. Niye? 1-2 paket fazla içeyim diye. Çoğu cezaevine giriyor zaten işte hırsızlıktan yakalanıyor, çoğu gaspa yöneliyor. Ailesini bitiriyor zaten çoğu insan” şeklinde konuştu.

“4 ARKADAŞIMLA BONZAİ İÇTİKTEN SONRA “HEPİMİZ ÖLECEĞİZ” DEDİM”
26 yaşındaki genç, bonzaiden bahsederek, çoğu insanın uyuşturucu maddeleri nasıl kullanacağını bilmediğini öne sürerek, şunları kaydetti:
“Bonzai 5 yıl önce piyasaya düşmüştü. Yani 5 yıldan sonra patlama yaptı. Nasıl oldu? Daha kolay madde oldu. Kafası daha ağır. Tabi ben o zaman eroin bağımlısı olduğum için bonzaiye pek yönelmemiştim. Ama kullandım bayağı. Mesela bir gün 4 arkadaşız oturuyoruz. 4’ümüzde eroin bağımlısıyız, krizdeyiz. Bonzaiden aldık ve bunu aldıktan sonra dönüp 3 arkadaşıma birden dedim ki “hepimiz öleceğiz.” Beynime giden sinir hücrelerimi, o anda kalbimin yavaşladığını hissettim. Aradan 10 saniye geçti, hepsi bana tekrar döndü dedi ki, “hepimiz öleceğiz mi?” “Öleceğiz” dedim.

Bu işin komik yanıydı. Ama beynime giden sinir hücrelerini hissetmesi, hani kalbin yavaşlaması ve insanı çok kötü ruh haline sokması, yani kötü düşünceler geliyor aklına. Nasıl söylesem; “ne yapacağım” gibi. Aynı şeyi bin kere düşünmek gibi bir şey bu. Hani çoğu insan zaten kullanmasını bilmiyor, çoğu uyuşturucu maddeyi nasıl kullanacağını bilmiyor. Tavsiye de etmiyorum zaten ve bu yüzden dolayı da kötü ölümlerle karşılaşılıyor.”

UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMI 11-12 YAŞINA KADAR DÜŞMÜŞ
12 yaşındaki bir çocuğun kendisine bonzai içeceğini söylemesi üzerine ne yaptığını da anlatan genç, “Mesela oturduğumuz semtte 3-4 arkadaşımız bu yüzden dolayı ölmüş. Neden öldüğü belli. Bonzainin içinde 300 tane kimyasal madde var. Bunun daha tıp yüzde 4’ünü mü 4’te 1’ini mi ne bulmuş. Geçen gün Barlar sokağında dururken 12 yaşındaki çocuk, daha 2 gün oluyor bu olay başımdan geçeli. “Ağabey, sigaran var mı?” dedi. Hani bazı şeyleri biliyoruz ya, “Ne yapacaksın?” dedim. “Ucunu boşaltayım da vereyim mi?” dedim. “Bonzai içeceğim” dedi. Bunun üzerine ben de elinden aldım döktüm yere, gitti. 12 yaşındaki çocuk bunu diyorsa, yani bizim gençliğimiz ne yapacak peki? Mesela şuan benim oturduğum semtte 11 yaşındaki çocuk eroin kullanıyor” ifadelerini kullandı.

“BEN 10 YILDIR YAŞAMAMIŞIM DİYORUM”
Genç, “Ben 10 yıldır yaşamamışım diyorum” diyerek bağımlılıktan kurtuluşunu şöyle belirtti:
“Ben iki kere Amatem’de yattım. Son Amatem’de yatışımda istikrar mı desem bilmiyorum. Hayat’a Evet De Derneğiyle birlikte bırakma aşamasına geldim ben de. Onlarla birlikte bu yola koyulalım dedik. Onlara da şimdiden teşekkür ediyorum. Hem ailemin katkısıyla, işte bana olan güvenleri sağ olsun. Şuanda gerçekten kullanmıyorum ve hayatın güzel olan noktalarını fark ediyor insan.

Ben 10 yıldır yaşamamışım diyorum gerçekten. Oturabiliyorum şurada hiç olmazsa. Şuanda burada oturamayabilirdim de. Hani belki ölmüş de olabilirdim. Bunu kimse bilemez ama gerçekten kötü noktalar. Bence madde bağımlıları geçmişi düşünerek içsinler. Geçmişi düşünerek içsinler ki o kafayı eğdiklerinde düşünsünler “ben neler yapmışım” diye. Sonra zaten utanarak kendileri bırakır.” 

KADİR ÇETİN

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsun Şehir Hastanesi Başhekimi Ulubay’dan MHRS randevuları için uyarı Samsun Şehir Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Mahmut Ulubay, MHRS üzerinden alınan randevularda yaşanan karışıklık nedeniyle vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyardı. Başhekim Doç. Dr. Mahmut Ulubay yaptığı açıklamada, Aralık ayı itibarıyla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ana Bina, Atakum Polikliniği, Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları ile Onkoloji Ek Hizmet Binalarının MHRS randevularının Samsun Şehir Hastanesi bünyesi üzerinden verilmeye başlandığını belirtti. MHRS randevu ekranında randevu alınan kurumun "Samsun Şehir Hastanesi" olarak göründüğünü, muayene olunacak yer bölümünde ise ilgili ek hizmet binasının yer aldığını ifade etti. Ancak randevu ekranındaki harita bölümünde ek hizmet binalarında alınan randevular için de konum olarak ana hastane olan Samsun Şehir Hastanesinin gösterilmesi nedeniyle, bazı vatandaşların Atakum’daki ek hizmet binaları yerine Canik ilçesinde yeni hizmete giren ana binaya gittiği bilgisinin kendilerine ulaştığını aktaran Ulubay, bu durumun mağduriyete yol açabildiğini söyledi. Başhekim Ulubay, şu an itibarıyla Canik ilçesindeki Samsun Şehir Hastanesinde yalnızca Göğüs Hastalıkları Kliniğinin hizmet verdiğini, diğer ek hizmet binalarının ise taşınma süreci tamamlanana kadar kendi mevcut binalarında hizmet vermeye devam edeceğini kaydetti. Vatandaşların mağduriyet yaşamamaları için MHRS üzerinden randevu aldıktan sonra randevu ekranında muayene olacakları hizmet binasını mutlaka kontrol etmeleri ve muayene için belirtilen ek hizmet binasına gitmelerinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Ulubay, süreçle ilgili yeni gelişmeler oldukça kamuoyunun bilgilendirileceğini de sözlerine ekledi.
Ankara Ankara’da tek kişilik yol çalışması Ankara’nın Keçiören ilçesindeki köprü çalışmasında tek bir işçinin çalışması, iş çıkış saatlerinde uzun araç kuyruklarına sebep oluyor. Keçiören ilçesinde bulunan Fatih Köprüsü’nde yol genişletme çalışmaları nedeniyle trafik yoğunluğu yaşanıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) tarafından, Keçiören’in önemli geçiş noktalarından biri olan köprüde trafiği rahatlatmak amacıyla başlatılan çalışmalar sebebiyle 4 şeritli köprüde bazı şeritlerin kapatılması, özellikle iş çıkış saatlerinde uzun araç kuyruklarına sebep oluyor. Uzun süre trafikte beklemek zorunda kalan sürücüler ve bölge sakinleri, köprüde çalışmaların tek bir mini ekskavatör ile yürütülmesi nedeniyle sürecin uzadığını belirterek, çalışmanın bir an önce tamamlanması için yetkililere çağrıda bulundu. "Bu köprü gerçekten trafiğe darbe vuruyor" Fatih Köprüsü’nde yürütülen çalışmaların sabah ve akşam saatlerinde uzun araç kuyruklarına neden oluğunu belirten Cavit Eğitmenoğlu, "Bu köprü gerçekten trafiğe darbe vuruyor. Ufacık bir kepçeyle iki ay sürdürmeden, yol iki günlüğüne kapatılsa veya başka yan yollardan verilse, isteyen burayı iki günde çözer. Bu yapılan hizmet değil, oyalanma. Bana göre bu çalışma hizmet yapıyormuş görünme gibi geliyor. Daha çok iş makinesiyle bir gün veya iki gün trafiği kapat, en azından yarısını yaparsın, yarısını da diğer güne bırakırsın. İki aşamalı da yapabiliyorsun ama öyle yapmıyorsun. Bir aydır, iki aydır devamlı oyalanma, göstermelik başka bir şey değil. Yetkililerden göstermelik değil de gerçekten vatandaşı rahatlatacak çalışmaların yapılmasını isterim. Akşam ve sabah çok trafik oluyor, buradan şehir hastanesine gitmek istiyorum ama tıkanıyor. Onun için bir an önce bu köprünün yapılmasını isterim" dedi. ABB sosyal medya hesabından Fatih Köprüsü’ndeki çalışmanın tek bir mini ekskavatör ile yürütülmesine ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Söz konusu bölgede yürütülen yol çalışmaları personel yetersizliğinden kaynaklanmamakta olup, mevcut köprü yapısına ve altyapıya herhangi bir hasar verilmemesi amacıyla kontrollü, aşamalı ve teknik zorunluluklar çerçevesinde sürdürülmektedir. Çalışma alanının aktif trafik akışı içinde bulunması ve hassas mühendislik yapıları içermesi nedeniyle sürecin yavaş ilerlemesi köprünün zarar görmesi ya da yıkım riski oluşmaması için can ve mal güvenliğini esas alan sorumlu bir kamu yönetimi anlayışının doğal sonucudur." Geçmiş dönemlerde, yapılan işler gece gündüz çalışılarak kısa sürede tamamlanıyordu.
İstanbul Pegasus Hava Yolları, Chelsea Futbol Kulübü’nün resmi havayolu partneri oldu Pegasus Hava Yolları, dünya futbolunun önde gelen kulüplerinden Chelsea ile gerçekleştirdiği global ortaklıkla uluslararası marka yolculuğunda yeni bir sayfa açtı. Pegasus Hava Yolları, global marka yolculuğunda önemli bir adım atarak, dünyanın en köklü ve en çok takip edilen spor kulüplerinden Chelsea Futbol Kulübü ile global bir iş birliği gerçekleştirdi. Anlaşma kapsamında Pegasus, Chelsea Futbol Kulübü’nün erkek ve kadın futbol takımlarının Resmi Havayolu Partneri oldu. Chelsea Futbol Kulübü’nün güçlü global erişimi ve dünya genelindeki geniş taraftar kitlesiyle desteklenen bu iş birliği kapsamında havayolu şirketi, öncelikli yurt dışı pazarlarda yenilikçi iletişim kampanyaları hayata geçirmeyi hedefliyor. Pegasus Hava Yolları Ticaret Genel Müdür Yardımcısı Onur Dedeköylü iş birliğine ilişkin şunları söyledi: "Bu iş birliğiyle yenilikçilik, küresel büyüme ve insanları birbirine bağlama vizyonunu paylaşan iki güçlü marka bir araya geliyor. Futbolun evrensel gücüyle, global marka yolculuğumuzu daha da ileri taşımayı hedefliyoruz. Chelsea’nin global taraftar kitlesi, bizim uluslararası erişimimizle güçlü bir şekilde örtüşüyor. Birleşik Krallık, beş farklı noktaya uçtuğumuz ve büyümeyi sürdürdüğümüz önemli pazarlarımızdan biri. Chelsea Futbol Kulübü iş birliğiyle taraftarlar ve misafirlerimiz için ilham veren deneyimler oluşturmayı sabırsızlıkla bekliyoruz." Chelsea Futbol Kulübü İş Ortaklıkları Satış Direktörü Oliver Boden; "Pegasus Hava Yolları’nın son yıllardaki büyüme performansı ve seyahati herkes için erişilebilir kılma vizyonu son derece etkileyici. Hava yolu sektörünü dönüştürme hedefleri ve filo yatırımları, ne kadar büyük düşündüklerini açıkça ortaya koyuyor. Şirket ile iş birliği yapmaktan gurur duyuyor; yolculuklarının bir sonraki aşamasında onları desteklemeyi ve birlikte benzersiz bir ortaklık inşa etmeyi hedefliyoruz" dedi.
Kayseri Çocuklarda düztabanlığın 4 önemli sinyaline dikkat Memorial Kayseri Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Op. Dr. Muhammed Melez, çocuklarda düztabanlıkla ilgili bilgi verdi. Çocuklarda düztabanlık veya ‘pes planus’ adı verilen sorun ayak iç arkının düzleşmesi ve tüm tabanın yere değmesiyle kendini belli ediyor. Genetik faktörlerin de tetiklediği düztabanlığa obezite, diyabet, romatizmal eklem iltihaplanmaları ve ayak yaralanmaları da neden olabiliyor. Ayak ağrıları ve şişmeleriyle bireyin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilen ve sık görülen düztabanlık ailelerin endişelenmesine neden oluyor. Bu durumda çocukların sağlıklı adımlar atabilmesi için mutlaka uzman yardımı alınması ve erken dönemde gerekli önlemleri alınması önem taşıyor. Memorial Kayseri Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Op. Dr. Muhammed Melez, çocuklarda düztabanlıkla ilgili bilgi verdi. "Bebekler doğuştan düztabandır" Aslında bebekler doğuştan düztabandır. Ayak taban yağ dokusunun fazla olması nedeniyle çocuk ayakları doğuştan düztaban görünümünde olur. Yürümeye başladıktan sonra şekillenmeye başlayan ayak arkları genellikle 6-10 yaşına kadar gelişmeye devam eder. Bu nedenle tüm çocuklarda belli bir yaşa kadar düztabanlık görünen bir durumdur. Aileler genellikle çocuk yürümeye başladıktan sonra içe basma şikayeti ile ortopedi ve travmatoloji polikliniklerine başvurmaktadır. Bu nedenle ayak anatomisinin, ayak gelişiminde ki doğal seyrin iyi bilinmesi ve düztabanlığın bir hastalık mı yoksa fizyolojik bir gelişim aşaması mı olduğu ayrımı iyi yapılmalıdır. "Ayak kemeri gelişmezse" Ayak kemerleri, dik yürüme mekaniğinde önemli bir unsurdur ve insanlara özgü bir durumdur. Ayak kemerlerinin oluşumu kemik, eklem ve bağ dokularının ortak gelişimi sonucunda oluşur. Çocuklarda ayak kemerinin gelişememesi sonucunda düztabanlık bir sorun olarak ortaya çıkabilir. Bu sorun nedeniyle tedaviye gerek olmadığı düşünülse de düztabanlığın sebebi önemlidir. Erken çocukluk döneminde oluşan ayak kemeri, ilerleyen süreçte gelişmezse veya ileriki yaşlarda çökerse (düşük ayak kemeri), bu durum ağrıya neden olabilmekte ve yürümeyi olumsuz etkilemektedir. Ayağı bir arada tutan dokudaki yaralanma veya aşınma nedeniyle daha büyük çocuklarda da düztabanlık gelişebilir. Düztabanlık genetik bir sorun olarak da ortaya çıkabilir. Düztabanlığın 2 çeşidi var Düztabanlık farklı nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bazı çocuklar ebeveynlerinden bu sorunu miras olarak alır. Esnek düztabanlık: En yaygın tiptir ve çocukluk döneminde fizyolojik bir durumdur. Ayak kemeri yüklenme ile kaybolurken parmak ucunda yükselme veya yük azaltma durumunda ayak arkının oluşmasıdır. Genellikle bağ esnekliği suçlanmakla beraber kesin nedeni bilinmemektedir. Aile öyküsü pozitiftir. Bu durum genellikle aktif şikayet oluşturmazken bazı çocuklarda ayak ve ayak bilek çevresinde ağrıya neden olabilir. Ayak gelişiminin 10 yaşında kadar geliştiği düşünüldüğünde soruna bağlı olarak ortaya çıkan belirtilerin görülmemesi nedeniyle çocuklarda ileri tetkik ve egzersiz dışı tedavi gereksizdir. Ancak belirti veren çocuklarda egzersiz dışında medial ark destekli tabanlık ve ayakkabılar kullanılabileceği gibi çok nadirde olsa cerrahi gerekebilir. Sert düztabanlık: İster ayakta ister oturur durumdayken medial ayak arkının oluşmama durumudur. Doğuştan veya sonradan kazanılmış olarak görülebilmektedir. Doğuştan nedenler arasında Aksesuar navikular kemik, tarsal koalisyon, vertikal talus (talus kemiğinin dikey olması), kazanılmış nedenler arasında ise posterior tibial tendon yetmezliği, travma ve tümörler neden olabilir. Sert düztabanlık genelde semptomatik olmaktadır. Düztabanın sorun olduğu çocukların belirlenmesinde şu belirtiler anlamlı olabilmektedir. Ayak ağrısı, özellikle topuk veya kemer bölgesinde. Hareketle artan ayak ağrısı. Ayak bileği şişmesi. Sıkı topuk bağları "Riski artıran nedenlere dikkat" Bazen de genetik bir rahatsızlığın parçası olarak düztabanlık gelişebilir. Zamanla düztabanlığın riskini artırabilecek bazı faktörler vardır; Obezite. diyabet (şeker hastalığı), romatizmal eklem iltihabı, ayak veya ayak bileği yaralanmaları, yaşlanmanın etkisi. Erken teşhis önemli Düztabanlık belirtilerinin çocuklarda erken fark edilmesi, tedavi sürecini hızlandırır. Düztabanlığı olan bazı çocuklar herhangi bir rahatsızlık hissetmezken, bazı çocuklarda ise günlük aktiviteleri olumsuz etkileyecek sonuçlar ortaya çıkar. Yapılan bazı çalışmalar çocuklarda asemptomatik esnek düztabanlıkta kullanılan tabanlık ve ayakkabıların normal ayak gelişimini olumsuz yönde etkilediği görülmüştür. Bu nedenle düztabanlığın gelişimsel doğal sürecin bir parçası mı yoksa hastalık mı olduğu ayrımı yapılmalı ve gereksiz tedavilerden kaçınılmalıdır. Ancak semptomatik esnek veya sert düztabanlığın erken teşhis edilmesi, nedene yönelik ve deformite düzeltici tedavi gerekmektedir.
Kars Sarıkamış’ta Uluslararası FIS Sarıkamış Cup başladı Türkiye’nin en önemli kış turizm merkezlerinden biri olan Sarıkamış, bu yıl da uluslararası bir spor şölenine ev sahipliği yapıyor. Kars’ın Sarıkamış ilçesinde Alp Disiplini Uluslararası Kayak ve Snowboard Federasyonu düzenlenen (FIS) Sarıkamış Cup yarışları başladı. Dünyanın ve Türkiye’nin en önemli kayak merkezlerinden Sarıkamış Kayak Merkezi’ne başlayan ve 21 ülkeden 126 sporcunun katılımıyla yapılan yarışlarda sporcular kıyasıya mücadele ediyor. Şampiyonaya katılan yarışmacılara başarılar dileyen Sarıkamış Kaymakamı Enis Aslantatar, "Bugün itibariyle ilçemizde Uluslararası Kayak Şampiyonası başlamış bulunmakta, avantajımız kendi ilçemizde kristal karlar diyarında doğal karın olması, bundan dolayı da yarışmacılar sarıçam ormanları arasında kaymaktan çok memnun. Bundan sonraki uluslararası şampiyonaların hepsine Sarıkamış olarak ev sahipliği yapmak" dedi. Öte yandan Sarıkamış’ın eşsiz doğasında gerçekleşen şampiyona, sadece sporcular için değil, bölgeye gelen yerli ve yabancı turistler için de tam bir görsel şölene dönüşmüş durumda. Sezonun açılmasıyla birlikte canlanan merkezde, yarışların yanı sıra atlı kızak turları ve çeşitli etkinliklerle kış turizmi heyecanı zirveye ulaştı. Sarıkamış’taki bu büyük heyecanın ardından kayak tutkunlarının gözü Erzurum’a çevrilecek. FIS Sarıkamış Cup’ın tamamlanmasıyla birlikte, 26-29 Aralık tarihlerinde FIS Palandöken Cup heyecanı başlayacak.