ÇEVRE - 17 Ağustos 2017 Perşembe 10:46

Uzmanlar, Büyük Menderes Nehri'ndeki tehlikeye dikkat çektiler

A
A
A
Uzmanlar, Büyük Menderes Nehri'ndeki tehlikeye dikkat çektiler

Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) uzmanları, Büyük Menderes Nehri’ne atılan hayvan leşlerinin büyük tehlikeye neden olduğunu belirtti.

EKODOSD uzmanları, Afyonkarahisar'ın Dinar ilçesine bağlı Suçıkan'dan doğup Büyük Menderes Deltası’nın Kafa mevkiinden denize dökülen Büyük Menderes Nehri'nin büyük bir tehlike ile karşı karşıya kaldığını belirtti. 584 kilometre uzunluğundaki nehrin yukarı havzalarındaki yerleşim birimlerinden nehre atılan inek, domuz ve benzeri hayvan leşlerinin biriktiği Söke regülatörü önünde yaşanan olumsuz görüntüler, çevrecilerin de büyük tepkisiyle karşılaştı. 

Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) uzmanları, Büyük Menderes Nehri boyunca inceleme yaparken, EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, "Afyon Dinar Suçıkan’dan doğup, 584 kilometre boyunca kıvrıla kıvrıla akarak Büyük Menderes Deltası’nın Kafa mevkiinden Ege Denizi’ne dökülen Büyük Menderes Nehri, hem havzadaki insanlara hem de doğal yaşama hayat vermektedir. Büyük Menderes Nehri’nin yukarı havzalarındaki yerleşimlerden atılan çöpler ve hayvan leşleri, tarımsal sulama mevsimlerinde kapalı tutulan Söke regülatörü önünde birikmekteydi. Regülatör açıldığında tüm çöpler Menderes vasıtasıyla denize ve Bafa Gölü’ne kadar ulaşmaktaydı. Bu sorunun çözülmesi için yapılan uyarılar ve talepler üzerine, Aydın DSİ Bölge Müdürlüğü tarafından yüzer bariyer sistemi geliştirilerek, çöplerin bu sistem içinde birikmesi sağlanıp, kepçelerle karaya alınması sağlandı ve alınmaya devam etmektedir. Yüzer bariyer içindeki çöpler dolduğunda, kepçelerle karaya alınmakta, ancak her uygulamada çöplerin içinde onlarca hayvan leşinin olduğu görülmektedir. Hastalık sonucu ölen özellikle büyükbaş hayvanlardan inekler, ya da vurulan domuzlar, traktörlerle menderes kıyısına getirilerek nehre atılmaktadır. Normalde yapılması gereken ölen hayvanlar için çukur açılıp, üzeri kireç dökülerek gömülmesi gerekir. Bu insan sağlığı için çok önemlidir. Ölen hayvanları kendi bölgesinden uzaklaştırmanın en kolay yolu 'su götürür' mantığıyla, Menderes Nehri olmaktadır" dedi.
Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Veterinerlik Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi, EKODOSD bilim danışmanı Prof. Dr. S.Serap Birincioğlu ise dere ve nehir yataklarında karşılaşılan hayvan leşlerinin sayısının her yıl artarak devam etmekte olduğunu belirterek, bunların çoğunluğunu, öldükten sonra sahipleri tarafından akarsulara atılan evcil memeli hayvanların oluşturduğunu söyledi. Ortada büyük tehlike bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Birincioğlu, “Daha az sayıda ölen ya da öldürülen yaban hayvanlarına da (domuz, kemirgenler, tilkiye) rastlanmaktadır. Maalesef ülkemizin tüm bölgelerinde yaygın olarak kullanılan bu yanlış ve tehlikeli yöntem halen devam etmektedir. Ölü hayvanlardan sulara karışan çeşitli enfeksiyöz ajanlar, akarsu güzergahı boyunca insan ve hayvanlara kolaylıkla bulaşabilmekte, hatta denizlere ulaşabilmektedir. Bunlar arasında hayvanlardan insanlara geçebilen ve zoonoz olarak adlandırılan hastalıklar en önemlileridir. Bu hastalıklardan bir bölümü ihbarı mecburi statüsüne alınmıştır" diye konuştu.

Hayvan leşlerinin çeşitli hastalıklar saçtığına dikkati çeken Birincioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"3285 Sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanununa Göre İhbarı Mecburi olan ve bölgemizde yıllardır görülen zoonoz hastalıklar; sığır tüberkülozu, anthrax (şarbon), kuduz, brusellozis ve kuş gribidir. Madde 10; ‘bu hastalıktan ölen hayvanın kokuşması halinde, derileri yüzülmeden ve uygun bir şekilde nakledilerek diğer hayvanların temas etmeyeceği, akarsulardan uzak, yeraltı sularını kirletmeyecek şekilde en az iki metre derinliğindeki çukurlara kireçlenerek gömülmeleri veya yakılmaları gerektiğini’ bildirir. Salgınların yıllardır kontrol altına alınamamasında; kontrolsüz hayvan hareketleri, hastalıkların ihbar ve imhasının yapılmaması, nehirlere ve çöplere atılması önemli faktörlerdir. Biyolojik silah olarak da bilinen şarbon hastalığı (Basillus anthracis) bunlar içerisindeki en tehlikelisidir. Ani ölümlerle seyreden ve kolay fark edilemeyen bu hastalıkta, bakteriler sporlaşarak direnç kazanmakta ve uzun yıllar canlılıklarını korumaktadır.

Şarbondan ölen bir hayvanın nehirlerde kilometrelerce sürüklenmesi, düşünebilecek en korkunç senaryodur. Kuduz, yaban hayatta spontane olarak varlığını sürdürmektedir, tüberkülozlu sığır sayısı hiç de az değildir. Yukarıdaki bildirilen yönetmeliklerin yaptırımı ve uygulanması bu sebeplerle çok önemlidir. Kendinizi, insanları, hayvanları, çevrenizi, ülkenizi korumak adına ölen hayvanları asla çöpe, nehre ve denize atmayınız. Derin çukurlara gömün, sönmemiş kireç dökün veya en yakın resmi kurumlara ihbar ediniz. Aslında burada kurumlara da büyük iş düşmektedir. Özellikle ineklerin ve küçükbaş hayvanların kulaklarına, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından kodlu küpe uygulaması başlatılarak kimlik verilmektedir. Ölen hayvanlar, sahipleri tarafından kayıtları ilgili kurumlara düşürtülmektedir. Ancak ölen hayvanların ne yapılacağı konusunda bir eksiklik vardır.

Hayvanı ölen ve zarara uğrayan vatandaş, daha fazla masraf yapmamak için en kolay yol olan, Menderes Nehri'nin sularını seçmektedir. Bu durumun sağlık açısından ne gibi olumsuz etkiler getireceği bilimsel olarak ortadadır. Başta Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olmak üzere, ilgili kurumlar bu tür vakalarda ölen hayvanların nerelere ve nasıl gömüleceği konusunda işbirliği yaparak, hayvan sahiplerine bilgilendirmeli ve yardımcı olmalıdır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, halk sağlığını ve doğal yaşamı yakından ilgilendiren, Büyük Menderes Nehri’ne atılan çöplerin engellenmesi ve her yıl giderek daha da bozulan ve kirlenen su kalitesinin iyileştirilmesi için bir çalışma başlatması ve gerekli yaptırımları uygulaması gerekir. Bir zamanlar suyundan çay yaparak içen, yüzmeyi bu sularda öğrenen insanların hala hayatta olduğu günümüzde, Büyük Menderes Nehri’nin ne kadar kısa sürede kirletildiğini bu fotoğraf net bir şekilde göstermektedir. Suların buluştuğu yer olan Direcik köyünde, Akçay’ın pırıl pırıl aktığını, Menderes'in ise ne hale geldiğini net bir şekilde görebilmekteyiz." 

Zafer Hacısalihoğlu 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’daki okul müdürlerine yeni müfredat anlatıldı Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” yeni müfredatı, okul müdürlerine anlatıldı. Bursa’da yürütülen eğitim ve öğretim çalışmalarının değerlendirildiği ve yeni müfredat tanıtımının yapıldığı toplantı, Bursa Valisi Mahmut Demirtaş, Bursa İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ahmet Alireisoğlu, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü idarecileri ve Bursa’daki okul müdürlerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Bursa eğitim camiasıyla bir araya geldiği toplantıda konuşan Vali Mahmut Demirtaş, “Eğitim yöneticilerimiz ve okul müdürlerimizle bugün yeni müfredat tanıtım ve buluşma toplantısında bir aradayız. Bu toplantılarla ilde yürüttüğümüz eğitim faaliyetlerini değerlendirme, güçlü ve zayıf yönlerimizle birlikte alınması gereken tedbirleri belirleme, yapılması gereken iş ve işlemlerin ivedilikle hayata geçirilmesini sağlıyoruz. Değerli mesai arkadaşlarım, eğitim, devlet ve millet olarak üzerinde hassasiyetle durduğumuz en önemli başlıklardan biridir. Bildiğiniz gibi bir milletin bağımsız ve seçkin topluluklar arasında yer almasının yolu yine eğitimden geçiyor. O sebeple, özünde öğretmenlik gibi yüce bir görevi icra eden, eğitim yöneticilerinin yükü ve sorumluluğu bu sebeple birkaç kat daha artıyor. Her hal ve şartta eğitimlerle, seminerlerle, atölye çalışmalarıyla, saha uygulamalarıyla kendinizi geliştirmeniz katıldığınız toplantılar sizlerin bilgi, beceri ve yeteneklerinizin arttırılması için çok önemlidir. Sizlerin bu alandaki gelişimi Bursa’da eğitimin üst basamağa sıçraması anlamına da gelmektedir. Sizlerin kendi kurumlarınızın performansını yükseltmeniz, öğretmen ve öğrencilerinize rol model oluşunuz, nitelik ve nicelik açısından ilimizin eğitim göstergelerini de etkileyecektir. Bizler de Bursa’da eğitimle ilgili yatırımlarımızı her geçen gün arttırıyoruz başta okul, spor salonu, pansiyon gibi sıkıntılarımızın ortadan kaldırılması için yoğun bir şekilde çalışıyoruz" dedi. Yeni müfredatla ilgili konuşan Bursa Valisi Mahmut Demirtaş, “Millî Eğitim Bakanlığınca hazırlanan yeni müfredat geçtiğimiz günlerde kamuoyunun görüşüne sunuldu. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığınca yapılacak değerlendirmenin ardından son şeklini alacak. Yeni müfredatımızda bütün ideolojilerin üstünde milli bir şahsiyet inşa edilmesi ve o şahsiyetlerinde toplamından bir toplum oluşturulması hedeflenmektedir. Eleştirebilen, araştıran, sorgulayan, mesuliyet sahibi, yalnızca medeniyete uyum sağlayan değil etkin olarak medeniyet kurucusu ve geliştiricisi bilge nesiller yetiştirilmesi de amaçlanan diğer hususlardır. Çocuklarımızı çağın gerektirdiği bilgi, beceri ve teknoloji ile donatırken onları milletimizin kültür ve medeniyet kodlarına vakıf bireyler olarak hayata ve geleceğe hazırlamalıyız. Müfredatta belirtilen ve çerçevesi çizilen bu neslin inşası için eğitim tüm paydaşları olarak hepimiz üzerimize düşeni yapmalıyız. Bu sayede Türkiye Yüzyılı hedeflerini hayata geçirebilir ve uluslararası sistemde hak ettiğimiz konuma erişebiliriz” dedi. Bursa’da bin 600 okul müdürü, 25 bine yaklaşan sınıf sayısı, 42 bin öğretmen ve 750 bin öğrenci ile Bursa’da büyük bir eğitim ailesi olduklarını belirterek sözlerine başlayan Bursa İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ahmet Alireisoğlu, “Bu büyük birliktelik, nitelikli iletişim, aile duygusu ve sorumluluk bilinciyle hareket ederek sürekli kendimizi geliştirme çabası içerisinde görevimizi en iyi bir şekilde ekip arkadaşlarımla birlikte yapma çabası ve gayreti içerisindeyiz.Yakın zamanda bir dizi eğitim çalıştayı gerçekleştirerek her alanda ortak bir dil, fikir, güç ve iletişim birlikteliği yakalama çabası sergiledik. İç ve dış paydaşlarımızla birlikte‘Ulusal Politikalardan Yerel Stratejilere’ adını verdiğimiz çalıştay eğitimlerini gerçekleştirerek, Bursa’nın eğitim anlamında fotoğrafını ortaya çıkarmaya çalıştık. İnanıyoruz ki çalıştay raporlarımız, eğitimde Bursa için rol almak isteyen her kişi ve kuruluş için, başta ilimizdeki ilçe müdürlerimiz ve okul müdürlerimiz için iyi bir pusula olacaktır. İlçe milli eğitim müdürlerimizle, okul merkezli eğitimlerimizle öğretmenlerimizi geliştirme gayreti çabası içerisinde olduk. İl ve ulusal düzeydeki öğretmen akademilerimizle her zaman öğretmenlerimizin gelişmesini, okullarımızın daha güçlü, nitelikli hizmet vermesini önceleme çabası içerisindeyiz. Bunun yanında İl Milli Eğitim Müdürlüğü olarak, ERASMUS ve TUBİTAK projelerimizle, Avrupa’nın 25 ülkesinde, 125 farklı okulda yaklaşık 650 öğretmen ve öğrenci hareketliliği gerçekleştirdik. Bu anlamda da daha önce ERASMUS programı içerisinde yer almayanokullarımızı konsorsiyumun bir parçası olmaya, bu anlamda okullarımız, öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz için fayda oluşturmaya davet ediyorum. Akademik yetkinlik ve bilgi ile eğitilmiş, eğitim süreçlerini dikkat ve sorumlulukla yöneten, öğrenci ortamlarının en büyük sermayesini başarı ve emekle oluşturmuş güven ortamları olduğuna inanan eğitim yöneticilerimizle, ilçe milli eğitim müdürlerimizle ve okul müdürlerimizle buradayız. Sayın Valimizin de bugün bizlerle olması bizleri ziyadesiyle mutlu etti. Kendilerine şahsım ve arkadaşlarım adıma teşekkür ediyorum.” dedi. İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ahmet Alireisoğlu, açılış konuşmasının ardından yeni müfredatın tanıtım sunumunu gerçekleştirdi. Millî Eğitim Bakanlığınca tüm öğretim kademelerindeki derslere ait "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" yeni müfredat taslağı geçtiğimiz günlerde kamuoyuna sunulmuştu. Yeni müfredat taslağı hakkında iletilen tüm görüş ve önerilerin ardından Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığınca yapılacak değerlendirmenin ardından son şekline alacak olan yeni müfredat, 2024-2025 eğitim öğretim yılından itibaren okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul beşinci sınıf ve lise dokuzuncu sınıflarda kademeli olarak uygulanmaya başlanacak.
Sakarya Orman İşletme Müdürlüğü’nde ait depodaki patlamada hayatını kaybeden çalışan defnedildi Sakarya’nın Akyazı ilçesinde Orman İşletme Müdürlüğü’ne ait depoda boya varilinin patlaması neticesinde ağır yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede hayatın kaybeden Selçuk Yılmaz, son yolculuğuna uğurlandı. Defin sırasında Yılmaz’ın oğlunun mezar başında ağlayarak su dökmesi yürekleri burktu. Yongalık Orman İşletme Müdürlüğü’ne ait depoda 6 Mayıs günü meydana gelen olayda, ağaç damgalamada kullanılan boyanın bulunduğu varil patladı. Olayda Selçuk Yılmaz, F.Y. ve A.K. çeşitli yerlerinden yanarak yaralandı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye çok sayıda itfaiye, jandarma ve sağlık ekibi sevk edildi. Bölgeye gelen itfaiye ekipleri, patlamanın ardından çıkan yangına müdahale etti. Yaralılar ise Akyazı Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Sağlık durumlarının ciddiyetini koruduğu öğrenilen Selçuk Yılmaz ve F.Y., ilçe hastanesindeki müdahalelerinin ardından Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne (SEAH) sevk edildi. Buradaki tedavisinin ardından Yılmaz, Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi Yanık Merkezi’nde tedavi altına alındı. Yılmaz, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Hastane işlemleri sonrasında 3 çocuk babası Yılmaz’ın cenazesi, Orman İşletme Müdürlüğü’nde yapılan tören sonrasında Yeşildirek Cami’nde kılınan namazın ardından defnedildi. Defin sırasında Yılmaz’ın oğlunun mezar başında ağlayarak su dökmesi ise yürekleri burktu.
Bursa Atış Yapı 48. Yeşil Bursa Rallisi’nde heyecan fırtınası başlıyor Bursa Otomobil Spor Kulübü (BOSSEK) tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen Yeşil Bursa Rallisi için geri sayım başladı. Atış Yapı ana sponsorluğunda, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin destekleri ile düzenlenecek olan Petrol Ofisi Maxima 2024 Türkiye Ralli Şampiyonasının 4. Yarışı olan Yeşil Bursa Rallisi, 17-19 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Bursa’nın eşsiz doğası eşliğinde gerçekleştirilecek organizasyonda, 72 otomobil, 144 sporcu ve 300 kişilik görevli ordusu büyük heyecana ortak olacak. Oyman Atabay sezonunun 4. rallisi olan organizasyon, 17 Mayıs Cuma Günü saat 20.00’de Downtown Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde düzenlenecek start seremonisi ile başlayacak. Konum ve etapları ile Türkiye’de örnek gösterilen Yeşil Bursa Rallisi’nin, bu yıl da büyük ses getirmesi bekleniyor. Tüm Türkiye’deki yarış severlerin her yıl merakla beklediği ve şampiyonanın en yüksek katılımına sahne olan Yeşil Bursa Rallisi’nde ekipler, iki gün boyunca Orhaneli-Keles bölgesindeki etaplarda ter dökecek. 470 kilometre uzunluğundaki asfalt zeminli parkurda, 8 özel etabın geçilmesi ile iki gün sürecek rallinin ilk günü 18 Mayıs Cumartesi saat 09.30’da Bursa Büyükşehir Belediye Stadyumu (Yüzüncü Yıl Atatürk Stadyumu) doğu otoparkından başlayacak. Rallinin ilk gününde 13,35 kilometre uzunluğundaki Remed Assistance (Harmanalan-Delice) etabı ile 25,05 kilometre uzunluğundaki Petrol Ofisi Maxima (Kozbudaklar - Göynükbelen - Karandere) etapları geçilecek. 19 Mayıs Pazar Günü ise 10,10 kilometre uzunluğundaki Bursa Büyükşehir Belediye (Hüseyinalan) ve 10,30 kilometre uzunluğundaki Downtown (Soğukpınar) etaplarının tamamlanması ile sezonun son asfalt rallisi sona erecek.
Bursa "METEM" Cumhuriyetin 100. yılı Sergisinde Bursa’yı sundu Mudanya Dörtçelik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerinin hazırladığı bilim projelerinin sergilendiği “Cumhuriyet’in 100. yılında Bursa” adlı sergi büyük beğeni topladı. Açılışa Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, İlçe Milli Eğitim Müdürü Suat Topal, Uludağ Üniversitesi Tarih Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Yusuf Ziya Karaaslan ve çok sayıda vatandaş katıldı. Okulun ikinci katında hayata geçirilen Kültür, Sanat ve Bilim Koridoru, öğretmen ve öğrencilerin el emeğiyle oluşturulmuş ve koridorun anlamı, önemi, amacı, yapılış aşaması ve slayt gösterisi tarih öğretmeni Kemal Yorgancıoğlu tarafından sunuldu. Bu koridor, Bursa’nın cumhuriyet dönemindeki 100 yılını 9 farklı gazete ve 25 parça sergi malzemesi ile anlatan çalışmaları içeriyor. 1929-1978 yılları arasında Bursa’nın kültürel ve ticari hayatını, ayrıca Mustafa Kemal Atatürk’ün Bursa ziyaretlerini konu alan bu çalışma, ziyaretçilerden büyük ilgi gördü. Daha sonra, Belediye Başkanı Deniz Dalgıç ve Milli Eğitim Müdürü Suat Topal, standları gezerek öğrencilerden projeler hakkında bilgi aldılar. Etkinlik, öğrencilerin hazırladığı çiğ köfte eşliğinde saz üstadı Muharrem Torun ve sanatçı Gönül Saylı’nın seslendirdiği türkülerle devam etti. Bu özel sergi ve etkinlik, Bursa’nın zengin tarihini ve kültürünü kutlamanın yanı sıra, genç nesillerin bilim ve sanata olan ilgisini ve katkılarını da gözler önüne seriyor. Mudanya Dörtçelik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin bu başarılı organizasyonu, şehrin eğitim ve kültür hayatına değerli bir katkı olarak kaydedildi.