GÜNDEM - 13 Ağustos 2014 Çarşamba 09:31

Van Gölü Havzası’nda buharlaşma tehdidi

A
A
A
Van Gölü Havzası’nda buharlaşma tehdidi

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Vangölü Havzası’nda buharlaşmanın giderek artığını belirterek, “Buharlaşma bu şekilde devam ederse, Van Gölü’nün küçülmesine ve çekilmesine neden olacak” dedi.

İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Vangölü Havzası’yla ilgili geçen yıl iki önemli durum tespit ettiklerini söyledi. Bunlardan birisinin Vangölü Havzası’na düşen yağışların kar şeklinden yağmur şekline dönüştüğü, diğerinin ise sonbaharda düşen yağışların ilkbahara kayması olduğunu ifade eden Doç. Dr. Faruk Alaeddinoğlu,

“Bu iki özel durum, yapmış olduğumuz araştırmalar sonucunun geçen yıl yaşandığına tanıklık ettik. Vangölü Havzası kapalı bir havza. Kapalı bir havza olması nedeniyle bu havzanın su yönetimine daha özen gösterilmesi gerekir. Çünkü dışarıdan havzaya herhangi bir su kaynağını getirtmenin maliyeti çok yüksek ya da çoğu zaman mümkün değil. Dolayısıyla havzada mevcut yağışın bir şekilde yönetilmesi, kontrol edilmesi, havzada hem sulama amaçlı hem de içme suyu ihtiyacını karşılaması amacıyla yönetilmesi gerekiyor” dedi.

“VANGÖLÜ HAVZASI’NDA DA UZUN DÖNEMDE HİDROLOJİK KURAKLIK TEHDİDİ VAR”
Küresel ısınmanın dünyada yaşanan bir durum olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, bunun da ülkemizi etkilediğini kaydetti. Doç. Dr. Faruk Alaeddinoğlu,

“Bunun en korkunç, en dramatik örneğini şu an Konya Havzası’nda görüyoruz. Konya Havzası’nda artık hidrolojik kuraklık ilan edilmiş durumda. Bu aslında çok ciddi bir tehdit. Konya Havzası uzun yıllardır su sorunuyla karşı karşıyaydı. Bu su sorununu aşma noktasında küçük çaplı girişimler ya da atılmış adımlar var. Bu belli ölçüde oranın ihtiyacını karşılıyor olabilir, ama uzun vadede oradaki buharlaşmayla ortaya çıkan bir durum. Aynı durum burası için de söz konusu. Vangölü Havzası’nda da uzun dönemde bir tehdit var. Nedir bu tehdit? Uzun periyotlarda yağışlarda bir azalma yok. Ancak net olarak görülen şey, buharlaşmadaki artış. Yağışlar azalmıyor, ama buharlaşma gittikçe artıyor. Bu durum sürdürülebilir mi, tabii ki hayır. Bu durum, gelecekte muhtemelen Van Gölü’nün daha küçülmesine neden olacak. Buharlaşma bu şekilde devam ederse, Van Gölü’nün çekilmesine neden olacak.

Aslında daha büyük tehdit, yağışların kar yerine yağmur şekline dönüşmesidir. Çünkü kar şeklinde düşmeyen yağışlar, Vangölü Havzası’nın yüksek ve eğimli olması nedeniyle eğim doğrultusunda aşağıya doğru kayıyor ve Van Gölü’ne katılıyor. Van Gölü’ne dökülen akarsular, gölün tuzlu ve sodalı olması nedeniyle artık kullanılamıyor. Kar şeklinde düşerse bu yağışlar, toprağa sızma suretiyle yaz boyunca da akarsuların akışını destekleyecek bir yapı kazanacaktır. Yağmur şeklinde düşen yağışlar, sulak alanlarda yaşayan canlılar açısından da olumsuzluk oluşturacaktır” diye konuştu.

VANGÖLÜ HAVZASI’NDA KURAKLIK BEKLENTİSİ
Doç. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, yaptıkları çalışmalar neticesinde kaynak suların hala akarsuları beslediğini, ancak sürecin bu şekilde devam etmesi halinde akarsuların büyük ölçüde azalacağı veya kuruyacağı yönünde olduğunu belirtti. Doç. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, “Uzun vadede özellikle Van Gölü’nün doğu, kuzeydoğu, güneydoğu kesiminde gölde bir gerileme ve bu alanda yağışların azalması ve buharlaşmanın da yüksek olması nedeniyle bir kuraklık durumu görülüyor, yakın gelecekte.

Şüphesiz kuraklığın önüne geçmek mümkün değil, ama bu durumu minimize etmek ya da bu durumu azaltmak mümkün. Kaynakları etkin bir şekilde kullanmak gerekir. Bu konuda yerel yöneticilerin daha duyarlı olması gerekir. En az etkileyecek şekilde bir takım planlamalar, stratejilerin geliştirmesi lazım. Aksi taktirde suyun olmayışı havza için bir tehdittir. Hem insanların yaşam kalitesi açısından hem de bu havzadaki bütün bitki ve hayvanlar açısından bir tehdittir. Bu tehdidin önüne geçilmeli. Bu konu çok basit bir konu değil. Bir yılda çözülmesi gereken bir olay değil. En az 10 yıllık stratejik eylem planları, havza su yönetimiyle ilgili kararlar alınmalı ve bunlar hayata geçirilmelidir. Aksi taktirde geç kalınabilir ve havza ciddi bir su problemiyle karşı karşıya kalabilir” şeklinde konuştu.

MEHMET SALİH AKKUŞ
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Artvin Artvin’de üzerlerine kaya yağan minibüs şoför yaşadıkları korku dolu anları anlattı Artvin’de dün sabah saatlerinde meydana gelen olayda seyir halindeki bir yolcu minibüsü yamaçtan kopan kaya parçalarının isabet etmesi sonucu kullanılamaz hale geldi. Olayda minibüs sürücüsü ile araçta bulunan 4 yolcu, büyük bir tehlike atlatmalarına rağmen yara almadan kurtuldu. Edinilen bilgilere göre, seyir halindeki minibüsün üzerine aniden yamaçtan kopan kaya parçaları düştü. Minibüs hurdaya dönerken, araçta bulunan yolcular büyük panik yaşadı. Kazanın ardından kendi imkânlarıyla araçtan çıkan sürücü ve yolcuların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Yaşadıkları korku dolu anları anlatan minibüs sürücüsü Ramazan Akyürek, "O gün bizim için ikinci doğum günümüz oldu. Sanki dinamit atılmış gibi her yerden aracın içine taş yağıyordu" dedi. Yaklaşık 20 yıldır bu yollarda yolcu taşıdığını belirten Akyürek, şunları söyledi: "Aracımda 4 yolcu vardı. İkisi yan koltukta, ikisi arka koltukta oturuyordu. Şans eseri kurtulduk. İki kaya aracın tavanından içeri girdi. Biri önden vurup sekti, biri cama çarptı, bir diğeri ise otomatik kapıya isabet etti. Kayalar durduktan sonra araç içinde kaldık. Kendi imkânlarımızla indik. İndikten sonra birbirimizi kontrol ettik, kimseye bir şey olmadığını görünce şükrettik. Burnumuz bile kanamadı. Vücudumuzu bir titreme aldı. Sanki dağın içinde dinamit patlamış gibiydi. Yukarıdan kayaların geldiğini sonradan fark ettik. Daha önce kazalar yaşadım ama böyle bir olayı ilk kez gördüm. Ne kadar dikkatli giderseniz gidin, yukarıdan gelen kayaya karşı önlem almak mümkün olmuyor." Minibüse yaklaşık 5 kaya parçasının isabet ettiğini belirten Akyürek, özellikle yağışlı havalarda sürücüleri uyararak, "Bu bölgeden geçen tüm sürücülerden ricam, yağmurlu havalarda çok daha dikkatli olmalarıdır" diye konuştu.
Düzce Kuyumcu mağdurlarının eyleminde yaşlı kadın fenalaştı Düzce’de iflas gerekçesiyle kapanan kuyumcuda paralarının ve altınlarının kaldığını, mağdur edildiklerini öne süren bir grup vatandaş, iş yeri sahibinin evinin önünde eylem yaptı. Polis ekipleri bölgede geniş güvenlik önlemleri alırken, eylem sırasında yaşlı kadın fenalaştı. Kent merkezinde faaliyet gösteren kuyumcunun bir süre önce iflas gerekçesiyle kapanmasının ardından mağdur olduklarını öne süren vatandaşlar, işletme sahibinin Kültür Mahallesi’ndeki evinin önünde bir araya geldi. İhbar üzerine bölgeye sevk edilen polis ekipleri, evin çevresinde geniş güvenlik önlemi aldı. Kalabalık grup, paralarını geri istediklerini belirterek duruma tepki gösterdi. Eylem sırasında sinir krizi geçirerek fenalaşan Bilgen Kurt isimli yaşlı kadına, olay yerine çağrılan sağlık ekipleri tarafından ambulansta müdahale edildi. Mağdurlardan Fatma Eser yaptığı açıklamada, "Mağdurların arasında tekstilde, fabrikada çalışanlar var. Dişinden, tırnağından artırarak bir şeyler yapmaya çalışan insanlar var. Örneğin aramızdaki bir kadının 4 çocuğu var. Borcu olan, bir sürü sıkıntı çeken insanlar var" dedi. "Herkes ona güvenirdi" Kuyumcu S.A.’nın geçmişte "Düzce’nin kasası" olarak bilindiğini ifade eden Eser, "Herkes ona güvenirdi. Emanet parasını ona bırakırdı. Oğlu, babasının yıllardır yaptığı güveni kendisi yıktı. Mahkemeye başvuruldu. Mahkemeden ceza olarak sonuç alındı ama bizim mağduriyetimiz giderilmedi" diye konuştu. "S.A., yılların esnafı olduğu için oğluna da güvendik" Bir başka mağdur Bilgen Kurt ise dolandırıldıkları söyleyerek, şöyle konuştu: "S.A.’nın oğlu Ş.E.A. tarafından dolandırıldık. 2024’nın eylül ayında ona gittik. S.A., yılların esnafı olduğu için oğluna da güvendik. Haram lokma yemeyelim diye bankalara yatırmadık. Birikimimizi oğlu Ş.E.A.’ya verdik. Bize ’Bir ay içinde mağduriyetiniz giderilecek, altınlarınızı geri vereceğiz’ dedi. 15 gün sonra, 1 ay sonra sürekli gittik ama sonuç alamadık. Her gidişimizde bizi es geçtiler. Doğru dürüst söz vermediler. Bizim kimsenin parasında, malında, mülkünde gözümüz yok." "Darbe yiyeceğimiz aklıma gelmedi" Kanser tedavisi gördüğünü belirten yaşlı kadın, "Biz hakkımız olanı istiyoruz. Ben kanser hastasıyım, tedavi görüyorum. Dişimden, tırnağımdan artırdığım parayı biriktirdim, kuyumcuya getirdim. Babası yılların esnafı olduğu için darbe yiyeceğimiz aklıma gelmedi" diye konuştu.
Ordu Ordu’da arıcılara malzeme desteği Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yürütülen proje kapsamında Ordu’da arıcılara yönelik malzeme desteği sağlandı. Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğünce 2025 yılında yüzde 70’i hibe olarak desteklenen ’Ordu Arısı Islah Projesi’ kapsamında, ıslah işletmesinde kullanılmak üzere 300 adet langstroth tipi kovan, 6 bin adet çerçeve, 10 bin adet ana arı taşıma kafesi, şeker, 6 ton arı keki, 500 kilogram temel petek ile maske ve körük alımı gerçekleştirildi. Temin edilen malzemeler Ordu Arı Yetiştiricileri Birliği’ne teslim edildi. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü toplantı salonunda düzenlenen törende, Ordu Arıcılar Birliği tarafından alınan Birinci Derece Tarımsal Örgüt Belgesi takdim edilirken, Islah Projesi kapsamında sağlanan malzeme desteğinin de teslimi yapıldı. Törende konuşan İl Tarım ve Orman Müdürü Bayram Ay, Ordu’da arıcılık alanında uzun süredir ıslah çalışmaları yürütüldüğünü belirterek, "İl Müdürlüğümüz kontrolünde Ordu İli Arı Yetiştiricileri Birliği tarafından 2017 yılından bu yana ıslah çalışmaları sürdürülmektedir. 2018-2021 yılları arasında TAGEM destekli olarak yürütülen proje, daha sonra uzatılarak 2023 yılına kadar devam etmiştir. Bu süreçte önemli mesafeler kat edilmiştir" dedi. İl Müdürü Bayram Ay ayrıca, proje kapsamında toplam bedeli 2 milyon 210 bin 820 TL olan harcamaların yüzde 70’inin Hayvancılık Genel Müdürlüğü tarafından karşılandığını, 1 milyon 547 bin 574 TL ödenek kullanıldığını ifade etti. Ordu Arıcılar Birliği Başkanı Akın Çiftçi ise konuşmasında iki önemli gururu bir arada yaşadıklarını belirterek, "Yüzlerce ana arı dağıtımı yaptık. Bu desteklemeyle arıcılıkta güçlü bir altyapı oluşturuldu. Hedefimiz, arıcılarımızın gelirini artırmak ve sürdürülebilir üretimi sağlamak" diye konuştu. Ordu Arıcılık Araştırma Enstitüsü Müdürü Şeref Cınbırtoğlu da arıcılığın tarımda katma değeri yüksek bir sektör olduğunu vurgulayarak, arıcılara yönelik desteklerin önemine dikkat çekti. Konuşmaların ardından İl Tarım ve Orman Müdürü Bayram Ay ile Ordu Arıcılar Birliği Başkanı Akın Çiftçi arasında proje imza töreni gerçekleştirildi. Program, 2025 yılı malzeme desteğinin Vali Muammer Erol tarafından arıcılara verilmesiyle sona erdi.