SAĞLIK - 16 Eylül 2014 Salı 09:19

Vitiligo’da immunoterapi tedavisi başarılı sonuçlar

A
A
A
Vitiligo’da immunoterapi tedavisi başarılı sonuçlar

Dış derinin renk kaybına uğramasıyla birlikte beyaz plaklarla seyreden bir hastalık olarak bilinen Vitiligo’da immunoterapi tedavisi başarılı sonuçlar vermeye başladı.

Vitiligonun özellikle genetik esaslara dayanan bir hastalık olduğunu belirten İç hastalıkları uzmanı ve immunoterapist Uzm. Dr. Ülkü Duraksoy tedaviye yanıt süresinin 1 hafta ile 5 ay kadar olabildiğini açıkladı.
Vitiligo’nun cilt hastalığı olarak görülmesi ve yeterli oranda incelenmemesi nedeniyle son çalışmalarda cilde yönelik lokalize tedavilerin yetersiz kaldığını açıklayan Uzm. Dr. Ülkü Duraksoy, hastalığın esas kaynağına inilmeden kullanılacak krem ve ışık terapilerinden tatminkar sonuc alınamadığı gibi, bazen de daha ilerlemiş olarak geri dönebildiğini belirtti.

PSİKOLOJİ FAKTÖRÜ
İmmunoterapinin bağışıklık sistemini tedavi edip, güçlendiren bir yöntem olarak önemli yer tuttuğunu söyleyen Uzm. Dr. Ülkü Duraksoy, hastalığın psikolojik faktörlere bağlı olarak da seyrini değiştirebildiğini belirtti. Duraksoy; “ Psikolojimiz gerçekten önemlidir. Çünkü stres, böbrek üstü bezlerimizden kortizol , adrenalin gibi bağışıklığımızı etkileyen bazı hormonlar salgılanmasını sağlar. Bu hormonlar immunosüpresif etkilidir , yani bağışıklığımızı baskılar. Bağışıklık sistemi bu hastalıkta temel rol oynar. Vitiligo, diğer bir çok hastalıkla beraber de olabilir. Vitiligo bağışıklık sisteminin zayıflaması ile gelişir. Stres de bağışıklığımızı zayıf düşürür. Diğer yandan genetik yatkınlıklarımız ya da zaafiyetlerimiz de hastalık için önemli bir faktördür. Ancak kötü bir genetik mirasa sahip olsak dahi bağışıklığımız güçlü ise vitiligo ortaya çıkmayabilir veya bagışıklığımızı güçlendirirsek vitiligodan kurtulabiliriz " diye konuştu.

"BAĞIŞIKLIĞIMIZ ZAYIF OLDUĞU IÇIN VİTİLİGO OLMUŞUZDUR!"
Neden bazen vitiligomuz yıllarca tek tük benek şeklinde kalır? Birden artma yayılma neden gösterir? Sorularına da açıklık getiren Uzm. Dr. Ülkü Duraksoy şunları söyledi:“ Dikkat edelim artma yayılma gösterdiği dönemler bayanlarda süt verme, emzirme gibi doğum sonrası ağır kayıpların olduğu vücudun ağır travmatize olduğu dönemlerdir. Erkeklerde bağışıklığın bozulabildiği askerlik dönemi gibi dönemlerde daha sık artarak karşımıza çıkar. Ondan önce uslu uslu tek tük duruyordur, hatta farkına bile varmayabiliriz. Ya da ağır antibiotik kullanımları sonrası vitiligoda artış görürüz. Bağışıklığımız zayıfladığında vitiligo ortaya çıkar veya artar. "

"HEPSİNDE GENETİK YATKINLIK VAR!"
Vitiligo’da genetik yatkınlık konusuna da değinen Uzm. Dr. Ülkü Duraksoy hastalıkla ilgili eksik ve bilinmeyen birçok yönün olduğunu öne sürdü. Duraksoy, " Vitiligo tamamen bir bağışıklık sistemi hastalığıdır. Genetik yatkınlıklar çerçevesinde ilerler. Bilim insanları bunları kanıtlamak için yıllarını adamaktadır. İmmunoterapinin özünde de bağışıklıkta ve genetikte bulunan risk faktörlerini bulup tedavi etmek vardır. Bu konu şimdiye kadar biraz yanlış ya da eksik anlaşılmış. Yani ailede vitiligo olması evet bir genetik yatkınlık ancak beş kişiden birinde var da diğer dört kişide neden yok? Bence hepsinde genetik yatkınlık var. Çünkü ailede şeker, gizli şeker, HT, kalp, allerji, astım, barsak hastalıkları, iltihaplı romatizma, sedef, egzema, guatr, tiroidit, kanser olması da genetik yatkınlık sayılır. Çünkü bunların hepsi bağışıklığı bozar. 2,5 yaşında bebeklerde de vitiligo çıkıyor. Neden? Hem anneden hem babadan ağır genetik ko-faktörler çocukta çakışıyor da ondan. Tabii ki psikolojik değil. Tamamen bağışıklığı çok bozuk çocuklar bunlar ve çok iyi tedavi edilmeleri gerekiyor. Çocuklarımızı ve genelde toplulumun bağışıklığını korumak aslında koruyucu hekimlik görevlerimizdendir. "

"TEDAVİYE YANIT KİŞİYE GÖRE DEĞİŞMEKTEDİR."
Hastalığın tedavisinin kişiye göre değiştiğini hatırlatan Uzm. Dr. Ülkü Duraksoy; hastada eşlik eden, örneğin ağır bir gluten intoleransı, çölyak hastalığı, veya tip1 diabet, ağır barsak koliti, iltihaplı romatizma, ağır kabızlık, aktif hashimato gibi hastalıkların tedavileri vitiligonun yanıt hızını ve bağlı olarak pigmentasyon hızını değiştirmektedir. Yanıt süresi 1 haftada başlayabildiği gibi 5 aya kadar da uzayabilmektedir. Tedavinin tamamlanması bağışıklığın tamamen toparlanmasına bağlıdır ki bu genellikle 2 yılı bulabilmektedir. Tedavinin erken kesilmesi, ilaçların etkin ve yeterli dozda kullanılmaması, kontrollerin düzenli yapılmaması tedavinin başarısını negatif yönde etkiler. Hasta uyumu tedavinin başarısını belirleyen ana faktörlerden birisidir.

İMMUNOTERAPİ NEDİR?
İmmunoterapi, bağışıklık sistemini tedavi eden ve güçlendiren bir yöntemdir. Kanser, vitiligo, tiroid, iltihaplı romatizma, hepatit gibi pek çok rahatsızlıklarda standart tedaviler ile birlikte uygulandığında iyi sonuçlar verebilir.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya SUBÜ’den şehrin ekonomik gelişimine ışık tutacak proje SUBÜ Sapanca MYO’nun Sakarya ekonomisine katkı sağlayan işletmeleri geniş bir perspektiften incelemeyi hedefleyen ‘İş’te Sakarya’ başlıklı bilimsel araştırma projesinde çekimler başladı. Proje genç girişimcilere ilham verici örnekler sunmayı ve şehir hafızası oluşturmayı amaçlıyor. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Sapanca Meslek Yüksekokulu Medya ve İletişim Programı akademisyen ve öğrencileri tarafından yürütülen Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü ile ‘İş’te Sakarya’ başlıklı projede çekimler başladı. Sakarya ekonomisine katkı sağlayan işletmeleri geniş bir perspektiften incelemeyi hedefleyen proje ile bölgenin ekonomik gelişimine yön veren yerel işletmelerin girişimcilik hikâyeleri dijital olarak kayıt altına alınacak. Kent hafızası oluşturulacak Sakarya’nın ekonomik yönünü araştırarak elde edilen verilerin bölgenin ekonomik tarihini daha iyi anlamak için kullanılacağını belirten Proje Koordinatörü Dr. Öğretim Üyesi İsmail Koç, “Proje ekibi olarak Sakarya’da faaliyet gösteren köklü işletmelerin kuruluş hikâyelerini, aile işletmelerinde kuşaklar arası yönetimi, devlet teşviklerinin etkisini, ekonomik katkıları ve inovasyon projelerini analiz edeceğiz. ‘İş’te Sakarya’ projesi ile şehrin ekonomik gelişimine tanıklık etmeyi ve Sakarya’daki girişimcilik hikâyelerini dijital ortamda belgeleyerek kent hafızasını oluşturmayı, şehir ekonomisine ve genç girişimcilere ilham kaynağı olmayı hedefliyoruz. Sapanca Meslek Yüksekokulu bu proje sayesinde üniversite-sanayi iş birliğine olan bağlılığını göstererek sektörle olan ilişkilerin geliştirilmesine önemli katkılar sağlayacak; üniversite ile sanayi arasındaki bu etkileşim, projenin hem akademik hem de endüstriyel alanda yeni iş birliklerine kapı açmasını mümkün kılacaktır” diye konuştu. Projede ilk çekim gerçekleşti ‘İş’te Sakarya’ projesinde ilk olarak Söğütlü Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren bir süt ürünleri şirketinin üçüncü kuşak temsilcisi Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Güneş ile video röportaj çekimleri yapıldı. Firma hakkında bilgi veren Güneş, “65 yıllık üretim tecrübemiz ile bugün 2,1 milyar TL’lik ciroya, 400 kişilik istihdama ve 5 bin süt üreticisine geri bağlantı etkisine ulaşmış durumdayız. Böylelikle Türkiye’de süt ve süt ürünleri işleyen üreticiler arasında önemli bir konumdayız” şeklinde konuştu. Proje ekibi Sapanca MYO Müdür Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi İsmail Koç’un koordinatörlüğünü yürüttüğü projenin ekibinde Dış Ticaret Bölümü Başkanı Doç. Dr. Füsun Çelebi Boz, Doç. Dr. Aydın Bağdat ve Medya İletişim Programı Başkanı Öğretim Görevlisi Servet Sezgin yer alıyor. Sapanca MYO Medya İletişim Programı öğrencileri de projede aktif olarak görev alarak uygulama becerisi kazanıyor. Proje ekibi, daha önce ‘Sapanca’nın Çınarları’ adlı projeyi de hayata geçirmişti. Bu proje ile Sapanca’nın 54 yaşlı bireyinin hayat hikayeleri belgesel haline getirilerek, onların deneyimlerini ve değerleri gelecek nesillere aktarılmıştı.
Gümüşhane Geleneksel Türk Okçuluğu sporcuları, geleneksel kıyafetleriyle Gümüşhane’de yarıştı Gümüşhane’de Geleneksel Türk Okçuluğu Grup Müsabakaları kapsamında 350’ye yakın öğrenci geleneksel kıyafetlerle kıyasıya yarıştı. Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından okul sporları kapsamında Türkiye Geleneksel Türk Okçuluğu Federasyonu ve Gümüşhane Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü koordinesinde gerçekleştirilen Geleneksel Türk Okçuluğu Grup Müsabakaları Gümüşhane Yenişehir Stadyumu’nda gerçekleştirildi. Müsabakalara erkek ve kız sporcular olmak üzere küçükler, yıldızlar ve gençler kategorisinde 13 ilden toplamda 350’ye yakın öğrenci katıldı. Geleneksel Türk Okçuluğu’nu tanıtmak ve ilgiyi artırmak amacıyla düzenlenen müsabakalarda, sporcular geleneksel kıyafetleriyle birlikte farklı kategorilerde kıyasıya mücadele etti. “Ata sporumuzu sevdirdiğimiz için mutluyuz” Müsabakalarda geleneksel yöntemler ve kıyafetlere özellikle dikkat edildiğini söyleyen Türkiye Geleneksel Türk Okçuluğu Federasyonu Hakemi Özlem Usluer, “Geleneksel Türk okçuluğu bölgesel elemeleri için buradayız. Burada kazanacak öğrencilerimiz Mersin’deki Türkiye finaline katılacaklar. Dönemsel olarak Türk kültüründe ve tarihinde yeri olan kıyafetler seçildi. Bizim zaten modern okçuluktan farkımız bunu geleneksel olarak yapmamız. Ata sporumuz, mutluyuz ve gururluyuz. Artık geleneksel okçuluğa ilgi çok fazla, gençlerimiz severek yapıyor ve talep sürekli artıyor, mutluyuz” dedi. “Yarışma için çok çalıştık” Malatya’dan müsabakalar için Gümüşhane’ye gelen Geleneksel Türk Okçuluğu sporcusu Özge Karaaslan (13),”Bu yarışma için çok çalıştık bayağı heyecanlandım, yaptım mı bilemiyorum sonuçlar gelince göreceğiz. Benim ailemde okçuluğa bir merak var onlarla birlikte ben de başladım. Rakiplerim çok iyi ben zaten yeni başladım ilk defa yarışmaya katılıyorum. İyi attığımı düşünüyorum” diye konuştu. Öte yandan Geleneksel Türk Okçuluğu Grup Müsabakaları Gümüşhane etabı yarın gerçekleşecek müsabakaların ardından sona erecek.
Gümüşhane Geleneksel Türk Okçuluğu sporcuları, geleneksel kıyafetleriyle Gümüşhane’de yarıştı Gümüşhane’de Geleneksel Türk Okçuluğu Grup Müsabakaları kapsamında 350’ye yakın öğrenci geleneksel kıyafetlerle kıyasıya yarıştı. Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından okul sporları kapsamında Türkiye Geleneksel Türk Okçuluğu Federasyonu ve Gümüşhane Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü koordinesinde gerçekleştirilen Geleneksel Türk Okçuluğu Grup Müsabakaları Gümüşhane Yenişehir Stadyumu’nda gerçekleştirildi. Müsabakalara erkek ve kız sporcular olmak üzere küçükler, yıldızlar ve gençler kategorisinde 13 ilden toplamda 350’ye yakın öğrenci katıldı. Geleneksel Türk Okçuluğu’nu tanıtmak ve ilgiyi artırmak amacıyla düzenlenen müsabakalarda, sporcular geleneksel kıyafetleriyle birlikte farklı kategorilerde kıyasıya mücadele etti. “Ata sporumuzu sevdirdiğimiz için mutluyuz” Müsabakalarda geleneksel yöntemler ve kıyafetlere özellikle dikkat edildiğini söyleyen Türkiye Geleneksel Türk Okçuluğu Federasyonu Hakemi Özlem Usluer, “Geleneksel Türk okçuluğu bölgesel elemeleri için buradayız. Burada kazanacak öğrencilerimiz Mersin’deki Türkiye finaline katılacaklar. Dönemsel olarak Türk kültüründe ve tarihinde yeri olan kıyafetler seçildi. Bizim zaten modern okçuluktan farkımız bunu geleneksel olarak yapmamız. Ata sporumuz, mutluyuz ve gururluyuz. Artık geleneksel okçuluğa ilgi çok fazla, gençlerimiz severek yapıyor ve talep sürekli artıyor, mutluyuz” dedi. “Yarışma için çok çalıştık” Malatya’dan müsabakalar için Gümüşhane’ye gelen Geleneksel Türk Okçuluğu sporcusu Özge Karaaslan (13),”Bu yarışma için çok çalıştık baya heyecanlandım, yaptım mı bilemiyorum sonuçlar gelince göreceğiz. Benim ailemde okçuluğa bir merak var onlarla birlikte ben de başladım. Rakiplerim çok iyi ben zaten yeni başladım ilk defa yarışmaya katılıyorum. İyi attığımı düşünüyorum” diye konuştu. Öte yandan Geleneksel Türk Okçuluğu Grup Müsabakaları Gümüşhane etabı yarın gerçekleşecek müsabakaların ardından sona erecek. (UA-RE-ÖS-Y)