EKONOMİ - 28 Temmuz 2021 Çarşamba 13:56

Yıllarca süren ticari uyuşmazlıklara 'arabuluculuk' ile çözüm

A
A
A
Yıllarca süren ticari uyuşmazlıklara 'arabuluculuk' ile çözüm

Hukuk uyuşmazlıklarında alternatif çözüm yolu olan arabuluculuk uygulaması sayesinde, geçen hafta Konya’da 41 yıllık miras uyuşmazlığının çözülmesi, dikkatlerin bir kez daha arabuluculuk uygulamasına dönmesini sağladı.

Türkiye’de 2012 yılında başlayan ve Yargı Reformu kapsamında daha etkin hale getirilip kapsamı genişletilen arabuluculuk, toplumsal barış ve uzlaşma kültürüne büyük katkı sağlıyor. Tarafların anlaşmaları ve karşılıklı rızalarına dayalı, daha seri ve hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulmasını sağlayan uygulama ile bugüne kadar 1 milyon 433 bin 259 dosya mahkemeye gitmeden sonuçlandı.

İş, ticari ve tüketici uyuşmazlıkları da çözülüyor
Arabulucuğun faydaları üzerine konuşan Uzman Arabulucu Av. Şengül Karslı, “Mahkemelere göre ekonomik ve dostane bir yöntem olan arabuluculuk; iş uyuşmazlıklarında 1 Ocak 2018, ticari uyuşmazlıklarda 1 Ocak 2019, tüketici uyuşmazlıklarında ise 28 Temmuz 2020'den bu yana uygulanıyor. Alternatif uyuşmazlık yöntemi olarak toplumsal uzlaşıya katkı sağlayan arabuluculuk yöntemiyle uyuşmazlıklar kısa sürede çözüme kavuşuyor. Böylece mahkemelerin iş yükü de büyük oranda azalıyor” dedi.

Arabulucuların sadece mahkemelerin iş yükünü azaltmakla kalmadığının da altını çizen Karslı, “Konya Seydişehir’deki davadan örnek vermek gerekirse; bir miras davasında tüm mahkemelerin 4-4.5 yıl süreceği bir ortamda, arabuluculuk sayesinde 1.5 ayda tamamlanmış bir uyuşmazlık görüyoruz. Bu sayede süresi belirsiz ve uzun zaman bir dava ile uğraşmaktan, adliyelere gidip gelmekten kurtulmuş oluyorsunuz. Zaten biz arabulucuların ve uyuşmazlık için bize gelenlerin en büyük isteği, tarafların ortak menfaat ve rızalarına uygun bir şekilde anlaşmazlıkların en kısa sürede tamamlanması “diye konuştu.

Arabulucuların ücretlerinin çok yüksek olduğu şeklinde toplumda yanlış bir algı olduğunu belirten Şengül Karslı, arabuluculuk ücretlerinin serbest piyasaya göre belirlenmediğini ve her sene belirlenen ücret tarifesinin Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla ortaya çıktığını ifade etti. Tarifeye göre; hesaplanan ücretin uzun yıllar süren yargılamaların harç ve masrafları, öngörülen hukuki menfaate geç ulaşmadan doğan zararlar dikkate alınarak değerlendirildiğinde aynı zamanda çok da ucuz bir yöntem olduğunu da ileri süren Karslı, “Türkiye’de yaklaşık 13 bin arabulucu var ve hepsinin alacağı ücret, Adalet Bakanlığı tarafından her senenin başında belirleniyor ve kimse kimseden daha fazla bir ücret almıyor. Bu yüzden kimsenin aklında ‘Benim davam çok karışık, acaba benden fazla ücret alınır mı?” sorusu oluşmasın” şeklinde konuştu.

Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yoluyla çözüme kavuşturulmasının sağlanmasında arabulucuya ödenecek ücret, aile hukuku uyuşmazlıklarında, 2 kişinin taraf olması durumunda taraf başına bir saati 170 lira, 3-5 kişinin taraf olması durumunda taraf sayısı gözetmeksizin bir saati 360 lira, 6-10 kişinin taraf olması durumunda taraf sayısı gözetmeksizin bir saati 380 lira, 11 ve daha fazla kişinin taraf olması durumunda taraf sayısı gözetmeksizin bir saati 400 lira olarak belirlendi.

Ticari uyuşmazlıklarda ise 2 kişinin taraf olması durumunda taraf başına bir saati 330 lira, 3-5 kişinin taraf olması durumunda taraf sayısı gözetmeksizin bir saati 680 lira, 6-10 kişinin taraf olması durumunda taraf sayısı gözetmeksizin bir saati 700 lira, 11 ve daha fazla kişinin taraf olması durumunda taraf sayısı gözetmeksizin bir saati 720 lira olacak.

İşçi-işveren uyuşmazlıklarında 2 kişinin taraf olması durumunda bir saati taraf başına 170 lira, 3-5 kişinin taraf olması durumunda taraf sayısı gözetmeksizin bir saati 360 lira, 6-10 kişinin taraf olması durumunda bir saati 380 lira, 11 ve daha fazla kişinin taraf olması durumunda taraf sayısı gözetmeksizin bir saati 400 lira olarak belirlendi.

Tüketici uyuşmazlıklarında, 2 kişinin taraf olması durumunda taraf başına bir saati 170 lira, 3-5 kişinin taraf olması durumunda taraf sayısı gözetmeksizin bir saati 360 lira, 6-10 kişinin taraf olması durumunda taraf sayısı gözetmeksizin bir saati 380 lira, 11 ve daha fazla kişinin taraf olması durumunda taraf sayısı gözetmeksizin bir saati 400 lira olacak.

Diğer tür uyuşmazlıklarda ise 2 kişinin taraf olması durumunda bir saati taraf başına 205 lira, 3-5 kişinin taraf olması durumunda taraf sayısı gözetmeksizin bir saati 430 lira, 6-10 kişinin taraf olması durumunda taraf sayısı gözetmeksizin bir saati 450 lira, 11 ve daha fazla kişinin taraf olması durumunda taraf sayısı gözetmeksizin bir saati 470 lira olarak belirlendi.

Pandemide online arabuluculuk
Online arabuluculuğun gerek zorunlu hallerde gerekse ihtiyari olarak arabuluculuk sistemini kullanmak durumunda olan taraflara büyük kolaylık sağladığını belirten Karslı, “Gerek pandemi şartlarından korunmak gerekse şehir ya da ülke farklılığı dolayısıyla bir araya gelemeyen kişilere uyuşmazlıklarını arabulucu eşliğinde çözmelerine imkan sağlayan bir sistem. Bunun yanı sıra da tarafları, bir araya gelmek için harcayacakları zaman ve masraftan da kurtarmakta. Ayrıca fiziksel olarak tarafların ayrı olmasını gerektiren duygu durumlarının yönetilmesi açısından da kolaylık sağlamakta” diye konuştu.

Arabulucu online toplantısı, sesli ya da görüntülü görüşme ile tüm tarafların kendilerini tanıtıp kimlik tespiti sonrası sağlıklı bir iletişim ortamında gerçekleşmekte. Toplantı sonrası taraflar ıslak imzaları kargo ile ulaştırabiliyor veya elektronik imza alınabiliyor.

Konya’da ne olmuştu
Seydişehir ilçesinde 1980 yılında vefat eden Emine Yıldız’ın 6 çocuğundan olan torunları ve torunlarının çocukları, değeri yaklaşık 750 bin lira olan 14 taşınmazın paylaştırılması için arabulucu öncülüğünde bir araya geldi. Arabulucu, 41 yıldır süren miras uyuşmazlığının ardından düzenlenen müzakereler ile 28 kişi ile görüşmeler gerçekleştirdi. Yaklaşık 1,5 ay süren malların tespiti, varislerin bilgilendirilmesi süreci sonrası, arabuluculuk uygulaması sayesinde bir araya gelen 28 hak sahibi anlaşarak el sıkıştı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Ankara’dan Antalya’ya yangın tatbikatı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın himayelerinde Tarım ve Orman Bakanlığı ev sahipliğinde Antalya Valisi Hulusi Şahin ile birlikte 23 il valisinin katılımıyla 2024 Orman Yangınlarıyla Mücadele Hazırlık Toplantısı gerçekleştirildi. Orman yangını oluşması yönünden riskli 23 il valisinin katılımı ile gerçekleştirilen 2024 Orman Yangınlarıyla Mücadele Hazırlık Toplantısında İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ortak basın açıklaması yaptı. "Azim, gayret ve seferberlik halindeyiz" İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "Orman yangınları büyüklüklerine göre; ‘Çok Küçük Yangın’, ‘Küçük Yangın’, ‘Orta Büyüklükte Yangın’, ‘Büyük ve Çok Büyük Yangın’ olarak 4 seviyeye ayrıldı. Belirlenen gruplara göre de müdahale organizasyonu tanımlandı, bu noktada orman yangını hangi seviyede çıkarsa çıksın Tarım ve Orman Bakanımızın şahsında, onun liderliğinde, aynı zamanda İçişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve diğer tüm bakanlıklar, tüm kamu kurum ve kuruluşları bir seferberlik ruhuyla hareket ediyoruz" ifadelerini kullandı. "Yeşile yeşil katmak için çalışıyoruz" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ise konuşmasında, "Türkiye’nin orman varlığını artırmak ve yeşil vatanımızın yeşiline yeşil katmak için son 22 yılda büyük bir gayretle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu çalışmalar kapsamında 7 milyardan fazla fidanı ve tohumu toprakla buluşturduk. Bu sayede orman alanlarımız bugün itibariyle 23,4 milyon hektara çıkmış durumda. Bu da ülkemizin yüzölçümünün yüzde 30’una tekabül ediyor" dedi. "Döşemealtı’nda başarılı tatbikat" Sunum esnasında, Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde tatbikat amaçlı kontrollü yangın çıkartıldı. Yangına müdahale için yapılacak planlama, “Yangın Yönetim Merkezinden” yönetildi. Yapılan planlamanın ardından, hava ve kara araçlarıyla yangına müdahale edildi ve yangın başarı ile kontrol altına alındı.
Denizli DSO Başkanı Kasapoğlu; “Avrupa Birliği’nin Türkiye için önemli bir partner olduğuna inanıyoruz” Denizli Sanayi Odası (DSO) Yönetim Kurulu Başkanı Selim Kasapoğlu, Avrupa Günü mesajında; “Avrupa Birliği’nin Türkiye için önemli bir partner olduğuna inanıyoruz” dedi. 9 Mayıs Avrupa Günü dolayısıyla bir mesaj yayımlayan DSO Başkanı Selim Kasapoğlu, “Avrupa’nın birlik, barış ve refahının simgesi olan ’Avrupa Günü’nü kutluyoruz. Avrupa Günü bu yıl ‘Ortak Değerlerimiz, Ortak Geçmişimiz’ ve ‘Birlikte İnşa Ettiğimiz Barış ve Refah’ sloganları ile tüm Avrupa ve ülkemizde kutlanıyor. 1950 yılında Robert Schuman’ın vizyoner önerisiyle başlayan bu yolculuk, bugün bizi bir araya getiren değerler ve ortak hedefler etrafında kenetlenmemizi sağlamıştır. Avrupa Günü, birlikte daha güçlü olduğumuzu ve ancak birlikte hareket ederek zorlukların üstesinden gelebileceğimizi hatırlatmaktadır. Bugün, 74 yıl önce atılan temellerin üzerine inşa edilen Avrupa Birliği’nin, siyasi ve ekonomik entegrasyonunun yanı sıra, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi temel değerlerin de savunucusu olduğunu anlatan önemli bir gün. Avrupa Birliği’nin Türkiye için önemli bir partner olduğuna inanıyoruz. Ülkemizin kalkınması ve refahı için AB ile olan ilişkilerimizin daha da güçlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Denizli, ihracatçı bir şehir olması sebebiyle Avrupa ile yakın ilişki kuran illerin başında geliyor. Denizli ihracatının büyük kısmının Avrupa Birliği üyesi ülkelere yapıldığı gerçeğinden hareketle, ticaret başta olmak üzere hem kültürel hem de sosyal ilişkilerimiz oldukça kuvvetli. Denizli Sanayi Odası olarak, Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimize büyük önem veriyoruz. Bu çerçevede, üyelerimizle birlikte Avrupa pazarına erişimlerini kolaylaştırmak ve AB ile iş birliğini geliştirmek için aktif bir şekilde çalışıyoruz. Sanayimizi, ekonomimizi ve toplumumuzu daha ileriye taşıyacak projelerde Avrupa Birliği ile iş birliği içinde olmaktan mutluyuz. Bu hususta, AB Türkiye Delegasyonu ile 1997 yılından beri var olan ortaklık çerçevesinde Türkiye’deki 19 şehirden biri olarak Denizli’de ve Odamız bünyesinde AB Bilgi Merkezi’ne ev sahipliği yapıyoruz. Bu birliktelik ile AB ülkeleri ve kurumları ile iş birliklerimizi hem DSO hem de ilimiz adına güçlendirecek çalışmalar yürütüyoruz. Avrupa Günü’nün, barış, demokrasi ve refahın tesis edilmesine ilham kaynağı olmasını temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.
İstanbul Cem Garipoğlu’nun otopsi görüntülerini inceleyerek rapor hazırlayan bilirkişinin trafik polisi olduğu iddia edildi Münevver Karabulut’u canice katleden ve cezaevindeyken intihar eden Cem Garipoğlu’nun otopsi görüntüleri inceleyerek rapor hazırlayan bilirkişinin trafik polisi olduğu iddia edildi. Konuyla ilgili olarak Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir bilirkişinin trafik polisi olduğuna dair bir belge yayınladı. Münevver Karabulut’u 3 Mart 2009 tarihinde canavarca hisle ve hunharca öldüren Cem Garipoğlu, 2014 yılında Silivri’de kaldığı koğuşta intihar etmişti. Ölen kişinin Cem Garipoğlu olup olmadığı yönündeki iddialar üzerine Karabulut ailesi avukatları aracılığıyla fethi kabir işlemi yapılmasını talep etmiş ancak bu talep Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından reddedilmişti. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan Cem Garipoğlu’nun otopsi sırasında yapılan işlemlerine ait fotoğraflar ve video kayıtlarının hazırlanıp gönderilmesi istenerek dosyaya bilirkişi atanmıştı. Cem Garipoğlu’nun otopsi görüntülerini inceleyerek rapor hazırlayan bilirkişinin trafik polisi olduğu iddiası olaylara yeni bir boyut kazandırdı. Konuya ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yapan Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir “Tam 15 yıldır Münevver Karabulut cinayetinde mağdur aile vekilliği yapıyoruz. Bu süreçte Adli Tıp Kurumunda, kollukta ve yargıda kamuoyunun da yakından takip ettiği birçok ihmal yaşandı. Türkiye bir haftadır Cem Garipoğlunun adli tıptaki fotoğraflarını ve bilirkişi incelemesini konuşuyor. Peki kim yaptı bu incelemeyi? Hepimiz Adli tıp uzmanı veya bir doktor demeliyiz. Fakat adli tıp görüntülerinin dökümünü yapan ve raporu hazırlayan Trafik Polisi. Bu raporun akademik ve bilimsel perspektifi ve saygınlığı tartışılır haldedir. Otopsi görüntülerinin dökümünün bir adli tıp uzmanı yerine trafik polisine yaptırılması hukuken ve fiilen kabul edilemez. Hukuki sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız.” ifadelerini kullandı.