GÜNDEM - 25 Ağustos 2016 Perşembe 12:17

Yolcu gemisinde isyan çıktı

A
A
A
Yolcu gemisinde isyan çıktı

Çeşme'den Yunan Adaları turuna çıkan yolcu gemisinin, Rodos Adası'ndan 3 saat geç çıkması ve Mykonos Adası'na yanaşmaması isyana neden oldu. İradeleri dışında Syroz Adası'na götürüldüklerini belirten yolcular, olayla ilgili tutanak tuttu.

21 Ağustos tarihinde Çeşme Limanı'ndan Yunan Adaları turuna çıkan ETS Delphin Cruise gemisinin Rodos Adası'ndan 3 saatlik gecikmeyle ayrılması ve Yunanistan'ın gözde adalarından olan Mykonos Adası'na yanaşmayarak açık denizde saatlerce bekledikten sonra küçük bir ada olan Syroz Adası'na yanaşması üzerine yolcular isyan etti. Gemideki Grand Salon'da toplanan 300 kadar yolcu, gemi kaptanından ve turun firma yetkililerinden açıklama yapılmasını istedi. Yolcuların ısrarı sonucu geminin operasyon müdürü gelerek yolculara açıklama yaptı. Operasyon müdürü, hava şartları nedeniyle Mykonos Adası'na yanaşılamadığını ve "mücbir sebepler" nedeniyle geminin rotasında değişiklik yaptığını söyledi. Yapılan açıklamadan tatmin olmayan yolcular, Mykonos Adası'na irili ufaklı çok sayıda geminin yanaştığını gördüklerini söyleyerek, iradeleri dışında Syros Adası'na götürülmelerini protesto ettiler. Grand Salon'daki 300 kadar yolcu, aralarında bulunan avukatında yardımıyla tutanak tutarak imza altına aldılar. Yolcular, yasal haklarını arayacaklarını söylediler.

"Kavga çıktı"
25 Ağustos sabahı 07.00 sıralarında Çeşme Ulusoy Limanı'na yanaşan gemiden inen yolcular arasında bulunan Avukat Serkan Duman, yaptığı açıklamada, Mykonos Adası yerine Syros Adası'na gitmeyi hiçbir yolcunun istemediğini belirterek, "Bilgi kirliliği vardı. İnsanlar ciddi bir şekilde mağdur edildi. Herhangi bir şekilde özür dahi dilemediler. 1 saat sonra, 'Kapınızın altından bir bildiri atacağız. Belirli bir ücret iadesi yapılabilir' diye bilgi verildi. Hava şartlarının uygun olmaması durumunda kaptanın takdir hakkı olduğu söylendi ama kesinlikle hava muhalefeti yoktu. Limana giren çıkan gemileri de gördük. 'Mücbir sebep' deniliyor. Ancak ben avukat olduğum için mücbir sebebin ne olduğunu iyi biliyorum. Bu, mücbir sebebe girmiyor. Gemideki yolcularla birlikte sosyal medyada bir grup kurduk. Herkes iletişim halinde olacak. Belirli bir dava yığını tur firmasını bekliyor. Bize açıklama yapmaya yetkili insanlar dahi hepsi farklı bir ağızdan konuşuyor. Birisi 'hava muhalefeti' diyor, birisi 'Rodos'tan geç çıktığımız için' diyor, birisi Yunan otoritelerinin bize izin vermediğini söylüyor. Hepsinin farklı bir açıklaması var. Bu insanlar toplanıp, yaptıkları yanlışı nasıl meşrulaştırabiliriz diye konuşmamışlar dahi. O kadar basiretsizler ki bize çıkıp da düzgün bir açıklama yapamadılar. Hiç kimse doğru bir bilgi vermedi. Bizim asıl sinirlendiğimiz olay da bu insanlara bizim canımızın emanet edilmesi ve bu insanların bizim akıllarımızla dalga geçiyor olmaları. Çok mağduruz. Bu olay gemi personelinden kaynaklanan bir olay olsa ve tur ile muhatap olabilsek problem yok. Ama tur firmasını arıyoruz, gemi kaptanının böyle bir hakkı olduğunu söylüyor. Gemi kaptanının böyle bir hakkı yok. Hukukçu insanlarız ve hangi hakların mücbir sebebe girebileceğini gayet iyi biliyoruz. Böyle bir durum söz konusu değil. Rezil edildik. Hiç memnun değiliz. Gemide çok büyük olaylar çıktı. Kavgalar çıktı. Hala bir özür dahi dilenmedi. İrademiz dışında Syroz Adası'na götürüldük" diye konuştu.

"Yasal haklarımızı arayacağız"
Yolculardan Akay Okutur da Antalya'dan ailece gelerek bu tura katıldıklarını belirterek, "Gemi Rodos'tan geç kalktı. Saatinde gelmediği için mi neden olduğunu bilmiyorum, Mykonos'a yanaşamadık. Sabah 08.00'de girmemiz gereken Mykonos'a öğleden sonra 13.30 olmasına karşın yanaşamadık. Sorduğumuzda, Syroz'a gideceğimizi, belki dönüşte yanaşabileceğimizi söylediler. Bizler de bu duruma isyan ettik. Rapor tutuldu. İmzalar toplandı. Kaptanı çağırdık, gelmedi. Tatmin edici bir açıklama yapan olmadı. Sırf Mykonos için bu yolculuğa katılanlar vardı. Biz bir yıl para biriktirip katıldık ama çok haksız bir şekilde mağdur edildik. Yasal haklarımızı arayacağız" dedi.

"Başka gemiler yanaştı"
Tura katılan yolculardan Serkan Demir, genel olarak gemideki hizmetten memnun olduklarını belirterek, "Geminin rotasında sıkıntılar yaşandı. Vadettikleri yerlere götürmediler. Bize hava koşullarından kaynaklandığını söylediler ama geminin yanaşamayacağı kadar bozuk bir hava şartı yoktu. Başka gemiler yanaştı" ifadelerini kullandı.

İsa Atagöz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Marmaris Kordon Caddesi taksicilerinden belediyeye tepki Muğla’nın Marmaris ilçesi Tepe Mahallesi’nde bulunan Kordon Caddesi’nde Marmaris Belediyesi tarafından hayata geçirilmesi planlanan yürüyüş yolu ve meydan düzenlemesi projesine, cadde üzerinde hizmet veren üç taksi durağı basın açıklamasıyla tepki gösterdi. Taksi duraklarında görev yapan taksiciler, Marmaris Atatürk Meydanı’nda bulunan Atatürk Anıtı önünde bir araya gelerek kamuoyuna çağrıda bulundu. Yaklaşık 50 yıldır Kordon Caddesi’nde kesintisiz hizmet verdiklerini belirten taksi esnafı, söz konusu projenin ulaşım bilimine, şehir planlama esaslarına ve kamu yararı ilkesine aykırı olduğunu savundu. Açıklamada, "Bugün tartışılan mesele bir meydan meselesi değil; akıl mı rant mı, bilim mi keyfilik mi meselesidir" ifadelerine yer verildi. Taksiciler, Kordon Caddesi’nin kaymakamlık, emniyet birimleri, bankalar, liman, tur tekneleri, eczaneler ve taksi duraklarıyla Marmaris’in en kritik kamusal ulaşım akslarından biri olduğuna dikkat çekerek, bu hattın araç trafiğine kapatılmasının şehir içi ulaşımı olumsuz etkileyeceğini dile getirdi. Yapılan açıklamada, tek giriş-çıkışlı bölgelerde yayalaştırmanın alternatif ulaşım koridorları oluşturulmadan uygulanmasının trafik kilitlenmesine ve acil hizmetlere erişimde aksamalara yol açacağı vurgulandı. Marmaris’in bir metropol olmadığına işaret edilen açıklamada, ilçenin mevsimsel turizm ekonomisiyle ayakta durduğu, bu nedenle taksi duraklarının bilinçli bir planlamayla üç ayrı noktada konumlandırıldığı ifade edildi. Kordon Caddesi’nde Es Taksi’nin 38, Çınar Taksi’nin 23, Özlem Taksi’nin ise 26 araçla hizmet verdiği belirtilerek, bu dağılımın yıllara dayanan saha tecrübesinin sonucu olduğu kaydedildi. Durak sayısının bire düşürülmesinin yaklaşık bin kişinin geçimini doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyeceğini savunan taksiciler, böyle bir durumda Marmaris ulaşım sisteminin ciddi zarar göreceğini öne sürdü. Açıklamada, projenin hayata geçirilmesi halinde yalnızca taksicilerin değil, vatandaşların, esnafın, turistlerin, yaşlı ve engellilerin de mağdur olacağı belirtildi. "Henüz yazılı bir açıklama almadık" Basın açıklamasının ardından meydanda konuşan Marmaris Şoförler Odası Başkanı Bülent Kalaycı Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü ile görüşme gerçekleştirdiklerini ve taleplerini ilettiklerini ancak şu ana kadar kendilerine yazılı bir açıklama ulaşmadığını söyledi. Kalaycı, "Biz Marmaris’in yararına yapılan tüm projelerin yanındayız, önce bunu belirtelim. Konu ile ilgili Belediye başkanımızla görüştük, tüm taleplerimizi kendisine ilettik. Ancak elimizde henüz yazılı bir belge yok. Burada 90 taksinin tek durakta toplanması yüzlerce taksi şoförünü ve taksici esnafını doğrudan etkiler" ifadelerini kullandı. Taksi esnafı, belediyenin projeye ilişkin işlemlerinin denetlenmesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın sürece müdahil olması ve kamu zararına yol açtığı iddia edilen uygulamalar için müfettiş görevlendirilmesi talep ederek, tazminatlarının verilmesini istediler. Açıklamanın sonunda, taleplerin karşılanmaması halinde konunun yargıya taşınacağı belirtilerek, "Marmaris masa başında değil, yaşayanlarıyla yönetilmelidir" ifadeleriyle kamuoyuna çağrıda bulunuldu.
İzmir Hükümlülerin el emeği göz nuru ürünleri görücüye çıktı Ödemiş T ve M Tipi Ceza İnfaz Kurumlarındaki hükümlülerin el emeği göz nuru eserleri, tarihi Çakırağa Konağı’nda düzenlenen anlamlı bir sergiyle ziyarete açıldı. Satıştan elde edilen gelirlerin doğrudan hükümlülerin hesaplarına yatırılacağı bu özel sergi, 21 Aralık tarihine kadar ziyaretçilerini bekliyor. Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, Ödemiş T Tipi ve M Tipi Ceza İnfaz Kurumlarında barındırılan hükümlü ve tutukluların topluma kazandırılması çalışmaları kapsamında anlamlı bir etkinlik gerçekleştirildi. Sosyal ve kültürel faaliyetler çerçevesinde üretilen yağlı boya resimler ve el sanatı ürünleri, Birgi Çakırağa Konağı önünde düzenlenen törenle sergilenmeye başlandı. Protokolden yoğun katılım Cumhuriyet Savcısı Fatih İbiş’in koordinesinde titizlikle hazırlanan serginin açılışına; Ödemiş Kaymakamı Hakan Yavuz Erdoğan, Ödemiş Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Karabulut, Ödemiş Belediye Başkanı Mustafa Turan, hakim ve savcılar, cezaevi müdürleri, denetimli serbestlik personeli ve çok sayıda vatandaş katıldı. Protokol üyeleri açılış kurdelesini kestikten sonra sergiyi gezerek ürünleri inceledi. Geliri hükümlülere umut olacak Serginin açılış konuşmasını yapan Ödemiş Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Karabulut, ceza infaz sisteminin sadece bir yaptırım değil, aynı zamanda bireyi topluma kazandırma süreci olduğunu vurguladı. Karabulut, "Burada sergilenen her bir ürün sabır, emek ve umutla üretilmiştir. Ürünlerin satış fiyatları bizzat hükümlüler tarafından belirlenmiş olup, elde edilen gelirler doğrudan kendilerinin veya ailelerinin hesaplarına yatırılacaktır. Bu sayede maddi durumu iyi olmayan bireylerin hayata tutunmalarına destek olunmaktadır" dedi. Tarihi mekanda sanat köprüsü Başsavcı Karabulut, serginin toplum ile ceza infaz kurumları arasında bir gönül köprüsü kurduğuna dikkat çekerek emeği geçen personele ve tüm kurumlara teşekkür etti. Tarihi Çakırağa Konağı’nın atmosferinde sergilenen özgün yağlı boya tablolar ve el sanatları ürünleri, katılımcılardan tam not aldı. Ziyaretçilerini bekliyor 18 Aralık’ta protokolün katılımıyla kapılarını açan sergi; 19, 20 ve 21 Aralık 2025 tarihlerinde de halkın ziyaretine açık kalacak. Vatandaşlar, hem sanata destek olup hem de hükümlülerin topluma yeniden kazandırılması sürecine katkı sağlayabilecek.