SPOR - 09 Eylül 2017 Cumartesi 14:16

8. Dünya Uluslararası Aba Güreşleri kıran kırana geçti.

A
A
A
8. Dünya Uluslararası Aba Güreşleri kıran kırana geçti.

8.

8. Aba Güreşi Dünya Kupası 34 ülkenin katılımıyla, 2-3 Eylül tarihlerinde Hatay’da yapıldı. Halk konseri, Mehter Takımı, folklor gösterisi ve ağaç güreşi gösterileri ile başlayan gösterilerin ardında başlanan güreşler bütün gece devam etti ve şampiyona sabaha karşı 04.00 de sona erdi.


Şampiyona, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı ve Dünya Aba Güreşi ve Geleneksel Sporlar Federasyonu Başkanı Doç.Dr. Lütfü Savaş’ın Türk Sporuna kazandırdığı Mersah alanında yapıldı. Hataylı Aba güreşi sevdalıları, bu muhteşem organizasyona adeta renk kattı. Son müsabakalar bitene kadar Mersah alanını terk etmemeleri güreşe olan sevdalarını göstermektedir. Dünya’da tek olan bu Aba Güreşi Mersah alanının Hatay’da olması da ayrıca gurur kaynağıdır. Bu gurur başta Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve projenin Mimarı ise Prof Dr. İbrahim Öztek’in mimar oğlu Kürşat Öztek’e aittir. Şampiyona, birçok televizyon tarafından canlı yayınlanırken, medya mensuplarının da sabaha kadar beklemeleri habercilik anlayışı açısından ve Aba Güreşi’nin geleceği açısından önemli bir etken oldu.


Müsabaka kurallarını ve Uluslararası Aba Güreşini öğrenen ülkeler, artık her kategoride birbiri ile başa baş güreşler çıkarmaktadırlar. Bunun da göstergesi olarak yarışmalara katılan her ülke sporcusu derece almaktadır. Aba Güreşi Dünya Federasyonu Başkanı Prof.Dr.İbrahim Öztek yaptığı açıklamada; “Dünyaya Aba Güreşini biz öğrettik. Ama bugün bu sporu öğrenen ülkeler bize ciddi rakip oluyorlar. Katılımcı ülkelerden her ülkenin burada madalyaya uzanması ise dengeler açısından güreşe olan bağlılıklarını sevmelerini ve buraya sıradan sporcularının getirmediklerini görüyoruz ve buda bizi ayrıca sevindirmektedir” dedi. Bu şampiyona aynı zamanda Ülkemizin özellikle de medeniyetler beşiği hoşgörü şehrimiz Hatay’ın Dünya’ya tanıtmış olmamız ayrıca bizleri motive etmektedir diyen Öztek; “Hatay’a gelen kafilelere Hatay’da bulunan Dünyanın ilk kilisesi Sen Piyer ve dünyanın en muhteşem mozaik ve arkeoloji müzeleri gezdiriliyor. Turistik yerlerimizde ağırlıyoruz” diyerek katılımcıların Türkiye’den ve Hatay’dan mutlu ayrıldıklarını söyledi.


Güreşe katılan ülkelerin yarısına yakınının Türk Cumhuriyetlerinden olduğuna dikkat çeken Öztek; “Bundan sonra sıra; MÖ 2500 yıllarında Orta Asya’da Kıvışka denilen yerde yapıldığı gibi Hatay çayırlarında veya Kocaeli çayırlarında Türklerin Olimpiyatlarını gerçekleştirmek en büyük hedefimizdir. Bunu yapacak kadrolar ve imkanlar mevcuttur. Yeter ki; devletimizin bu noktada bizlere desteği olsun.


8. Uluslararası Aba Güreşi Dünya Kupası Şampiyonası, Türkiye’de yapılan ve ülkelerin tam takım ile katıldığı Dünya’nın en büyük geleneksel güreş spor organizasyonu başarılı bir şekildi tamamlandı. Seneye daha görkemli bir şekilde büyüyerek devam edecektir” diyerek Aba Güreşi’nin Olimpiyatları için ilk adımı attıklarını ifade etti.


Dünya Federasyonu Türkiye’de


Dünya Aba Güreşi ve Geleneksel Sporlar Federasyonu, Türkiye’de ilk kez kurulan bir Dünya Federasyon olduğunu belirten Öztek; “Dünya’ya Güreşi öğreten Türkiye, üzülerek belirtmek isterim ki, Dünya Güreş Federasyonuna sahip çıkamamış, Dünya Güreş Federasyonu İsveç’in erken davranmasıyla İsveç’te kurulmuştur. Yarın bir ülke çıkar da, biz Dünya Yağlı Güreş Federasyonunu kurduk. Bundan böyle bize bağlanacaksınız derse hiç şaşmam. Ayrıca, bizim federasyonumuz içinde alt başlık olarak Yağlı Güreş de bulunmaktadır. Yağlı güreşimizi organize eden değerli güçlerimizle bunu da Dünyaya öğretebiliriz. Ancak bunun için devlet projesi olması gerekiyor” diyerek güreşe biraz daha sahip çıkılması gerektiğine dikkat çekti.


8. Aba Güreşi Dünya Kupası’nda dereceye giren sporcular şöyle:


60 KG.


1.Fatih Önalan Türkiye


2.Ali Karaboğa Türkiye


3.Sagyndyk Ashim Kazakistan


3.Doulbay Ospan Kazakistan


5.Baxıev Eyvaz Azerbaycan


5.İzayev Vasıf Asafoğlu Azerbaycan


70 KG.


1.İbrahim Valiyan İran


2.Ahmet Kosmov Türkmenistan


3.Vitali Kelioğlu Gagauzya/Moldova


3.Hasan Kaya Türkiye


5.Cuma Akkuş Türkiye


5.Enver Sedat Çolak Türkiye


80 KG.


1. Ivan Stetenov Bulgaristan


2. Mevlut Çolak Türkiye


3. Daniyar Temirkhanov Kazakistan


3. Ivan Vasev Sibirya/Rusya


5. Ruslan Khalitov Özbekistan


5. Vadım Kozanov Almanya


90 KG


1.Munkhjargel Erdenekkhul Moğolistan


2.Davlet Takhiridonov Kazakistan


3.Izet Kadirov Kırım/Ukrayna


3.Ali rıza Jahanian İran


5.Ivoylo Manhey Bulgaristan


5.Muhammet Tavvab Alamı Afganistan


+90/AĞIR/ Başpehlivan


1. Kalantarian Muştaba İran


2. Gıorgı Kobaıdze Acara/Gürcistan


3. Mahmut Çayırcı Türkiye


3. Evgenı Zalnov Sibirya/Rusya


5. İvan Sharygın Tataristan


5. Rezo Tsukulıdze Acara/Gürcistan


Takım sıralaması


1.Türkiye


2.İran


3.Bulgaristan


3.Sibirya

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Paramediklerin survivor gibi yarışları nefes kesti Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) ev sahipliğinde, Antalya İl Sağlık Müdürlüğü paydaşlığında düzenlenen 16 farklı üniversiteden 26 ekip; 9 farklı etaptan oluşan “VIII. Ulusal Tralli Travma Rallisi"nde kıyasıya yarıştı. Yarışma araç içi trafik kazası, motosiklet kazası, otobüs kazası, yüksekten düşme vakası, KBRN yanığı vakası, ileri yaşam desteği, dar alan (enkaz), bilgi ve taşıma teknikleri etaplarında gerçekleşti. Öğrencilerin zaman, hız, bilgi ve doğru müdahale ile ter döktükleri yarışmayı, katılımcılar ve sağlık sektörünün öncüleri takip etti. Anonslarla birlikte harekete geçen paramedikler, önceden hazırlanan senaryolar ve temsili olaylara hızla müdahale etmek için çabaladılar. Trafik kazalarına yüksekten düşme vakalarına, dar alanlarda sıkışan yaralılara ulaşmak için bile mücadele eden paramedikler, olay yerindeki ilk müdahaleyi de hakemler eşliğinde yapıp puan almaya çalıştılar. Olay ylerinde yapılan ilk müdahalenin ardından sıra yaralıları ambulansa taşımaya geldiğinde ise yarışmacıları yine zor anlar bekledi. İki görevlinin taşıdığı yaralı kimi zaman dar tünellerden geçirilip merdivenlerden indirildi, arazi şarlatına göre uyarlanmış alandan ambulansa ulaştırıldı. 9 etabın her birinde yarışan öğrenciler hünerlerini, uygulamaya dökerek gösterdi. Heyecan dolu yarışmada ekipler gerçeği aratmayan bir mücadele sergiledi. Soluk soluğa geçen yarışmada öğrencilerin etaplarda gösterdikleri performanslar uzman hakemlerce değerlendirildi. “Her an hazırız” Yarışma sonrası ödül töreninde konuşan, aynı zamanda Acil Tıp Uzmanı olan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atıf Bayramoğlu, Türkiye’de son yıllarda paramedik sayısının hızla arttığından vakalara anında müdahale edildiğine vurgu yaptı. Türkiye’de 1993 yılında 9 Eylül Üniversitesinin girişimiyle paramedik mesleğinin eğitimlerine başlandığını hatırlatan Prof. Dr. Atıf Bayramoğlu, “Günümüzde Sağlık Bakanlığına bağlı 112 acil sağlık hizmetlerimizin ülke genelinde toplam istasyon sayısı 3 bin 402’ye, il sağlık hizmetlerinde kullanılan kara ambulans sayısı ise 5 bin 738’e ulaşmış durumda. Paramedik; dağ, taş, köy, göl, sokak, yol, ev demeden yardım etmeye koşan, işini aşkla heyecanla en iyi şekilde yapmaya çalışan 112 çalışanlarıdır. Vatan için, millet için, bayrak için ve tabii ki sizler için ülkemizin dört bir yanında hep en iyisini yapmayı hedefler. Yılmadan, bıkmadan çalışmaya devam eder. Paramedik siren sesiyle, tepe lambasıyla, vakanın stresiyle yaşamaktan mutludur. İsimsiz kahramanlarımız yerinde, zamanında ve yeterli ekipmanlar ile hizmet vermeye her an hazırdır. Gözünüz arkada kalmasın, acil sağlık hizmetleri paramediklere emanet. Türkiye’nin Acil Sağlık Hizmetlerindeki gücü tartışılmaz. Bu gücün paydaşı olan paramediklerin özverisi hayranlık uyandırıcı. Her biriyle gurur duyuyor, VIII. Ulusal Tralli Travma Rallisi sebebiyle kendilerine şükranlarımızı sunuyoruz. Bu vesileyle siz kıymetli öğrencilerimize ve tüm paramediklere başarılar diliyorum” dedi. 9 etabın sonucunda genel derecelendirmede birinci, ikinci ve üçüncü olarak kupa alan üniversiteler törenle kupalarını aldılar.
Denizli PAÜ ’Kurumsal Akredite’ olmayı başardı Pamukkale Üniversitesi (PAÜ), Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Kurumsal Akreditasyon Programı kapsamında yapılan değerlendirme sonucu “Kurumsal Akredite” olmayı başardı. Rektör Kutluhan, PAÜ’nün ‘Kurumsal Akreditasyon’ belgesini YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ile YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak’ın elinden aldı. Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Başkanlığı tarafından yürütülen 2023 Yılı Kurumsal Akreditasyon Programı kapsamında Pamukkale Üniversitesi’ne ‘Kurumsal Akreditasyon’ verilmesine karar verildi. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde düzenlenen 2024 YÖKAK – Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı’na PAÜ’yü temsilen Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan başta olmak üzere; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Necip Atar, PAÜ Kalite ve Veri Değerlendirme Uygulama ve Araştırma Merkezi (KAVDEM) Müdürü Prof. Dr. Yıldıray Turhan, KAVDEM Yönetim Kurulu Üyeleri Doç. Dr. Ferda Esin Gülel, Dr. Öğr. Üyesi Senem Pak, Topluma Hizmet ve Sosyal Sorumluluk Uygulama ve Araştırma Merkezi (TOHSAM) Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Öncü Yanmaz Arpacı katıldı. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde düzenlenen 2024 YÖKAK – Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı’nda PAÜ’nün Akreditasyon Belgesi’ni alarak PAÜ ailesi ile yaşadığı mutluluğu paylaşan Rektör Kutluhan: “Üniversitemizin akreditasyon sürecinde emeği geçen akademik ve idari personellerimiz ile öğrencilerimize teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi. “2024 yılında yapılması planlanan akreditasyon değerlendirmesini 2023 yılına alarak bu süreci öne çekmiş olduk” Akreditasyon süreci hakkında bilgi veren Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan şunları aktardı; “Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Kurumsal Akreditasyon Programı (KAP), yükseköğretim kurumlarının kurumun kalite güvence sistemini, kurumda yürütülen Liderlik, Yönetişim ve Kalite, Eğitim ve Öğretim, Araştırma ve Geliştirme ve Toplumsal Katkı faaliyetlerinin niteliksel ve niceliksel olarak değerlendirmesini amaçlayan bir dış değerlendirme yöntemidir. KAP kapsamında ilgili üniversite, YÖKAK değerlendiricileri tarafından değerlendirme ölçütlerine göre değerlendirilmektedir. Yönetmelik gereği dış değerlendirme geçiren üniversiteler iki yıl sonra izleme değerlendirmesi, 5 yıl sonra da zorunlu akreditasyon değerlendirmesine tabi olmaktadırlar. Üniversitemiz 2018 yılında dış değerlendirme programı geçirmiş olup, 2023 yılında akreditasyon değerlendirmesine dâhil olmak için Üniversite Yönetimi olarak YÖKAK’a niyet beyanında bulunduk. Gönderilen niyet mektubunun YÖKAK tarafından kabul edilmesi ile birlikte Üniversitemiz 2023 yılı akreditasyon değerlendirmesine dâhil edildi. 13 Haziran 2023’te PAÜ Senato Salonunda gerçekleştirdiğimiz Kalite Komisyonu toplantısında Kurumsal Akreditasyon Sözleşmesini imzalayıp YÖKAK’a ileterek süreci başlatmış olduk. 2024 yılında yapılması planlanan akreditasyon değerlendirmesini 2023 yılına alarak bu süreci öne çekmiş olduk. Temmuz 2023’te yapılan Kalite Komisyonu toplantısında, akademik birimlerin mevcut durumları akreditasyon ölçütlerine göre puanlandı ve birimlerin akreditasyon sürecine iyi bir şekilde hazırlanabilmelerine yönelik yol haritası çizildi. PAÜ’nün akreditasyon değerlendirmesine dahil olmasından sonra birçok kez yönetimimiz öncülüğünde Kalite Komisyonu toplantıları gerçekleştirdik.” “Üniversitemiz eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme ve toplumsal katkı çalışmalarını şekillendirdi” Kurumsal Akreditasyon Programı Değerlendirme Süreci hakkında bilgi vererek sözlerine devam eden Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan, “Akreditasyon değerlendirme süreci Kurum İç Değerlendirme Raporu (KİDR) ile Ön Değerlendirme, Ön Ziyaret, Saha Ziyareti ve Ziyaret Sonrası Faaliyetler olmak üzere dört farklı aşamadan oluşmaktadır. Öncelikle YÖKAK’ın kurumsal akreditasyon değerlendirme takımı çevrimiçi olarak bir ön ziyaret gerçekleştirdi. PAÜ üst yönetimimiz, Senato, Kalite Komisyonu, akademik ve idari birim yöneticileri, uygulama ve araştırma merkezleri PAÜ Rektörlük Senato Salonu’nda düzenlenen toplantılarda takım ile bir araya geldi. Bu toplantılarda ilgili konu başlığında üst yönetim ve yöneticiler tarafından yöneltilen sorulara ilişkin PAÜ’nün uygulamaları hakkında takıma bilgiler verildi. Üniversitemiz ‘Üreten Üniversite’, ‘Şehirle Bütünleşen Üniversite’ ve ‘Üniversite Hayatın Rehberidir’ stratejileri çerçevesinde eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme ve toplumsal katkı çalışmalarını şekillendirdi. Yapılan toplantılar sonrasında saha ziyaretinin planlaması da benim ile YÖKAK Akreditasyon Değerlendirme Takımı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Güden arasında görüşülerek kararlaştırıldı. Bu aşamada Üniversitemiz için planladığımız KAP saha ziyareti, Prof. Dr. Mustafa Güden ve değerlendirme takımı tarafından 10-13 Aralık 2023 tarihlerinde gerçekleştirildi. Değerlendirme süresince, Üniversitemizin Üst Yönetimi, Üniversite Danışma Kurulu, Kalite Komisyonu, İdari Birimlerin yönetici ve personeli, Pamukkale Teknokent ve Üniversitemizde bulunan Uygulama ve Araştırma Merkezleri ile toplantılar yapıldı. Eğitim Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi ve Mühendislik Fakültesi, Fen Bilimleri Enstitüsü ve Sosyal Bilimler Enstitüsü, Honaz MYO, Teknik Bilimler MYO yerinde ziyaret edilerek birim yöneticileri, akademik personel ve öğrenciler ile görüşmeler gerçekleştirildi. Görüşmelerde PAÜ kalite güvencesi çalışmalarına ilişkin birimlerdeki yayılımı, süreçlerin Planla, Uygula, Kontrol Et ve Önlem Al (PUKÖ) yaklaşımı kapsamında izleme, değerlendirme ve iyileştirme yöntemlerine ilişkin detaylar hakkında bilgiler alındı. YÖKAK takımının ziyaretleri sonrası, üst yönetimimiz ve ilgili yöneticiler ile değerlendirme toplantısında bir araya gelindi. Saha ziyaretleri sonrasında ise son aşama olarak Kurumsal Akreditasyon Programı Raporu (KAR)’nun YÖKAK tarafından onaylanması sonrası KAR’a istinaden akreditasyon kararı yayınlandı. Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Başkanlığı tarafından yürütülen 2023 Yılı Kurumsal Akreditasyon Programı kapsamında Pamukkale Üniversitesi’ne ‘Kurumsal Akreditasyon’ verilmesine karar verildi. Ben bir kez daha Üniversitemizin akreditasyon sürecinde emeği geçen akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimize teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi.
Eskişehir Alerjik reaksiyonlar gün geçtikçe artıyor Özel Ümit Batıkent Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Yüzüak, göğüs hastalıkları ve alerjik reaksiyonların nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Alerjik reaksiyonlar ile göğüs hastalıklarının sağlık alanında oldukça önemli ve birbiriyle sık sık ilişkilendirilen konular olduğunu belirten Dr. Yüzüak, “Günümüzde alerjik reaksiyonlar, insanların yaşamlarını derinden etkileyen yaygın sağlık sorunlarından biridir. Alerjiler, bazen yaşamı tehdit eden ciddi durumlara yol açabilirken, bazen de günlük yaşamı rahatsız eden belirtilerle kendini gösterebilir” diye konuştu. "Bu reaksiyonlar dünya genelinde oldukça yaygındır ve giderek artmaktadır" Alerjiyi bağışıklık sisteminin, zararsız maddelere karşı normalde tepki vermemesi gereken bir şekilde tepki vermesi durumu olarak tanımlayan Dr. Murat Yüzüak, “Bu tepki, alerjik reaksiyon olarak adlandırılır ve vücutta çeşitli semptomlara yol açabilir. Alerjik reaksiyonlar dünya genelinde oldukça yaygındır ve giderek artmaktadır. Özellikle besin alerjileri ve alerjik astım gibi durumlar sık görülmektedir. Bunun arkasında yatan nedenler arasında genetik yatkınlık, çevresel faktörlerin etkisi ve modern yaşam tarzı yer almaktadır” dedi. Göğüs hastalıkları ve alerjik reaksiyon ilişkisi Dr. Yüzüak, göğüs hastalıkları ile alerjik reaksiyonlar arasında sıklıkla bir ilişki olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Alerjik astım, solunum yollarını etkileyen ve astım semptomlarına neden olan bir durumdur. Alerjenlere maruz kalmak, astım ataklarına yol açabilir. Ayrıca, alerjik rinit (saman nezlesi) ve bronşit gibi durumlar da göğüs hastalıklarıyla ilişkilendirilmiştir. Alerjik reaksiyonlarla en sık ilişkilendirilen göğüs hastalıkları arasında alerjik astım, alerjik rinit, kronik bronşit ve KOAH gibi solunum yolu hastalıkları yer alır. Bu hastalıkların çoğu alerjenlere maruz kalmanın tetiklediği semptomlara sahiptir. Alerjik reaksiyonlar, göğüs hastalıklarının semptomlarını şiddetlendirebilir ve kontrol altına alınmasını zorlaştırabilir. Örneğin, alerjik astımı olan bir kişi, alerjenlere maruz kaldığında solunum problemleri yaşayabilir ve astım atağı riski artabilir. Alerjik rinit ise burun tıkanıklığı, hapşırma ve burun akıntısı gibi semptomlara neden olarak yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir." Nasıl mücadele edilir? Alerjik reaksiyonlarla mücadele etmek için hangi tedavi seçeneklerinin kullanıldığına ilişkin konuşan Yüzüak, konuşmasının devamında, "Alerjilerle başa çıkmak için ilk adım, alerjenlerden kaçınmaktır. Alerjik reaksiyonların tedavisinde birkaç farklı yöntem kullanılabilir. İlaçlar, semptomları hafifletmek ve kontrol altına almak için kullanılır. Ayrıca, immünoterapi (alerji aşıları) alerjik reaksiyonların altında yatan immünolojik mekanizmaları hedefleyerek uzun vadeli tedavi seçeneği sunar" ifadeleri kullanıldı. Yanlış bilinen doğrular Alerjilerle ilgili yanlış bilinen birçok şeyin olduğuna dikkat çeken Dr. Yüzüak, sözlerini şöyle sürdürdü: "En yaygın yanlışlardan biri, bir alerji testinin mutlaka gerekliliği üzerinedir. Ancak alerji testleri, semptomlara neden olan belirli alerjenleri belirlemekte yardımcı olabilir, ancak her zaman kesin bir tanı koymak için tek başına yeterli değildir. Bu nedenle, bir uzmana danışmadan önce kapsamlı bir değerlendirme yapılması önemlidir. Alerjiler, günümüzde yaygın ve ciddi sağlık sorunlarından biridir. Ancak doğru bilgi ve uygun tedavilerle, alerjik reaksiyonlarla başa çıkmak mümkündür.”
Adıyaman İsias Otel duruşmasına ara verildi Adıyaman Adliyesinde görülen İsias Otel davasının ikinci duruşmasına ara verildi. Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen, 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel davasında 3’ü tutuklu 11 sanığın yargılaması sürüyor. Birleşik dosya kapsamında sanıklar, müştekiler, sanık ve müşteki avukatlarına söz veren mahkeme heyeti daha sonra müşteki avukatlarının özel olarak hazırlattığı ve mahkemeye sunulan uzman raporlarıyla ilgili raporu hazırlayan uzmanları dinledi. Doğu Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yonca Hürol, “40 yıldır mimarlık öğrencilerine taşıyıcı sistemlerin nasıl tasarlanması gerektiğini öğretiyorum. İsias Otel binasının ilk projesi, mimarı projede öncelikle yönetmeliklere uyulmadığını düşünüyorum. 1975 yönetmenliğine göre daha fazla perde duvar kullanılmalıydı. İnşaat mühendisinin otel sahibini uyarması gerekiyordu. İlk projede mal sahibi, belediye görevlileri, mühendislerin sorumluluğu var. İkinci projede ise 5 yılı bittiği için tekrar inşaat projesi yapılması gerekirdi. Karkas yapı 1998 yönetmeliğine uymamıştır. Projede çok duvar yükü bindirilmiştir. Zaten zayıf olan kirişleri ve döşemelere çok fazla yük bindirilmiş. Özellikle inşaat projesine uyulmadığını düşünüyorum. Sonuç olarak bütün ekibin hatalı kusurlu olduğu kanısındayım” dedi. Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhan Şensoy, “Ortada 1993 yılında yapılmış ve bununla ilgili statik hesapların olduğunu, ancak 2001 yılında yapılan projede sadece mimari proje olduğunu gördük. Biz projede tartışma konusu olabilecek hiçbir kusuru dikkate almadık. Kolon etriyelerinde sıklaştırma yapılmadığı, tadilat mimari projesinde mevcut asansörün arkasına iki asansör eklendiğini gördük. O bölgede kiriş olduğunu, ancak bununla ilgili sabit mi değil mi bilmiyoruz. Otele çevrilirken ek duvarlar yapıldığı, binanın kendi ağırlığında bir artış var. 2016 yılındaki ek bir kat yüklendiği biliyoruz. Buraya kat ekliyorsanız, ek yüklerde koymak zorundasınız" ifadelerini kullandı. İnşaat Mühendisi Prof. Dr. Haluk Suçuoğlu rapora ilişkin, “Deprem yönetmenliğinin hazırlanmasında görev yaptım. 1993 yılında yapılan İsias Otel 1975 deprem yönetmenliğine göre yapılmış. Binanın uygulaması projeye uygun olmamış. 2003 yılında otele dönüştürüldüğünde deprem yönetmenliği değişmesine rağmen binada değişiklik yapılmamış. Bu binanın sıkılaştırmasında ana ve tali unsurlar var. Ana unsur, ilk yapılan projeye göre inşa edilmemiştir. 1998 yönetmenliğinde daha ilave hükümler gelmesine rağmen binada değişiklik yapılmamış” ifadelerini kullandı. Cumhuriyet Savcısı, tutuklu bulunan sanıkların tutukluluk halinin devamı, adli kontrol olanların adli kontrolünün devamı şeklinde mütalaa verdi. Ardından müşteki yakınlarına söz verildi. Müşteki avukatlarından biri, tutuksuz sanık Efe Bozkurt’un, mahkemeye mazeretsiz gelmemesinden dolayı tutuklanması için yakalanmasını talep etti. Sanık avukatlarının mütalaasına geçilmeden mahkeme heyeti duruşmaya 45 dakika ara verdi.