GENEL - 04 Şubat 2016 Perşembe 16:17

Ali İsmail Korkmaz Davasında Yargıtay Kararı Bozdu

A
A
A
Ali İsmail Korkmaz Davasında Yargıtay Kararı Bozdu

Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüyle ilgili yerel mahkemenin verdiği kararın Yargıtay tarafından usulen bozulmasını değerlendiren ağabeyi avukat Gürkan Korkmaz, davanın yeniden görüleceğini hatırlatarak, kardeşinin ölümüne neden olanların kasten öldürme suçundan ceza alması gerektiğini söyledi.
Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüyle ilgili yerel mahkemenin verdiği kararın Yargıtay tarafından usulen bozulmasını değerlendiren ağabeyi avukat Gürkan Korkmaz, davanın yeniden görüleceğini hatırlatarak, kardeşinin ölümüne neden olanların kasten öldürme suçundan ceza alması gerektiğini söyledi.
Gezi Parkı olayları sırasında Eskişehir’de dövülerek ağır yaralanan ve 38 gün komada kaldıktan sonra 10 Temmuz 2013’te 19 yaşında hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüyle ilgili Kayseri 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada 21 Ocak 2015’te karar çıkmıştı. Tutuklu polis memuru Mevlüt Saldoğan’ın ’Kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan’ 10 yıl 10 ay, tutuksuz polis memuru Yalçın Akbulut’un ’Ölüme neden olma suçundan’ 10 yıl, diğer tutuklu sanıklar İsmail ve Ramazan Koyuncu ile Muhammet Vatansever’in ’Kasten yaralayarak ölüme neden olma’ suçundan 6’şar yıl 8’er ay, Ebubekir Harlar’ın 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldığı yerel mahkemenin kararı, Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi tarafından usul yönünden bozuldu. Yargıtay, polis memurlarının tahliye taleplerini de reddetti.
Kararı değerlendiren Ali İsmail’in Hatay’da yaşayan ağabeyi Av. Gürkan Korkmaz, kardeşinin polis ve fırıncılar tarafından dövülerek katledildiğini öne sürdü. Bu nedenle dava devam ederken sanıkların kasten yaralama ve ölümle sonuçlanmasından cezalandırılmasını istediklerini ifade eden Korkmaz, şunları söyledi:
"Biz mahkemenin verdiği bu kararı temyiz ettik. Çünkü burada bizim inancımız oradaki olayın kasten adam öldürme olduğu ve sanıkların kasten adam öldürmeden ceza almaları doğrultusundaydı. Yaptığımız bu itiraz sonucunda bugün Yargıtay kararını açıkladı. Yargıtay’ın vermiş olduğu karar aslında esasa girmeden usul yönünden yargılama usulü şeklindeydi. Yargıtay dikkat eksikliği ve birkaç eksik usulün olduğuna değinmiş. Şu anda bu noktada cezanın niteliği ve miktarı konusunda yorum yapamıyoruz. Aslında Yargıtay sanıkların, katillerin bu eylemi yaptığını, Ali İsmail’in ölüm olayının bu eylem sonucunda gerçekleştiği inancında olduğu ve bizimle aynı fikirde olduğunu gösteriyor. Dosya tekrar Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilecek. O eksik usuller tamamlanacak. Bundan sonra mahkeme kararı verecek. Umarız Yargıtay’a gerek kalmaksızın yerel mahkeme kasten adam öldürmeden ceza verir. Yine en kötü ihtimalle aynı ceza verileceği inancındayız. Biz yine bu kararı aynı şekilde temyiz edeceğiz ve kasten adam öldürmeden ceza verilmesi için mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Fidan: “Irak’ın bölge ülkeleri ile entegre bir ülke olmasını arzu ediyoruz” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters ile bir araya geldi. Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilciliğinde yapılan görüşme sonrası gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Irak’ın yıllardır çatışmalarla, istikrarsızlıkla anılan bir ülke değil, kalkınma hamleleriyle, elindeki potansiyeli kullanan siyasal istikrar ve bölge ülkeleri ile entegre bir şekilde barışçıl Komşuluk ilişkileri içerisinde olan bir ülke olmasını bir her zaman için arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilciliğinde Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters ile görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası ikili düzenlenen toplantıda gündeme ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı.“Terörle mücadele gibi tehditlerin olduğu alanlarda işbirliğimizi ilerletecek”Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak ziyareti ile ilgili sorulan soruya cevap veren Fidan, “Cumhurbaşkanımızın 22 Nisan’da yaptığı Bağdat ve Erbil ziyaretleri gerçekten Türkiye Cumhuriyeti Irak İlişkileri açısından tarihi öneme haiz olmuştur. Bu ziyaret öncesinde çok sistemli ve yoğun bir çalışma gerçekleştirmiştir. Bizim, özellikle Cumhurbaşkanımızın Irak vizyonunda belli parametreler var. Bunların başında Irak’ın yıllardır çatışmalarla, istikrarsızlıkla anılan bir ülke değil, kalkınma hamleleriyle, elindeki potansiyeli kullanan siyasal istikrar ve bölge ülkeleri ile entegre bir şekilde barışçıl Komşuluk ilişkileri içerisinde olan ir ülke olmasını bir her zaman için arzu ediyoruz. Bu vizyon doğrultusunda, bizler neler yapabiliriz, hep bunun arayışı içerisinde olduk. Bu ziyarette ve öncesinde yapılan çalışmalar, hem tehditleri hem fırsatları aynı anda masaya yatıran her ikisine de sistemli, kurumsal, kalıcı çözümler getirme amacı taşıyan bir ziyaretti. Öncesinde yapılan çalışmalarda başta terörle mücadele olmak üzere su konusu, enerji konusu ve kalkınma yolu konusunda temel anlaşma metinlerinin prensipte karara bağlanması konusu fevkalade önemliydi. Cumhurbaşkanımızın ziyareti esnasında 26 anlaşma imzalandı. Bunlar; ekonomi, enerji, terörle mücadele, su, gümrük ticareti gibi çok çeşitli alanlarda imzalanan anlaşmalardı. Biz bundan sonra hem terörle mücadele gibi tehditlerin olduğu alanlarda işbirliğimizi ilerletecek, hem de kalkınma yolu gibi çok somut projelerle 2 ülke arasındaki ilişkileri daha iyi bir noktaya taşıyacağız. Erbil ziyaretinde Cumhurbaşkanımız bölgesel yönetime destek mesajını yenilemiştir. Orayla olan komşuluk ve dostluk ilişkimiz fevkalade önemlidir. Aynı zamanda Cumhurbaşkanımız Erbil ve Bağdat arasındaki iyi istikamette seyretmesi konusunda önem vermektedir. Bu iki şehir arasındaki ilişkinin iyi olması federal başkentte bölgesel yönetimin ilişkilerinin iyi olması hem ülke istikrarı için hem de bölge güvenliği için önemli” dedi.Filistin’in devlet olarak tanınması konusunda Türkiye ve ortakları arasında yoğun bir işbirliği olduğunu belirten Bakan Fidan, “Diğer taraftan Gazze ile ilgili soruya cevaben şunları söyleyebilirim bu konudaki çalışmalarımız kesintisiz devam ediyor. Hem Türkiye olarak hem de uluslararası toplum da bölgesel ortaklarımızla yaptığımız çalışmalar her geçen gün diplomatik mevzi insani mevzi kazanarak savaşımıza, mücadelemize devam ediyoruz. Bunların bir kısmı kamuoyunda görünüyor bir kısmı görülmüyor. Özellikle devlet aktörleriyle yaptığımız çalışmalar gerçekten önemli bir yer tutuyor. Filistin’in devlet olarak tanınması konusunda Türkiye ve ortakları arasında yoğun bir iş birliği var. Hafta sonu Riyad’a yapacağımız ziyarette de işbirliği teşkilatı Arap ligi tarafından oluşturulan temas grubunun diğer üyeleriyle bir araya geleceğiz. Başka ülkelerle de bir araya gelip özellikle Filistin devletinin tanınması konusunda başka neler yapılabilir onunla ilgili çalışmalarımıza devam edeceğiz. Daha önce de söyledim eğer biz Filistin devleti başta olmak üzere önemli siyasal adımlar atmada uluslararası toplumu harekete geçirmekte başarısız olursak bu yaşadığımız 3. Gazze savaşı, ki en vahşi olanı, ne son olacak? Dolayısıyla bizim kalıcı çözüm getirmek için var gücümüzle çalışmamız gerekiyor. Diğer taraftan mevcut vahşetin durması insani yardımların sağlanması için de mevcut dostlarımızla, müttefiklerimizle, uluslararası toplumla çok alanda çalışıyoruz. Birleşmiş milletlerde arkadaşlarımız gece gündüz çalışıyorlar, siyasi açıdan inanılmaz insanı bir çaba var. Sizin de gördüğünüz gibi dünya başkentleri ayağa kalkmış durumda. Bir önceki basın toplantısı vesilesiyle söylediğim gibi artık İsrail’in Gazze’ye işgali ve oradaki insanları öldürmesi, şehit etmesi, 35 bin insanın kanına girmesi meselesi ve işgale olan direniş artık İsrail ve Filistin arasındaki savaş olmaktan çıkmış dünyada ezenle ezilenlerin mücadelesi haline dönmüştür. Uluslararası sistemin kurucularıyla uluslararası sistem tarafından ezilen ve dışlanan aktörler arasındaki mücadeleye everilmiştir” şeklinde konuştu.“iki devletli bir çözümü desteklemeye devam ediyoruz”Filistin konusunda 2 devletli bir çözümü desteklediklerini ifade eden Winston Peters ise,“Çanakkale ve bu 100 yıldan daha uzun bir süre önce gerçekleşen olaylar genç bir ülke için felaketti. Bu felaket, şu anda bir ulus devlete dönüştü. Çok güçlü bir siyasi politika, dış politikayı da takip etti. Bu bize tek bir mesaj veriyor. Bu bölgedeki cömertlik, Mustafa Kemal Atatürk’ün bize göstermiş olduğu cömertlik çok takdir ediliyor Yeni Zelanda halkı tarafında. Filistin Devleti ile ilgili olarak biz çok uzun zamandır iki devletli bir çözümü desteklemeye devam ediyoruz. Ancak bunu savaşın bugün sona ermesi çağrısını da tekrar ediyoruz. Bunu kalıcı bir barış için gerçekleştirmek istiyoruz. Geçici bir şey değil, 5-6 ay sonra tekrar gerçekleşecek bir çatışma değil, kalıcı bir çözüm olması gerektiğini düşünüyoruz. Filistin Devleti ile ilgili olarak ülkelerin büyük bir kısmından farklı düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.