SAĞLIK - 16 Aralık 2021 Perşembe 10:52

Omicron varyantında bir iyimser bir de kötümser tahmin

A
A
A
Omicron varyantında bir iyimser bir de kötümser tahmin

İzmir’de 5 Covid vakasında görülen Omicron varyantı ile ilgili bilgi veren Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, “İyimser tahminle baktığımızda, bu evcilleşmeye dönen bir virüs olabilir. Kötümser tahminle ise bir değişimle birlikte sahip olduğu iyi özellikleri kaybederek tekrar kötü özellikler kazanan başka bir varyant forumuna dönebilir” dedi.

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Öğretim Üyesi ve Sağlık Bakanlığı Korona virüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, İstanbul’da 1, İzmir’de de 5 vaka olarak açıklanan Omicron varyantına ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

Prof. Dr. Alper Şener, “Erken veriler, Omicron varyantının daha önceki varyantlardan genetik olarak çok farklı olduğunu gösteriyor. Bize ‘İyi yönde bir değişim mi olacak acaba?’ dedirten şey şu; normal mevsimsel korona virüs genom dizisi ile Omicron varyantındaki genom dizisi arasında çok benzerlik var. Bu, daha önceki varyantlarda görmediğimiz bir benzerlik. Bu benzerlik, bir nevi Omicron varyantının mevsimsel korona virüslerine dönme yönündeki adımı olabilir ya da bundan sonraki varyantlardan önceki ilk adımı olabilir. İyimser tahminle baktığımızda, bu evcilleşmeye dönen bir virüs olabilir. Kötümser tahminle ise bir değişimle birlikte sahip olduğu iyi özellikleri kaybederek tekrar kötü özellikler kazanan başka bir varyant forumuna dönebilir. Bunu engelleyecek olan tek şey, aşılanarak toplumdaki virüs yükünü azaltmak. Biz virüs yükünü azaltmadığımız sürece bu varyantlar başımızın derdi olacak” diye konuştu.

“Diğer varyantlardan kritik noktalarda ayrılıyor”

Güney Afrika’da kasım ayının ilk haftasında Omicron varyantının ortaya çıktığını hatırlatan Prof. Dr. Şener, “Bu varyant, diğer varyantlardan kritik noktalarda ayrılıyor. En önemli nokta, bulaşıcılığının Delta varyantlarına göre 4-5 kat yüksek olması, yani hızlı yayılması. Güney Afrika’da 1-1,5 ayda neredeyse sahada dolaşan varyantların tamamı Omicron varyantı oldu. Oradaki saha verilerine bakıldığı zaman hastalığın daha hafif seyrettiğini biliyoruz. Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, tat-koku kaybı gibi semptomların daha nadir olduğunu, hatta tat-koku kaybının hiç olmadığını anlatıyorlar. Eklem ve kas ağrısı gibi bulguların daha az olduğunu ve daha kısa sürdüğünü bildiriyorlar. Delta, Delta Plus ya da standart Covid-19 hastalarında yaklaşık 5-7 gün süren bu tip semptomların yaklaşık 2-3 gün sürdüğünü, ciddi bir kesimin ayaktan takip edildiğini biliyoruz. Yine bildiğimiz kadarıyla solunum cihazına bağlanma ve yoğun bakıma yatış oranlarında da Güney Afrika’da herhangi bir artış yok” sözlerine yer verdi. Analizi yapılan olguların, aşılı ya da hastalığı atlatmış grup olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Şener, antikor olmayan ve aşısız grupla karşı karşıya kalındığında, virüsün ölümcül ve yoğun bakıma yatış oranının daha yüksek olabileceğini söyledi. Şener, aşısız gruptaki olgular oldukça ister istemez yoğun bakıma yatış, ölüm ve sağlık sisteminde tıkanma meydana geleceğini ifade etti.

“Türkiye’de bir kırmızı alarm durumu söz konusu değil”

Yapılan çalışmalara göre, aşıların Omicron'a karşı antikor blokajı sağladığının görüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Alper Şener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yani mevcut aşıların Omicron varyantına yeterli seviyede bağışıklık sağladığını laboratuvar verilerine göre söyleyebiliriz. Ancak bu, sahada farklı olabilir. Çünkü bu daha çok teorik ve kısmi pratik bir deney. Sahada baktığımızda, olgu sayısı arttıkça hastaneye yatışın artabileceğini tahmin ediyoruz. Ölüm sayıları artabilir. Türkiye’deki aşılama oranı, çok Avrupa Birliği ülkesinden yüksek. Dolayısıyla hali hazırda Türkiye için Omicron varyantı için olağanüstü bir durum söz konusu değil. Bir kırmızı alarm durumu söz konusu değil ama bu önümüzdeki aylar içerisinde olmayacağı demek değil.”

Aşı vurgusu

Türkiye’deki 6 Omicron varyantı vakasının yaygınlaşması için ortalama 1,5-3 aylık bir zaman dilimi olduğunu dile getiren Şener, “Tahminen mart ayına kadar Avrupa Birliği ülkelerinde dolaşan varyantların yüzde 70-75’i Omicron varyantı olacak. Dolayısıyla Türkiye’de de yüzde 70’e ulaşması mart ayını bulabilir. Bizde aşılanmamış popülasyonun bir an önce aşılanması lazım. Çünkü aşı, Omicron'a karşı koruyor. Üçüncü doz zamanı gelmiş olanların da üçüncü dozlarını olması gerekiyor. Hiç taviz vermememiz gereken konu ise maske, mesafe ve hijyen” ifadelerini kullandı. Şener, İzmir’in aşılamada çok iyi bir noktada olduğunu, Omicron varyantlarının 5’inin İzmir’de görülmüş olmasının İzmirlileri tedirgin etmemesi gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Şener, İzmir’deki örneklerin analiz için gönderilmesi sebebiyle bu varyantların İzmir’de 5 vaka olarak yansıdığını kaydetti.

Ceren Atmaca - Ali İhsan Çiftçi
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Nevşehir Tarihte Nevşehirli 25 alim olduğu ortaya çıktı Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi öncülüğünde yapılan bir araştırmada Nevşehirli 25 alimin olduğu ortaya çıktı. Yapılan araştırmada Nevşehirli âlimlerin edebiyat, İslam felsefesi, felsefe, din, filoloji, hadis, ahlak, siyaset, itikat, mantık, tefsir, tıp ve hukuk alanından oldukları belirtildi. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Nevşehir Valiliği, Nevşehir Belediyesi, Nevşehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Nevşehir İl Müftülüğü, Nevşehir İli Hayırlı Hizmetler Kültür ve Dayanışma Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti iş birliğiyle ‘Nevşehirli Âlimler Sempozyumu’ düzenlendi. NEVÜ Vali Şinasi Kuş Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen sempozyumun açılışına; Nevşehir Vali Yardımcısı Hüseyin Çam, NEVÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şahlan Öztürk ve Prof. Dr. Özlem Fındık, Nevşehir’in Kozaklı İlçe Kaymakamı Yasin Gürkan, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ferruh Özpilavcı, Nevşehir Ticaret Borsası Başkanı İbrahim Salaş, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Adem Çatak, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zülfikar Durmuş, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ensar Çetin, Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Deviren, Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selçuk Akpınar, Nevşehir İli Hayırlı Hizmetler Kültür ve Dayanışma Vakfı Başkanı Ahmet Avlanmaz, İlim Yayma Cemiyeti Nevşehir Şube Başkanı Mustafa Özdemir, protokol üyeleri, Türkiye’nin farklı üniversitelerinden akademisyenler, araştırmacılar, davetliler, NEVÜ akademik ve idari personeli ile öğrenciler katıldı. Prof. Dr. Zülfikar Durmuş tarihte değişik medeniyetlere ev sahipliği yapmış, aynı zamanda pek çok ilim adamını yetiştiren kadim bir Anadolu şehri olan Nevşehir’de üniversitenin öğretim elemanları tarafından yapılan araştırmalarda vefat etmiş ve eserleri bulunan 25 aliminin olduğunu tespit ettiklerini söyledi. Durmuş konuşmasında; “Nevşehir ili birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Allah’ın bir lütfu olarak doğa harikası bir yerleşim yeri. Bu şehir aynı zamanda ilim ve irfanın da merkezlerinden biri. Üniversitemizin de ismini aldığı Hûnkar Hacıbektaş Veli’nin burada oluşu da bulun en önemli göstergelerinden biridir. Nevşehir 14. yüzyıldan itibaren medreselere ev sahipliği yapmış ve pek çok ilim adamının yetiştiği bir Anadolu şehri. Ürgüp’te bulunan Taşkınpaşa Medresesi’yle beraber Karamanoğulları döneminde burada medrese eğitimi başlamış. Süreç içinde inşa edilen medreselerle beraber ve özellikle Damat İbrahim Paşa’nın 18. yüzyılın başlarında şehri birçok yeni medreseyle donatmasıyla beraber Lale Devri’nden sonraki Süreçte Osmanlı Devleti’nin Orta Anadolu’daki önemli ilim merkezlerinden biri haline gelmiştir. Kronolojik olarak baktığımızda Lale Devri’nin ardından alimlerin ve kaleme alınan eserlerin sayısında ciddi bir artış olduğu gözlemledik. Bu durum ilgili alimlerin ve eserlerin ortaya çıkarılması, ayrıca akademi ve ilim dünyasına tanıtılmasını gerekli kılmıştır. Üniversitemizin İlahiyat Fakültesi öğretim elemanları tarafından da ilgili alimleri ve eserlerini ilim dünyasına tanıtmak gayesiyle araştırmalar yapıldı. Vefat etmiş ve aynı zamanda eserleri olan alimleri esas aldığımız araştırmalar neticesinde Nevşehir’de 25 alimin ismine ulaştık. Bunlar üniversitemize ismini de veren Hûnkar Hacıbektaş Veli başta olmak üzere; Hoca Gülşehir, Çelebizade Hazim Ahmed Efendi, Çelebizade İsmail Asım Efendi, Ca’fer bin Muhammed bin Ca’fer Avanos, Çelebizade Mehmed Efendi, Süleyman b. Hasan, Mehmed Hadim Nevşehri, Ömer b. Osman en-Nevşehri, Reşid Ahmed Efendi, Ürgüplü Hacı Hafız Hüseyin b. Osman, Damat İbrahim Paşa, Şeyhülislâm Ürgüplü Mustafa Hayri Efendi, Mehmed Hilmi Efendi, Mustafa Kazım Efedi, Seyyid Muhammed Çelebi, Mehmed Tahir Efendi, Süleyman Hayri Bey, Abdülkadir Saynaç, Sıyamzade Hasan Hamdi, Ürgüplü Ahmed Refik Altınay, Osman Yılmaz (Vaiz Osman), Zeki Soyak, Mustafa Şekip Tunç ve Mehmed Şerafettin Yaltkaya’dır” dedi. Nevşehir’in tarih boyunca pek çok alimin, hikmetin ve irfanın yetiştiği bir şehir olduğuna vurgu yapan NEVÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Özlem Fındık, "Anadolu irfanın büyük erenlerinden, hoşgörünün, iyiliğin ve kardeşliğin yol göstericisi Hûnkar Hacıbektaş Veli’nin ismini de alan üniversite olarak öncelikle böylesi bir etkinliği düzenlemekten ve ev sahipliği yapmaktan duyduğumuz memnuniyeti belirtmek istiyorum. Nevşehir tarih boyunca pek çok alimin, hikmetin ve irfanın yetiştiği bir şehir olmuştur. Bu topraklar, bilginin ve hikmetin bahçesidir. Bu sempozyum da bu mirası yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak için önemli bir fırsat oluşturmaktadır. Alimlerimizin öncülüğünde, gençlerimize ilham olmak ve onları aydınlatmak için buradayız. Bilgi bir ışıktır ve bu ışığı yakan, taşıyan ve paylaşan her biriniz, bu sempozyumun gerçek anlamını oluşturuyorsunuz" diye konuştu. Nevşehir Vali Yardımcısı Hüseyin Çam ise ; “Yunus Emre’nin deyimiyle ’İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır’. Özellikle ismiyle müsemma olan Hacı Bektaş Veli Üniversitemizde böyle bir etkinliğin yapılıyor olmazı ayrıca onur ve gurur vericidir. Bu anlamda bu sempozyumumuzun hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.