GENEL - 16 Şubat 2018 Cuma 13:39

Sınırda "cihad" hutbesi

A
A
A
Sınırda "cihad" hutbesi

Diyanet İşleri Başkanı Prof.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Hatay’da irad ettiği hutbede, cihadın, ancak insanı yaratılış amacından saptıran her türlü kötülüğü ortadan kaldırmak için yapıldığını ifade ederek, "Bugün de millet olarak canımızla ve malımızla bir beka mücadelesi veriyoruz. Mehmetçiğimiz, inancımız, bayrağımız, vatan toprağımız uğrunda hiç çekinmeden varlığımızı feda edebileceğimizi bütün dünyaya bir kere daha gösteriyor" dedi.


Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Anadolu’nun ilk camisi olma özelliğini taşıyan Hatay’daki Habib-i Neccar’da cuma namazı kıldırdı ve hutbe irad etti. Başkan Erbaş, "Cihad: Allah yolunda can ve mal ile mücadele" konulu hutbesinde, cihadın, Allah yolunda harcanan emeğin, Hak uğrunda verilen mücadelenin adı olduğunu belirterek, "Cihad, müminin, bütün varlığını seferber ederek Yüce Rabbinin rızasını kazanma çabasıdır. Cihad, mukaddesatı korumak için beden, dil, fikir ve gönülle kararlılık göstermektir. Haksız bir saldırı, yok etme, sömürme ya da zulmetme mücadelesi değildir cihad. Aksine Müslüman’ın, vatanında şerefi, kimliği ve özgürlüğüyle var olma; imanını, bayrağını, istiklalini ve haysiyetini muhafaza etme azmidir. Cihad, zulme ve zalime karşı, bir milletin hukukunu savunma gayretidir. Hakkı tutup kaldırma, yeryüzünde barış, huzur, adalet ve iyiliği yayma gayesidir" diye konuştu.


Cihadın, sadece canı feda etmekle değil, kimi zaman elle, kimi zaman dille, kimi zaman da malla hakka hizmet etmekle olacağını vurgulayan Başkan Erbaş, şunları kaydetti:


"İslam’ın hayat veren ilkelerini yeryüzünde yaymak, haksızlıkların sona ermesini sağlamak için yapılan cihad, kimi zaman kalemle kimi zaman da kelamla olur. Mümin, an gelir eliyle, gün olur malıyla Allah yolunda, kelime-i Hak için çalışır, çabalar. Doğruyu anlatmak, iyiye davet etmek, güzelliklere vesile olmak için gecesini gündüzüne katar. İnancı, varlığı, vatanı, bekası ve hürriyeti için silahlı mücadeleye girmesi ise, cihadın en üst seviyesidir. Daha dün doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle bu aziz vatanı korumak uğruna verdiğimiz mücadele, cihadın en canlı şahididir. Allah’ın yardımıyla muzaffer çıktığımız Çanakkale, varoluş destanının, iman, cesaret ve azmin adıdır."


Cihadın, eline silahı alıp körü körüne masum canlara kıymak olmadığını ifade eden Başkan Erbaş, şöyle devam etti:


"Son yıllarda insaf ve vicdanını yitirmiş cinayet şebekelerinin yaptığı ve Müslümanlara mal edilmeye çalışılan intihar saldırılarının, vahşet ve şiddetin İslam’ın cihad anlayışı ile yakından uzaktan alakası yoktur. Çünkü İslam’da cihad öldürmenin değil, yaşatmanın; yok etmenin değil, diriltme çabasının adıdır. Cihad, ancak insanı yaratılış amacından saptıran her türlü kötülüğü ortadan kaldırmak için yapılır. Kime karşı ve hangi gerekçeyle yapılırsa yapılsın, masum insanlara yönelik saldırılar, İslam’ın cihada yüklediği yüce ruh ve ideallerle asla bağdaşmaz. Bunlar, insanlığa karşı hunharca işlenmiş büyük cinayet girişimleridir. Bugün de millet olarak canımızla ve malımızla bir beka mücadelesi veriyoruz. Mehmetçiğimiz, inancımız, bayrağımız, vatan toprağımız uğrunda hiç çekinmeden varlığımızı feda edebileceğimizi bütün dünyaya bir kere daha gösteriyor. Bu varlık mücadelesinde hepimize sorumluluk düşüyor. Bu sorumluluğun bir gereği olarak geliniz bu mübarek cuma vaktinde hep birlikte Allah Teala’ya gönülden niyaz edelim."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.