YEREL HABERLER - 22 Haziran 2017 Perşembe 13:04

Asimder Başkanı Gülbey: “Ermenistan Karabağ’ı Afganistan’a çevirdi”

A
A
A
Asimder Başkanı Gülbey: “Ermenistan Karabağ’ı Afganistan’a çevirdi”

Uluslararası Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMDER) Genel Başkanı Göksel Gülbey, Ermenistan işgal ettiği Azerbaycan toprağı Dağlık Karabağ’ı terör örgütlerinin yuvasından sonrada uyuşturucu ekerek ve satarak bölgede ikinci bir Afganistan yarattıklarını söyledi.

Uluslararası Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMDER) Genel Başkanı Göksel Gülbey, Ermenistan işgal ettiği Azerbaycan toprağı Dağlık Karabağ’ı terör örgütlerinin yuvasından sonrada uyuşturucu ekerek ve satarak bölgede ikinci bir Afganistan yarattıklarını söyledi.


Asimder Başkanı Göksel Gülbey, Siyasi, ekonomik yıkıma uğrayan Ermenistan yönetimi ülke ekonomisini düzeltmek için uyuşturucu yetiştirerek, ticaretini ve sınır dışındaki terör olaylarından gelen kazançla düzeltmeye çalıştığını, Ermenistan tarafından işgal edilen Karabağ tüm dünya için gerçek bir tehlike bölgesine dönüştüğünü iddia etti.


Gülbey, “Bu gün kontrolsüz bölge olan Dağlık Karabağ terörist grupların eğitim ve ticaret mekanlarına dönüşmüştür. Teröristler ve narkotik ticareti en çok kontrolsüz bölgelerde gelişir. Karabağ’dan tüm dünya’ya beyaz ölüm tehlikesinin yayılması gerçeği inkar edilemez. Ermenistan’ın dünyaya beyaz ölüm ihracını bütün dünya yakın zamanda kabul edecektir. Ermenistan bölgede terörist, suç, uyuşturucu ve silah ticareti yapan bir ülke haline gelmiştir. Azerbaycan, Türkiye ve İran istihbarat birimlerinin yaptıkları araştırmalar ve raporlarda uyuşturucu işi yapan terör ve tacirlerin bugün kullandıkları en güvenli yol Ermenistan üzerinden geçen yol olduğundan Ermenistan ve Dağlık Karabağ’ı tercih ettiği yöndedir. Bu ticaret güzergahı Afganistan, İran, Karabağ, Ermenistan ve Rusya şeklinde yapılmaktadır. Ermenistan ve bölücü sözde Karabağ yönetimi uyuşturucu ticaretine doğrudan himaye etmektedirler. Azerbaycan resmi yetkililerinin de defalarca Karabağ topraklarının kaçak ilaç ve uyuşturucu ticaretinin mekanı olduğunu belirtmişlerdir. Ne yazık ki bazı uluslararası kuruluşlar bu konuya çifte standartlarla yaklaşmışlardır. Örneğin BM’nin yıllık raporunda da ilaç ve uyuşturucunun hareket noktası Azerbaycan olarak gösterilmiştir. Ermenistan’ın adının geçmemesi ise çifte standardın olduğunu göstermektedir. Ermeni lobisi ve Hıristiyan ülkelerin müdahalesi ile izah edilebilir. Fakat inkar edilemez bir gerçektir ki, Dağlık Karabağ hem uyuşturucu ekimi hem de terörist gurupları hazırlayan eğitim kamplarının bulunduğu önemli bölgeden biridir. Uluslararası kuruluşlar kendi menfaatleri için Dağlık Karabağ’da uyuşturucu ticaretinin ve terörizmi önlemeye gayret göstermiyor. Ermenistan tarafından işgal edilen Karabağ ve 7 bölgenin topraklarında ulusal ve uluslararası kontrol dışı bu "gri” bölgede uyuşturucu üretimi, işlenmesi ve taşınması sadece Azerbaycan değil, insanlık için tehdittir. Bölgede "ikinci Afganistan" rolünü yerine getiren Dağlık Karabağ topraklarının bu yönde kullanılmasına öncelik neden ise kontrolsüz kalması ve Ermenistan yönetiminin oynadığı roldür” dedi.


Ünlü Wikileaks’ın yayınladığı bilgiye göre, Dağlık Karabağ’ın kontrolsüz olması nedeniyle oradan uyuşturucu madde taşınmasında Ermenistan hükümeti, siyasi liderleri ve eski Başbakan Koçeryan’ın da payı olduğunu belirten Gülbey, “Her yıl Karabağ bölgesinden taşınan uyuşturucudan elde edilen gelirin bir kısmı Koçeryan’a veriliyor. Aynı zamanda vurgulanıyor ki, şu anda İran’dan Avrupa’ya taşınan uyuşturucu maddelerin büyük bir kısmı Ermenistan ve onun işgal ettiği Dağlık Karabağ üzerinden yapılıyor. Beyaz saraya bilgi aktaran Amerikalı diplomatlar Dağlık Karabağ’da ki uyuşturucu tarlaları başında kimlerin durduğunuda açıklıyor. Yayımlanan bilgiye göre, Ermenistan’ın üst düzey memurları dahil olmak üzere Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın kardeşinin doğrudan yönetimi altında Karabağ’dan ve İran’dan getirilen uyuşturucu maddeler Rusya pazarlarına oradan da Ermeni lobisi aracılığıyla Avrupa’ya taşınıyor. ’Armenia Today’ portalının bir süre önce yaydığı habere göre Ermenistan’da yaşanan sıkıntılı sosyal durumla ilgili uyuşturucu ve insan ticaretine geniş yer verilerek bu çalışmaların devlet düzeyinde gerçekleştirildiğidir. Siteye yazılanlar göstermektedir ki, Ermenistan devlet düzeyinde başsavcıda uyuşturucu ve Porno film ticareti yapmaktadır. Asimder Genel Merkezi olarak Karabağ bölgesinde ki bu terör örgütlerinin ve uyuşturucu ticaretinin takipçisi olacağız” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.
Adana Okan Buruk: “Büyük rekorlara imza atıyoruz” Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Y. Adana Demirspor galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada “Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Galatasaray deplasmanda Y. Adana Demirspor’u 3-0 mağlup etti. Maç sonu basın toplantısında konuşan Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Adana deplasmanının zorlu olduğunu belirterek, “Adana deplasmanı birçok takım için çok zordur. Maç öncesi muhteşem bir koreografi vardı. Maç atmosferi çok güzeldi. Oyuna bakacak olursak da bizlerin ofansif anlamda çok kolay pozisyon ürettiğimiz oyunlardan biriydi. Oyun içerisinde rakibimizin de çok net pozisyonları vardı. Kaptanımız Muslera kendisi bir rekora imza attı. Galatasaray’ın kazandığı 3 puanda önemli bir rolü vardı. Rakibimize verdiğimiz pozisyonlardan dolayı mutlu değilim. Bugün buradan ayrılırken 7 puan önde ayrılıyoruz. Bir sonraki maça da hazırlanırken rakiplerimizin maçlarını da bekleyeceğiz. Kendi rekorumuzu geçtik, benim ve oyuncularım açısından çok önemli. Herkese teşekkür ediyorum. Hep beraber bu rekorları kırıyoruz. Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında oynanacak maç hakkında da sorulan soruya cevap veren Buruk, “Rakibimizin iki kanadı da çok geriye dönmedi. 56 kere ceza sahasına girip 25 şut atmışız. Rakibimiz iyi savunma yapamadı. Biz hep kendi maçımıza odaklanıyoruz. Biz kendi maçlarımızı kazandığımız için avantajlı olan biziz. Rakibimizin puan kaybetmesi halinde bu puan farkı 6 veya 7 olarak değişecek. Hiçbir şey bitmedi. Devam ediyoruz” diye konuştu.