EĞİTİM - 22 Temmuz 2022 Cuma 10:06

'Üniversite tercihinde meslek seçimi önceliğiniz olsun'

A
A
A
'Üniversite tercihinde meslek seçimi önceliğiniz olsun'

YKS sonuçlarının açıklanmasının ardından tüm gözler tercih dönemine çevrildi. Adayların geleceklerini şekillendirecekleri bu süreci iyi değerlendirmeleri gerektiği konusunda uyaran Klinik Psikolog Ünal Erdem Elli, tercihlerde önceliğin meslek seçimi olduğunu belirtti.

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından gerçekleştirilen YKS sonuçları açıklandı. Sonuçların açıklanmasıyla birlikte aday öğrenciler, geleceklerini belirleyecek bir yola girdi. Tercih maratonuna giren üniversite adaylarının bu süreci iyi değerlendirmeleri noktasında tavsiyeler veren İstanbul Gelişim Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık Birimi Koordinatörü, Klinik Psikolog Ünal Erdem Elli, “Tercih yaparken iki unsura dikkat edilmeli. Birinci unsur tercihin teknik kısmı. Yani tercih listesini adayın sıralamasına uygun yapması. Diğer unsur ise tercihin adaya uygunluğunun olmasıdır. Ayrıca tercih yapmadan önce rehber öğretmenlerden ve gitmeyi düşündükleri üniversitelerdeki kariyer geliştirme merkezlerindeki danışmanlardan, istedikleri meslekler ile ilgili bilgi almalarında fayda var” dedi.

“Meslek bir insanın kimliğinin en önemli unsurlarından biri”
Tercih sürecinde en önemli unsurun adayların kendilerine uygun mesleği seçmeleri olduğunu kaydeden Ünal Erdem Elli, “Öğrenciler için en önemli ikilemlerden biri tercihlerinde meslek seçimine mi, yoksa okul seçimine mi öncelik vermeleri gerektiği konusudur. Önceliğin her zaman yapmak istedikleri meslek olması gerektiğini düşünüyorum. Meslek bir insanın kimliğinin en önemli unsurlarından biri. 17-18 yaşlarındaki gençler bir meslek tercihi yapmak durumunda kalıyorlar. Bununla ilgili düşünme sürecine ihtiyaçları var. Öğrenciler, hedefledikleri meslek dallarında çalışan kimselerden birtakım bilgiler alabilirler. Bunu sağlayabildikleri takdirde kendilerine en uygun meslekleri seçebilirler” diye konuştu.

Tercihin başarı sıralamasına göre yapılması gerek
Tercihin, başarı sıralamasına göre yapılması gerektiğini belirten Elli, “Bu bir sıralama sınavı ve tercih yaparken önceliği sınav puanından ziyade sıralamaya vermeleri gerekiyor. Daha önceki yıllarda yapılmış tercihlere bakarak, daha düşük sıralamayla aday kabul etmiş üniversiteleri başa koymak üzere bir tercih sıralaması yapmaları gerekiyor. Sıralamayı kendi başarı sıralamalarına uygun aralıkta yaparlarsa açıkta kalmayacaklardır. Listelerini bir tercih danışmanı ile hazırlamalarında fayda var” şeklinde konuştu.

“Aday, okul ile hedeflerinin uyumuna baksın”
Okul seçiminde adayların dikkat etmeleri gereken noktalara değinen İstanbul Gelişim Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık Birimi Koordinatörü Klinik Psikolog Ünal Erdem Elli, “Eğer ki adayın yurt dışı gibi hedefi varsa tercih edeceği üniversitenin uluslararası projelerinin olup olmadığına bakmalı. Bir üniversite uluslararasılaşma ile uluslararası kuruluşlarla birtakım iş birlikleri yapıyorsa onlar tarafından değerlendirilmeyi tercih etmiş olur. Uluslararasılaşma projesi olan bir üniversitenin sahip olması gereken birtakım nitelikler de var. Bunların başında saygın akreditasyon kuruluşları tarafından akredite edilmek geliyor. Bu, üniversitenin uluslararasılaşmasının tescillenmesi anlamına geliyor. Aynı zamanda da diplomanın geçerliliği, yurt dışında çalışmak ve yüksek lisans eğitimi için büyük katkı sağlıyor. Gelecekte mesleğini yapmak isteyen öğrenceler ise uygulama alanında çalışan hocaların öz geçmişlerine, yaptıkları çalışmalara baksınlar. Aynı zamanda öğrencilik sürecinde aktif bir şeklide onlarla etkileşim halinde olmaları gerekiyor” ifadelerinde bulundu.

“Eğitim kalitesine güvenen üniversiteler bölümlerini akredite ediyor”
Akreditasyonun, öğrencinin alacağı eğitimden emin olmasını sağladığını kaydeden Elli, “Akreditasyon kuruluşları üniversiteleri belirli parametreler açısından denetliyor. Eğitimle ilgili parametrelerin dünya standartlarında olması ve bu konuda iddialı olduklarını düşündükleri için akredite kuruluşlarını kendilerini denetlemeleri üzere davet ediyor. Bir üniversitenin akredite olması öncelikle verdiği eğitimin kalitesine güveniyor olduğu anlamına geliyor. Ayrıca öğrenci sonradan ne yapacağını düşünmekten öte okulundan alacağı eğitimden emin olabilmeli. Uluslararası saygın kuruluşlar tarafından akredite edilmek aslında öğrenciye bunu garanti ediyor. Bunun yanı sıra uluslararası çalışma ya da eğitim alma gibi planı olan öğrenciler için bu akredite belgeleri yurt dışından kabul almalarını kolaylaştıran bir unsurdur. Nitekim İstanbul Gelişim Üniversitesi de son yıllarda iki temel alana yöneldi. Bunlardan ilki uluslararsılarlaşmak diğeri ise araştırma üniversitesi olmak. Üniversitemizin 65 bölümü uluslararası akreditasyona sahip” dedi.

“Kendi seçimini yapmayan bireyin kariyerinde başarılı olması beklenemez”
Ebeveynlerin tercih döneminde çocuklarının seçimine saygı duymaları ve onları zorlamamaları gerektiği konusunda uyaran Elli, “Birçok durumda ebeveynlerin kendi hayallerini çocukları üzerinden gerçekleştirmeye çalıştıklarını, kendi yapamadıklarını çocuklarının yapması yönünde onları yönlendirmek hatta zorlamak gibi bir eğilim içerisinde olduklarını biliyoruz. Bir ebeveyn çocuğunu kendi mesleğini yapmak yönünde yönlendiriyorsa, bu çocuğun kendi seçimini yapmadığı anlamına gelir. Kendi seçimini yapmayan bireyin kariyerinde başarılı olması beklenemez. Aynı zamanda bu durumun psikolojik sonuçları da olur. Çünkü bu tamamlanmamış, engellenmiş bir kimliği bize işaret ediyor. Dolayısıyla ebeveynlerin çocuklarının artık yetişkin olduğunu, kendi hayat planlarını kendilerinin yapması gerektiğinin farkına varmaları gerekiyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Anaokulunda kirpi operasyonu Aydın’ın Efeler ilçesinde İstiklal Anaokulu’nun bahçesindeki su giderine sıkışan bir kirpi, Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekiplerinin titiz çalışmasıyla kurtarıldı. Olay, sabah saatlerinde Meşrutiyet Mahallesi Gençlik Caddesi üzerinde bulunan İstiklal Anaokulu’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sabah saatlerinde anaokuluna çocuklarını getiren veliler bir kirpinin su giderine sıkıştığını fark ederek durumu okul idaresine bildirdi. Kendi çabaları ile kirpiyi bulunduğu yerden çıkartamayan okul idaresinin 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yaptığı ihbar üzerine bölgeye itfaiye ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekipleri hızla yaramaz kirpiyi kurtarmak için çalışma başlattı. Kirpiyi görerek okul idaresine bildiren Emel Cem isimli veli, "Kirpiyi gördüm ve hemen okul idaresine söyledim. Okul idaresi de onlar da uğraştılar ama nasıl kurtarabileceklerini bilmedikleri için itfaiyeye haber çağırdılar. İtfaiye ekiplerinin sayesinde kirpi kurtarılacak ve doğal yaşamına geri bırakacaklar" dedi. Ekipler, kirpiye zarar gelmeden özgürlüğüne kavuşturulması için hummalı bir çalışma yürüttü. Özel ekipmanları ile çalışan itfaiye ekipleri kirpiyi kurtarmak için duvarı delip kirpinin ayaklarının sıkıştığı demiri demir makası ile kesti. Kirpi ekiplerin dikkatli ve duyarlı çalışmaları sonucu sıkıştığı yerden kurtarıldı. Gerekli kontrolleri yapılarak okul bahçesindeki otluk alana bırakılan kirpi bir süre sonra bölgeden uzaklaşarak gözden kayboldu. İstiklal Anaokulu idarecileri, şehirlerde yaşayan yaban hayvanlarının doğal ortamlarının korunmasının herkesin sorumluluğu olduğunu vurgulayarak, Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekiplerine çalışmalarda gösterdikleri hassasiyet için teşekkür etti.
Çorum 10 ülkeden 77 bilim insanının katıldığı ’İrfan Geleneği’ sempozyumu başladı Hitit Üniversitesi tarafından düzenlenen "II. Uluslararası Türkistan’dan Anadolu’ya İrfan Geleneği: Abdal Ata Sempozyumu"nda konuşan Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Zekeriya Işık, "Bugün, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Mevlana ve Koyunbaba’nın kucaklayıcı anlayışına ihtiyaç var" dedi. Türk Tarih Kurumu’nun katkıları ile Çorum Hitit Üniversitesi’nde düzenlenen “II. Uluslararası Türkistan’dan Anadolu’ya İrfan Geleneği: Abdal Ata Sempozyumu”na Mısır, Kazakistan, Arnavutluk, Azerbaycan, Fransa, İran, Tataristan Özerk Cumhuriyeti, Avusturya, Rusya olmak üzere 10 farklı ülkeden 77 bilim insanı katıldı. Sempozyumda 52’si sözlü, 12’si çevrimiçi, 2 video konferans olmak üzere 66 bildiri sunulacak. Sempozyumda tüm bilimsel oturumlar karekod uygulamasıyla yurt içi ve yurt dışından interaktif olarak takip edilebilecek. Sempozyum açılışında konuşan Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Zekeriya Işık, Türkistan, Horasan, Irak’tan Anadolu’ya, Balkanlar’a kadar uzanan irfan geleneğinin 13 ve 14. yüzyıllarda dini ve manevi olduğu kadar siyasi, askeri, sosyal, ekonomik ve kültürel gelişmeler üzerinde de belirleyici bir etkiye sahip olduğunu söyledi. İrfan geleneğini temsil eden Türkmen ata, baba, şeyh ve dervişlerinin “Fütüvvet ve Melamilik” ile olan güçlü bağın oluşmasında rol oynadığını dile getiren Doç. Dr. Işık, “Onlar fethedilen gerçek manada bir Türk yerleşkesinin nihayetinde yurduna dönüşmesinde etkili oldular. Bugün onlar tekke, zaviye, türbeleri, mescit, cami, medrese, kütüphane, çeşmeleri, dini ve tasavvufi eserleri ve dahi mesajlarıyla gönüllerimizde ve zihinlerimizde yer tutmaktadır” dedi. Işık, bugün modernitenin ayrıştırdığı, dağıttığı, kutuplaştırarak çatıştırdığı farklılıkları bir tehdit olarak görmek suretiyle aynılaşmayı dayattığı, din, inanç, gelenek ve örf namına yerel öğeleri çağ dışılıkla damgalayarak itibarsızlaştırdığı, saf dışı bıraktığı bir dönemde olunduğuna dikkat çekti. "Modern insanın bütün varlığa, kendi ırkına dahi acımayacak kadar insafsızlaştığı bir çağdayız" İnsan egosunun hormonlu bir şekilde beslendiği, suni, orantısız, kibir ile ilahi ve beşeri nizamın üstünde kendisine roller biçtiği arızi bir dönemde olduğumuzu dile getiren Doç. Dr. Zekeriya Işık, "Kadim erdemlerin yok sayıldığı tüm alemin, insanın sonsuz ve sınırsız hazlarına, ihtiraslarına hasredildiği, öyle ki aç gözlülükte modern insanın bütün varlığa, kendi ırkına dahi acımayacak kadar insafsızlaştığı bir çağdayız. Tüm patolojik arızalı anlayışın hayatı kuşattığı, adına rasyonel, pratik, pragmatik, diplomatik ve benzeri şekillerde ifade edilen etik ve ahlaki temelden yoksun bir takım yaklaşımlarla meşrulaştırılmaya çalışıldığı talihsiz bir zamandayız. Böylesi bir zamanda ve durumda Yunus Emre ile vücut bulan yaratılanı yaratanından ötürü seven, yetmiş iki milleti bir nazar gören, Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli’nin aslan ile ceylana aynı zaman ve mekanda adalet ve hakkaniyet şemsiyesi altında hayat bulunduran, Mevlana’nın kurulu düzene meydan okuyan, tüm dünyevi sınıfları ve sınırları kaldırarak ’ne olursan ol yine gel’ diyen, Koyunbaba’nın ’dirlik odunu yakın, geleni gideni hoş tutun’ himmetiyle güçlü bir şekilde ortaya konulan temelinde aşk ve sevgi bulunan bu birleştirici, kucaklayıcı ontolojik ve epistemolojik anlayışa olan ihtiyaç ortadadır. Bununla birlikte söz konusu irfan geleneğimizin emek, alın teri, zanaat, fedakarlık, paylaşmak, helal kazanmak, ahlaklı olmak gibi erdemlerinin işlenmesine de ziyadesiyle ihtiyaç olduğu da gözden kaçırılmamalıdır" diye konuştu. "Aleviliği doğru şekilde anlatmayı önemsiyoruz" Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemiyeti Başkanı Ali Rıza Özdemir de yaptığı konuşmasında, bilgi kirliliğinin önüne geçerek Aleviliği doğru şekilde anlatmayı önemsediklerini belirtti. Moğol istilasından sonra meydana gelen göçlerle birlikte Anadolu için yeni bir dönem başladığını hatırlatan Özdemir, "Horasan bölgesinden Anadolu’ya akan Türkmen aşiretlerinin içinde baba, ata, derviş ve şeyh olarak tanımlanan irfan ehli kimseler de yer almaktaydı. Bu dönemde Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması, asayiş, fütuhat ve iskan konularının çözülmesi, imar faaliyetleriyle toprakların şenlenmesi bahsedilen şeyh ve dervişlerin öncülüğünde olmuştu. Osmanlı sosyal hayatı için oldukça mühim olan zaviyeler, manevi temellere dayalı kurumlardı. Öyle ki ıssız beldeler ve stratejik noktalar ’gazi dervişler’ tarafından kurulan tekke ve zaviyeler eliyle birer yurda dönüşmüş ve kalkınmıştır. İşte Abdal Ata, bu dervişler arasında olduğu gibi, onun tabi olduğu Abdallar zümresi de Türk nüfusunun önemli unsurlarından biri olarak varlığını sürdürmekteydi. Anadolu’yu Türkiye yapan öncü şahsiyetler de bu kişiler ve bu Türk kitlelerdi" şeklinde konuştu. Başkanlık olarak, bugüne kadar Alevi ve Bektaşi tarihinin şemsiyesi altında toplanmış olay, olgu ve şahsiyetleri araştırmak, Türk tarihindeki yerini ortaya koymak ve yarına aktarmak amacıyla pek çok panel, konferans ve sempozyum tertip ettiklerini anlatan Özdemir, şunları kaydetti: "Bilgi kirliliğinin önüne geçerek Aleviliği doğru şekilde anlatmayı çok önemsiyoruz. Alevilik ve Bektaşilik Ansiklopedisi ile Aleviliğin Yazılı Kaynakları çalıştayları başta olmak üzere Şubat ayında gerçekleştirdiğimiz beş büyük çalıştayımız da bu amaca hizmet etmektedir. Başkanlığımızda birçok konferans, panel ve temalı konserler düzenledik. Bundan sonra bu çalışmalarımızı artırarak sürdüreceğiz. Temalı konserlerimi 2024 yılı içinde 50 ilimizde halkımızla buluşturacağız. 2024 ve 2025 yılları içinde Şah İsmail Hatayi, Anadolu’nun Horasanı Tunceli, Balkanlarda Alevilik ve Bektaşilik, Cemevleri: Dünü, Bugünü, Yarını, Aleviliğin Yazılı Kaynakları, Davut Sulari, Pir Sultan Abdal gibi birçok başlık altında yapacağımız sempozyumları planlamış bulunuyoruz. Kün-Ay isimli hakemli dergimiz yıl içinde yayın hayatına başlayacaktır." "Hedefimiz milli birliğimizi güçlendirmektir" Aleviliğin yakın tarihinin kayıt altına alınacağı sözlü tarih projesini bu yıl içinde başlatacaklarını aktaran Özdemir, "Bilimin namusuna sahip çıkan tüm akademisyenlerimizi, bu vesileyle çalışmalarımıza omuz vermeye çağırıyorum. Her zaman belirttiğim gibi pek çok alanda Alevi ve Bektaşi toplumuna hizmet götürmeyi görev edinmiş başkanlığımızın iki ana hedefi vardır. Bunlardan ilki her iş ve eylemde Alevi ve Bektaşi toplumunun rızalığını almaktır. Bu doğrultuda istişare etmekten bir an geri durmadığımızı gönül rahatlığıyla ifade edebilirim. İkinci ana hedefimiz ise milli birliğimizi güçlendirmektir. Başkanlık olarak bizi, biz yapan değerlerimize bağlı kalmak ve sahip çıkmak dışında; onu aktarmanın da peşindeyiz. Tüm işlerimizin temel motivasyon kaynağını işte bu iki ana hedef teşkil etmektedir. Alevi-Bektaşi toplumu için tarihi ve değerli bir süreçte bulunduğumuzun farkındalığında olarak çalışmalarımızı sürdürmekte olduğumuzu belirtmek istiyorum. İnşallah kararlılıkla yürüdüğümüz bu yolda daha çok iş üretecek ve daha fazla Can’ımıza ve cemevimizin kutlu eşiğine hizmette bulunacağız" ifadelerini kullandı. Sempozyum açılışına; Vali Zülkif Dağlı, Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, İl Jandarma Komutanı J. Alb Naim Çetinkaya, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Konferans sonunda Çorum Valisi Zülkif Dağlı, İslam İşbirliği Teşkilatı İslam, Tarih, Sanat ve Kültür Merkezi Orta Asya Bölge Danışmanı Prof. Dr. Ashirbek Müminov’a plaket verirken, Müminov ise Vali Dağlı’ya kaftan hediye etti.
Aydın Anaokulunda kirpi operasyonu Aydın’ın Efeler ilçesinde İstiklal Anaokulu’nun bahçesindeki su giderine sıkışan bir kirpi, Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekiplerinin titiz çalışmasıyla kurtarıldı. Olay, sabah saatlerinde Meşrutiyet Mahallesi Gençlik Caddesi üzerinde bulunan İstiklal Anaokulu’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sabah saatlerinde anaokuluna çocuklarını getiren veliler bir kirpinin su giderine sıkıştığını fark ederek durumu okul idaresine bildirdi. Kendi çabaları ile kirpiyi bulunduğu yerden çıkartamayan okul idaresinin 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yaptığı ihbar üzerine bölgeye itfaiye ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekipleri hızla yaramaz kirpiyi kurtarmak için çalışma başlattı. Kirpiyi görerek okul idaresine bildiren Emel Cem isimli veli, "Kirpiyi gördüm ve hemen okul idaresine söyledim. Okul idaresi de onlar da uğraştılar ama nasıl kurtarabileceklerini bilmedikleri için itfaiyeye haber çağırdılar. İtfaiye ekiplerinin sayesinde kirpi kurtarılacak ve doğal yaşamına geri bırakacaklar" dedi. Ekipler, kirpiye zarar gelmeden özgürlüğüne kavuşturulması için hummalı bir çalışma yürüttü. Özel ekipmanları ile hummalı bir şekilde çalışan itfaiye ekipleri kirpiyi kurtarmak için duvarı delip kirpinin ayaklarının sıkıştığı demiri demir makası ile kesti. Kirpi ekiplerin dikkatli ve duyarlı çalışmaları sonucu sıkıştığı yerden kurtarıldı. Gerekli kontrolleri yapılarak okul bahçesindeki otluk alana bırakılan kirpi bir süre sonra bölgeden uzaklaşarak gözden kayboldu. İstiklal Anaokulu idarecileri, şehirlerde yaşayan yaban hayvanlarının doğal yaşam alanlarının korunmasının herkesin sorumluluğu olduğu vurgulayarak Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekiplerine çalışmalarda gösterdikleri hassasiyet için teşekkür etti. (MU-OD-