KÜLTÜR SANAT - 13 Haziran 2018 Çarşamba 15:18

Güller Diyarı Isparta’da çifte bayram yaşanacak

A
A
A
Güller Diyarı Isparta’da çifte bayram yaşanacak

Isparta’da hava sıcaklıklarının bu yıl mevsim normalleri üzerinde seyretmesi dolayısıyla gül hasat sezonu 20 gün erken tamamlanırken, Ramazan Bayramı’nın 2 ve 3.

Isparta’da hava sıcaklıklarının bu yıl mevsim normalleri üzerinde seyretmesi dolayısıyla gül hasat sezonu 20 gün erken tamamlanırken, Ramazan Bayramı’nın 2 ve 3. gününde Gül Festivali ile birlikte çifte bayram yapılacak.


Dünya gül yağı ihtiyacının yüzde 65’ini karşılayan Isparta’da, üretimin yaklaşık yüzde 18’e varan kısmında söz sahibi olan Gönen ilçesine bağlı Güneykent’te bu yıl Ramazan Bayramı’nın 2 ve 2. günlerinde düzenlenecek olan Gül Hasat Festivali ile birlikte çifte bayram yapılacak. Bu yıl havaların sıcak gitmesiyle birlikte, 20 gün daha erken gelen gül hasat sezonu, Ramazan Bayramı’nda taçlandırılacak.


Güneykent’teki gül hasadı sonunda festival düzenleyeceklerini kaydeden Belediye Başkanı Fahretdin Gözgün, "Festivalimizde yine gül toplanacak, gül kaynatılacak, folklorik gösteriler olacak ve gülün şiiri konuşacak, gülün parçaları ve türküleri konuşulacak. O gün güle dair gerçekten gül gibi bir gün yaşatacağız. Ben bütün herkesi, bayramın 2 ve 3.gününde şeker gibi bir gül bayramı yaşamaya davet ediyorum" dedi.



Yeşille pembenin raks ettiği bir ortam: Güneykent


Isparta’daki gül üretiminin yüzde 15-18’lik kısmını Güneykent kasabasının karşıladığını ifade eden Gözgün, "Her tarafından yeşille pembenin raks ettiği bir ortamdayız. Böyle bir ortamda, 20 gün önce gelen bir sezonla başladık. Havaların sıcak gitmesiyle birlikte, şu anda pembeyi yeşilin üzerinde daha hakim bir vaziyette görmekteyiz. Bugün, şu anda güllerin bir açık parfüm vadisi gibi koktuğunu hissediyoruz" diye konuştu.



"Çiftçinin dün hiç inanmadığı ve aklından geçirmediği bir olay gerçekleştiriyoruz"


Belediye Başkan Fahretdin Gözgün, Güneykent’te nüfusun hemen hepsinin gülcülükle geçimini sağladığına işaret ederek, "Güneykent herkesin gülcülükle uğraştığı bir belde. Bu beldede tamamen endüstriyel anlamda üretilen gülün sanayide işlenmesi ile akabinde gül yağı ve gülsuyunun elde edimi, kozmetik sektöründe hammadde olarak kullanımı gerçekleştiriliyordu. Fakat son yıllarda bu durum tamamen turizme yönelik bir faaliyetimiz söz konusu oldu. Bu, ‘Agro Turizm’ ve ‘Kırsal Turizm’ olarak adını koydular, bizim de ‘Gül Turizmi’ dediğimiz, özellikle Uzak Doğulu tur gruplarının yoğun bir şekilde talep arz ettiği, harici olarak da yurt içi ve yurt dışında birçok tur operatörünün listesine girmiş bir turizm faaliyetinin içerisindeyiz. Güneykent bu konuda 7 yıllık altyapı tecrübesiyle dünden bugüne başlangıcını gerçekleştirdi. O günden bugüne baktığımızda, bir cumartesi günü sadece 27 tane tur otobüsü buraya geldi. Bunlar önemli gelişmeler. Çiftçinin dün hiç inanmadığı ve aklından geçirmediği bir olay gerçekleştiriyoruz: Gülde Turizm. Bu, tamamen kırsal turizm. Turistler geldiğinde başlarına gül derdik, yollarına gül serdik, akabinde de onları gül bahçelerine aldık. Onlar güle dokundular ve bakmaya başladılar. Dokundukları yer gül kokmaya, yüzleri de gülmeye başladı. Arkasından, belki de salonlarının en güzel ve en tatlı fotoğraflarını çektiler. Psikolojileri bile değişti, en tatlı zamanı yaşadık" dedi.


Beldeye gelen yerli ve yabancı turistlere, adeta gülün serüvenini canlı olarak gösterdikten sonra onlara gülden yağ-su çıkarmak ve reçel gibi ürünler yapabilmeleri konusunda tecrübe kazandırdıklarına değinen Başkan Gözgün, misafirlere daha sonra yöresel ürünler takdim ederek, kültürel konularda ortaya konulan eserlerini sergilediklerini ve ‘gül gibi bir gün’ geçirildiğini de sözlerine ekledi.



"Ölmeden önce yapılması gereken 100 şeyden biri eksik kalmasın"


Ölmeden önce, hayatta yapılması gereken 100 şeyden birinin gülle buluşmak olduğunun altını çizen Başkan Gözgün, "Bugün Endonezyalılar, Çinliler ve yerli tur grupları buradaydı. Biz yine gelen ve gelecek olan tüm tur gruplarımızın hayatta yapılması gereken 100 şeyden biri olan gülü eksik bırakmamaları adına herkesi Güneykent’e bekliyoruz, davet ediyoruz" dedi.



"Gülün şifası ve büyülü dünyasını, gelen misafirlerimize yaşatıyoruz"


Beldede nüfusun hemen hepsinin gülcülükle geçimini sağladığına değinen Gözgün, "Güneykent, herkesin gülcülükle uğraştığı bir belde. Bu beldede tamamen endüstriyel anlamda üretilen gülün sanayide işlenmesi ile akabinde gül yağı ve gülsuyunun elde edimi, kozmetik sektöründe hammadde olarak kullanımı gerçekleştiriliyordu. Doğal, katıksız bir şekilde reçel ve gül imalatı gerçekleştiriyor. Gül suları en doğal yöntemlerle üretiliyor ve gülün şifasını, büyülü dünyasını, burada gül gibi bir gün olarak gelen misafirlerimize yaşatmış oluyoruz" şeklinde konuştu.



Hasat sonu Gül Festivali ile taçlandırılacak


Gül hasat sezonunun bayrama kadar devam edeceğine ve sonunda festival yapılacağına işaret eden Gözgün, "Ramazan ayının girmesi sebebiyle, gül sezonumuz geçen yıl daha erken olmasına rağmen, oruç zamanında insanlar sıkıntı yaşamasın diye 16-17 Haziran’a denk gelen Gül Festivalimizi, Ramazan Bayramı’nın 2 ve 3. günü gerçekleştireceğiz. Bu festivalimizde yine gül toplanacak, gül kaynatılacak, folklorik gösteriler olacak ve gülün şiiri konuşacak, gülün parçaları ve türküleri konuşulacak. O gün güle dair gerçekten gül gibi bir gün yaşatacağız. Ben bütün herkesi, bayramın 2 ve 3. gününde şeker gibi bir gül bayramı yaşamaya davet ediyorum" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.