SAĞLIK - 05 Haziran 2016 Pazar 10:29

Hepatit C İlaçları Geri Ödeme Kapsamına Alınıyor

A
A
A
Hepatit C İlaçları Geri Ödeme Kapsamına Alınıyor

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği’nce sekizincisi düzenlenen Ulusal Viral Hepatit Sempozyumu’nda hepatit tüm yönleri ile ele alınarak tartışıldı. Uzmanlar, Türkiye’de 3 milyon kişide hepatit B, 750 bin kişide ise hepatit C olduğunu vurgulayarak, hepatit C ilaçlarının geri ödeme kapsamına alınmasının hastalar için müjde olacağını belirtti.
KLİMİK Derneği’nce sekizincisi düzenlenen Ulusal Viral Hepatit Sempozyumu’nda hepatit tüm yönleri ile ele alındı. Isparta’da düzenlenen sempozyumda, kronik karaciğer hastalığı profilinden bakıldığında Türkiye’de yaklaşık 3 milyon kişinin hepatit B, 750 bin kişinin hepatit C hastası olduğu belirtildi. Sosyal Güvenlik Kurumu’nca hepatit C ilaçlarının geri ödeme kapsamına alınmasında son aşamaya gelindiğinin açıklanması üzerinde duran uzmanlar, yüksek maliyetten dolayı ilaçlara ulaşamayan hastalar için bir umut olduğunu vurguladı. Bir hasta için ilaç maliyetinin 120 bin lirayı bulduğu vurgulanırken, ilaçların geri ödeme kapsamına alınmasının tüm hepatit C hastaları için müjde olacağı ifade edildi.
KLİMİK Derneği, Viral Hepatit Çalışma Grubu Üyesi ve Sempozyum Başkanı Prof. Dr. Füsun Zeynep Akçam, Türkiye’de hepatitin en çok doğu ve güneydoğu illerinde görüldüğünü kaydetti. Prof. Dr. Akçam, “Kronik karaciğer hastalığı profilinden bakıldığında Türkiye’de yaklaşık 3 milyon kişi hepatit B, 750 bin kişi hepatit C hastasıdır. Ülkemizde hepatit B (+Delta hepatiti) ve hepatit C, karaciğer sirozu ve kanserin en sık sebebidir. Karaciğer nakli yapılan her üç hastanın ikisinde sebep hepatit B veya hepatit C’dir. Günümüzde hepatit B sayısal olarak ve sonuçları bakımından ülkemiz için daha büyük bir sorundur. Karaciğer sirozu ve karaciğer kanseri hastalarının yüzde 50’sinden hepatit B (ve Hepatit Delta), yüzde 25’inden ise hepatit C sorumludur. Ancak hepatit B’ye karşı aşılanma oranlarının artması ile bu rakamların değişmesi beklenmektedir” dedi.
"SÜLÜK TEDAVİSİ KANLA BULAŞAN HASTALIKLARA ZEMİN HAZIRLIYOR, DENETLENMELİ"
Prof. Dr. Füsun Zeynep Akçam, diğer alternatif tıp yöntemlerinde olduğu gibi halk arasında sülük tedavisi olarak bilinen hirudoterapiye de ilginin son zamanlarda arttığını kaydederek, “Hirudoterapi sülükle tedaviye verilen isimdir ve baktığımızda birçok başlıkta kullanıldığını görüyoruz. Halk arasında sülüklerin kirli kanı emdiği için tedavi edici özelliği olduğuna inanılır ancak tedavi edici özellik kanın alınması değil, kan emilirken vücuda verilen hirudin ve calin diye adlandırılan bazı salgılarıdır. Bunların ağrı kesici, pıhtılaşmayı önleyici, tansiyon dengeleyici gibi özelliklerinin olduğu gerekçesiyle kullanım alanı bulmaktadır. Ancak bu yolla başta hepatit olmak üzere kanla bulaşabilen hastalıkların aktarılması mümkündür. Tıbbi sülük diye tanıtılan sözde sterilize sülüklerin güvenilirliği de tartışılır durumdadır. Yaygın kullanımı nedeniyle kesinlikle sağlık otoritesinin üzerinde durması gereken, denetlenmesi gereken bir konudur” şeklinde konuştu.
HEPATİT C’Yİ ORTADAN KALDIRAN İLAÇLAR ÖDEME KAPSAMINA ALINIYOR
KLİMİK Derneği Viral Hepatit Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Bilgehan Aygen ise konuşmasında, hepatit C ilaçlarının geri ödeme kapsamına alınmasını değerlendirdi. Geçtiğimiz günlerde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca hepatit C ilaçlarının geri ödeme kapsamına alınmasında son aşamaya gelindiğinin açıklanmasının hastalar için çok önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Aygen, “Hepatit tedavisi ile uğraşan merkezlerde kişisel deneyimler söz konusudur. Bazı hastalar ilaçların maliyetlerini kendileri karşılayarak, bazı hastalar erken erişim programlarına veya faz çalışmalarına katılma olanağı bularak, bazı hastalar ise daha ucuz muadil ilaçlara ulaşarak yeni tedavi seçeneklerini kullanabildiler. Hepsinde başarı sağlandı. SGK’nin son açıklaması hem hastalarımız hem de tedaviyle uğraşan biz hekimler için gerçekten çok sevindirici bir gelişme oldu. Ülkemizde birçok yeni hepatit ilacının kullanım ruhsatı olmasına rağmen çok uzun süredir geri ödeme koşularının yeniden düzenlenmesi bekleniyor. Halen geçerli olan mevzuattaki tedaviler ise hepatit C infeksiyonunu kontrol etmede yetersizdir. Özellikle daha önce defalarca tedavi alıp, bu tedavilere yanıt vermeyen ve karaciğer hastalığı ilerlemiş hastalarımızın yeni tedavi seçenekleri dışında tedavi şansı bulunmamaktadır. Henüz geri ödemenin hangi koşulları içereceği netleşmese de dünyanın kronik hepatit C’de birincil kabul ettiği ve tedavideki başarı oranının yüksek olduğu ilaçların ülkemizde de kullanılabilmesi çok önemli bir sağlık sorununa çözüm getirecektir” diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.