GENEL - 28 Mart 2017 Salı 18:35

Isparta’da FETÖ davası

A
A
A
Isparta’da FETÖ davası

Isparta’da FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Eğirdir Dağ Komando okulu ve Eğitim Merkezinde kurs gören 700 harbiye öğrencisini Ankara’da darbe girişiminde kullanmak üzere götürmeye çalışan eski Terörizmle Mücadele Eğitim ve Tatbikat Merkezi Komutanı Tuğgeneral Mustafa Kurutmaz ile Erkan Başkanı Orhan Yılmaz’ın da aralarında bulunduğu 8’i tutuklu 21 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Isparta’da FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Eğirdir Dağ Komando okulu ve Eğitim Merkezinde kurs gören 700 harbiye öğrencisini Ankara’da darbe girişiminde kullanmak üzere götürmeye çalışan eski Terörizmle Mücadele Eğitim ve Tatbikat Merkezi Komutanı Tuğgeneral Mustafa Kurutmaz ile Erkan Başkanı Orhan Yılmaz’ın da aralarında bulunduğu 8’i tutuklu 21 sanığın yargılanmasına devam edildi.


Isparta 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma güvenlik nedeniyle konferans salonunda yapıldı. Duruşmaya Ankara’da cezaevinde bulunan eski Terörizmle Mücadele Eğitim ve Tatbikat Merkezi Komutanı Tuğgeneral Mustafa Kurutmaz ile Erkan Başkanı tutuklu sanık Orhan Yılmaz SEGBİS aracılığıyla katılırken, tutuklu sanıklar Nurhan Baran, Ahmet Yıldırım, Cankat Özdemir, Cumhur Keyik, İlhan Çağrı Kayaoğlu Merih Özşahin ile tutuksuz sanıklar ve avukatlar katıldı.



Talimatı Akkaya verdi


Bugünkü duruşmada Mahkeme Başkanı Hacı Mustafa Yazıcı, sanıkların savunmalarını dinledi. İlk savunmayı eski Terörizmle Mücadele Eğitim ve Tatbikat Merkezi Komutanı Tuğgeneral Mustafa Kurutmaz yaptı. SEGBİS aracılığıyla savunma veren Kurutmaz, 15 Temmuz’da 700 Harbiyelinin alınması için kışladan çıkan otobüslerin çıkma emrini kendisinin verdiğini, ancak otobüslerin harbiyelilerin darbecilere destek için Ankara’ya gönderilmesi için değil, harbiyelilerin güvenliğinin sağlanması için gönderildiğini kaydetti. Başka bir dosya kapsamında tutuklu bulunan eski Eğirdir Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanı Tümgeneral Metin Akkaya’nın otobüslerin Eğirdir’e gönderilmesi talimatı verdiğini, bunun üzerine otobüslerini gönderdiğini aktardı.



“İfadelerin çelişkili”


Harbiyelilerin güvenliğinin sağlanmasının bir terör eylemi girişimi ihtimali nedeniyle gerçekleştirildiğini düşündüğünü aktaran Kurutmaz, Akkaya’nın da teyit edilmiş bir ihbar üzerinden kendisine bunu söylediğine kanaat getirdiğini ileri sürdü. Kurutmaz, "Tugay içindeki 3 asker hakkında terör sempatizanlığından soruşturma başlatılmasının ve 15 Temmuz’dan 2 ay önce Eğirdir’deki tümen ve Isparta’daki tugayda keşif amaçlı gözlem yapıldığı bilgisi bu kanaatimi güçlendirdi" dedi. 15 Temmuz gecesi Isparta Valisi Şehmus Günaydın’ın telefon aramalarına neden cevap vermediğine ilişkin soruya Kurutmaz, "O zaman emniyet tedbirlerini almakla meşguldüm. Cevapsız aramayı daha sonra gördüm" dedi.


Mahkeme Başkanı Yazıcı, Kurutmaz’a, savcılıkta verdiği ifadeyi okuyarak "Tugaydan çıkan otobüslerin Atabey Kavşağı’nda durdurulmasından sonra Metin İyidil ile görüştüm ve İyidil’e ’komutanım, harbiyelileri darbeye destek için mi gönderiyoruz. Bence otobüsleri tugaya geri çekip, bekleyelim" şeklindeki ifadesini sordu. Kurutmaz, bu ifadenin doğru olmadığını,İyidil’e darbe ile ilgili bir şey sormadığını söyledi. Bunun üzerine Yazıcı, "Savcı yalan söylüyor öyle mi?" diyerek Kurutmaz’a tepki gösterdi. Kurutmaz da, “Şu an verdiğim ifade doğru” dedi.


Yazıcı, Kurutmaz’a, "Vali seni aradığında elle ’telefonun sırası değil’ anlamına gelen işaret yaptığı’ tanık beyanlarını okudu. Kurutmaz da cevapsız aramayı gördüğünü, ancak meşgul olduğu için cevap vermediğini belirtti. Mahkeme Başkanı Yazıcı, Kurutmaz’a "Savcılık ifadelerin ile şu anki ifadelerin çelişkili’ dedi.



Bilgi kirliliği vardı


Terörizmle Mücadele Eğitim ve Tatbikat Merkezi Komutanlığında 15 Temmuz gecesi alay komutanı olan Ahmet Yıldırım, o gece kışlada darbe yapılacağına ilişkin hiç kimsenin kendisine bir şey söylemediğini bilgi kirliliği durumu olduğunu belirterek, "Benim adımı söyleyen askerler var. Ben askerlere böyle bir bilgi de emir de vermedim" dedi.


O gece kışlada 4 zırhlı araç bulunduğunu araçlardan birinin çalışır durumda olduğunu kaydeden Yıldırım, "Zaten aracın çıkması söz konusu olamazdı. Çalışır durumdaki aracı da kendim durdurdum. Zırhlı araçların çıkması için de bir emir vermedim. Herhangi bir işlem yapmadım. Kışlaya girdiğim de servis araçlarının Eğirdir’e gideceği konusunda emir veren var mı yok mu bunu bilmiyordum. Benim zaten bu konuda yetkim yok" diye konuştu



Lojmanlara personeli bilgi versinler diye gönderdim


Sözde Yurtta Sulh Konseyi’nin ’Valilik ve Belediyenin kontrol altına alınması" talimatı gereğince yasal bir görev ya da yetkisi olmadığı halde sivil bölgede olup askeri lojmanları takviye etmek bahanesiyle personel görevlendirmekle suçlanan alay komutanı Ahmet Nazif Şahinoğlu da, olay gecesi tugayda faaliyet izleme merkezine geldiğini ve Tugay komutanı Mustafa Kurutmaz’ın da orada bulunduğunu söyledi. İl Jandarma Alay Komutanı Jandarma Albay İsmail Cömert’in buraya gelerek, bunun paralel yapının işi olduğunu, mesajda yazan ‘hiçbir talimatı yapmayacağım, kendilerinin uygulamaları durumunda gerekirse çatışacağını’ söylediğini anlatan Şahinoğlu, "Ben de bunun üzerine ’ben devletime milletime bağlı, siyasi otoriteye bağlı şerefli bir subayım. Bu şerefsizlerle savaşırım’ dedim. Devletten yana tavrımı koydum. Eğirdir’e gidecek servis araçlarının kursiyerleri getireceğini öğrendiğimde ’Kara kuvvetlerinde gece intikali yasaktır. Gündüz torbaya mı girdi. Aceleleri mi var. Gündüz gelsinler’ dedim. Lojmanlar bölgesine de herhangi bir taşkınlık olması durumunda bilgi vermeleri için dört personeli gönderdim. Kışladaki personeli yönlendirecek bir ifadem de olmadı. Eğer devletimiz valilik tarafından bir talep olması durumunda hazır bulunması için birlik hazırlanması yönünde emir verdim. Ben komandoyum. Dağlarda kaldım. İnsan dağlarda hislerini geliştirir. Bunu düşünerek sabah 7.16’da birliğime emir verdim. Birlik komutanlarını yanıma çağırarak hazırlık emri verdim. Gece boyunca olduğu gibi devletimin yanında oldum" dedi.



Darbe emri almadım


Tugay Komutanı Kurutmaz’a, bu cuntacılara, darbecilere, karşı polisin sivil halkın yanında olacağız dimi diye sorduğunda evet yanıtını aldığını ifade eden Şahinoğlu, Mahkeme Başkanı Yazıcı’nın ’Valilik ve belediyenin kontrol altına alınmasına ilişkin emir gelip gelmediğine ilişkin sorusuna, "Kapak yazısında yurtta sulh gibi bir şey yazan yazı vardı. Buna bakmadım bile, emri incelemedim. İçeriğine de bakmadım" derken, Mustafa Kurutmaz’ın Vali Şehmus Günaydın’ın telefonuna niye bakmadığına ilişkin soruya da, "Tugay Komutan, Vali’nin telefonunu açma refleksi göstermedi. Kafası karışık mıydı bilmiyorum" yanıtını verdi. Şahinoğlu, darbeye yönelik Mustafa Kurutmaz’dan emir almadığını da ifade etti.



Herkesin haberi var ama sizin yok


Alay komutanı olmasına rağmen kendisine servis araçlarıyla Eğirdir’deki kursiyerlerin Ankara’ya götürüleceğine dair kendisine bilgi gelmediğini söyleyen Şahinoğlu, "Ben araçların sadece Eğirdir’deki kursiyerleri alıp Isparta’da ki kışlaya getireceğini düşünüyordum" dedi.


Bunun üzerine mahkeme Başkanı Yazıcı, "Vatandaş gelmiş yolu kapatmış, Türkiye’de herkesin haberi var ama sizin haberiniz olmuyor öyle mi?" diye sordu. Şahinoğlu, "Benim haberim olmadı. Zaten gece intikalinin uygun olmadığını söyledim" dedi. Mahkeme Başkanı Yazıcı, "İntikalde bugüne kadar hep Harbiyeliler kullanılmış. İsmail Albay gelip sizi uyarıyor ama siz neden Eğirdir’e araçların gideceğini bilmiyorsun. Askerler bile saat 24:00’te onların geleceğini biliyor" açıklamasında bulundu.



Darbe teşebbüsünden yargılanıyorlar


Sanıklar, 15 Temmuz hain darbe girişiminde FETÖ/PDY örgüt silahlı terör örgütünün Isparta kanadına yönelik Isparta 2. Ağır Ceza Mahkemesine Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme, Türkiye Büyük Millet Meclisini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçlarından yargılanıyorlar.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.