KÜLTÜR SANAT - 26 Mayıs 2017 Cuma 18:09

Teke yöresine ait bin 500 ezgi kayıt altında

A
A
A
Teke yöresine ait bin 500 ezgi kayıt altında

Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Müzik Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi, Teke yöresine ait bin 500 ezgiyi orijinal halini koruyup kayıt etti.

Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Müzik Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi, Teke yöresine ait bin 500 ezgiyi orijinal halini koruyup kayıt etti.


SDÜ Müzik Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi, Teke yöresine ait bin 500 ezgiyi orijinal halini koruyup kayıt altına aldı. Isparta, Burdur ve Antalya’yı kapsayan coğrafyada 60 bin kilometre yol kat eden Merkez, önemli bir dilimi 200 yıllık bağlama, sipsi, kabak kemane sair enstrümanları da ‘Çalgı Belgeliği Müzesi’ne kazandırdı. Merkez, şimdi de Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü’ne (UNESCO) Dünya Mirası için 3 ayrı proje yazıyor.


SDÜ Konservatuar ile Müzik Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Öğretim Görevlisi Mustafa Erhan ile Çalgı Belgeliği Müzesi, sipsi, kabak kemane imalâtı, yöresel türkü derlemeleri hakkında bilgi verdi. Öğretim Görevlisi Mustafa Erhan, Müzik Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin 28 Ağustos 1996 tarihinde Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Rektörlüğü genel şemsiyesi altında kurulduğunu söyledi. Teke Yöresi’nde 60 bin kilometre yol kat edilerek kültürel mirası kaynağında (özgünlüğünde) bilimsel yöntem ve teknolojiler kullanılarak kayıt edildiğini anlatan Erhan, bin 500 ezginin derlendiğini belirtti. Kültürel mirasın yapısal formlarının özenle korunduğunu dile getiren Erhan, “Teke Yöresi’nin özgün bin 500 türküsü şu an SDÜ tarafından kayıt altına alındı. Müzik Bilimleri’nin faydalanmasına açıktır. Müzik Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi, Teke Yöresi’nde 60 bin kilometre mesafe kat etti. Gezilerde çok türkü derlendi. Pek çok mahalli sanatçı ile tanışıldı. Onların hayat öyküleri kayıt altına alındı. Kültürel yapıları incelendi. Nereden geldikleri çözüldü. Teke Yöresi olarak tanımlanan bu geniş coğrafyanın hangi özgün kaynaklarla beslendiği tespit edildi. Bin 500 ezgi, Teke Yöresi’nin müzik ve folkloru, ulusal hatta global ölçekte tanınması sağlanmış oldu” dedi.



“Müze’de 200 yıllık el yapımı enstrümanlar da var”


SDÜ Konservatuar Müdürü Öğretim Görevlisi Mustafa Erhan, sipsi, kabak kemane başta olmak üzere 150’den fazla enstrüman toplandığını söyledi. Enstrümanların etnomüzikoloji kökenleri ve zenginliğinin tespit edildiğini kaydeden Erhan, “Bu çalışmaların Müzik Bilimleri’ne katkısı çok değerliydi. Ve o değerini hâlâ koruyor. Zira bilimsel teknik kullanılarak kayıt altına alınan çalışmalar üniversiteler ve konservatuarların kullanımına açık. Enstrümanlar da SDÜ Doğu Yerleşkesi’ndeki Çalgı Belgeliği Müzesi’nde araştırmacılar başta olmak üzere herkese açık durumda. Yakın bir süreçte Çalgı Belgeliği Müzesi’ni genişleteceğiz. Şu an sergileme imkânı bulamadığımız diğer enstrümanları da Çalgı Belgeliği Müzesi’ne dâhil edeceğiz” diye konştu.



“Kent merkezinde de müze açmak istiyoruz”


Şehir merkezinde de Çalgı Belgeliği Müzesi açılması için proje üzerinde çalıştıklarını, buna SDÜ Rektörü Prof. Dr. İlker Hüseyin Çarıkçı başta olmak üzere tüm yönetimden tam destek aldıklarını belirten Erhan, “Isparta Valiliği de bu projeye çok sıcak bakıyor. Hedefimiz kültürel mirası, o büyük zenginliği daha geniş kitleler ile buluşturmaktır. Isparta, Antalya ve Burdur ‘Teke Yöresi’dir. Çok zengin ezgileri, enstrümanları, ağıt, destansı anlatım, karşılama, sevinç eserleri var. Bunların SDÜ’de derlendiği, kayıt altına alındığı bilgisi herkeste olmayabilir. Ama kent merkezinde müzemiz olursa, dilden dile, gönülden gönüle daha çok yayılır fikrindeyim” dedi.



“UNESCO’ya 3 proje sunacağız”


Öğretim Görevlisi Mustafa Erhan, UNESCO ile proje yapacaklarını da açıkladı. Dünya Kültür Mirası’nı koruma ile ilgili 3 proje hazırlığı yaptıklarını ifade eden Erhan, “Sanatçıları tespit ettik. Ve bilimsel bir disiplin ile yazdık. SDÜ’de yakın zamanda bir proje ile UNESCO’ya. UNESCO’dan gelen araştırmacılara biz Teke Yöresi’ndeki değerlerin arşivinin tamamını açacağız. Hayatta olanların UNESCO ölçeğinde kayıt altına alınmasını sağlayacağız. Hayata gözlerini kapatmış mahalli sanatçılarımızın isimlerini de tarihe not düşeceğiz. Ayrıca Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) ile de çalışacağız. Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı kurumlardaki öğrencilerin kendi müzik kültürlerini öğrenmeleri ile bir proje bu” şeklinde konuştu.



“Çalgı Yapım ve Geliştirme Birimi”


SDÜ Müzik Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi genel şemsiyesi altında Eylül 2003’te ‘Çalgı Yapım ve Geliştirme Birimi’ kurulduğuna da atıf yapan Erhan, “Okutman Uğur Özek, el emeği, göz nuru ile sipsi, kabak kemane başta olmak üzere çok farklı enstrümanlar yapıyor. Çok değerli bir zanaatkâr. Teke Yöresi’nin enstrümanlarının hayatta kalmasını, büyük bir mirasın gelecek kuşaklara kalmasını sağlıyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.