EĞİTİM - 17 Mayıs 2024 Cuma 15:25

40 kampüsten 285 öğrenci dünyanın en prestijli 945 üniversitesinden kabul aldı

A
A
A

Bahçeşehir Koleji’nin Türkiye’nin farklı kentlerindeki 40 kampüsünden 285 öğrenci; Harvard, Oxford, Stanford, Berkeley gibi dünyanın en prestijli üniversitelerinden 945 kabul aldı. İstanbul’da buluşan öğrenciler, aileleri ve öğretmenlerine büyük gurur yaşattı.

Eğitimde pek çok başarıya imza atan Bahçeşehir Koleji öğrencileri her yıl olduğu gibi bu yıl da dünyanın en prestijli üniversitelerinden kabul alma geleneğini sürdürdü. Farklı kentlerdeki 40 kampüsünde eğitim gören ve dünyanın seçkin 945 üniversitesinden kabul aldı. Türkiye’nin geleceğine değer katacak öğrenciler Kemerburgaz’daki Bahçeşehir Üniversitesi Future Kampüsünde bir araya geldi.

Gurur buluşmasına BUEK Başkanı Enver Yücel, Bahçeşehir Koleji İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Yücel, Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Dağ, Genel Müdür Yardımcıları ile okulların yöneticileri katıldı.

40 kampüsten 285 öğrenci dünyanın en prestijli 945 üniversitesinden kabul aldı

“Türkiye’deki STEM eğitiminin uygulandığı ilk lise”

Açılış konuşmasını yapan Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Dağ, öğrencilerin bu büyük başarısıyla yalnızca Türkiye’de değil dünyanın her noktasında üretecek ve topluma değer katacaklarının söyledi. Dağ; ’’Bu başarılar bize, global eğitim anlayışımız sayesinde dünya okulu olduğumuzu gösteriyor. Fen ve Teknoloji Liseleri’ni kurarken Türkiye’deki öğrencilere proje ve üretim odaklı eğitim olanağı sağlamak da amaçlarımız arasındaydı. Eğitim sistemimiz ve elde ettiğimiz başarılar, ne kadar doğru bir iş yaptığımızı gösteriyor. Türkiye’deki STEM eğitiminin uygulandığı ilk lise olma özelliği de Bahçeşehir Koleji Fen ve Teknoloji Liseleri’ne özgü bir ayrıcalık. Bahçeşehir Koleji olarak ülkemizin geleceğine yatırım yapıyoruz. Öne çıkan okullar arasında Harvard University, University of British Columbia, Stanford University, University of Berkeley, University of Oxford, The University of Manchester gibi dünyanın saygın üniversiteleri var. Bu başarılar bize, global eğitim anlayışımız sayesinde dünya okulu olduğumuzu gösteriyor. Öğrencilerimiz yurt dışına gidecek olsa da her biri ülkemiz adına bir değer oluşturacak, başta ülkemiz ve dünyamız için çalışıp aydınlık bireyler olarak anılacaklar. Gururluyum ve hepinizi gönülden kutluyorum’’ dedi.

40 kampüsten 285 öğrenci dünyanın en prestijli 945 üniversitesinden kabul aldı

“Çalışmalarımızın karşılığını almak bizi çok mutlu ediyor”

Tebrik ettiği öğrencilerin başarılardan dolayı mutlu olduklarını ifade eden BUEK Başkanı Enver Yücel ise, “Eğitime yaptığımız yatırımların karşılığını aldığımız günlerden birinde daha bir arada olmak ne büyük bir gurur. Çalışmalarımızın karşılığını alıyor olmak bizi çok mutlu ediyor. Yaptığımız işin ve yürüdüğümüz yolun ne kadar doğru olduğunu her defasında görmek, bizler için de motivasyon kaynağı. Biz Fen ve Teknoloji Liseleri’nin temelini atarken zorlanmıştık. Hali hazırdaki fen liselerinin varlığının yanında nasıl bir fark oluşturacağımız çok sorgulanmıştı. Biz ise müfredatımıza, bilime ve yeniliklere bakış açımıza, düşünceyi destekleyen kadrolarımıza güvenmiştik ve fark oluşturacağımızdan emindik. Bir başarı elde ettikten sonra rehavete kapılmayan, her seferinde bir öncekinin üstüne koymak için var gücüyle çalışan bir eğitim kurumu olduk, bundan sonra da böyle olmaya devam edeceğiz“ dedi. Üniversite öğrenimini yurt dışında yapan Bahçeşehir Koleji İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Yücel de yaptığı konuşmada deneyimlerini öğrencilerle paylaştı.

40 kampüsten 285 öğrenci dünyanın en prestijli 945 üniversitesinden kabul aldı

“Lise boyunca yurt dışı için gereken sınavlara hazırlandım”

Bahçeşehir Koleji Fen ve Teknoloji Lisesi Kemerburgaz Kampüsü’nde son sınıf öğrencisi Yasemin Arık, Oxford Üniversitesi’nde Bilgisayar Bilimi bölümüne kabul gördü. Amerika ve Kanada’da birçok üniversiteden kabul aldım. 5 yıldır hedefim Oxford Üniversitesi’nde okumaktı. Zaten bilgisayar bilimleri istediğim için de dünya listelerinde bu alandaki birinciliği taşıyan yer orası. Ne mutlu ki Oxford Üniversitesi’nde bilgisayar bilimi okuyabileceğim. Kabul edilmem için belirli sınavları almış olmam gerekiyordu. En temel şart buydu ve lise boyunca bu sınavlara hazırlandım. Ama bunun yanında Oxford, özel çalışmalar da yapmış olmamı bekliyordu. Kaliforniya ve New York gibi üniversitelerden profesörlerle araştırma projeleri yürüttüm. Bunun dışında Chicago ve Johns Hopkins Üniversitelerinde de farklı programlara katıldım. Farklı projeler yürüttüm. Bunların hepsi benim için bir profil oluşturdu” dedi.

40 kampüsten 285 öğrenci dünyanın en prestijli 945 üniversitesinden kabul aldı

“Ailem okul kayıt formuna ‘5 yıl sonra Oxford’da görüyoruz’ yazmıştı ve oldu”

Özellikle Oxford’un sınav ve mülakatlarının akademik olarak çok ağır olduğunu belirten Yasemin Arık sözlerine şunları ekledi:

“Ama bir şekilde atlattım. 5 yıl öncesinden henüz liseye kayıt yaptırırken hedefim Oxford’du. Ama tabii o zamanlar dillendirmeye cesaret edemiyordum. Ama ailem benden daha emin ve kararlılardı. Okula girerken aileme öğrenci tanıma formu vermişlerdi. Onlar da beni beş yıl sonra görecekleri yere Oxford ya da Cambridge cevabını vermişler. Şimdi de beş yıl sonra bunu doğrulamış oldum.”

12 üniversiteden kabul aldı

Manisa Bahçeşehir Koleji’nde okuyan Ömer Cihan Öztürk ise içinde İngiltere, Amerika ve Kanada olmak üzere 12 üniversiteden kabul aldı. University College London ve Brown Üniversitesi arasında seçim yapacağım. Bölümüm elektrik elektronik mühendisliği. Lise boyunca ilgimi çeken projeler yaptım. Kendi ilgimi çeken makaleler okudum, dersler aldım. Ardından birçok sınavlara girdim. Bunların sonucunda da yaptığım projeleri, araştırmaları ve sınav sonuçlarımı göstererek üniversitelere başvurdum. Sınavlar ve projeler zaten ilgimi çektiği için hazırlanış sürecim çok zor değildi. Başvuru zamanı ise farklı fikirler bulmak açısından biraz zordu. Şimdi güzel hissediyorum. Önce bölümümü bitirip ardından yüksek lisans düşünüyorum. 5-10 yıl sektör tecrübesi kazandıktan sonra ülkeme dönüp start up düşünüyorum.

6 Şubat depremine rağmen Diyarbakır’dan Harward’a

Amerika’da Harvard Üniversitesinden tam burslu kabul alan Yaren Yurt,’’ Kabul aldığımı öğrendiğim an 5 yıl boyunca verdiğim emeklerin karşılığını alabildiğim için hem sevindim hem de gururlandım. Diyarbakır’dan Harvard Üniversitesine giderek nörobilim ve yazılım mühendisliği üzerine eğitim alacak olmam heyecan verici bir durum. Okulumdan Harward kabulleri çıkınca ben de ben de yurt dışı için hazırlanmaya başladım. Birçok yaz okuluna katıldım, staj programlarını tamamladım. Arkadaşlarımla ulusal ve uluslararası yarışmalarda dereceler elde ettik. Bunlardan bir tanesi adında Teksas’ta düzenlenen bir yarışmada dünyada ilk beş takımdan biri olarak seçilmemizdi. Sonrasında NASA’nın uzay merkezine düzenlenecek bir zirveye davet edildik” dedi.

Yurt sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ancak Hazırlanış sürecim çok inişli çıkışlıydı. Benim için çok zor bir dönemdi. Pes etmek üzereydim, motivasyonumu toparlayamadım. Çünkü 6 Şubat depremini yaşadım. Ama bu sürecin dezavantajlı etkilerinin hepsini arkadaşlarımla çalışarak birbirimize destek olarak toparlamaya çalıştık. Onlar da dünyanın en prestijli üniversitelerine kabul aldı. Şuanda deprem bölgesinde çeşitli çalışmalar yapıyorum. Türkiye'ye döndüğümde de bu konuda sorumlu hisseden birey olarak çalışmalarıma devam edeceğim.”

40 kampüsten 285 öğrenci dünyanın en prestijli 945 üniversitesinden kabul aldı

Gelecek vaad eden öğrenciler

Amerika’da Stanford Üniversitesinden kabul alan Elanu Karakuş ise dünya çapında sorunlara mühendislik eğitimi ile çözüm bulmaya odaklanacağını belirterek “Columbia, Ucla, Duke, New York Üniversitelerinden gelen teklifler arasından erken kabul aldığım Stanford’ı tercih etmemde, Silikon Vadisi’nin sunduğu fırsatlar ve öğrenci kültürünün büyük etkisi var. Aynı zamanda bu sene, gelecek vadeden 100 genç arasına girdim. Buradan da aldığım bursla birlikte hem ülkeme hem de küresel düzeyde topluma katkı sağlamak için çalışacağım. Ülkeme, okuluma ve aileme böyle bir gurur yaşattığım için çok mutluyum’’ dedi.

Stanford Üniversitesinden kabul alan bir diğer öğrenci Demir Sonar de prestijli birçok üniversiteden kabul aldığını ancak Stanford Üniversitesi’nde eğitim görmek için son derece heyecanlı olduğunu dile getirerek şunları söyledi:’

“Gelecek vadeden 100 öğrenci arasına girdiğimde de aynı heyecan ve mutluluğu hissetmiştim. Ancak şuan geleceğim için çok heyecanlıyım, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi kıvılcım olarak gidip ülkeme alev olarak geri döneceğim.’’

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Denizli OSB ’Geleceğin Meslekleri ve Endüstri 4.0’ seminerine ev sahipliği yaptı Denizli Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü ve Denizli Ticaret Odası ortaklığında yürütülmekte olan "Geleceğin İnsana Yakışır İşlerinin Denizli’de Nitelikli Kadın ve Erkek İşgücü için Teşvik Edilmesi" projesi kapsamında "Geleceğin Meslekleri ve Endüstri 4.0" semineri’ gerçekleştirildi. Denizli Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü, Denizli Ticaret Odası ile birlikte "Geleceğin İnsana Yakışır İşlerinin Denizli’de Nitelikli Kadın ve Erkek İşgücü için Teşvik Edilmesi" projesini sürdürüyor. İş kurumu ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliğinde yürütülmekte olan proje kapsamında, Denizli OSB Müdürlüğü Konferans Salonu’nda ’’Geleceğin Meslekleri ve Endüstri 4.0" semineri gerçekleştirildi. Seminere Denizli Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Sefa Gökalp, Denizli OSB Bölge Müdürü Ahmet Taş, kurum ve kuruluş temsilcileri ile sanayiciler katıldı. “Pamukkale Teknokent olarak bizde bir paydaşız” Düzenlenen seminerde konuşmacı olarak yer alan PAÜ Teknokent Genel Müdürü, Teknoloji Fakültesi Dekanı-Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Ovalı; “Avrupa Birliği projesi olan "Geleceğin İnsana Yakışır İşlerinin Denizli’de Nitelikli Kadın ve Erkek İşgücü için Teşvik Edilmesi" projesi kapsamında Pamukkale Teknokent olarak biz de bir paydaşız. Burada özellikle Endüstri 4.0 ve geleceğin meslekleri üzerine bir seminer gerçekleştireceğiz. İkili diyaloglarla Denizli’nin, geleceğin meslekleri hakkındaki birikimlerini ve düşüncelerini öğrenmek, Endüstri 4.0 hakkındaki farkındalık ve fikirlerini konuşmak asıl amacımız” dedi. “Amacımız; kentimizden endüstri 4.0 haritasını hazırlamak” Denizli Ticaret Odası Proje Koordinatörü Sıdıka Arıkan ise projenin amacından bahsederek; “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın İnsan Kaynakları Gelişimi Operasyonel Programı kapsamında yürütülen Avrupa Birliği destekli bir proje. Amacımız; kentimizde geleceğe yönelik Endüstri 4.0 yol haritasını hazırlamak. Bu kapsamda seminerimizi gerçekleştiriyoruz. Katılımcı firmalarımızda bu konuda istişarelerde bulunacağız” ifadelerini kullandı. Seminerde sunumların ardından sor-cevap bölümüne geçildi. Katılımlar merak ettikleri sorulara yanıt buldu.
Bursa Hayvan dışkısında bulunan parazitler insanları tehdit ediyor Hayvan dışkılarında bulunan parazitler ile bulaşan ve tedavi edilmediğinde ölümcül olabilen “Kist hidatik” hastalığına yakalanan anne ve kızı, Bursa Şehir Hastanesi’nde şifa buldu. Bursa’da yaşayan 52 yaşındaki Havva Sekmen ile 27 yaşındaki kızı Yasemin Sekmen, öksürük ve göğüs ağrısı şikayeti ile Bursa Şehir Hastanesi’ne başvurdu. Yapılan tetkiklerde hayvan dışkısında bulunan parazitlerin, sebze ve meyvelere temas etmesi ile insanlara bulaşan kist hidatik hastalığı teşhisi konuldu. Bursa Şehir Hastanesi’nde görevli Göğüs Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Ali Kahraman tarafından yapılan ameliyatlar ile sağlığına kavuşturulan anne ve kızı, kısa süre hastanede tedavi gördükten sonra taburcu edildi. Hastaların durumu ile ilgili açıklamalarda bulunan Göğüs Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Ali Kahraman, “Bize başvuran hastalarımız, öksürük, nefes darlığı ve göğüs ağrısı şikâyetiyle geldiler. Yaptığımız tetkiklerde hastaların her ikisinin akciğerinde iki taraflı olmak üzere kist hidatik olduğu tespit edildi. Aynı zamanda hastaların karaciğerinde de kistlerinin olduğu görüldü. Hastaları aynı gün operasyona alıp tek taraflı olan bölümündeki kistleri temizlemiş olduk. Farklı bir seansta diğer taraf akciğerlerindeki kistleri de çıkartıp taburcu ettik” dedi. Sebze ve meyveler iyi yıkanmalı Kist hidatik hastalığı ile ilgili bilgiler aktaran Op. Dr. Kahraman, hastalığın “Ekinokok” adı verilen parazitlerin genelde köpek dışkısıyla temas eden çiğ sebze ve meyvelerin yenmesi sonucu bulaştığının altını çizdi. 10 binde 1 görülme sıklığı olduğu bilgisini veren Kahraman, “Paraziti taşıyan başta köpek, kedi, çakal, tilki, kurt gibi hayvanların dışkısıyla parazitin yumurtaları çevreye saçılır. Bu hayvanların kurumuş dışkısı içerisinde yumurtalar, rüzgar vb. doğal yollarla etrafa yayılarak meyve, sebze, içecekler üzerine konup bu şekilde kirlenmiş gıdaların ağız yoluyla vücuda alınmasıyla, çok çok nadiren de solunum yolundan girmesi suretiyle ya da paraziti taşıyan hayvanlara dokunduktan sonra ellerin iyice yıkanmaması sonucu hastalık insanlara bulaşır” şeklinde konuştu. Ölüme yol açabilir Hastalığın insanlarda herhangi bir belirti vermeyebileceğini ifade eden Kahraman, “En sık görüldüğü organ yüzde 60 ile 65 oranında karaciğerdir. Nadiren akciğerde de olabilir. Sıklıkla besi hayvancılığı yapılan kırsal bölgelerde görülür. Belirtiler lezyonların bulunduğu yere göre değişkenlik göstermekle beraber; öksürük, ağrı, akciğer enfeksiyonu, nefes darlığı, karaciğer yerleşiminde olanlarda safra yolu tıkanması, koyu renkli idrar, bulantı, kusma, karın ağrısı ve karın şişliği gibi şikâyetlerdir. Bazen de hastalık insanlarda hiçbir şikâyete neden olmayabilir. Yani yerleştiği organa göre farklı belirtiler verebilir. Ancak kistlerin patlaması kişinin ölümüyle de sonuçlanabilir” diye konuştu. Evcil hayvanlar düzenli aşılanmalı Köpek dışkılarıyla etrafa saçılan parazitlerin dış ortamda ortalama bir yıl yaşayabildiğine dikkat çeken Kahraman, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Onun için bizim dikkat etmemiz gereken en büyük olay sebze ve meyveleri iyice yıkadıktan sonra yemeli, kedi ve köpeklere dokunduktan sonra mutlaka ellerimizi iyice yıkamalıyız. Kaynağını bilmediğimiz sular içmemeliyiz. Çocukların eve gelince ellerini iyice yıkamasını sağlamamız lazım. Eğer evcil hayvan besliyorsak onların iç parazitlerine karşı senede 4 kez, şayet evde 12 yaş altı çocuk ya da hamile birey varsa senede 6 kez aşılama yapılması gerekmektedir.” Hastalıklı kurban sakatatlarına dikkat Son olarak yaklaşan Kurban Bayramı vesilesiyle kesilecek olan kurbanlardan hastalıklı sakatatların çukur açılarak gömülmesi ve gelişigüzel çevreye atılmamasını önemle vurgulayan Dr. Kahraman, bu kısır döngünün kırılabilmesi için her vatandaşın sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğini ifade etti. Öksürük şikâyetiniz varsa ihmal etmeyin Başarılı ameliyatlar ile sağlığına kavuşan Yasemin Sekmen ise, “Bir aydan fazla bir süre geçmeyen bir öksürüğüm vardı. Sonra göğüs hastalıkları bölümüne gittim ve röntgenimde kist çıktı. Daha sonra yatışım yapıldı. Aynı şekilde annemde de çıktı, birlikte ameliyat olduk. Öncesinde öksürüğüm vardı şu anda öksürüğüm yok. Rahatım çok şükür, ağrılarım geçti. Göğüs kısmında boğazıma kadar vuran bir ağrı oluyordu. Ara ara vuruyordu. Her zaman olan bir şey değildi. Genel olarak öksürüğüm çok fazlaydı. O şekilde zaten öğrendik. Öksürük şikâyetiniz varsa ihmal etmeyin. Kesinlikle doktora gidin. Benim bu şekilde ortaya çıktı çünkü” ifadelerini kullandı.
Bingöl Bingöl’de Jandarma Teşkilatı’nın 185’inci yıldönümü etkinliklerle kutlandı Jandarma Teşkilatı’nın kuruluşunun 185’inci yıldönümü nedeniyle Bingöl’de çeşitli etkinlikler düzenlendi. Jandarma Teşkilatı’nın kuruluşunun 185’inci yıldönümü nedeniyle Bingöl şehir stadyumunda çeşitli etkinlikler düzenlendi. Jandarma ekiplerinin folklor gösteriminin ardından İl Jandarma Komutanı Bilgihan Yeşilyurt, günün anlam ve önemine binaen bir konuşma gerçekleştirdi. Yeşilyurt, “Başarılarla dolu 185 yıllık köklü bir tarihe sahip olan jandarma genel komutanlığı, kuruluşundan bugüne kadar yüce milletimizin engin sevgi ve güvenine mazhar olmuş, Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğünün korunması, milletimizin huzur ve güvenliği ile kamu düzeninin sağlanması yönündeki hizmetleriyle ulusumuzun her zaman takdirini kazanmıştır. Jandarma genel komutanlığı personeli olarak bizler, milletimizin bize olan bu teveccühünün bilincinde hareket ederek, var olan bu güven ve sevgi bağını korumak, perçinlemek ve daha da güçlendirmek azim ve kararlılığındayız. Türk milletinin sonsuz güvenine mazhar olmayı başaran Türkiye Cumhuriyeti jandarması, kurulduğu günden bu yana günlük yaşamın her anında, ülkemizin her noktasında, gece-gündüz, sıcak-soğuk, yağmur- çamur demeden halkımızın hizmetinde olmuş, bundan sonra da olmaya devam edecektir. Yerleşik kurum kültürü ve kimliğine sahip personeli ile jandarma; üstün birlik ve silah arkadaşlığı ruhu; vatandaşa insan merkezli, adaletli, sevgi ve şefkatle, birleştirici ve kucaklayıcı yaklaşımı ile her zaman milletinin yanında yer almıştır ve almaya da devam edecektir” diye konuştu. Jandarma Komutanı Bilgihan Yeşilyurt’un konuşmasının ardından, jandarma köpek unsurlarının gösterimi yapıldı. Ardından komandolar tarafından etkinlik düzenledi. Program, kortej yürüyüşünün ardından sona erdi. Programa Vali Ahmet Hamdi Usta, Belediye Başkanı Erdal Arıkan, Jandarma Komutanı Bilgihan Yeşilyurt, Rektör Prof. Dr. İbrahim Çapak, askeri personel, kurum amirleri ve vatandaşlar katıldı.
İzmir Uzmanı uyardı: Ciltteki güneş hasarı, deri kanserini tetikleyebilir Hava sıcaklarının artmasıyla güneş ışınları bireyler için risk oluştururken, Dermatoloji Ana Bilim Dalı Uzmanı Prof. Dr. Ali Karakuzu, özellikle öğlen saatlerinde dik açıyla gelen güneş ışınlarından sakınmak gerektiğini ve güneş hasarıyla birlikte deri kanseri gelişiminin de olabileceği uyarısında bulundu. Karakuzu, ortalama 3 saatte bir de güneş koruyucularının yenilenmesi gerektiğini vurguladı. Hava sıcaklıklarının yurt genelinde artmasıyla birlikte, uzun süre güneşe maruz kalınması da deride olumsuz etkilerin görülebilme ihtimalini arttırdı. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Karakuzu, güneşli havalarda vatandaşlara önemli uyarılarda bulundu. Güneşin hem faydasının hem de zararının bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Ali Karakuzu, “Güneşli ortam psikolojik olarak insanları daha iyi motive eder. Güneşin az olduğu alanlarda depresif insan tipi daha çok oluyor. D vitamini sentezi için son derece önemlidir. Güneş özellikle foto yaşlanma dediğimiz cilt yaşlanmasına, deride lekelenmelere, kronik devri hasarı dediğimiz ‘keratoz tablosu’ yani ‘aktinik keratoz’a neden olur. Ayrıca pigmentasyon değişikliği dediğimiz ciltte lekelenmelere, hem açık hem de koyu renklere ve damar genişlemelerine sebep olabiliyor” dedi. “Güneş hasarı deri kanseri gelişimini tetikleyebiliyor” Güneş hasarı olan bölgelerde zaman içerisinde deri kanserlerinin de gelişiminin söz konusu olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Karakuzu, “Bazal kanser dediğimiz kanser türü, en sık görülen deri kanseridir. Yaklaşık 65-70 yaşından sonra her 2 insandan birisinde görülen bir deri kanseridir. Skuamöz hücreli karsinom birden ‘malign melanom’ dediğimiz deri kanserleri açısından güneş ışığının zararlı etkileri bunları tetikleyebiliyor” diye konuştu. “3 saatte bir güneş koruyucuları yenilemek lazım” Güneşten korunma yöntemleri olarak hem fiziksel hem de kimyasal korunmanın yapılabildiğini aktaran Karakuzu, özellikle saat 11.00 ile 14.00 arasında güneşin dik açıyla geldiği durumlarda güneşten sakınmanın oldukça önemli olduğunu vurguladı. Sözlerini sürdüren Karakuzu, şunları kaydetti: “Sadece fiziksel korunma yeterli olmayabiliyor. Dolayısıyla kimyasal korunma dediğimiz güneşten koruyucu faktörler var. 50 ve üzerindeki herhangi bir güneşten koruyucu güneş kremi büyük oranda güneşten korumayı sağlıyor. Ancak ‘günde bir defa sürdüm, güneşten korunuyorum’ demek yanlış bir algı. Ortalama 3 saatte bir güneş koruyucuları yenilemek lazım.” Haftada 3-4 kez güneşlenmek ideal Deride oluşan yanıkların ciddi risk oluşturabileceğini de ifade eden Karakuzu, şöyle konuştu: “Güneşin faydalarından yararlanılması için haftada 3-4 kez güneşlenmek, D vitamini açısından yeterli bir uygulama. Fakat deniz kenarında, güneş altında yanacak pozisyonda oturmak sağlık açısından zararlı. Bireylerde güneş yanığı oluşabiliyor. Özellikle ergenlik öncesi tek bir kez bile içi su dolu kabarcık oluşturan yanıklar, deri kanseri açısından ciddi bir risk oluşturduğunu söyleyebilirim.”